Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1263 E. 2020/544 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/215 Esas
KARAR NO : 2020/562

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 11/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten olan 346.565,31 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla … 7.İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile 19.06.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 24.06.2019 tarihinde borcun tamamına ve fer’ilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borçlunun borcunu ödediğine ilişkin herhangi bir belge veya veri bulunmadığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirketin ödemesi gereken cari hesap tutarını ödemediğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 05/12/2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten olan 96.429,53 TL tatura alacağının tahsili amacıyla … 28.İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile 01.08.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 08.08.2019 tarihinde borcun tamamına ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin ihtarname ile sadece birim fiyata itiraz ettiği gerçeğinde, icra takibine karşı itirazlarının ve kapsamının mesnetsiz olduğunu, davalı şirketin … 6.Noterliği … yevmiye ve … keşide tarihli ihtarnamesiyle “… kesilen faturanın birim fiyatı anlaşmaya uygunsuz olması nedeniyle…” e-faturayı müvekkili şirkete İade ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin de … 40.Noterliği … yevmiye ve … keşide tarihli cevabi ihtarname ile davalı şirkete faturanın resmi/ticari kayıtlara işlenmesi ve 1 iş günü içerisinde de fatura bedelinin ödenmesinin ihtarının gönderildiğini, söz konusu 08.07.2019 tarihli ihtarnamede belirtildiği üzere, davalı şirket yetkililerine ve şirket kurumsal mail hesabına 30.05.2019 tarihinde 11: 05 de … Grubu Fiyat Listesi gönderildiğini, bu listenin de nakit ödeme için geçerli olduğunun, ödeme şekline göre de fiyatlamanın değişeceğinin açıkça belirtildiğini, fiyat bilgilerinin davalı şirketin bilgisi dahilinde olmasına rağmen 17.06.2019 tarihinde nakit birim fiyatı 725 € olan, vadeli birim ücreti 800 € ürün siparişinin 1935 referans no.lu sipariş formu İle verildiğini, ürünlerin de davalı şirkete teslim edildiğini, bu hususların şirket yetkilileri ile müvekkili şirket arasındaki vvhatsapp yazışmaları ve maillerinden de anlaşılacağını, davalı borçlunun borcunu ödediğine ilişkin herhangi bir belge veya veri bulunmadığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı şirketin ödemesi gereken fatura bedelini ödemediğini, afaki beyanlarla faturayı iade ettiğini, borcun ödenmesi İçin İletişime geçilmiş ise de, bugüne kadar borcun ödenmediğini beyanla tirazın iptali ile takibin devamına, borçlu şirket aleyhinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı şirkete yükietilmesîne, yargılama gideri ve ücret-i vekâlet takdirinde davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmadığının dikkate alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 22/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge ve evrakların sunulmadığını, davacı tarafın haksız ve dayanaksız şekilde müvekkili şirketi borçlu konumuna sokmaya çalıştığını, ortada borçluluğu meydana getiren hukuki bir işlemin mevcut olmadığını, davacının sunmuş olduğu müvekkili şirket adına kesilmiş faturalar, taraflar arasında davaya konu hukuki ilişkiyi ispata medar nitelikte olmadığını, davayı kabul etmemek kayıt ve şartı ile muayyen belirlenebilir likit bir alacağın olayda söz konusu olmadığını beyanla davacının davasının reddine, davacı aleyhine haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından birleşen davaya sunulan 22/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davaya konu ahşap parke satın alma işinin tarafı olmadığını, bu sebeple davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında bir ticari ilişkinin bulunmadığını beyanla davacının davasının reddine, davacı aleyhine haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı birleşen dava dosyası, … 28. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyası, sipariş formları, faturalar, parke grubu fiyat listesi, whatsapp ve mail yazışmaları, … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, muavin defteri, arabulucu tutanağı ve sarf kararı, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
Mahkememiz dosyası ile birleşen … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı …Tic. A.Ş. tarafından davalı … Tic. Ltd.Şti. aleyhine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
