Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/123 Esas
KARAR NO : 2022/411
DAVA : Menfi Tespit &İstirdat (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit & İstirdat (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 06/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında süregelen ticaretin … … Sigorta A.Ş. tarafından çeşitli kredi poliçeleri vasıtasıyla teminatlandırılmış olarak süregeldiğini, 17.11.2016 tarihinde taraflar arasında imzalanan protokol ile birlikte … ve …, … tarafından sigorta poliçesi kapsamına girmeyen ticari faaliyetlerin başladığını, … ile … Arasında … tarafından teminatlandırılmamış olmakla birlikte … tarafından izin verilmiş toplam 6.000.000,00 TL’lik üst limite kadar ticaret yapılabileceğinin kararlaştırıldığını ve …’in bu ticaretin bilgisi dahilinde olduğunu kabul ettiğini, bu protokol doğrultusunda … …’e … ile ticaret yapabilmesi için sigorta poliçe kapsamına girmeyen ilk olarak 4.200.000 TL’lik ve sonrasında ise 1.800.00TL’lik alışveriş miktarına izin ve onay verdiğini, …’nın Indakes lehine ipotekler verdiğini, …’e verilen toplam teminatların 5.670.000,00-TL olduğunu, banka teminat mektuplarını 3.680.000,00 TL bedel ile nakde çeviren davalının o tarih itibariyle cari borç olan 1.847.408,36 TL’yi tahsil ettikten sonra bakiye alacak olan 1.832.591,64 TL’yi …’ya iade etmesi gerekirken davacı şirkete herhangi bir geri ödemede bulunmadığını ve herhangi bir iade işlemi gerçekleştirmediğini, davalı tarafın 10.07.2019 tarihinde gönderdiği ihtarnamede talep ettiği üzere 1.491.496,45 TL alacaklı olmadığı hatta haksız yere nakde çevirdiği banka teminat mektupları bedellerinden 1.847.408,36 TL’yi davacı şirkete geri ödemek borç altında bulunduğunun sabit olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle davacı şirketin davalıya 1.491.496,45-TL borçlu olmadığının tespitine, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu 1.847.408,36 TL’nin iadesine, davacı ve davalı şirketin arasındaki ticari ilişkiye teminaden verilmiş olan ipoteklerin ticari ilişkinin devam etmesi ve herhangi bir borcun bulunmaması nedeniyle fekkini, açılmış olan icra takiplerinin İcra İflas Kanunun 72. maddesine göre teyit edilen öncelikle teminatsız yahut mahkemece teyit edilecek teminat karşılığında tedbiren durdurulmasını, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/10/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin bilişim ürünlerinin satış, ithalat ve dağıtımını yaptığını, bu kapsamda davacı ile uzun yıllar süren bir ticari ilişki içinde olup davalı şirketin davacıya ürün sattığını, davacının ise … markalı ürünlerin satışını yaptığını ve … isimli mağazalar zincirine sahip olup davalı şirketten ürün satın alarak ve son kullanıcılara satış ve teknik servis hizmeti verdiğini, davalı şirket … … sigorta A.Ş tarafından düzenlenen sigorta poliçesi kapsamında, davacı dahil birçok bayiden olan alacaklarını sigortalattığını, son olarak 17.11.2016 tarihinde bir protokol imzalandığını, dosyada mübrez bu protokolden görüleceği üzere davacının 13.519.722 TL tutarında borcu olduğunu yıllık %12 oran üzerinden vade farkı ödeyeceklerini, alacak sigortası kapsamındaki daha önce yapılandıran fatura borçlarını da ödemediğini, mağazalarını devretmesi halinde ve bu devirden elde ettiği gelirle de borcun tamamını ödeyeceğini kabul ve beyan ettiğini, protokolün 7. maddesinde ise davalı alacaklı lehine gayrimenkul ipoteği tesis edeceğini kabul beyan ve taahhüt ettiğini, davalı şirket ve sigortacı arasındaki anlaşma ve poliçe şartları gereğince, sigortacı tarafından alacak tutarının %90’nı olan 11.172.487 TL tutarın davalı şirkete ödendiğini ve sigortacının davalı şirketin haklarına halef olarak yasal takibe geçtiğini, davalı şirket de tahsil edemediği %10’luk kısım ve bu kısma ilişkin vade farkı davalı tarafından ödeneceği açıkça kabul edilen oran üzerinden alacağının tahsili için de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, dosyada mübrez cari hesap ekstresinde görüleceği üzere davacının davalı şirkete 1.491.496,45 TL tutarında borçlu olduğunu bu borcun faturaya dayandığını, protokol uyarınca düzenlenen vade farkı faturalarına ilişkin hesap tablosunun ekte mahkememize sunulduğunu, davacı ürünleri teslim aldığını faturaları kabul ettiğini ve yazılı sözleşme ile açıkça vade farkı ödeyeceğini de taahhüt ettiğini, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar arasında imzalanan 17/11/2016 tarihli protokol, İcra dosyaları, …. Noterliğinin 10/07/2019 tarihli ihtarname, Faturalar, Cari Hesap kayıtları, Cari Hesap Mutabakatı, Taraf Şirketlerin ticari defter ve kayıtları, Banka teminat mektupları, ipotek belgesi, ihbar olunan tarafından sunulan hukuki mütalaa, Bilirkişi raporu, arabulucu tutanağı, arabulucu sarf kararı.
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … … ve İndeks bilgisayar tarafından borçlular … bilişim … … ve … … aleyhine … seri nolu, 697.970-TL bedelli çeke dayalı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … … ve İndeks bilgisayar tarafından borçlular … bilişim … … ve … … aleyhine … seri nolu, 697.970-TL bedelli çeke ilişkin ihtiyati haciz kararına istinaden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … … tarafından borçlular … bilişim … … ve … … aleyhine başlatılmış icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … … tarafından borçlular … bilişim … … ve … … aleyhine başlatılmış icra takibi olduğu anlaşılmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … Tic.A.Ş. tarafından davalılar … … Sigorta A.Ş. ve … San. Tic. A.Ş. aleyhine 169.722,00-TL bedelli çeke ilişkin borçlu olmadığının tespiti ve çeke dayalı başlatılan… İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı icra takibinin iptaline ilişkin davanın reddine karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 25/11/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen 27/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve Davalı şirketlerin, 6102 sayılı TTK.m.64/3 uyarınca tutulması zorunlu olan 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait e-ticari defterlerinin HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince ve mevcut haliyle usulüne uygun bulunduğu, Davacı şirketin kendi e-ticari defter ve dayanağı belgelerinde Davalı şirketten 1.536.814,42 TL alacaklı olduğu, Davalı şirketin ise kendi e-ticari defter ve dayanağı belgelerinde ise Davacı şirketten 1.491.496,45 TL alacaklı olduğu, buna göre tarafların cari hesapları arasında 3.028.310,87 TL fark olduğu, bu farklarla ilgili olarak raporun 3.6 nolu inceleme bölümünde detaylı olarak arz edilen hususlar çerçevesinde davacının davalıya borçlu olmadığının kanaatine varıldığı, buna göre çekişmeye esas konu olan ve nakte çevrilen ve de raporun 2 nolu bölümünde tablosal olarak belirtilen ve davalı tarafça nakde dönüştürülmüş 3.680.000,00 TL tutarlı teminat mektuplarının tutarlarının, her iki taraf defterlerinde kayıtlı olduğu belirlenmiş olup, bu bağlamda teminat mektuplarının nakte çevrilip çevrilmeyeceği durumunun hukuki değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenize ait olacağı bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen 20/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; Dava konusunun, taraflar arasında süregelen ticari ilişki sebebiyle davalının davacı firmadan olan alacağını tahsil edemediği iddiası ile ihbar olunan … … Sigorta A.Ş. ve davacı firma arasında protokoller düzenlendiği, son olarak 17.11.2016 tarihinde sigorta şirketi ile davacı ve davalı firma arasında tekrar bir protokol imzalandığı, işbu protokol ile davacı firma davalıya 13.519.722,00 TL borçlu olduğunu, bu borcu protokolün ekinde belirlenen Nakit Akış Tablosu uyarınca ödeyeceğini, fatura vadesi ile hasar ödeme tarihleri arasında yıllık %12 faiz oranı üzerinden vade farkını da ana parayla birlikte ödeyeceğini, tabloda belirtilen asgari tutarlardan birinin vadesinde ödenmemesi halinde borcun tamamının muaccel hale geleceğini, mağaza dahil herhangi bir satış işleminde bulunursa bu gelirleri davalı veya sigorta şirketine temlik edeceğini beyan ve taahhüt ettiği, akabinde davacı firmanın protokol şartlarına uymadığı iddiası ile davacı şirketin davalı şirkete 1491.496,445 TL’lik borcun bulunmadığı tespiti ile davacı … alacaklı olduğunu iddia ettiği 1.832.591,64 TL bedelin iadesi ve teminat olarak gösterilen ipoteklerin fekki talebinden ibaret olduğu, davacının 2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; Davacı yanın incelenen kendi ticari defterlerine göre, 18.05.2019 tarihi itibariyle davalı yana 2.246.319,91 TL borçlu olduğu, 20.05.2019-30.06.2019 tarihleri arasında teminat mektuplarının nakde çevrilmesi akabinde davacı yanın davalı taraftan 1.536.814,42 TL alacaklı hale geldiği, davalının 2016-2017-2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalının ticari defterlerine göre; Davalı yanın incelenen kendi ticari defterlerine göre, cari hesap ekstresi çok kapsamlı olduğundan rapor içeriğinde yer verilmemiş olup davalı yanın 23.05.2019 tarihi itibariyle davacı yandan 1.491.496,45 TL tutarda alacaklı olduğu, … … Sigorta A.Ş.’nin 2016-2017-2018-2019-2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dosya içeriğinde mevcut olan taraflara ait cari hesap ekstreleri incelendiğinde, davalı yana ait ihbar olunan sigorta şirketine devir edilen bakiyenin izlendiği ve ayrı olarak takip edilmeye başlayan ikinci bir cari hesap ekstresinin bulunduğu görüldüğü, bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında yer aldığı halde davalı kayıtlarında yer almadığı ifade edilen 675.000,00 TL tutarlı senetlerin davalı tarafça ikinci cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu tespit edildiği, söz konusu senetler vadelerinde ödenmemiş olduğundan dolayı davalı kayıtlarında senetlerin iadesinin yapıldığı ancak davacı kayıtlarında söz konusu iade işlemine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı yine 27.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında yer aldığı halde davalı kayıtlarında yer almadığı ifade edilen 400.000,00 TL tutarlı 2 adet çekin davalı tarafça belirtilen ikinci cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu, yine 27.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı kayıtlarında yer aldığı davalı kayıtlarında yer almadığı belirtilen 600.000,00 TL tutarındaki çek iade işleminin, yine davalı tarafça ikinci cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu, davalı yanın ihbar olunan sigorta şirketi tarafından yapılan USD bazındaki ödemeden kaynaklanan kur farkını, kur farkı gelirleri hesabına kaydederek davacı yan ile olan cari hesabından 11.172.469,01 TL tutarı mahsup etmiş olup yine davalı şirket ile ihbar olunan sigorta şirketi arasındaki poliçelerin döviz üzerinden düzenlendiği görülmüş, buna istinaden yapılan ödemenin döviz bazından yapıldığından dolayı kaynaklanan kur farkının davacı bakiyesinden düşülmediği, davalı … teminat olarak elinde bulundurduğu banka teminat mektuplarının tamamını 3.680.000,00 TL bedel ile nakde çevirmiş olduğu davacı tarafın kayıtlarında yer aldığı halde davalı kayıtlarında mevcut olmadığı ifade edilen kayıtlarının tamamının davalı yanın ikinci cari hesap ekstresinde kayıtlı olduğu anlaşıldığı, davacı yan davalı yana 1.491.496,45 TL için borçlu olmadığının tespitini ve 1.847.408,36 TL’nin davalı şirketten iadesini talep ettiği, taraflar arasında akdedilen 17.11.2016 tarihli protokole göre davacı yanın toplam borcunun 13.512.722,00 TL olduğu, ihbar olunan sigorta şirket vekili 14.12.2020 tarihli dilekçesinde ifade ettiği üzere davacı yan tarafından söz konusu borcun 1.105.845,81 TL’si ödendiği, bu durumda bakiye kalan borcun (13.512.722,00 TL – 1.105.845,81 TL=) 12.406.876,00 TL olup bakiye borcun %90 kısmının ise 11.172.488,40 TL olduğu, iş bu tutar hasar bildirim tarihi kuruna göre 11.172.488,40/2.9209 USD 3.824.943,60 USD olarak hesap edilmiş olup bu tutar sigorta şirketi tarafından davalı tarafa ödendiği anlaşıldığı, 12.406.876,20 TL’lik bakiye alacağın %10’luk kısmı olan 1.241.388,00 TL tutar ise sigorta teminatı kapsamında olmadığı için sigorta şirketi tarafından ödenmediği anlaşıldığı, ihbar olunan sigorta şirket vekili 14.12.2020 tarihli dilekçesinde “17.11.2016 tarihinden önceki ticaret ile ilgili olarak yapılan tahsilatların öncelikle sigorta şirketinin alacağından düşülmesi gerektiğinden hasar ödeme tarihi olan 17.05.2017’den sonraki tüm tahsilatların sigorta şirketinin alacağın düşüldüğünü” ifade ettiği görülmüş olup bu duruma göre 17.05.2017 tarihinden sonra davacı şirketin yapmış olduğu ödemelerin sigorta şirketi tarafından 11.172.488,40 TL tutardan düşüldüğü ve geriye kalan bakiye alacağın 7.408.683,19 TL kaldığı anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilen protokolün 3. maddesine göre hasar ödeme tarihleri arasında yıllık %12 faiz oranı üzerinden vade farkının ödeneceği, yine aynı maddede vade farkının anapara borcunun ödenmesinden sonra davacı şirket tarafından ödeneceği kararlaştırıldığı, Netice itibariyle, Mahkemece davalı şirketin dava dışı ihbar olunan sigorta şirketinden tahsil edemediği bakiye alacağın %10’luk kısmına tekabül eden 1.241.388,00 TL alacağın sigorta şirketin tahsil edilen 11.172.488,40 TL’nin içinde olmadığından sigorta şirketinin davacı şirketten talep ettiği 7.408.683,19 TL’nin içine dahil edilemeyeceği yönünde karar verilmesi, yine davalı şirketin keşide ettiği 886.905,36 TL tutarındaki vade farkı faturasının davacı şirket kayıtlarına alınması gerektiği yönünde karar verilmesi durumunda, bu itibarla davalı şirketin davacıdan 17.11.2016 tarihli protokol sonrasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak 1.491.496,45 TL alacaklı olduğu, yapılan incelemelerde detaylı olarak arz ve izah edildiği üzere davacının davalıdan 1.832.591,64-TL alacağının bulunmadığı; aksine davacının davalıya 1.491.496,45-TL borçlu olduğu, Dava dışı sigorta şirketinin, davalının alacaklarına halef olduğu, davacının Protokol’den doğan borçlarının ifa edildiğini gösterir bir belgeye rastlanmadığı, bu itibarla takdiri tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, ipoteklerin fekkine yer olmadığı sonucuna ulaşılabileceğinin, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanı, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı tarafça davalı aleyhine açılan taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi sonrası davalıya borçlu olmadığı ve davalıya fazladan ödenen bedelin istirdadı ve ipoteklerin fekki istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında banka teminat mektupları ve ipotekler verildiğini, aralarındaki ticaretin %90’lık kısmının sigortalandığını, davalı tarafça borcun ödenmesi hususunda ihtar çekildiğini ancak davalının banka teminat mektuplarını nakde çevirmesi sonucu kendilerinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle ihtarla talep edilen miktar yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi sonrası fazla ödenen bedelin istirdadına ve ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf ise davacının davalı şirkete 1.491.496,45 TL tutarında borçlu olduğunu bu borcun faturaya dayandığını, protokol uyarınca düzenlenen vade farkı faturalarına ilişkin hesap tablosunun ekte mahkememize sunulduğunu, davacının ürünleri teslim aldığını faturaları kabul ettiğini ve yazılı sözleşme ile açıkça vade farkı ödeyeceğini de taahhüt ettiğini bu nedenle haksız davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce 09/09/2019 tarihli ara karar ile; Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça ihtiyati tedbire itiraz edilmiş ise de davacı tarafça ihtiyati tedbire ilişkin teminat süresinde yatırılmadığından dolayı ihtiyati tedbirin HMK 393/1 maddesi gereğince kendiliğinden kalktığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalı şirkete borçlu olup olmadığı, davacının davalıdan istirdadı gereken miktar bulunup bulunmadığı ve ipoteklerin fekki gerekip gerekmediğinden kaynaklıdır.
Mahkememizce davacı tarafça istirdat talep edilen miktar yönünden harcın yatırılmadığı anlaşıldığından bu hususta eksik harcı tamamlaması için davacı vekiline süre verilmiş ve davacı vekilince istirdat talep edilen miktara ilişkin eksik harç yatırılmıştır.
Davacı tarafça dava dilekçesi ile davalıya teminat olarak verilmiş olan ipoteklerin fekki talebinde bulunulmuş ise de Mahkememizin 20/02/2020 tarihli duruşmasının 3 numaralı ara kararı ile ipoteğin fekki talebinin somutlaştırılması ve ipotek bedeli üzerinden eksik harcın yatırılması için verilen kesin süreye rağmen davacı vekilince tapu taşınmazı bilgisini ilişkin ipotek fekki talebi somutlaştırılmadığından ve ipotek bedeli üzerinden eksik harç tamamlanmadığından dolayı davacı tarafın ipotek fekki talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki protokol, faturalar, cari hesap ve taraf şirketler ile ihbar olunan şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen 27/11/2020 tarihli bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda taraflar arasındaki 17/11/2016 tarihli protokol öncesi ve sonrasındaki ticari ilişki net şekilde incelenmediğinden ve düzenlenen bilirkişi raporu karar vermeye ve denetime elverişli bulunmadığından farklı bir heyetten tekrar rapor alınmasına karar verilmiş ve Bilirkişi Heyeti tarafından hazırlanan 20/04/2022 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; davalı şirketin davacıdan 17.11.2016 tarihli protokol sonrasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak 1.491.496,45 TL alacaklı olduğu, yapılan incelemelerde detaylı olarak arz ve izah edildiği üzere davacının davalıdan 1.832.591,64-TL alacağının bulunmadığı; aksine davacının davalıya 1.491.496,45-TL borçlu olduğu, Dava dışı sigorta şirketinin, davalının alacaklarına halef olduğu, davacının Protokol’den doğan borçlarının ifa edildiğini gösterir bir belgeye rastlanmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı şirket aleyhine aralarındaki ticari ilişki kapsamında banka teminat mektupları ve ipotekler verildiğini, aralarındaki ticaretin %90’lık kısmının sigortalandığını, davalı tarafça borcun ödenmesi hususunda ihtar çekildiğini ancak davalının banka teminat mektuplarını nakde çevirmesi sonucu kendilerinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle ihtarla talep edilen miktar yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, banka teminat mektuplarının nakde çevrilmesi sonrası fazla ödenen bedelin istirdadı talep edilmiş, davalı tarafça davacının borçlu olduğu yönünde savunmada bulunulmuş olup, taraflara arasında ticari alım satımdan kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkinin %90’lık kısmının ihbar olunan tarafından sigortalandığı ve bu kapsamda ihbar olunan tarafından davacı şirket adına davalıya ödeme yapıldığı, davacı tarafça aynı zamanda davalıya banka teminat mektubu ve ipotekten oluşan teminatlar verildiği, taraflar arasında 17/11/2016 tarihli protokol düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen … Noterliğinin 10/07/2019 tarihli ihtarname ile 1.491.496,45-TL borcun ödenmesi aksi halde ipoteklerin paraya çevrileceğinin ihtar edildiği, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamındaki deliller üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile; taraflar arasında akdedilen 17.11.2016 tarihli protokole göre davacı yanın toplam borcunun 13.512.722,00 TL olduğu, ihbar olunan sigorta şirket vekilinin 14.12.2020 tarihli dilekçesinde ifade ettiği üzere davacı yan tarafından söz konusu borcun 1.105.845,81 TL’sinin ödendiği, bu durumda bakiye kalan borç (13.512.722,00 TL – 1.105.845,81 TL=) 12.406.876,00 TL olup bakiye borcun %90 kısmının ise 11.172.488,40 TL olduğu, iş bu tutar hasar bildirim tarihi kuruna göre 11.172.488,40/2.9209 USD=3.824.943,60 USD olarak hesap edilmiş olup bu tutar sigorta şirketi tarafından davalı tarafa ödendiği, 12.406.876,20 TL’lik bakiye alacağın %10’luk kısmı olan 1.241.388,00 TL tutarın ise sigorta teminatı kapsamında olmadığı için sigorta şirketi tarafından ödenmediği, ihbar olunan sigorta şirket vekili 14.12.2020 tarihli dilekçesinde “17.11.2016 tarihinden önceki ticaret ile ilgili olarak yapılan tahsilatların öncelikle sigorta şirketinin alacağından düşülmesi gerektiğinden hasar ödeme tarihi olan 17.05.2017’den sonraki tüm tahsilatların sigorta şirketinin alacağın düşüldüğünü” ifade ettiği, bu duruma göre 17.05.2017 tarihinden sonra davacı şirketin yapmış olduğu ödemelerin sigorta şirketi tarafından 11.172.488,40 TL tutardan düşüldüğü ve geriye kalan bakiye alacağın 7.408.683,19 TL kaldığı, taraflar arasında akdedilen protokolün 3. maddesine göre hasar ödeme tarihleri arasında yıllık %12 faiz oranı üzerinden vade farkının ödeneceği, yine aynı maddede vade farkının anapara borcunun ödenmesinden sonra davacı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı açık olup, dosya kapsamındaki deliller ve davacı, davalı ile ihbar olunan şirketlerin ticari kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonrası düzenlenen bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle, davalı şirketin dava dışı ihbar olunan sigorta şirketinden tahsil edemediği bakiye alacağın %10’luk kısmına tekabül eden 1.241.388,00 TL alacağın sigorta şirketinden tahsil edilen 11.172.488,40 TL’nin içinde olmadığından sigorta şirketinin davacı şirketten talep ettiği 7.408.683,19 TL’nin içine dahil edilemeyeceği, yine davalı şirketin keşide ettiği 886.905,36 TL tutarındaki vade farkı faturasının protokolün 3. maddesinde tarafların serbest iradesi ile belirlendiği şekilde davacı şirket kayıtlarına alınması gerektiği açık olduğundan dolayı netice olarak davalı şirketin davacıdan 17.11.2016 tarihli protokol sonrasında sürdürülen ticari ilişkiye dayalı olarak 1.491.496,45 TL alacaklı olduğu sabit olduğundan dolayı davacı tarafça davalı ya borçlu olmadığı, borcun ödendiği, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinden dolayı fazla ödendiği iddia edilen bedelin istirdadına yönelik iddiaların ispata elverişli delillerle ispatlanamamasından dolayı davacı tarafça davalı aleyhine açılan menfi tespit ve istirdada yönelik davaların ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça davalı aleyhine açılan menfi tespit ve istirdada yönelik DAVALARIN AYRI AYRI REDDİNE,
2- Davacı tarafça davalı aleyhine açılan ipoteğin fekkine yönelik davanın açılmamış sayılmasına;
3- Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan maktu 80,70-TL karar harcının mahsubu ile fazla yatırılan 56.940,34-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
5- Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafça yargılama sırasında yapılan 14 adet tebligat-posta giderinden oluşan 108,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
7- Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 122.014,05-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı vekilinin, ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2022
Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *
*Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.