Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1260 E. 2021/342 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1260 Esas
KARAR NO : 2021/342
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında “… Bulvar No:… … Kasabası, …/Mersin” adresinde kain ve tapuda “Mersin ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii’nde kain, … Ada 1 no.lu parselde kayıtlı” gayrimenkul üzerinde kurulu otogaz satış ve servis istasyonu işleticiliği hususunda 03.08.2016 tarihli ve 15.01.2019 tarihine kadar geçerli Bayilik Sözleşmesi ve eklerinin akdedildiğini, davalı tarafın Bayilik Sözleşmesi’ne ilave olarak düzenlemiş olduğu Ürün Alım Taahhütnamesi ile yıllık asgari 360 ton otogaz ürününü … Gaz’dan almayı, eksik kalan ton üzerinden 70,00 USD tutarınca kar mahrumiyetini ödemeyi; söz konusu kar mahrumiyeti tutarını … Gaz tarafından her bir anlaşma döneminin hitamında veya bizzat belirleyeceği dönemlerde, anlaşmanın ifasıyla birlikte talep edilebileceğini veya anlaşmanın hitamında veya anlaşmanın her ne sebeple olursa olsun sona ermesini müteakip … Gaz tarafından aynı ticari bölgede yeni bir bayilik tesis edilip edilmeyeceğine bakılmaksızın, talep edilebileceğini; … Gaz’ın anılan kar mahrumiyeti tutarını mutabakat dahilinde anlaşma süresi sonunda toplam olarak talep edebileceğini kabul ve taahhüt ettiğini, davalının, sözleşme süresince toplam 882 ton beyaz ürünü alma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sürede toplam 82,60 ton ürün alımı gerçekleştirdiğini ve alması gereken 799,40 ton ürünü almayarak verdiği taahhüdü ihlal ettiğini, bu nedenle Ürün Alım Taahhütnamesi uyarınca müvekkili şirketin 55.957,65 USD kar kaybı alacağı doğduğunu iddia ederek, davanın kabulüyle, taahhütname uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 55.957,65 USD kar mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa çıkarılan tebligatın davalıya usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER:
03/08/2016 tarihli bayilik sözleşmesi ve ekleri, ürün alım taahhütnamesi, davacı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalı aleyhine taraflar arası düzenlenen 03/08/2016 tarihli otogaz bayilik sözleşmesi ve taahhütname gereğince kar mahrumiyeti alacağı istemine yönelik kısmi alacak davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf taraflar arasında bayilik sözleşmesi ve ilave olarak düzenlenmiş olan Taahhütname ile yıllık asgari 360 ton beyaz ürünün davacıdan alınması, eksik kalan ton üzerinden 70 USD tutarında kâr mahrumiyeti ödenmesi hususlarının davalı tarafından taahhüt edildiği ancak taahhüde rağmen davalının bu taahhüdünün altında ürün alımında bulunduğu, bu nedenle taahhütname uyarınca eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan 55.957,65 USD kâr mahrumiyeti alacağının şimdilik 1.000,00 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir ve Akaryakıt Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporuna göre; “Taraflar arasında 03.08.2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında, davalı şirketçe yıllık asgari 360 ton, anlaşma süresince 883,00 ton ürün alımı yapılacağının taahhüt edildiği, dönem bazında taahhüt, satış ve eksik satış miktarlarını gösteren listeye göre; bayi lisansının 02.02.2019 tarihinde sonlandırıldığı, 15.01.2019 Sözleşme bitiş tarihine kadar alımı taahhüt edilen 883,00 ton ürün miktarına karşılık toplam 82,61 ton ürün alındığı, eksik alım miktarının 800,39 ton olduğu, ancak yıl esaslı olarak belirlenen asgari alım taahhüdünde, davalı şirket tarafından taahhüdün yerine getirilmemiş olmasına karşılık, takip eden yıl için ifaya başlanmadan önce, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt bildirildiği ya da ihtarname keşide edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, davacı şirketin kar kaybı alacağı bulunup bulunmadığı hususunun hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, Sayın Mahkeme’ce kar kaybı alacağı bulunduğunun kabulü halinde, ton başına 70,00 USD ödeneceği kararlaştırılmış olduğundan, toplam kar kaybı miktarının 56.027,30 USD karşılığı 322.078,54 TL olacağı, ibraz edilen 2016 – 2018 dönemi cari hesap ekstresine göre; 16.12.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin 112,24 TL borç bakiyesinin bulunduğu, ancak, işbu davada cari hesap bakiyesine yönelik bir talepte bulunulmadığı, davacı tarafça şimdilik kaydı ile 1.000,00 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, davalının temerrüde düşürüldüğü tarihe yönelik bir tespit yapılamadığından, temerrüt faiz hesabının yapılamadığı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/11559, Karar No : 2017/4009 sayılı ilamında; “Davalılar murisi… ile davacı şirket arasında 23.02.2005 tarihinde bayilik sözleşmesi ve protokol imzalanmış, protokolün 8. maddesinde yıllık ürün alım taahhüdünün olduğu, davalılar murisi ….’un 16.06.2008 tarihinde vefat ettiği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bayilik sözleşmesi uyarınca ürün alım taahhüdünde bulunulması halinde, bir sonraki yıl ihtirazi kayıt koymadan ürün verilmesi halinde, dikey sözleşme uyarınca dağıtım şirketi, bayiden önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunamaz. Ancak son yıla ilişkin olarak cezai şart isteminde bulunabilir. ” içtihadı bulunmaktadır. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/8115, Karar No : 2016/15193 sayılı ilamında da “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 179/2. maddesi uyarınca ifaya ekli cezai şart talep edilebilmesi için açıkça haktan feragat edilmemiş olması ve ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemiş bulunması koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Somut olayda dönemler itibariyle yıllık asgari alım taahhüdüne uyulmamasına rağmen tedarikçi firma tarafından bayiye mal verilmeye devam edilmiş ve cezai şart alacağı yönünden ihtirazi kayıt konulmamıştır. Bu itibarla davacı önceki dönemlere ilişkin cezai şart isteyemez ise de son döneme ait cezai şart isteyebilir. ” görüşüne yer verilmiştir.
Davacı ve davalı arasında “… Bulvar No:… … …/Mersin” adresinde kain ve tapuda “Mersin ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkiinde kain … ada 1 no lu parsel”de kayıtlı gayrimenkul üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunun işleticiliği hususunda 03/08/2016 tarihli 15/01/2019 tarihine kadar geçerli otogaz bayilik sözleşmesi düzenlendiği ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bayilik sözleşmesine ek olarak düzenlenen taahhütname uyarınca yıllık asgari 360 ton otogaz ürünün alınması aksi takdirde 70 ABD doları/ton tutarının, anlaşma süresince 883,00 ton ürün alımı yapılacağının taahhüt edildiği bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dönem bazında taahhüt, satış ve eksik satış miktarlarını gösteren listeye göre; bayi lisansının 02.02.2019 tarihinde sonlandırıldığı, 15.01.2019 Sözleşme bitiş tarihine kadar alımı taahhüt edilen 883,00 ton ürün miktarına karşılık toplam 82,61 ton ürün alındığı, eksik alım miktarının 800,39 ton olduğu, ancak yıl esaslı olarak belirlenen asgari alım taahhüdünde, davalı şirket tarafından taahhüdün yerine getirilmemiş olmasına karşılık, takip eden yıl için ifaya başlanmadan önce, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt bildirildiği ya da ihtarname keşide edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, yukarıda belirtilen içtihatlar gereğince davacının sadece son döneme ilişkin olarak kar mahrumiyeti talebinde bulunabileceği, 03/08/2018-15/01/2019 tarihinde eksik alım miktarının 139,29 ton olduğu , kar kaybı cezai şart miktarının 139,29×70=9.750,30 USD kâr mahrumiyeti alacağı ödenmesi gerektiği sabit olduğundan; bu haliyle davacı tarafın davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği, davacının davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne dair ihtarname olmadığı anlaşılmakla; düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 1.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca bu yabancı para cinsinden açılacak 1 yıllık mevduat hesabına uygunan mevduat faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile 1.000 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca bu yabancı para cinsinden açılacak 1 yıllık mevduat hesabına uygunan mevduat faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 391,96-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 98,00-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 293,96-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 98,00-TL peşin olmak üzere toplam 142,40-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 1.500,00-TL Bilirkişi ücreti ve 123,00-TL posta giderinden ibaret toplam 1.623,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/04/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı