Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1250 E. 2020/554 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1250 Esas
KARAR NO : 2020/554
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı yanın borçlu şirkete yapmış olduğu iş karşılığı olarak 06.04.2018 tarihinde 118.000,00 TL’lik fatura kesilmiş olduğunu, borçlu şirketin bu miktarın 80.000,00 TL’sini ödediğini, kalan bakiye ödenmediği için … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, borçlunun takibe itiraz ederek durdurduğunu, neticeten; davalının haksız yaptığı itirazının iptali ile icra takibinin devamına, haksız yere borcunu inkar eden davalı borçlunun inkar nedeni ile inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalının usul ve yasaya uygun yapılan tebligata rağmen dava dosyasına cevap dilekçesi sunmadığı, … İcra Müdürlüğü 2019/… E. sayılı dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile , borca, işlemiş faiz dahil tüm faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER
1- … İcra Müdürlüğü 2019/… E. sayılı dosyası
2-Davacının ticari defter ve kayıtları
3-Bilirkişi raporu
4-06/04/2018 tarihli 118.000,00 TL bedelli fatura
5-Arabuluculuk son tutanak aslı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Ayıp yönünden; 6102 Sayılı TTK’nın 23. maddesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, maldaki ayıbın ileri sürülmesi ile ilgili olarak ise 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” Hükmüne yer verilmiştir.
TTK m. 23/c uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 40.922,83 TL borcun ödenmesi amacıyla 15/01/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 17/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22/01/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali bilirkişinin 23/07/2020 tarihli 6 sayfadan ibaret raporunda özetle; “davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varıldığı, davacının incelenen ticari defterlerine göre; Takibe konu edilen 06.04.2018 tarihli … no.lu Genel Tadilat açıklamalı 118.000,00 TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, iş bu faturaya karşılık davalı yan tarafından davacı yana 2018 yılında muhtelif tarihlerde toplamda 80.000,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı, davacı yanın takibe konu faturadan dolayı takip tarihi (15.01.2019) itibariyle davalı yandan 38.000,00 TL Bakiye alacaklı olduğu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 17.07.2020 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacı yan tarafından davalı adına 06.04.2018 tarihli … no.lu Genel Tadilat açıklamalı 118.000,00 TL tutarlı fatura düzenlenmiş olup, ilgili fatura üzerinde yapılan incelemelerde; Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiği, takip konusu faturaya icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, davalı tarafından icara dosyasında yapılan itirazda faturanın varlığı kabul edilmiş ancak giriş kattaki stopların alçıpan içerisine alınmaması, hem de üst katta boyanın yapılmaması sebebiyle işin bakiye bedeli ödenmediği beyan edildiği, bu bağlamda takibe konu faturanın davalının bilgisi dahilinde olduğu, davalınin itirazındaki eksik yapıldığı belirtilen (stopların alçıpan içerisine alınmaması, boyanın yapılmaması) işlerin mevcut olup olmadığı ise Uzmanlık alanıma girmediğinden tespiti yapılamadığı, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 2.922,83 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği, neticeten, davacı yanın incelenen ticari defterlerine göre takibe konu faturadan dolayı takip tarihi (15.01.2019) itibariyle davalı yandan 38.000,00 TL Bakiye alacaklı olduğu, Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihlerinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacının faturaya dayalı bakiye alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davalının icra takibine sunduğu itiraz dilekçesinde davacının hizmeti kusursuz ve eksiksiz olarak gerçekleştirmediğine yönelik itirazının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf faturalardaki hizmetin ayıplı olduğunu bu nedenle borçlu olmadıklarından bahisle borca itirazda bulunmuş ise de davalı tarafça ürünlerin ayıplı olduğuna dair süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi ayıp ihbarı yapıldığı ve takip konusu faturalara süresinde itiraz edildiği ve ürünlerin ayıplı olduğu hususunu ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı ürünlerin ayıplı olduğu ispata elverişli delillerle ispatlanamadığından davacının davalı şirketten 38.000,00 TL alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacı itirazın iptali davasında asıl alacak yönünde talepte bulunduğu anlaşılmakla talebi ile bağlı kalarak davanın kabulüne karar verilerek,
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (7.600,00-TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 38.000,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(7.600,00-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.595,78-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 648,90-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.946,88-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.700-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 648,90-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 20,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 750-TL Bilirkişi ücreti ve 186,10 -TL posta giderinden ibaret toplam 962,90-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
8-)Karar kesinleştiğinde Mahkememiz kasasına alınan fatura aslının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır