Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1155 E. 2021/513 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1155 Esas
KARAR NO : 2021/513

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davalının, davacının … sayılı cari hesap alacağından kaynaklanan borçlarını ödemekte gecikmeye ve dahi ödememeye başladığını, davacı şirket yetkililerince defalarca kere ihtar edilmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dilekçe ekinde yer alan faturalar ve cari hesap incelendiğinde davacının alacaklı tutarın net bir şekilde ortaya çıkacağını, açıklanan sebeplerle borçlunun … 8. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasına vaki itirazlarının iptali ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla takip tarihi itibariyle 22.030,29 TL alacak için takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesi adı altında 28/07/2020 tarihli dilekçesini ibraz etmişse de dava dilekçesinin davalı şirketin sicil adresine tebliğ edilmiş olup 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra verildiği anlaşıldığından Mahkememizce cevap dilekçesi olarak değerlendirilmemiş, beyan dilekçesi olarak kabul edilmiştir, davalı taraf beyan dilekçesi ile; davacının temerrüt faizi talep ettiğini, ancak davalının ödeme gecikmesi olmadığını, buna rağmen takibe dayandırılan faturalar vade farkı faturası olarak tanzim edildiğini, fatura içeriği alacaklı yönünden tanzimle 8 gün içinde itiraza uğramaması halinde de borçlu yönünden bağlayıcı olduğunu, açıklanan nedenlerle dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
… 8. İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen direkt satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim Sözleşmesi, e- faturalar, davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporları, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih 2001/1 esas, 2003/1 karar sayılı kararına göre, “vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme ya da teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcudiyetinin kanıtlanması gerekmektedir. Mal bedeline ilişkin faturaya vadesinde ödenmediği takdirde vade farkı uygulanacağına ilişkin şerh düşülmesi ve faturaya süresinde itiraz edilmemesi vade farkı istenebilmesine olanak vermez. Mahkemece, vade farkı faturasına ilişkin uyuşmazlığın yukarıda belirtilen içtihat çerçevesinde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir…” denilmiştir.
Vade farkı istenebileceğine ilişkin şart, sözleşme ilişkisi kurulurken ya da daha sonradan tarafların ortak iradeleri ile kararlaştırılabileceği gibi sözleşme ilişkisinin devamı sırasında ticari teamül biçiminde de ortaya çıkabilir (HGK., 02.10.2013 gün ve 2013/19-199 E., 2013/1418 K.).
Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekir. Vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olması yukarıda belirtilen şartların gerçekleştirilmemesi halinde tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmaz. (Yargıtay 19. HD 2016/13496 E. 2017/7273 K.)
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat mahkemesinden bilirkişi raporu alınmış, Mahkememizce davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve rapor hazırlanması için uzman mali müşavirden bilirkişi raporu alınmıştır.
… 8. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 22.030,29 TL borcun ödenmesi amacıyla 08/01/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 04/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 11/02/2019 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için Mahkememizce alınan mali müşavir bilirkişinin 23/09/2020 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; Takip tarihi (08.01.2019) itibariyle davacının davalı yandan 22.030,29 TL Cari hesap bakiye alacaklı olduğu, Davalı … Tic. Ltd. Şti. 14.09.2020 günü yapılan incelemeye katılmamış ve ticari defter ve belge ibraz etmediği, taraflar arasındaki ihtiafın davacı tarafındna davalı adına düzenlenen “Vade Farkı” faturalarından kaynaklandığı anlaşıldığı, Faturalara icra takibinden önce ve takip dosyasında davalının herhangi bir itirazının bulunmamakla, faturaların davalı yana e-fatura portalından teslim edildiği görüldüğü, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde ise “borcun vadesinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı kanunun 51. maddesine göre uygulanmakta olan aylık gecikme zammının iki puan üzeri temerrüt faizi uygulanacağı” kararlaştırılmış olup sözleşmede geç yapılan ödemelere temerrüt faizi uyagulnacağı belirtilmiş olup Vade farkının uygulanacağına dair bir ibarenin mevcut olmadığı, diğer yandan davacının incelenen ticari defterlerinde de daha önceden vade farkı alındığına dair teamülün bulunmadığı alaşılmakla Vade farkı faturalarının kabul edilip edilmeyeceği ile ilgili takidir Sayın Mahkemenize ait olduğu, neticeten; Sayın Mahkemeniz davacı yan tarafından düzenlenen vade farkı faturalarını kabul etmesi durumunda davacı yanın davalı yandan takip tarihi (08.01.2019) itibariyle 22.030,29 TL cari hesap alacaklı olduğu, Vade farkı faturalarının Sayın Mahkemeniz nezdinde kabul edilmemesi durumunda ise davacı yanın davalı yandan takip tarihi (08.01.2019) itibariyle (22.030,29 TL – 9.942,28 TL Vade Farkı faturaları Toplamı=) 12.088,01 TL alacak talebinde bulunabileceği şeklinde rapor düzenlenmiştir.
…. 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin …Talimat Sayılı dosyasından davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için alınan mali müşavir bilirkişinin 22/03/2021 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin 2018 Yılı Ticari Defterlerinden Yevmiye Defterini ve Büyük Defterini E Defter Uygulamasına göre tutmuş olup 2018 Yevmiye Defter ve Büyük Defter Beratlarının da yasal süresinde mevzuata uygun olarak gönderildiği, bu nedenle 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 64/3 Maddesine ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesine göre Davalının Ticari Defterlerinin kendi lehine delil niteliğini taşıdığı, davalı … Tic. Ltd. Şti. 19.04.2018 Tarihinde Davacı …’ne 09.01.2018 Tarihi itibariyle 129.121,82 TL olan borcun tamamını banka havalesi yolu ile ödemiştir. 09.01.2018 Tarihinden sonra Davalı ve Davacı Şirket arasında Ticari Mal/Hizmet alımı faturası düzenlenmediği, ancak Davacı … Davalı …Tic. Ltd. Şti.’ne Vade farkı faturaları düzenlediği, Davalı …Tic. Ltd. Şti.’de söz konusu vade farkı faturalarını bir taraftan ticari defter kayıtlarına alırken bir taraftan da söz konusu vade farkı faturalarına Davacı …’ne iade faturası düzenleyerek düzenlenen iade faturalarını da ticari defter kayıtlarına alarak Davacı … tarafından düzenlenen vade farkı faturalarını sıfırladığı, bu nedenle de Davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin 2018 Hesap Dönemi ticari defter kayıtlarına göre Davacı …’ne herhangi bir borcu kalmadığı, davacının dava konusu ettiği 22.030,29 TL alacağın davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen vade farkı faturalanndan oluştuğu, davalı tarafın davacı tarafça düzenlenen vade farkı faturalarını bir taraftan ticari defter kayıtlarına alırken bir taraftan da aynı tutarlarda davacı tarafa iade faturası düzenleyip ticari defter kayıtlarına alarak davacının düzenlediği vade farkı alacağım sıfırladığı, ancak davacı tarafça davalı tarafın vade farkı faturalarına düzenlediği iade faturalarını kayıtlarına hiç almadığı, davalının yapmış olduğu ödemenin taraflar arasında imzalanan 16.10.2015Tarihli “Direkt Satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim” Sözleşmesinin 7. Ödeme maddesine uygun olmadığı, (fatura tarihini takip eden 15 gün içinde ödenmediği) bu nedenle davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen, toplam 22.030,29 TL vade farkı faturalarının taraflar arasında imzalanan 16.10.2015 Tarihli “Direkt Satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim” Sözleşmesinin 7. “Ödeme” maddesine uygun olduğu, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenen toplam 22.030,29 TL vade farkı faturalarının davalı tarafça ödenmediği, davacı tarafa düzenlenen iade faturaları ile kendi ticari defterlerinde sıfırlandığı şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında direkt satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim Sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşmenin her iki yanın da kabulünde olduğu ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturaya dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı defterinde kayıtlı olan 24/04/2018 tarihli 4.720,00 bedelli, 22/06/2018 460,20 TL bedelli, 26/12/2018 tarihli 845,32 TL bedelli, 31/12/2018 tarihli 703,94 TL bedelli ve 31/03/2018 tarihli 3.212,82 TL bedelli olmak üzere toplam 9.942,28 TL bedelli faturaların vade farkından kaynaklı olduğu, somut olayda, taraflar arasında yapılan sözleşmede vade farkından dolayı alacak istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı gibi bu yönde bir uygulamada yapılmadığı, sözleşmedeki düzenlemenin temerrüt faizine ilişkin düzenleme olduğu bu nedenle vade farkı faturalarından kaynaklı davalı tarafından yapılan itirazın haklı olduğu, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu, ticari defterlerde bulunan faturaların ayrıntılı olarak gösterildiği, vade farkı dışında cari hesabı oluşturan faturaların e fatura olduğu, davalı tarafa tebliğ edildiği ancak itirazın bulunmadığı, bu nedenle fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edildiği ve borcunun bulunmadığı yönünde yazılı bir delilin davalı tarafça sunulmadığı anlaşılmakla; davacı yanın davalı yandan takip tarihi (08.01.2019) itibariyle (22.030,29 TL – 9.942,28 TL Vade Farkı faturaları Toplamı=) 12.088,01 TL alacak talebinde bulunabileceği Mahkememizce kabul edilerek davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın başlattığı … 8. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 12.088,01 TL alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak likit olmakla hükmolunan asıl alacağın %20’si(2.417,60-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı … 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 12.088,01 TL alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(2.417,60-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 825,73-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 376,23-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 449,50-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru ve 376,23-TL peşin harç olmak üzere toplam 420,63 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 700-TL Bilirkişi ücreti ve 222,00-TL posta giderinden ibaret toplam 922,00-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 505,90-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 724,28 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 595,72 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
8-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı