Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1216 E. 2022/368 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1216 Esas
KARAR NO : 2022/368
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, farklı sektörlerde uzmanlaşmış, profesyonel kadrosu ile talepte bulunan şirketlere uygun orta ve üst düzey yöneticileri seçerek istihdamı konusunda hizmet verdiğini, davalı şirket, Komşufırın markalı ticari işletmeleri için başta Pazarlama Müdürü olmak üzere pozisyon ihtiyaçlarına ilişkin olarak müvekkili şirketle irtibata geçtiğini, bu kapsamda müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24.10.2018 tarihinde yapılan teklif akabinde Genel Sözleşme imzalandığını, işbu Genel Sözleşme’nin her sayfasının başında ve 2. Sayfasındaki teklif metninde de belirtildiği üzere müvekkili şirket davalı şirkete Pazarlama Müdürü Direktörü, İnsan Kaynakları Yöneticisi pozisyonlarında görevlendirilmek üzere adayların bulunması ve firmaya yönlendirilmesi kapsamında müvekkil şirket ile davalı şirket arasında iki pozisyona ilişkin olarak bir ticari ilişki oluştuğunu, müvekkili şirket davalı şirkete … (Pazarlama Müdürü pozisyonu) için hizmet verdiğini ve bu kişinin 1 Nisan 2019 tarihinde aylık net ücreti 9.000,00-TL olmak üzere işe başlamasını sağlandığını, davalı şirket de haberlere Komşufırın işletmelerinin genel müdürü olan …’nin 25 Mart 2019 tarihinde 16:56 saatinde gönderdiği e-posta ile bu hizmetin sağlandığını kabul ettiğini, davalıya verilen bu hizmetin karşılığı olarak sözleşmenin 9. Sayfasının “Özel İş Koşulları” başlığı ve “Ücretler” bölümünde seçilen adayın birinci yıldaki yıllık net ücretinin 2,5 katı olacaktır şeklindeki düzenlemesine uygun olarak 9.000.00-TL x 2.5 + KDV şeklinde hesaplanan 26.550,00-TL tutarında 28.03.2019 tarihli fatura düzenlendiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, davalı da faturaları kabul ettiğini fakat içinde bulunduğu mali sıkıntılardan bahisle ödeme yapamayacağını beyan ettiğini, müvekkili şirket, son olarak 07.08.2019 tarihinde …. Noterliği vasıtasıyla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak üzerinde uyuşmazlık bulunmayan faturanın ödenmesi ihtarında bulunduğunu, bu ihtamamede davalıya 3 günlük bir mehil verildiğini ve ödemenin faturada belirtilen banka hesabına yatırılması ihtar olunduğunu, İhtarname 15 Ağustos 2019 tarihinde davalıya tebliğ olduğunu, davalı, bu ihtarnameye herhangi bir itirazda bulunmadığını fakat borcunu da ifa etmediğini, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, dosya kapsamında ödeme emri, 28 Ağustos 2019 tarihinde davalıya tebliğ olduğunu ve davalı, 3 Eylül 2019 tarihinde ödeme emrine ilişkin olarak yetki ve borç itiraz ederek icra takibinin durdurulduğunu beyan ederek; davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin merkezi İstanbul Ümraniye olduğunu, İİK. 50. Maddesi delaleti ile HMK. 6. Maddesi uyarınca ilamsız takiplerde borçlunun ikametgahındaki icra müdürlükleri yetkili olduğunu, İstanbul icra müdürlüğünün yetkisine taraflarınca yasal süresi içinde itiraz edildiğini, itirazları doğrultusunda etkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, yetkisiz icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını bu nedenle, öncelikle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, her ne kadar dava dilekçesinde taraflar arasında 24/10/2018 tarihli sözleşme olduğunu ve bu sözleşmede yetki anlaşmasından bahsedilse de müvekkili şirket kayıtlarında şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerce imzalanmış bir sözleşme, dolayısı ile yetki şartının mevcut olmadığını, davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması gerektiğini ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması gerektiğini beyan ederek; yetki itirazlarının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine, davanın esas yönünden reddine, %20 az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: …. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. sayılı dosyası, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/ … E sayılı dosyası, … İcra Dairesi 2020/… iflas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı, taraflar arasında yapılan sözleşme sureti, dava konusu fatura, … Noterliği 07/08/2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname, taraflar arasında yapılan e-posta yazışmaları, … İcra Dairesi 2020/… iflas sayılı dosyasının 25/05/2022 tarih müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen 24/10/2018 tarihli sözleşme gereğince davalı şirkete pazarlama müdürü pozisyonunda aday bulmuş ve işe başlamasını sağladığını, verilen hizmet karşılığında sözleşmeye uygun olarak fatura düzenlendiğini ancak fatura bedelinin ödenmediğini bu nedenle …. İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme kapsamında verilmiş bir hizmet olmadığını, davacı tarafça ispatlanması gerektiğini bu nedenle davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü 2019/… esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 26.550,00 TL asıl alacak ve 28,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.578,37 TL borcun ödenmesi amacıyla 21/08/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 28/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 03/09/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin icra dairesinin ve Mahkemenin yetkisine ilişkin itirazının taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yetki şartının bulunduğu ve para borcu olmasına yönelik alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğundan reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) “hukuk davalarının tatili” kenar başlıklı 194. maddesi “Acele hâller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Bu hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine müteallik ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. Dava durduğu müddetçe zaman aşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere bu yasal düzenleme uyarınca, iflâsın açılmasından sonra müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabilir.
Dava konusu alacak iflâs masasına bildirilmiş ve ikinci alacaklılar toplantısında masaya kabul edilmişse alacak davasının konusu kalmaz. Ancak davaya konu alacağın ikinci alacaklılar toplantısında kabul edilmemesi hâlinde husumet iflas idaresine yöneltilerek davaya kayıt kabul davası olarak devam edilir ve iflas tarihi itibarıyla saptanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-916 E. 2019/1085 K. Sayılı ilamı)
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… E Sayılı dosyasından davalı … Hizmetleri A.Ş’nin 15/10/2020 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, iflas kararının kesinleştiği ve iflas işlemlerinin … İcra Müdürlüğünün 2020/… iflas sayılı dosyasından yürütüldüğü, davacının 18/01/2021 tarihli dilekçesi ile alacak kayıt talebinde bulunduğu, düzenlenen sıra cetvelinde kayıtlı alacağın tamamı olan 31.375,37 TL’nin kabul edilerek 4. Sıraya alınmasına karar verilerek alacak kabul kararı verildiği ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, dava açılmasına sebebiyet veren davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsiline karar verilmesi HMK 331 maddesi hükmü gereği olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 80,70-TL harcın, peşin alınan 321,01-TL’den mahsubu ile ‭240,31‬-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, ,
4-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru harcı ve 80,70-TL peşin harç olmak üzere toplam ‭125,10-TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip …
e-imzalı*

Hakim …
e-imzalı*