… 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/670 Esas sayılı dava dosyasına konu … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Zemin aleyhine, faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafça süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/06/2020 havale bilirkişi raporuna göre; usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre davalı şirketin takip tarihi itibariyle 346.566,31 TL, dava tarihi itibariyle 282.692,11 TL borç bakiyesinin bulunduğu, davalı şirketin takip ve dava konusu alacağa dayanak faturaların tebliğine ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığı, taraflar arasında hukuki bir ilişki bulunmadığı, sunulan fatura ve kayıtların da hukuki ilişkinin var olduğunu ispat edecek mahiyette olmadığı yönündeki beyanlarının takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, 13.12.2018 Tarihinde mail yolu ile yapılan yazışmalarda davalı şirket tarafından, Ekim ayı sonu itibariyle hesap hareketlerinde mutabık olunduğunun bildirildiği, davacı şirket defterlerine göre belirtilen tarih itibariyle davalı şirket borç bakiyesinin 279.999,91 TL olduğu, davacı vekilince, dava tarihinden sonra yapıldığı beyan edilen çeklere ilişkin tahsilatların; söz konusu çeklerin teslim alındıkları tarih itibariyle davalı şirket hesabına alacak kaydedilmiş olması sebebiyle, davalı şirketin dava tarihindeki mevcut borç bakiyesini değiştirmeyeceği, davacı şirket tarafından yapılan tahsilatlara ilişkin KDV dahil 365,80 TL vade farkı faturasının düzenlenmiş olduğu, Sayın Mahkeme’ce, davacı şirketin işbu dava sebebiyle alacaklı olduğunun kabulü halinde; söz konusu vade farkı tutarının alacağına ilâve edilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/09/2020 havale bilirkişi ek raporuna göre; kök raporda belirtildiği üzere; usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre davalı şirketin takip tarihi itibariyle 346.566,31 TL, dava tarihi itibariyle 282.692,11 TL borç bakiyesinin bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen cari hesap ektresine göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle 46.676,55 TL alacak, dava tarihi itibariyle 113.627,18 TL borç bakiyesinin bulunduğu, buna göre taraflar arasında takip tarihi itibariyle (346.566,31-46.676,55)299.889,76 TL, dava tarihi itibariyle (282.692,1l-(-l13.627,18)) 396.319,29 TL bakiye farkı bulunduğu, bakiye farkının 96.248,34 TL’lık kısmının kur farkı işlemlerinden, takip tarihi itibariyle 203.641,41 TL, dava tarihi itibariyle 300.070,94 TL’lık kısmının ise davalı şirket kayıtlarında mevcut olmayan faturalardan kaynaklandığı, söz konusu faturalardan 05.11.2018 tarihli, 103.428,98 TL’lık fatura ile ilgili davalı şirketin onaylı sipariş formunun mevcut olduğu, 13.11.2018 tarihli, 100.212,43 TL’lık ve 22.06.2019 tarihli, 96.429,53 TL’lık faturalara ait onaylı sipariş formunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesaptan ve faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takiplerine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça asıl davaya ilişkin davalı taraftan olan cari hesap alacağından kaynaklı birleşen davaya ilişkin ise fatura alacağından kaynaklı başlatılan icra takiplerine davalı tarafça yapılan itirazların iptaline karar verilmesi talep edilmiştir
Davalı tarafça asıl ve birleşen davaya yönelik davacı tarafa borçlu olmadıklarını, davacı tarafın aralarındaki ticari ilişkiyi ve alacağı ispatlayamadığını bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/670 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı …Tic. A.Ş. tarafından davalı …Tic. Ltd.Şti. aleyhine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
… 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/670 Esas sayılı dava dosyasına konu … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Zemin aleyhine, faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin adi takip yoluyla icra takibi başlatıldığı, borçlu davalı tarafça süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce asıl ve birleşen davaya konu icra takip dosyaları celp edilerek incelenmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden dava konusu olan icra takipleri ve tarafların sunulan ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 07/09/2020 havale bilirkişi ek raporuna göre; kök raporda belirtildiği üzere; usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre davalı şirketin takip tarihi itibariyle 346.566,31 TL, dava tarihi itibariyle 282.692,11 TL borç bakiyesinin bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen cari hesap ektresine göre davacı şirketin takip tarihi itibariyle 46.676,55 TL alacak, dava tarihi itibariyle 113.627,18 TL borç bakiyesinin bulunduğu, buna göre taraflar arasında takip tarihi itibariyle (346.566,31-46.676,55)299.889,76 TL, dava tarihi itibariyle (282.692,1l-(-l13.627,18)) 396.319,29 TL bakiye farkı bulunduğu, bakiye farkının 96.248,34 TL’lık kısmının kur farkı işlemlerinden, takip tarihi itibariyle 203.641,41 TL, dava tarihi itibariyle 300.070,94 TL’lık kısmının ise davalı şirket kayıtlarında mevcut olmayan faturalardan kaynaklandığı, söz konusu faturalardan 05.11.2018 tarihli, 103.428,98 TL’lık fatura ile ilgili davalı şirketin onaylı sipariş formunun mevcut olduğu, 13.11.2018 tarihli, 100.212,43 TL’lık ve 22.06.2019 tarihli, 96.429,53 TL’lık faturalara ait onaylı sipariş formunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 06/09/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve davalı tarafın görüşmeye katılmaması nedeniyle tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara tüm delillerini bildirmesi için taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı şirket tarafından ticari defterler dosyaya sunulmuş ancak davalı şirket tarafından usulüne uygun tebligatlara rağmen ticari defterler dosyaya ibraz edilmemiştir.
Davalı vekilince 08/10/2020 tarihli duruşmada birleşen dosya yönünden inceleme günü verilmediğinden bu husus göz önüne alınarak yeniden inceleme günü verilmesi ve ek rapor alınması talep edilmiş ise de ; Mahkememizce dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olduğundan ve denetime elverişli bulunduğundan ayrıca mahkememizin 06/07/2020 tarihli birleşen dosyaya ilişkin tensip tutanağı ile davalı tarafa birleşen dosyaya ilişkin delillerini bildirmesi için verilen kesin süreye rağmen beyanda bulunulmaması ve delillerin bildirilmemesi nedeniyle tekrar defter incelemesi yapılarak ek rapor alınmasına yönelik talebin reddine oy birliğiyle karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek, hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme, cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Somut olayda, taraflar arasında açık hesap ilişkisi mevcuttur. Açık hesap ilişkisi, önceki borçların tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın, hesaplaşma yaptıkları anlaşılmakla, taraflar arasındaki hukuku ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2018 tarih, 2017/19-1634E. 2018/633K. sayılı ilamı).
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile alınan bilirkişi raporuna göre; davacı şirket ile davalı şirket arasında yapı malzemesi satımından kaynaklı olarak ticari ilişki bulunduğu, şirketler arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmasa da açık hesap ilişkisi kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirket adına satılan yapı malzemelerine ilişkin sipariş formları ve faturalar düzenlendiği, davalı tarafça davacı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunmadığına ilişkin bir itiraz ve buna ilişkin bir delil sunulmadığı, davacı şirket tarafından davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında satılan mallara ilişkin düzenlenen faturaların davalı şirkete teslim edildiği, davalı tarafça dava tarihinden sonra davacıya ödemede bulunulduğu, davalı tarafın faturalara yönelik bir itirazda da bulunmadığından dolayı faturalardan dolayı borçlu olmadığının ispat külfeti altına girmiş olup davalı tarafça asıl dava yönünden ticari defter ve kayıtlar ibraz edilmediği gibi borçlu olmadığını ispata yarar başkaca delil sunulmamış ve bu hususa ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmemiştir.
Bu haliyle asıl dava yönünden davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, sipariş formları, faturalar, noter ihtarları ile tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket ile davalı şirket arasında yapı malzemesi satımından kaynaklı olarak ticari ilişkiye dayanan açık hesap ilişkisi kapsamında davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle asıl dava konusu icra takibinden dolayı davacı tarafın davalıdan takip tarihi itibariyle 346.565,31-TL alacaklı olduğu sabit olup, davalı tarafça söz konusu borcun olmadığına veya ödendiğine dair dosya kapsamına herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafça alacağın varlığı yukarıda izah edilen nedenler ispatlandığından dolayı davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına dava tarihinden sonra davalı tarafça yapılan 217.372,00-TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında borçtan mahsubuna, ayrıca alacağın likit ve takibe itirazın haksız olması nedeniyle asıl alacağın (346.565,31-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/670 Esas sayılı dava dosyasına konu … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına konu fatura alacağı yönünden davacı tarafça itirazın iptali davası açılmış ise de; davacı şirket ile davalı şirket arasında yapı malzemesi satımından kaynaklı olarak ticari ilişkiye dayanan açık hesap ilişkisi kapsamında davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere birleşen dava konusu 22/06/2019 tarihli 96.429,53-TL miktarlı faturaya ilişkin onaylı sipariş formu bulunmadığı sabit olduğundan davacı tarafça bu faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediğinden davacı tarafça açılan birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan ASIL DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına, dava tarihinden sonra davalı tarafça yapılan 217.372,00-TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında borçtan mahsubuna,
b) Asıl alacağın (346.565,31-TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça açılan BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
3- Birleşen dava yönünden davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4- Davacı tarafça asıl dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 23.673,87-TL karar harcından mahsubu ile bakiye 19.488,23-TL karar harcının borçlu davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6- Davacı tarafından asıl dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvuru harcı ve 4.185,64-TL peşin harç toplamı 4.230,04-TL toplam harç giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca davacı tarafça asıl davanın yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 15 adet tebligat ve posta gideri 92,20-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL olmak üzere toplam 842,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8- Davacı tarafça birleşen dava açılırken yatırılan peşin harçtan alınması gereken 54,40-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 1.110,23-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
9- Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca birleşen davaya ilişkin zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
10- Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca davacı tarafça birleşen davanın yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan bilirkişi ücretinden oluşan 500,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11- Davacı taraf asıl davaya ilişkin yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 32.709,57-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
12- Davalı tarafın zorunlu arabuluculuk görüşmesine katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyeti sona erdiğinden 6325 Sayılı Kanunun 18/A-11 maddesi uyarınca birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
13- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2020

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.