Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1151 E. 2021/564 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1151 Esas
KARAR NO : 2021/564
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacılar vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekilinin 24.10.2019 tarihli dava dilekçesinde, özetle; 26.06.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan … plakalı araç sürücüsü dav dışı …’ in … Karayolu – … Köyü yol ayrımında aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında , araç içinde yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin ağır yaralandığını ve malul kaldıklarını, dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak tazminat ödemesi yapılmadığını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 400,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
… plakalı 1996 model …tipi hususi otomobilin, dava dışı araç işleteni/ sigortalı … adına tescilli aracın 20.01.2018/2019 vadeli olarak … numaralı ZMMS poliçesinin müvekkil sigorta şirketi nezdinde düzenlendiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve 360.000,00 TL ile sınırlı solduğunu, davacı tarafın kazadan sonra 1 yıllık sürenin dolmadan önce ve maluliyet raporu düzenlenmeden tazminat talebinde bulunduğunu, gelir belgesi ve diğer genel şartlarda belirtilen belgelerin tamamlanmadığı, öncelikle davaya konu olayda kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin ATK tarafından düzenlenecek raporla tespitini talep ettiklerini, tazminatın genel şartlar doğrultusunda TRH 2010 yaşam tabloları ve 1,8 teknik faizle aktüeryal hesaplama ile yapılmasını, geçici iş göremezlik zararlarından Genel Şartların A.5 maddesi gereği sorumlu olmadıklarını, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, usulüne uyun başvuru yapılmamış olması nedeni ile davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğin belirterek, davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
… CBS 2018/… sor. Sayılı dosyası … Ana Bilim Dalı raporu, …Hastanesinden gelen tedavi evrakları, … Devlet Hastanesinden gelen tedavi evrakları, Sgk Kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, davacıların sosyal ve ekonomik durum araştırması, ATK kusur ve maluliyet raporları, aktüerya raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
26.06.2018 günü, saat 17:40 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … kod no’lu devlet karayolunu takiben … istikametinden … yönüne doğru seyir halinde iken kaza mahalli olan sağa tehlikeli virajlı olan kavşaktan çıtığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybedip sağ taraftan yol dışına çıkarak takla atması sonucu araçta yolculuk eden … ile …’in yaralanmasına konu olay meydana gelmiştir.
Dosya kusur incelemesi için ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 22/05/2020 tarihli raporunda sürücü … idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri dışındaki devlet yolunda gündüz vakti seyir halinde iken yola gereken dikkatini vermesi, istikametini hitaben bulunan viraj yön levhasını da dikkate alıp kavşakta asgari hızla tedbirli bir şekilde seyrini sürdürmesi ve aracının direksiyon hakimiyetine özen göstermesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği ifadesinden de anlaşılacağı üzere mahal şartlarının üzerinde olan hızıyla kavşağı çıktığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybedip yol dışına çıkarak dava konusu olaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla olayda asli kusurlu ve %100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, düzenlenen rapor dosya kapsamına ve kazanın oluşuna uygun olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmıştır.
14/05/2015 tarihli … sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, işletenin hukuki sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlenen sigortacıya karşı yöneltilen davalarda hesaplama ve değerlendirmelerin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardaki esaslara göre yapılması gerektiği ileri sürülebilir ve bu durumda sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınacağı sonucuna varılabilir ise de;
Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde malûliyetin varlığı ve oranına ilişkin belirlemenin Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir. Diğer bir ifade ile; yargısal içtihatlarda maluliyete ilişkin raporların, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca düzenlenmesi gerektiğine ilişkin bir belirleme bulunmamaktadır. Kaldı ki bu yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olup Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca usulüne uygun şekilde düzenlendiği anlaşılan raporlar hükme esas alınmıştır. (emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2018/2923 E. 2020/3841 K. Sayılı ilamı)
Dosyanın aktüerya bilirkişine tevdi edilmiş olup bilirkişinin 08/04/2021 tarihli raporundan özetle: “29.01.2021 tarih 1722-A Karar numaralı Adli Tıp Kurumu- … İhtisas Kurulu Tarafından düzenlenen raporda; 17.10.1959 doğumlu …’ in 26.06.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.08.2008 tarih ve 22071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; – E cetveline göre % 7,3 (yüzdeyedivirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, – İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa edildiği, 29.01.2021 tarih 1722-B Karar numaralı Adli Tıp Kurumu- … İhtisas Kurulu Tarafından düzenlenen raporda; 13.05.1981 doğumlu …’ in 26.06.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı aralanmasının 11.08.2008 tarih ve 22071 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte azanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre; – E cetveline göre % 36,2 (yüzdeotuzaltıvirgüliki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, – İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile mütalaa edildiği, Davacı …’ in 26.06.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; – 4 ay/ 120 gün geçici iş göremezlik dönemi zararının 5.803,64 TL olduğu, daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybının ise % 7,3 maluliyet oranı sonrası 48.029,45 TL olduğu, toplam maddi zararının 53.833,09 TL olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe limitleri dahilinde olduğu, davacı …’ in 26.06.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; – 9 ay/ 270 gün geçici iş göremezlik dönemi zararının 15.611,79 TL olduğu, – Daimi / sürekli iş göremezlik- efor kaybının ise % 36,2 maluliyet oranı sonrası 433.506,32 TL olduğu, toplam maddi zararının ise 449.118,11 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe limitleri dahilinde işbu hesaplanan toplam zarar miktarının ancak 360.000,00 TL ‘ sinin davalı sigorta şirketinden talep edilebileceği, 24.10.2019 dava tarihinin davalı sigorta şirketi yününden temerrüt tarihi olarak kabulünün ve yasal faiz talep edilebileceği şeklinde rapor düzenlenmiştir. Aktüerya bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın Yargıtay 17. HD’ nin 2020/2598 E. 2021/34 K 14.01.2021 tarihli kararı ve T.C. Yargıtay 17. HD. 2019/3292 E. 2021/1848 K. 24.02.2021 tarihli doğrultusunda, TRH 2010 Yaşama Tablosu ve progresif rant yöntemi olarak adlandırılan hesaplama yöntemi dikkate alınarak düzenlendiği anlaşılmakla dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 15/06/2021 tarihinde talebini arttırdığına yönelik talep arttırım dilekçesi sunmuştur.
Islah halinde temerrüt faizi yönünden ise; haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Bu nedenle dava dosyamızda ıslah edilen miktar bakımından da temerrüt tarihiden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekir.
Dava konusu tazminatta hatır taşıması indirimi yapılmış olup öncelikle hatır taşımasının açıklanmasında fayda görülmüştür. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. (Y.17.H.D.2018/3231E-2018/12869)
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “tazminat” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. Maddesinde ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacıların 26/06/2018 tarihli trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu, kazada yaralandıkları, kaza sonrası geçici ve sürekli iş göremezlik kaybı yaşadığı, savcılık dosyasının incelenmesinde, araç sürücüsünün davacı … ‘in kardeşi, diğer davacı …’in ise oğlu olduğu, araç içerisinde yolculuk ettikleri, taşımanın davacıların menfaatine uygun biçimde yapıldığı ve araç sürücüsünün taşımada bir menfaatinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki tüm açıklamalar karşısında; tazminattan hatır taşıması nedeniyle Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları doğrultusunda, davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatları üzerinden %20 hatır taşıması indirim yapılarak, davalı sigorta şirketi yönünden 24/10/2019 dava tarihinin temerrüt tarihi olduğu tespit edilerek hüküm kurulmuştur.( Y.17.H.D. 2017/19E-2018/19030K)
Davanın kısmen reddine karar verilmiş olup, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Zira, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmeyecektir. (Y.17.H.D. 2015/14413E-2018/4944K ilamı)
Tüm bu açıklamalar ve hukuki değerlendirmeler sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-)Davacı … yönünden takdir olunan hatır taşıması indirimi neticesinde 4.642,92 TL geçici iş göremezlik 38.423,56 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Davacı … yönünden takdir olunan hatır taşıması indirimi neticesinde 80,00 TL geçici iş göremezlik 288.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 22.620,61-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 1.459,40-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 21.071,21-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacılar tarafça yatırılan 44,40-TL başvuru, 1.415,00-TL ıslah ve 44,40-TL peşin olmak üzere toplam 1.548,20-TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-)Davacı … yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.398,64-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine,
6-)Davacı … … yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 28.615,60-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine,
7-)Davacılar tarafından yatırılan 800,00-TL Bilirkişi ücreti, 300,00-TL ATK fatura ücreti ve 303,00-TL Posta masrafı olmak üzere toplam 1.403,00-TL’in davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
8-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
9-)Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 22/01/2021 tarihli 2021/9490 numaralı 1.620,00-TL fatura bedelinın davalıdan tahsiline, davalıdan tahsilinin gereği için yazı işleri müdürlüğünce harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip … Hakim …
¸e-imzalı ¸e-imzalı