Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1129 E. 2020/76 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1129 Esas
KARAR NO : 2020/76

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’nın 10/01/2014 tarihinde… plakalı araç ile Eyüp Sultan Merkez Mah. Silahtarağa Cad. …Hastanesi trafik ışıklarında yaya olarak yoldan geçmeye çalışan maktul…a aracı dikkatsiz ve hızlı kullanması sebebiyle çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, sürücü hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyasında yargılamasının yapıldığını, mahkemece davalı sürücünün 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldığını, haksız fiili işleyen davalı …nın yanı sıra diğer davalı … Ltd. Şti’nin maddi zarardan ve manevi zarardan sorumlu olduğunu, diğer davalı … Sigorta A.Ş yalnızca maddi zarardan poliçede öngörülen limitle sınırla olarak sorumlu olduğunu, müteveffa …’ın her daim çocuklarına kol kanat germekte ve o yaşına rağmen hala çalışmakta ve çalıştığı kazancının büyük bölümünü çocuklarına vermekte olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişi raporu doğrultusunda belirli hale getirilmek üzere haksız eylem sebebiyle gelecekteki destekten yoksun kalan davacılardan… için 5.000-TL maddi tazminat, Hüseyin Yıldırım için 5.000-TL maddi tazminat, … için 5.000-TL maddi tazminat, … için 1.250-TL maddi tazminat, … için 1.250-TL maddi tazminat, …için 1.250-TL maddi tazminat, …içim 1:250-TL maddi tazminat talep ettiklerini, davalılardan … ve …Ltd. Şti açısından olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, …Sigorta A.Ş’nin mali mesuliyet sigortası kapsamında yalnızca poliçe miktarı ile sınırlı olacak şekilde haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tazminine hükmedilmesine, müvekkillerinin haksız fiil sebebiyle uğradığı elem ve acılardan kaynaklanan manevi zarar doğrultusunda davacı oğlu … için 20.000-TL, davacı oğlu…için 20.000-TL, davacı kızı … için 20.000-TL, davacı torunu … için 5.000-TL, davacı torunu …için 5.000-TL, davacı torunu …için 5.000-TL davalılardan … ve … Ltd. Şti. Açısından haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tazminine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, TTK’ya madde 5/A eklenerek 4. maddesinde belirtilen davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluğu getirildiğini, bu halde bahsi geçen uyuşmazlık hallerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olunmasının dava şartı olarak düzenlendiğini, söz konusu hükmün yürürlük tarihinin 01/01/2019 olarak belirlendiğini ancak davacının arabulucuya başvurmadığını ve dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, maddi zararlar yönünden, müvekkile ait… plakalı aracın …Sigorta A.Ş. Tarafından düzenlenen ZMMS mevcut olup bu taleplerin sigorta tarafından karşılanması gerektiğini, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, davaya konu olayda ölenin davacılara destek olmasının mümkün olmadığını, zira ölen …’ın kaza gerçekleştiğinde 81 yaşında olup oldukça yaşlı olduğunu, davacıların ise ölenin 18 yaşından büyük aynı zamanda evli olan çocukları olduğunun anlaşıldığını, bu durumda davacıların 81 yaşında yaşlı babaya destek olmaları gerek hayatın olağan akışına daha uygun iken, 81 yaşında ölen yaşlı babanın çocuklarına destek olduklarını düşünmek hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırı olacağını, bu nedenle ölenin davacılara destek olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranıyla sınırlı olup kusur oranının tespiti gerektiğini, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; İstanbul…Asliye Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası hakkında verilen kararda, müteveffa …’ın asli kusurlu, müvekkil adına kayıtlı aracı kullanan sürücü diğer davalı …’nın ise tali kusurlu değerlendirildiklerinin görüldüğünü, dolayısıyla davacıların müteveffanın kusurundan yararlanmaması gerektiğini, davaya konu kazada müteveffanın asli kusurlu olduğunu, bu nedenle talepte bulunan davacıların desteğinin, yaya olarak kurallara aykırı şekilde karşıdan karşıya geçmesi sebebi ile kusurlu olduğu ortada olup, kurallara uymadığı ve gerekli güvenlik tedbirlerini alıp almadığı da bilhassa araştırılmalı ve kusur ve zarar miktarının bilirkişi marifetiyle tespitinin gerektiğini, talep edilen maddi ve manevi tazminat tutarı fahiş olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin ve manevi tazminat talebinin yersiz olup tazminata hak kazanıp kazanmadıklarının tespiti gerektiğini, zira gerek maddi ve gerekse manevi tazminat taleplerinin ölçüsüz ve tutarsız olduğunu beyan ederek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz.
CEVAP: Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen iş bu davanın ticari dava olmayıp Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmediğini, kabul anlamına gelmemekle beraber iş bu davanın bir an için ticari dava olduğu varsayıldığında dahi somut olayda Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A sayılı maddede yer alan arabuluculuğa başvurma şartının gerçekleşmediği için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde dayandığı delillerinin tamamının kendilerine tebliğ edilmediğini, somut olayın vuku bulmasında asli kusurun müteveffaya atfedilebilir olduğunu, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğununun İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporu ile ortaya konulduğunu, asli kusurlu olan müteveffanın yakınlarının tazminat isteklerinin reddi gerektiğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerine ilişkin olarak her bir davacının bakımından müteveffadan daha önce destek alıp almadığının, alınan desteğin süresinin, mevcut sosyo-ekonomik durumlarının, yaşları gibi hususlarının ortaya konmadığını ve davacının iddialarını kanıtlayamadığını beyan ederek davanın görevden mahkemede ikame edildiğinden dosyanın görev yönünden usulden reddine, mahkemenin görevli olduğu kanısına varılması halinde arabuluculuk şartının sağlanmaması nedeniyle dosyanın usulden reddine, aksi kanaat halinde davacı karşı davalının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız şekilde açtığı davanın esastan reddine, aksi kanaat halinde dosyanın zarar miktarının tespiti için bilirkişiye tevdi edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 115/1 maddesi gereğince mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır.

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Mahkememizin 06/11/2019 tarihli tensip tutanağının 12 numaralı ara kararı gereği davacı vekiline dava konusu uyuşmazlık hakkında arabuluculuk faailiyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutunağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunmak üzere bir haftalık kesin süre verildiği, tensip tutanağının davacılar vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk faailiyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının sunulmadığı görülmüştür.
UYAP üzerinden yapılan sorgulamada dava dosyasına ilişkili arabuluculuk dosyasının eklenmiş olduğu ancak ekli arabuluculuk dosyasının başvurucusunun dava dışı Vestel olduğu, karşı tarafın dava dışı …olduğu, mahkememiz dosyası ekine eklenen arabuluculuk başvuru dosyasının mahkememiz dosyası ile ilgili olmadığı buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu olayın trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olması, davanın davalı sigorta şirketleri ve sorumlu diğer davalılar hakkında açılan Karayolları Trafik Kanunu ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olması ve bu hususun Türk Ticaret Kanununda düzenlenmesi nedeniyle davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu açık olup, bir davada davanın taraflarına göre davanın ticari dava olup olmadığını belirlemek usul ve yasa gereği mümkün değildir. Açılan bir davada bir davalı yönünden davanın türü ile mahkemenin görevi ve yetkisi belirliyse bu diğer davalılar içinde geçerlidir. Bu yönüyle eldeki davada ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olsa da, sigorta şirketleri taraf olarak yer aldığı için dava ticari dava olup bu diğer davalıların gerçek/tüzel kişi olması nedeniyle davanın ticari dava olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi artık dava, tüm davalılar yönünden ticari dava niteliğinde olup buna göre usul hükümlerinin uygulanması gerekir. Aksi düşünce halinde gerçek kişi davalılar yönünden görevsizlik kararı vermek gerekebilir ancak bu durum davanın açıldığı anda ticari dava olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan usul ve yasa gereği mümkün değildir.
Davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinde sonra açıldığı, davanın ticari dava niteliğinde alacak davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu, davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla, davanın TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan DAVANIN, TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 341,55-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 287,15-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar … Sigorta Anonim Şirketi,…Anonim Şirketi ve … yargılama sırasında kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar …Sigorta Anonim Şirketi, …Anonim Şirketi ve …’ya eşit şekilde verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair, davalı Ali Ekser ATMACA vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır