Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1274 E. 2020/77 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1274 Esas
KARAR NO : 2020/77
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin adına … hizmet numaralı ve … Mah. … Sok. No: … Şişli adresinde aboneliğinin bulunduğunu, söz konusu abonelikte kaçak zaptında kaçak elektrik kullanıldığının belirtildiğini, müvekkilin söz konusu elektrik enerjisini kullanmadığı halde davalı tarafından sistemde elektriğinin kesik olarak görünmekte ve elektrik kesik göründüğü için faturaların normalinden yüzde elli artışla müvekkiline yansıtıldığını, toplamda 27.500-TL’nin kaçak kullanım bedeli olarak görünen cezanın elektrik sayacının incelendiğinde farazi tespitlerden yola çıkılarak kesildiğini, kaçak elektrik kullanımı için tespite gelen şirket görevlilerinin eksik ve yetersiz incelemelerde bulunduğunu beyan ederek öncelikle tensip ile yargılama sonuna kadar para cezasından dolayı müvekkiline muhtemel icra takiplerinin başlatılmaması, başlatılmışsa durdurulması ile ilgili ve elektriğin teminatsız olarak kesilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, tensip ile birlikte davalı kurumdan müvekkilinin bugüne kadar yaptığı ödemelerin dökümünün istenmesine, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkiline kaçak kullanım bedeli olarak kesilen 27.500-TL cezanın iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın dava dilekçesinde bildirmiş olduğu tüm hususların haksız ve mesnetsiz olduğunu; reddi gerekmekte olduğunu, zira ekte sunulu abone detaylarını gösterir evrakta yer aldığı üzere, davacı yan dava konusu tesisatta perakende şirketi ile 14.03.2016 tarihinde abonelik yaptığnı, ancak davacı yanın kullanmış olduğu elektrik bedellerini ödememesi üzerine perakende şirketi tarafından 17.02.2017 tarihinde aboneliğinin sonlandırılmış olduğunu, bu tarihten sonra da davacı yanın herhangi bir aboneliği bulunmaksızın elektrik kullanımı gerçekleştirdiğini, davacı yanın perakende şirketinden abonelik tesis etmeden öncesinde de abonesiz/sözleşmesiz olarak elektrik tüketimi yaptığını, dilekçeleri ekinde yer alan kaçak/ usulsüz elektrik tespit tutanakları ve buna dair kayıtlarda yer aldığı üzere; davacı yanın “sözleşmesiz” elektrik kullanımı gerçekleştirmiş olduğunu; bu kullanım mevzuatta açıkça yer verildiği üzere kaçak elektrik kullanımı olduğunu, izah olunan ve re’sen görülecek nedenlerle davacının dayanaktan yoksun iddialarının ve haksız davasının reddi ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
…. Tüketici Mahkemesi’nin 24/09/2019 tarih … Esas, … karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2019/1274 esasına kaydedildiği görüldü.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap’ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı görülmüş, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18A/2 Maddesi gereğince davacı vekiline, dava konusu uyuşmazlık hakkında arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk anlaşamama tutanağının sunulmadığı, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı anlaşılmıştır. Dava menfi tespit davası olup temelinde taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklı ihtilaf olması nedeniyle TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/2456 Esas, 2019/1688 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize gönderilecek veya sunulacak dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır