Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1179 E. 2023/157 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1179 Esas
KARAR NO : 2023/157
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …/KOCAELİ bölgesinde elektrik ve elektronik alanında malzeme alım-satım, işçilik-montaj işleri yapan tanınmış bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu ve birlikte belirli aralıklarla işler yaptığını, 2019 yılı içinde taraflar arasında yapılan ticaret içerisinde bir ihtilaf olduğunu, 01.01.2019 tarihi itibariyle müvekkili şirketin davalı şirkete 87.773,27-TL borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin bu borcun bir kısmını ödediğini ve 20.01.2019 tarihinde müvekkili şirketin davalı tarafa 50.911,69-TL borcu bulunduğunu, davalı şirketin sıkıştırması üzerine müvekkilinin 150.000,00-TL’lik müşteri çekini davalı tarafa verdiğini ve borcunu 1 ay içinde ödeyememesi halinde çeki işleme koyabileceği konusunda anlaşma sağladığını, müvekkili firmanın borcunu kapatmak için davalı şirket yetkilisini aradığında verilen çekin bankaya verildiğini ve karşılığında 145.000,00-TL’lik ödeme alındığı bilgisiyle karşılaşıldığını, bu günden itibaren müvekkili şirketin 94.088,31-TL alacaklı konuma geçtiğini, müvekkili şirket tarafından 94.088,31-TL alacaklı olduğu rakam davalı şirketten talep edildiği zaman nakit ödeme yerine mal alışverişi yapılmak suretiyle mahsuplaşma teklifi edildiğini, tarafların bu konuda mutabık kalması üzerine 2019 yılı ortalarına kadar müvekkili şirketin karşı taraftan ücretsiz şekilde ürün tedarik etmeye başladığını, davalı şirketçe ürün bedelleri piyasanın çok üzerinde bir kar oranıyla verilmesine rağmen bu duruma ses çıkartılmadığını, ancak 2019 Haziran ayına gelindiğinde 17.290,17-TL daha alacaklı olmalarına rağmen davalı şirket tarafından “aramızdaki mahsuplaşma işlemi bitmiştir, bundan sonra ödeme karşılığı ürünlerimizi alabilirsiniz” şeklinde cevap geldiğini, aralarındaki cariler sunulduğunda ise “dolar kurundaki dalgalanmalardan ötürü artık size borcumuz yoktur” cevabı ile karşılaşıldığını, taraflar arasında sulh yolu ile anlaşma ihtimali kalmaması üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatılarak asıl alacak olarak 17.290,17-TL ve takip öncesi işlemiş ticari avans faizi olarak 203,22-TL talebi içerir ödeme emrinin davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirket vekilince yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu ve zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç çıkmadığını, itirazın iptali hususunda açılan davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılmış olan haksız itirazın iptaline, %20’den az olmamak kaydıyla davalı taraf alyehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan ile ticari ilişki içerisine girildiğini, girilen ticari ilişki neticesinde davacı yanın müvekkili şirkete borçlandığını, bu kapsamda davacı yanın müvekkiline 145.000-TL değerinde bir çek verdiğini, davacı ile müvekkili arasındaki ticari anlaşmazlık davacının cari hesap ve ticari defterlerinde yer alan hesap hataları ile vade farkından kaynaklandığını, müvekkili şirketin davacı yanın bahsetmiş olduğu gibi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket kayıtlarına göre 01.01.2019 tarihinde davacının müvekkiline olan borcunun davacının beyan ettiği bedel olmadığını, ilgili çekin müvekkili şirketin kayıtlarına giriş tarihinin 11.01.2019 olduğunu, yine 150.000-TL bedelli çek verildiği iddia edildiğini, fakat; 145.000-TL bedelli çekin müvekkiline verilmediğini, davacının ilgili işlemleri defterine işlenmesindeki tarih ve hesap hataları sebebiyle ilgili fark ortaya çıktığını, bu hususun davacı yana aktarıldığını ve fakat müspet bir sonuç alınamadığını, davacı yanın müvekkiline kendilerine piyasasının çok üzerinde mal satışı yaptığı iddiası ise somut gerçekliği yansıtmadığını, tarafların ticari faaliyet içerisinde olduğunu ve ilgili ilişki tarafların ortak iradesi ile kurulduğunu, davacı lehine muaccel bir alacak olmadığı sözleşme kapsamında sabit olduğunu, basiretli tacir olan usulüne uygun süresinde ve eksiksiz kayıtlarını tutmakla mükellef olan davacı yanın müvekkili şirket aleyhine muaccel bir bedel olmamasına rağmen bir takip başlattığını, davanın reddi ile müvekkili şirket tarafından yapılan itirazın kabulüne, davacı aleyhine red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, davalı şirkete ait cari hesap ekstresi, 23/09/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağı, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin talimat bilirkişi kök ve ek raporları, davalı yana ait BA-BS formları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine açılan ticari ilişki kapsamında oluştuğu iddia edilen alacağa ilişkin …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yönelik İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf vekili; davalı şirket ile elektrik ve elektronik malzeme alım satımı nedeniyle ticari ilişki içerisinde bulunduklarını, alım satım ilişkisinden kaynaklı müvekkil şirketin davalı yana 87.773,27-TL borcunun bulunduğunu, bir kısım ödemelerden sonra kalan 50.911,69-TL borcun kapanması için müvekkil şirketin davalı yana 150.000,00-TL lik çeki borcun bir ay içinde ödenmemesine karşılık icraya konulması için verdiğini, ancak daha sonra borcun kapatılmaya çalışıldığı sırada çekin işleme konularak bankaca 145.000,00-TL miktarında ödeme yaptığını, bunun üzerine davalı yan tarafından fazlaca alınan bedel karşılığında ücretsiz şekilde davalıdan ürün tedarik etmeye başladığını ancak daha sonra fazladan alınan ücret hala var olmasına rağmen davalı yanın mahsuplaşmanın bittiğini, bundan sonraki alımların bedeli karşılığında alınması gerektiği söylenerek mal gönderimini yapmadığını, bu sebeple hala fazladan yapılan 17.290,17-TL bedelin var olduğunu, ödenmeyen bu bedele ilişkin başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf vekili; müvekkil şirket davacı yanın aralarındaki anlaşmazlığın davacı yanın cari hesap ve ticari defterlerinde yer alan hesap hataları ve vade farkından kaynaklandığını, davacı yanın tanık delilini kabul etmediklerini, kötü niyetle yapılan icra takibi nedeniyle davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının dosyamız arasına alındığı anlaşıldı.
…. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; 30.06.2019 tarihli 17.290,17-TL tutarlı cari hesap alacağı olmak üzere 17.290,17-TL asıl alacak ve 203,22-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 17.493,39-TL borcun ödenmesi amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 25/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 01/08/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olup davacı tarafça dosyaya sunulan 23/09/2019 tarihli arabuluculuk son anlaşmazlık tutanağı ile davacı tarafça zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve tarafların anlaşamadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, mahkememizce davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelenmiş ve taraflara ait ticari defter ve kayıtları, BA-BS formları üzerinde mali müşavir tarafından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 24/07/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Davacı yanın ticari defter açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, Davacı şirketin ticari defter onayları yasal süresinde yaptırıldığından, defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, davacının yasal defterlerinde davalı … muhasebe hesap kodunda işlem gördüğü, defterlerde yapılan incelemelere göre Davacı ile davalının 2017 yılındaki çalışmalarında davalı … şirketinden 6 adet toplam 80,537,06 TL.-lik mal alımı yaptığı buna karşılıkta 2 adet 25,10.2017 tarihinde dolar cinsinden çek ile ödeme yaptığı, 31.12.2017 tarihinde de 1 adet 2.500,00 TL.- tutarında banka yoluyla ödeme yaparak 2017 yılında botç/alacak yönünden cari hesabın sıfırlandığının görüldüğü, ancak ; davacı taraf 25.10.2017 tarihinde davalıya verdiği 2 adet 26.200 USD ve 4.7ZIĞGUSD lik toplam 30.916 USD tutarındaki çekleri defter kayıtlarına işlerken tutar yönünden hata yapıldığı, Yasal defter kayıtlarında 25.10.2017 tarihli 296 yevmiye maddesinde 2 çekin tutarını 78.037,06 TL.- olarak kayıt ettiği, oysa 25.10.2017 tarihinde geçerli TCMB “nin Usd döviz alış kuru 3,7111 TL/Usd olduğu, bu kura göre çekleri Türk Liraşına çevirerek defter kayıtlarına işlenmesi gerektiği, bu haliyle 2 adet çek toplam 30.916 USD X3,7111 TL.-den 114,732,37 TL.- olacağı, ancak yapılan kayıtta ise tutar 78.037,06 TL. olarak görüldüğünden , 2 adet USD çek bedeli Türk Lirası cinsinden toplamda 36.695,31 TL. eksik olarak kayıt edildiği, çekin davalıya çıkış kaydının ardından, davalının çekleri vadesinde tahsil ettiğinde, davalı TCMB’nin döviz alış kuru 3,9390 TL/USD’yi dikkate alarak 2 adet çeki 30.916 USDX3,9390 TE,.-den 121.778,12 TL.- olarak hesap etmeli ve arada oluşan gelir için, “kur farkı gelirleri” açıklaması ile davacıya fatura düzenleyerek davacıdan olan alacağından bu tutarı mahsup ederek kayıtlarına işlemesinin gerektiği, bu durumda alacak borç yönünden fark çıkmasının önlenebileceği, ancak dosyada bu işleme dair bir faturanın bulunmadığı, davalının ticari defterlerinin incelenmesi ile bu durumun tespit edilmesi gerektiği, davacının USD çeklerini kayıtlara işlerken tutarları eksik hesapladığını fark ederek 02/01/2019 tarihinde 7 numaralı yevmiye maddesinde bir muhasebe fişi oluşturarak bu yanlışlığı düzelttiği, sonuç itibariyle davacının dava konusu dönemlerinc ait yasal defterlerinden ve tüm dosya kapsamından yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda ; Davacımnın 2017, 2018 ve 2019 yılları arasındaki sahibi lehine delil kudretine haiz yasal defterlerinden kayıtlardaki son işlem 30.06.2019 tarihine ve dava tarihine göre davalıdan kalan alacağımın 16.909,32 TL.- olarak tespit edildiği, Davacının, davalı aleyhine 24.07.2019 tarihinde 17.290,39 TL.—asıl alacak ve 203,22 TL.- işlemiş ticari (reeskont avans) faiz ile 17.493,39 TL.- üzerinden 30.06.2019 tarihli cari hesap alacağına dayalı icra takibi başlattığı ancak davalının icra takibinden önce borçluyu temerrüde düşürdüğüne dair bir belgeye rastlanmadığından alacağa işlemiş faizin kabulü şayan bulunmadığı, Davacının icra takibindeki asıl alacağın 17.290,39 TL.- olatak talep edildiği, davalının yasal defter ve dayanağı belgelere göre ise alacağın 16.909,32 TL.- olarak tespit edildiği ,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi ve talimat mahkemesince incelenen davacı yan defterlerinin karşılaştırmasının yapılması için mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 10/12/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Davalı yanın ticari defter açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, Davalı şirketin ticari defter onayları yasal süresinde yaptırıldığından, defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, davalının yasal kayıtlarına göre davalı taraf davacı tarafa toplam 156.833,78 TL tutarın hizmeti verdiğini, davacı tarafından 157.763,57 TL ödeme yapıldığı, davalı yanın davacıya kaydi olarak 929,79-TL tutarında borçlu olduğu görülmüştür.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporundaki tespitlere karşı itirazları üzerine ek rapor düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama sırasında davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için talimat mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 29/06/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Tarafların her ikisininde defter kayıtlarında eksik ve hatalı işlemler tespit edilip rapor içinde detaylı , denetime elverişli, gerekçeli olarak açıklandığı, Davacının ve davalının tüm evrakları elden geçirilip, 2017, 2018 ve 2019 yılları arasındaki taraflara ait kayıtlar üzerinden yapılan tespitte, dava tarihine göre ; davacının , davalıdan kalan alacağının 16.909,32 TL.- olarak tespit edildiği, Davalının cari hesap dökümünde görülen, davalının defterde olup olmadığı bilinmeyen 2017 yılındaki 7.319,00 TL.-lik borç dekontu açıklamalı ve 01.08.2019 tarihli 8.142,00 TL- verilen fiyat farkı açıklamalı faturanın dayanağı belgelerinin olmadığı, davacıya teslim edildiğinin ispat edilemediği, davacının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının davacıya düzenlediği kendi faturaları kendi defterine kayıt etmediği ve bu 2 kaydın (15,461,30) bir belgeye dayanmaması nedeniyle borç/alacak tespitinde hesaplamaya dahil edilmediği, Davacının, davalı aleyhine 24.07.2019 tarihinde 17.290,39 TL. asıl alacak ve 203,22 TL.- işlemiş ticari (reeskont avans) faiz ile 17.493,39 TL.- üzerinden 30.06.2019 tarihli cari hesap alacağına dayalı icra takibi başlattığı ancak davalırın icra takibinden önce borçluyu temerrüde düşürdüğüne dair bir belgeye rastlanmadığından alacağa işlemiş fisizin kabule şayan bulunmadığı, Davacının içra takibindeki asıl alacağın 17.290,39 TL.- olarak talep edildiği, davacının yasal defterleri, dayanağı belgeler ve taraflara ait bilirkişi raporları ile davalıya ait inceleme yapan diğer bilirkişinin sunduğu ek bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davalıya yaptığı fazla ödemeler nedeniyle kalan alacağın 16.909,32 TL.- olarak tespit edildiği, sonuç ve kaanatine varılmıştır. ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Mali Müşavir Bilirkişi tarafından 28/11/2022 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre; ” Dosya kapsamında taraflarca sunulan cari hesap ve çek görüntüleri incelendiğinde davacı tarafından Davalı tarafından alındığı iddia edilen 2 adet Çeklerin Dava Dışı … tarafından davacı yana verildiği, davacı tarafın dava dışı … ile ticari ilişkinin olup olmadığının belirlenemediği, söz konusu çeklerin davalı tarafından verildiğinin ispata muhtaç olduğunu, Detaylıca verilen davalı taraf 2017-2018-2019 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davalı taraf davacı tarafa toplam 156.833,78 TL tutarında hizmet verdiği, davacı tarafından 157.763,57 TL ödeme yapıldığı, Davalının davacıya kaydi olarak 929,79TL tutarında borçlu olduğu, yine davacı tarafından kesilen faturaların davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin davacı tarafından davalı tarafa teslim edildiğinin davacı tarafından ispata muhtaç olduğu davalının takip tarihi itibariyle davacıya kaydi olarak Asıl Alacak olarak 929,79TL tutarında borçlu olduğu, Davacı tarafından faturaların ve ödemelerin davalıya tesliminin ispatlanması halinde davacı tarafın davalıdan 16.909,32-TL tutarında alacaklı olacağı.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, davacı beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirket ile davalı yan arasında incelenen ticari defter ve kayıtlara göre ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı ve davalı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dolayısıyla yasal defterlerin tarafların lehine delil olarak kullanılabileceği, taraflar arasında devam eden ticari ilişki gereği oluşan ticari kayıtlarda her iki tarafın da hatasından kaynaklı yanlış kayıtların bulunduğunun bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğu, yine dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi ile tarafların tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda söz konusu çeklerin davacı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, yine sadece davacı yan defterlerinde kayıtlı olan ancak davalı yan defterlerinde kayıtlı olmayan 77.383,59-TL faturanın karşılığı malın davalı yana verildiğine ilişkin dosya kapsamında sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, bu hususun ispata muhtaç olduğu, bunun dışında yapılan incelemeler sonucunda davalı tarafın 2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarına göre davacı yana 156.833,78-TL tutarında hizmet verdiği ve bunun karşılığında davalı yanın davacıya 157.763,57-TL ödeme yaptığı anlaşıldığından davalının davacıya kaydi olarak 929,79-TL tutarında borçlu olduğu anlaşılmış ve bu hususun yapılan bilirkişi incelemesi ile de sabit olduğu anlaşıldığından davacı tarafın dava ve takip konusu cari hesaptan dolayı davalıdan kısmen alacaklı olduğu ispatlandığından, dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacı tarafın başlattığı … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin iptal edilen miktar üzerinden takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden devamına, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a)Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 929,79-TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Hükmolunan asıl alacağın %20’si (185,95-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 179,90-TL harcın daha önce peşin yatırılan 207,81-TL harçtan düşümü ile fazla yatırılan 27,91-TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 929,79-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 1.260,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.660,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 143,04-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davadaki haklılık durumuna göre 228,31-TL’sinin davalıdan, geri kalan 1.091,69-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kabul edilen, reddedilen miktar ve dava değeri itibariye KESİN olmak üzere verilen karar usulen okundu, anlatıldı. 01/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır