Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1239 E. 2020/484 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1239 Esas
KARAR NO : 2020/484
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E.sayılı dosyası ile başlatılan yasal takibe davalı şirket tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, Müvekkili şirket tarafından; 30.04.2018 tarihinde 400 adet … malzeme, 6.844,00 TL bedel karşılığı, 15.05.2018 tarihinde 500 adet … malzeme, 8.555,00 TL bedel karşılığı, 11.04.2018 tarihinde 100 adet …, 350 adet …, 14 adet … malzeme, 14.018,40 TL bedel karşılığı, 24.04.2018 tarihinde 60 adet FIGM, 20 adet …, 15 paket FFSC/20 kg … malzeme, toplam 19.924,30 TL bedel karşılığı borçlu şirkete satıldığını, Müvekkili şirketin davalı borçlu şirkete aralarındaki ticari ilişki ve satıp teslim ettiği ürünler karşılığı faturalar kesmiş olup, keşide etmiş olduğu işbu faturaların toplam bedelinin 49.341,70 TL olduğu, davalı şirketin müvekkili şirkete ödemediği bu faturalardan kaynaklanan 1.399,14 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 50.740,84 TL tutarında borcu bulunduğunu, işbu satışlara ilişkin olarak düzenlenmiş faturalar ile anılan malların davalı şirkete teslim edildiğine dair sevk irsaliyelerinin sunulduğunu, ancak vadesi dolmasına ve ödeme yapılacağı yönünde verilen sözlere rağmen borçlu tarafından müvekkili şirkete malzeme bedellerine ilişkin olarak hiçbir ödeme yapılmadığını, Nitekim, davalı şirket işbu faturalara hiçbir şekilde itiraz etmemiş olduğundan faturalardaki içeriği de aynen kabul etmiş bulunduğunu, sekiz gün günlük süre içerisinde faturaya itiraz edilmemiş ise, faturanın içeriğinin doğru olduğu yani sözleşmeye uygun olduğunun kabul edilmiş sayıldığını, sekiz günlük süre içerisinde faturaya itiraz etmediğinden davalının faturanın içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti altında olduğunu, Anılan bu bakiye borcun ödenmesi için davalı şirkete şifaen yapılan uyarılardan hiçbir sonuç alınamadığından davalı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de davalı şirket tarafından yetki itirazında bulunulduğu için …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, Davalı şirketin işbu faturalardan kaynaklanan borcunu ödemek yerine, hiçbir hukuki gerekçesi olmaksızın, işbu icra dosyasına sunmuş olduğu 20.03.2019 tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığından bahisle, takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, Anılan nedenlerle davalı şirketin icra takibine yapmış olduğu soyut mahiyetteki itirazların haklı ve yerinde olmadığını, salt zaman kazanmak amacıyla icra takibine karşı hukuken geçerli herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve hiçbir belgeye dayanmaksızın yapmış olduğu itirazlarının tamamen haksız, yersiz ve kötü niyetli olup, iptali gerektiğini iddia ederek, … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E.sayılı icra takibine yönelik olarak davalı şirket tarafından borcun tamamına ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yere ve kötü niyetle yapılan itiraz nedeniyle davalı şirketin İ.İ.K’nın 67.maddesi gereği %20’den aşağı olmamak üzere icrâ inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Görülmekte olan davada davacının inşaat ve yapı malzemeleri sattığını iddia ettiği söz konusu yapım işi projesinin yüklenici konumundaki müvekkili … İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile asıl işveren konumundaki … San ve Tic A.Ş. arasında akdedildiğini, taraflarınca davanın sonucuna göre müvekkilinin asıl işvereni konumunda bulunan … San. ve Tic. A.Ş. ye rücu edileceğinden veyahut adı geçen firma tarafından müvekkiline rücu edilme ihtimali bulunduğundan, huzurdaki davayı adı geçen firmaya ihbar edilmesini talep etme zorunluluğu doğduğunu, Davacı tarafça icra takibine konu edilen fatura bedellerinin ödenmiş olup davacının müvekkili şirketten halihazırda muaccel bir alacağı bulunmadığını, Davacı şirketin satıma konu malların kapsamının yer, zaman ve konu açısından ne olduğuna ilişkin açıklama yapması gerektiğini, edimin ayıp, eksik ve kusur içermeksizin tamamlandığını, aynı şekilde malların ve bunlara ilişkin faturaların müvekkili şirkete usulüne uygun olarak teslim ve tebliğ edildiğini ispatlaması gerektiğini, Yerleşik Yargıtay içtihatları ile teslim olgusunun davacı tarafından kanıtlanması gerektiğinin belirtildiğini, benzer bir konuda Yargıtay … hukuk Dairesi’nin 2015/… E. 2015/… K. sayılı 07.10.2015 tarihli ilamında davacının mal teslimini kanıtlaması gerektiğinin belirtildiğini, malın teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin emtianın teslimi sırasında verildiğini ispatla yükümlü olduğunu, dava dilekçesinde mal tesliminin yanı sıra faturalardaki edimin yerine getirildiğinin ve hizmet sunulduğunun iddia edildiğini, bu edim ve hizmetlerin nelerden ibaret olduğu ve mevcut ise buna ilişkin sözleşmenin ortaya konulması, aksi halde iddiasını ispat edemediğinin kabul edilmesi gerektiğini, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2006/6537 E. 2007/6823 K. sayılı, 31.10.2007 tarihli kararında faturaya konu edimin ifa edildiğinin iddia eden davacı tarafından kanıtlanması hususunun hüküm altına alındığını, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen faturaya konu işin saptanması ve akabinde işin sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğinin açık bir biçimde karara bağlandığını, davacı yanın eğer mal satım sözleşmesi akdedildiyse ve sözleşme konusu mallar teslim edildiyse, akdedildiği iddia edilen sözleşme kapsamında satılan malların ne olduğunu ve söz konusu malların müvekkili şirkete ifa edilmesi gereken ve bu kapsamda da eksiksiz ve ayıpsız olarak ifa edilen mallar olduğunu ispatla yükümlü olduğunu, zira taraflar arasında akdedildiği iddia edilen sözleşme konusu malların taraflarınca bilinmediğini, İcra takibinden anlaşıldığı kadarıyla davacının icra takibine konu alacağın dayanağı olarak gösterdiği faturaların ödenmiş olup müvekkili şirketin halihazırda davacı yana bir borcu bulunmadığını, davacı talebine esas olarak faturalar ve cari hesap ekstresini gösterdiğini, tarafların ticari defterlerine dayandığını, icra inkâr tazminatı talep edilebilmesinin şartlarından birinin alacağın likit olması olduğunu, icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için kötü niyet şartı aranmadığını, davacının bu yöndeki talebinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, talep edilen alacağın da likit nitelikte olmadığını, nitekim alacağın likit olabilmesi için borçlu tarafından alacak miktarının biliniyor olması veya bilinebilecek durumda olması gerektiğini, halbuki somut olayda davacı yanın böyle bir alacağın var olduğunu ve miktarını ispatla yükümlü olup alacağın müvekkili tarafından bilinmediğini, ayrıca davacı tarafça talep olunan faiz ve faiz oranının da fahiş olup takibe bu yönüyle de itiraz edildiğini ileri sürerek, davanın … A.Ş.’ye ihbar edilmesine, davanın tüm talepler yönünden reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2018/… E. Sayılı dosyası, 30/04/2018, 15/05/2018, 24/04/2018 ve 11/04/2018 tarihli faturalar ve sevk irsaliyeleri, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı icra dosyasında davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 50.740,84 TL borcun ödenmesi amacıyla 05/03/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 14/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20/03/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mali bilirkişinin 25/08/2020 tarihli 8 sayfadan ibaret raporunda özetle;”, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahipleri lehine delil olma niteliği taşıdıkları, davacı ticari defter ve kayıtlarında; 2017 yılında yapılan işlemler sebebiyle davalı şirketin 32.327,47 TL borçlu olduğu, 2018 yılında düzenlenen 7 adet fatura sebebiyle davalı şirket hesabına 50.734,10 TL borç, yapılan tahsilatlar nedeniyle de 33.719,87 TL alacak kaydedildiği, devir bakiyesinin ilavesi ile takip tarihi itibariyle davalı şirket borç bakiyesinin 49.341,70 TL’ye ulaştığı, sevk irsaliyelerinin cins ve miktar olarak faturalarla uyumlu olduğu, üzerinde teslim alanların isim ve imzalarının bulunduğu, isim ve imzası bulunanların davalı şirket çalışanı olup olmadığına ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, faturaların e-fatura olması sebebiyle davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, davalı şirket tarafından faturalara itiraz edildiği veya ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, davalı ticari defter ve kayıtlarının incelemesinde 2018 yılında davacı şirket hesabına 50.734,10 TL alacak kaydedildiği, borca karşılık 33.719,87 ödeme yapıldığı, 2017 yılından devir 32.327,47 TL borç bakiyesinin ilavesi ile davacı şirket alacağının takip tarihi itibariyle 49.341,70 TL olduğu, dolayısıyla; takip tarihi itibariyle 49.341,70 TL olan davacı şirket alacak bakiyesinde taraflar arasında tam mutabakat bulunduğu, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme ve davalıyı temerrüde düşürmek amacıyla keşide edilmiş bir ihtarname bulunmamakta olup; işlemiş faiz talebine dayanak olabilecek herhangi bir belge de ibraz edilmediği, takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacının işlemiş faiz talebinin kabulü halinde; 49.341,70 TL asıl alacağın 15.05.2018 tarihinden itibaren yıllık % 9,00 yasal faiz oranı ile işlemiş faiz tutarı 1.455,58 TL olarak aşağıda hesaplanmış olup; davacının bu yöndeki talebi ise 1.399,14 TL olduğu” şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturalara dayalı bakiye alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının alacağına dayanak olan faturaların davalıya tebliğ edildiği, sevk irsaliyelerinin faturalarla uyumlu olduğu ve sevk irsaliyelerinde teslim alanlarının isim ve imzalarının bulunduğu, faturalara ve sevk irsaliyelerine itiraz olmadığı, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, faturaların ve alacağın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, takip tarihi itibariyle 49.341,70 TL olan davacı şirket alacak bakiyesinde taraflar arasında tam mutabakat bulunduğu, bu durumda davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluştuğu, davalı tarafça borcu bulunmadığı hususunda ispata yarar delil ibraz edemediği, davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile teslim olgusunun gerçekleşmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere gerçekleşmiş olsa bile temel ilişkiye dayalı eksik ve ayıplı teslime ilişkin iddiaların incelenmesi yönünden keşif yapılmasını talep etmişse de cevap dilekçesinde fatura konusu malların teslim edildiğini kabul etmediği, davalı tarafın söz konusu faturaları ve faturalara konu alacağı defterlerine kaydetmekle davalının bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluştuğu, aksinin davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği ve buna ilişkin ispata yarar delil sunmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların reddine karar verilmiş, bu haliyle davacı taraf takip konusu faturalardan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacı tarafın davalıdan takip konusu faturalardan kaynaklanan alacağının bulunduğu, davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 49.341,70 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, her ne kadar takipten önce işlemiş faiz talep edilmişse de; somut olayda davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden temerrüt şartları oluşmadığından işlemiş faiz talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine hükmolunan asıl alacağın %20’si (9.868,34-TL) oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 49.341,70 TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(9.868,34-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.370,53-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 612,83-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.757,70-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 7.214,42-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 1.399,14-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 612,83-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 700-TL Bilirkişi ücreti ve 191,50-TL posta giderinden ibaret toplam 942,30-TLyargılama giderinin kabul ve red oranları dikkate alınarak 915,91 -TL sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri sarf ücreti kesilmediğinden bu konuda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde resen iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı