Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1247 E. 2020/537 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1247 Esas
KARAR NO : 2020/537

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında 27.09.2016 tarihli … Hizmet Satış Sözleşmesi akdedildiğini, davalı yan davacı şirketten sözleşme uyarınca Restonet hizmeti aldığını, taraflar arasında akdedilen işbu sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya verilen hizmetler çerçevesinde düzenlenen faturalardan kaynaklı davalının davacıya 12.07.2019 tarihi itibari ile 18.667,65 TL asıl alacak, 810,78 TL işlemiş faiz borcu bulunmakta iken davalının defalarca uyarıldığı halde bakiye borcunu ödemediğini, davalı şirketçe bakiye borcun ödenmemesi nedeni ile davacı şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü (… E.) nezdinde 12.07.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin tebliğ edilen ödeme emrine karşı 18.07.2019 tarihinde haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.11. maddesine göre davalının ödemelerin gecikmesi halinde aylık %3 vade farkı ödeyeceğini kabul ettiğini, davacı şirketin fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla davacının alacağını tahsil imkanının yargılama sonunda ortadan kalkmasının önlenmesi için, davacının alacağını karşılar miktarda davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesine, davacı şirket tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlu davalı tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve takibin devamına, takibe haksız olarak itiraz eden davalının İİK hükümleri uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. esas sayılı dosyası, davacı ticari defter ve kayıtları, taraflar arasında düzenlenen 27/09/2016 tarihli multinet hizmet satış sözleşmesi, davacı tarafından düzenlenen e-faturalar, cari hesap ekstresi, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında 12/07/2019 tarihinde fatura ve cari hesaptan kaynaklanan 18.667,65 TL asıl alacak ve 810,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.478,43 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, borçluya ödeme emrinin 13/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun süresi içerisinde 18/07/2019 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği ,davanın İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını Mahkememizce belirlenen inceleme gününde sunması için öninceleme duruşmasında ihtar edildiği, ancak davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “Davacının 2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (12.07.2019) itibariyle davacının davalı yandan 18.667,65 TL Cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 10.07.2020 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, davacı yan tarafından yukarıdaki tablodaki 9 adet e-faturanın dosyaya ibraz edildiği, fatuaralar üzerinde yapılan incelemede; Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturaların e-fatura şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, faturaların davalı yana e-arşiv portalı üzerinden gönderilmiş olup davalı tarafından da faturaların kabul edildiği görüldüğü, davalının teslim ve faturaya ilişkin takip dosyasında da somut bir itirazının bulunmadığı, bu itibarla davacının cari hesap dayanağı alacağına esas faturalar münderecatındaki Yemek Bedeli Hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu davacı yanın takip öncesine ilişkin talep edebileceği faiz tutarının 810,78 TL olduğu, neticeten; davacının takip tarihi (12.07.2019] itibariyle davalıdan 18.667,65 TL anapara, 810,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 19.478,43 TL alacak talebinde bulunabileceği, Sayın Mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden (12.07.2019 ) itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı ile davalı arasında taraflar arasında düzenlenen multinet hizmet satış sözleşmesi kaynaklanan ticari ilişki ve buna bağlı olarak faturaya ve cari hesaba dayalı ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağı işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olup, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, davacının alacağına dayanak olan faturaların e fatura olduğu ve davalıya tebliğ edildiği, faturaya itiraz olmadığı, davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu, faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı taraf ticari defterlerini dosyaya sunmadığı gibi davacı şirkete borçlarının bulunmadığı yönünde icra takibinde itirazda bulunmuş ise de taraflar arasında sözleşmeye ve faturalara konu yemek bedeli hizmetin verildiğinin ve buna ilişkin faturanın düzenlendiği sabit olup, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edememiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede geciken ödemeler için aylık %3 vade farkı uygulanacağının kararlaştırıldığı, böylece davacının işlemiş faiz talep edebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu fatura ve cari hesaptan dolayı davalı şirketten alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla bu hususta hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacının asıl alacak 18.667,65 TL ve işlemiş faiz 810,78 TL (talebe bağlı kalınarak) yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İcra İnkar Tazminatı yönünden; dava konusu fatura ve cari hesap alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, asıl alacağın % 20 si (3.733,53-TL) oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (3.733,53 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.330,57-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 235,26-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.095,31-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 235,26-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 750-TL Bilirkişi ücreti ve 106,50-TL posta giderinden ibaret toplam 907,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır