Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1116 E. 2021/273 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1116 Esas
KARAR NO : 2021/273

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …sigorta şirketinin sigortalısı olan …’un 19.07.2011 tarihinde … plakalı araç ile seyir halinde iken … plakalı aracın çarpması neticesinde motosikletten düşerek yaralandığını, kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davalı … Sigorta AŞ.’ne …sayılı poliçe ile ZMSS sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğunu, kazada yaralanan …’un müvekkil şirkete başvurarak tedavisini yaptırdığını, trafik kazası nedeni ile sigortalıya 6.553,81 Euro ödeme yapıldığını ve işbu davanın %75 kusura denk gelen kısmı için açıldığını, bu tedavi masrafını davalıların ödemekle yükümlü bulunduğunu ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek 4.915,35 Euro maddi tazminatın fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının davalı SGK’dan temerrüt tarihi olan 02.06.2017 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta AŞ.’den poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca Euro cinsinden bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı SGK Başkanlığı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Görev ve zamanaşımı itirazından bulunarak müvekkil kurumun trafik kazaları sonucu oluşan tedavi giderlerinin ödenmesinin …sayılı genelgenin birinci maddesinde düzenlendiğini ayrıca Karayolları Trafik Kanununda 04.04.2015 tarih 6645 sayılı yasanın 60. Maddesi ile yapılan değişik ve konu hakkındaki yönetmeliğin 4/1 ve geçici 1/1 maddeleri ile 2012/5 sayılı genelgenin birinci maddesinde genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde karşılanacağının hüküm altına alındığını ve müvekkil kurumunun tedavi giderleri nedeni ile oluşan sorumluluğunun sınırının belirlendiğini bu kapsamda yasal düzenleme dikkaet alınarak trafik kazaları nedeni ile oluşan tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderlerinin müvekkil kurum tarafından karşılandığını ancak müvekkil kurum tarafından karşılanmaya iş göremezlik, manevi-maddi tazminat talepleri ve bakıcı giderleri yönünden ise sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkil kurum kayıtlarında yapılan incelemede davacının tedavisi için müvekkil kuruma fatura edilen tedavi giderlerinin müvekkil kurum tarafından ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … SİGORTA A.Ş. vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlara ilişkin sorumluluğu; sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davacı taraf, …’un geçirdiği kaza nedeni ile yapmış olduğu tedavi ve iyileşme giderlerini talep ettiğini, ancak tedavi giderlerinin tamamı, davadan önce yapılan Kanun değişikliği ile Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamından çıkarılmış, Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi ile; trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi taleplerinin mağdurun SGK’lı olup olmaması önemsenmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiği hüküm altına alınmış, bu husus ekte sundukları Yargıtay kararında da belirtilmiş ve husumetin doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumu’na yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle Yerel Mahkeme kararı bozulmuş, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği üçüncü kişilere karşı sorumlu olabilmesi için kazada sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının, kusuru var ise oranlarının tespiti gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu 92/g maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 (b) fıkrasında da hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri teminat dışı haller arasında sayılmış, anılan nedenle, meydana gelen kazadaki kusur oranlarının rakamsal olarak tespiti amacı ile dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep edip, davacının faiz istemi yasaya aykırı olup, hiçbir hukuki temeli bulunmadığını, dava konusu araç hususi olarak kullanılmakta olup ruhsatına da bu şekilde işlenmiş, davaya konu uyuşmazlık tamamen “haksız fiil”den kaynaklandığını, haksız fiilden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak yasal faiz olacağını, kaldı ki halefiyet gereği sigortalı aracın özel araç olması durumunda müvekkil şirketin, sigortalısının sorumlu olduğu yasal faizden sorumlu olacağı hususu tartışmasız olduğunu, ayrıca, Yargıtay, istikrarlı kararları ile davalı tarafın yalnızca sigorta şirketi olmasının yeterli olmadığını, avans faizi talebi için mutlak ticari iş niteliğine haiz bir olay olması gerektiğini belirtildiğini, diğer bir deyişle, davacı tarafın da ticari bir tüzel kişi veya tacir olması, ayrıca kazaya konu aracın bu ticari amaca hizmet eder şekilde kullanılması gerektiğini, bu nedenlerle talep edilen avans faiz talebi haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup, avans faiz talebinin reddi gerektiğini, tedavi giderinin ZMMS poliçe teminat dışında olması nedeniyle davanın müvekkil şirket yönünden reddine,Mahkeme aksi kanaatte ise; dosyanın kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: Arabuluculuk son tutanağı aslı, Trafik kazası tespit tutanağı, kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, sigorta trafik poliçeleri, davalı sigorta şirketine davacı tarafça yapılan 01/08/2019 tarihli başvuru dilekçesi ve 08/08/2019 tarihli başvuruya karşı cevap dilekçesi, SGK’ya yapılan 02/06/2017 tarihli başvuru dilekçesi, davacı tedavi sürecine ilişkin evraklar ve fatura örnekleri, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına tedavi giderleri olarak ödediği 4.915,35 euronun davalılardan rücuen tahsili için açılan tazminat davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalısı …’un 19/07/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle yurtdışında yapmış olduğu 6.553,81 EURO tedavi giderinin karşı taraf araç sürücüsünün kusuruna denk gelen 4.915,35 euronun fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının SGK yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren kamu bankalarınca euro cinsinden bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesini talep etmiştir.
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazı ve zamanaşımı definde bulundukları, kuruma dava öncesi başvuru yapılmadığını, kurum kayıtlarında yapılan incelemede davacının tedavi giderlerinin ödendiğini, ödeme yükümlülüğünün yerine getirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; tedavi giderlerinden sorumluluğun SGK’da olduğunu, tedavi giderlerinin teminat dışında olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı SGK görev itirazında bulunmuşsa da; diğer davalının zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi olup, sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle de davanın TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava olduğu bu nedenle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı SGK zamanaşımı definde bulunmuşlarsa da KTK 109/1 gereği 8 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğu, kaza tarihinin 19/07/2011, arabuluculuk başvuru tarihinin 18/07/2011 tarihi olduğu, bu nedenle zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde Makina mühendisi, sigorta uzmanı ve tedavi giderleri konusunda uzman doktor bilirkişi tarafından 17/09/2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre; “sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı aracı ile seyir halindeyken seyir halinde olan …sevk ve idaresindeki …plakalı motorsikletin ön kısımlarıyla çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği ve …’un yaralandığı söz konusu kazanın oluşumunda … plakalı aracın sürücüsü …in Karayolları Trafik Yönetmeliği 102. Maddesi ve Karayolları Trafik Kanunun 53. Maddesinde belirtilen kuralını ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 94. Maddesi ve Karayolları Trafik Kanunun 46. Maddesinde belirtilen kuralını ihlal ettiği için %50 oranında kusurlu olduğu, …plakalı motorsiklet sürücüsü …’un Karayolları Trafik Yönetmeliği 101/b maddesi ve Karayolları Trafik Kanunun 52. Maddesinde belirtilen kuralını ve Karayolları Trafik Kanunun 54. Maddesinde belirtilen kuralını ihlal ettiği için %50 oranında kusurlu olduğu, tedavi giderlerinin; hastanelerdeki tedavi giderleri, bakıcı, ulaşım, ilaç, pansuman ve diğer bakım giderleri olduğunu, yapılan tedavilerin dönemsel SUT fiyatının 1.683,72 TL+İmplant fiyatı olduğunu, trafik kazası sonrası yaralanmalarda SGK, yurt içindeki SGK ile anlaşmalı olan-olmayan sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinden SUT fiyatı esasları ile karşılamadığını, yurt dışı tedavi giderlerini ise SUT hükümleri gereği yaralı sevkli veya görevli olarak yurt dışına gönderilmemiş ise karşılamadığını, bakıcı, ulaşım, evde bakım için gerekli tıbbi malzemeler, pansuman ve diğer bakım giderlerinden SGK’nın sorumlu olmadığını, dava konusu tedavi giderleri kişinin SGK tarafından yurt dışına sevk edilmeden veya görevli olarak yurt dışına gönderilmesi sırasında yapılan tedavi giderleri değil Türkiye’deki ilk tedavisinden sonra kendi isteği ile gittiği yurt dışı tedavi giderleri olduğunu, bu değerlendirmeye göre SUT hükümleri gereğince dava konusu tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olmadığını, sigorta yönünden yapılan değerlendirmede davalı sigorta şirketinin faturada yer alan tıbbi hastane tedavi giderlerinden sorumluluğunun doğmadığı, faturada yer alan 304,70 euro evde hasta bakım giderlerinden ise teknik bilirkişinin belirlediği kusur gereğince sigortalısının %50 kusuru oranında sorumlu olacağı” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Tarafların itirazlarının irdelenip değerlendirilmesi ayrıca alınan bilirkişi raporunda çelişkiler mevcut olduğundan davalıların sorumluluklarını miktar yönünden net olarak belirlenmesi ve son kısımda yer alan implant bedelinin hangi esaslara göre hesaplandığının belirlenmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişi heyetinde bulunan doktor bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ek raporunda özetle; “tedavi giderleri yönünden SUT yönünde değerlendirme yapıldığı, SGK’nın SUT hükümleri gereği dava konusu tedavi giderlerinin hastanedeki tedavi giderleri kısmından sorumlu olduğu,yapılan tedavinin SUT fiyatının 1.683,72 TL+Implant SUT fiyatı olduğu, dosya içeriğinde tedavide kullanılan implantın hakkında bilgi, SUT kodu ve faturası olmadığı için implant fiyatı hakkında değerlendirme yapılamayacağı” şeklinde rapor düzenlenmiştir. Düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda kusura yönelik yapılan makina mühendisi bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmelerin kaza tespit tutanağı, kazanın oluşumuna ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmış olup, tedavi giderlerinin hesaplanması ve davalıların sorumluluklarının belirlenmesi yönünden doktor bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmeler yönünden; Danıştay Onbeşinci Dairesinin önce 14.11.2013 tarihinde yürütülmesinin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, 2013/7713 esas ve 2016/1779 sayılı kararı ile trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verildiği, bu nedenle SUT hükümlerine göre yapılan hesaplama doğru olmadığından ayrıca düzenlenen rapor denetime elverişli olmamakla hükme esas alınmamıştır.
Mahkememizce TC vatandaşı olan davacının yurtdışında yapmış olduğu tedavi giderlerinin SGK ve davalı sigorta şirketinin sorumluluklarının ayrı ayrı olarak belirlenmesi, tedavi giderlerinin kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı ve tedavi giderlerinin 2918 Sayılı Kanunun 98. Maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olup olmadığı ve söz konusu tedavi giderinden SGK’nın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve taraf itirazlarının değerlendirilmesi noktasında dosyanın tedavi giderleri konusunda uzman hekim bilirkişiye tevdine karar verilmiş, doktor bilirkişi tarafından düzenlenen 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Dava konusu olay yukarıda verilen açıklamalar doğrultusunda ele alınıp değerlendirildiğinde; dava konusu olayın (trafik kazasının) 19/07/2011 tarihinde yani 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden (ki halen yürürlüktedir) ÖNCE meydana gelmiş olduğu, söz konusu kanun metninde geçmişe dönük uygulanacağına dair hüküm bulunmadığı, bu nedenle Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi (SUT) fiyatları üzerinden mi yoksa piyasa fiyatları (fatura tutarları) üzerinden mi ödeme yapacağı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaati ile yukarıda hem resmi SUT fiyatlarına göre hem de dosyaya sunulan fatura tutarlarına göre 2 farklı hesaplama yapıldığı, Danıştay tarafından iptal edilenin eski Yönetmelik hükmü, halen yürürlükte olanın ise yeni Kanun hükmü olduğu, ortaya çıkan sağlık sorunu meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşmuş ve bu kazanın fiili sonucu olduğundan» trafik kazalarında tedavi sürecinin bir bütün olduğu ve sebep sonuç ilişkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, trafik kazaları sonucu ortaya çıkan (trafik kazası ile illiyet bağı bulunan) tüm sağlık sorunlarının hayatı veya vücut bütünlüğünü tehdit etsin ya da etmesin (SUT’ta tanımlanan acil hal kapsamına girsin ya da girmesin) Karayolları Trafik Kanunu çerçevesinde ele alınarak, tedavi sona erinceye kadarki sağlık harcamalarının ödemesinin bu doğrultuda yapılması gerektiği, dava konusu tedavinin (ve tedavi giderlerinin), 19/07/2011 tarihinde Türkiye’de yaşanan trafik kazası ile illiyet bağının bulunduğu ve uygun olduğu, tedavi giderlerinin 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olduğu ve söz konusu tedavi giderlerinden SGK’nın sorumluluğunun bulunduğu yurt dışında yaşayan Türklerin, Türkiye’de geçirdikleri trafik kazaları söz konusu olduğunda, Türk Vatandaşı olmaları halinde, yabancı uyruklu sayılamayacakları ve Türkiye’deki hükümlere tabi olmaları gerektiği, Türkiye’de yaşadıkları trafik kazası ile yaşadıkları ülkede aldıkları sağlık hizmetleri arasında illiyet bağı bulunması halinde, ödemelerin Türkiye’deki mevzuat hükümlerine göre yapılması gerektiği, olay / trafik kazası tarihi 19/07/2011 olduğundan, bu tarihte yürürlükte olan 2010 yılı Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre değerlendirme vc hesaplama yapılması gerektiği, temerrüt (faiz başlangıç) tarihinin Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu açısından Kuruma başvuru tarihi (… Ltd, Şti.’nin …Daire Başkanlığına hitaplı 29/05/2017 yazısıyla talep tarihi), Davalı … Sigorta A.Ş. açısından da şirkete başvuru tarihi (…Ltd. Şti/nin …Sigorta A.Ş.’ne hitaplı 01/08/2019 tarihli yazısıyla talep tarihi) olduğu, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri doğrultusunda ve SUT eki listelerde yer alan fiyatlar üzerinden hesaplama yapıldığında, Davacı … – …’in Davalı …Kurumumdan yasal faizi hariç 2.671,49 TL (2.629,01 TL + 42,48 TL = 2.671,49 TL) alacaklı olduğu, bu meblağın talep ve dava tarihleri (29/05/2017 – 23/10/2019) arasındaki yasal faizinin 585,72 TL olduğu, SGK tarafından SUT çerçevesinde ödeme yapıldığında, diğer Davalı … Sigorta A.Ş.’nin %50 kusur oranına göre ödeyeceği meblağın 19.833,06 TL olduğu, bu meblağın talep ve dava tarihleri (01/08/2019-23/10/2019) arasındaki yasal faizinin 411,54 TL olduğu, Sayın Mahkeme tarafından aksi yönde bir hüküm kurularak Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi fiyatlar (SUT fiyatları) üzerinden değil de fatura tutarı üzerinden ödeme yapmasına karar verilmesi halinde, Davacı … – …’ in Davalı Sosyal Güvenlik Kurumumdan 42.337,61 TL alacaklı olacağı” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.2.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı…” hükmüne yer verilmiş; 6111 Sayılı Yasanın Geçici 1.maddesinde de “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılanacağı…” hükmü getirilmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, 6111 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan ve belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten, sürücü ve sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.
Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/683 Esas ve 2020/5123 Karar sayılı kararına göre; “… KTK’nın 98.maddesinde; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü mevcut olup; 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. Bendinde de; “trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir. Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay 15. Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
Dava dışı sigortalı …’un …plakalı aracı ile seyir halindeyken… plakalı araç ile çarpışması sonucunda yaralandığı, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı olan ve kazada yaralanan …’un yurtdışında tedavi gördüğüne ilişkin hastane evrakları ve 6.553,81 euro tutarlı ödemeye ilişkin faturayı ibraz ettiği, kazaya karışan … plakalı aracın davalı …Sigorta A.Ş nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının bulunduğu, Mahkememizce de hükme esas alınan kusur raporuna göre … aracın sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde %50 oranında kusurlu olduğu,… plakalı motorsiklet sürücüsü …’un %50 oranında kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısının yurt dışında yapmış olduğu ve ödediği 6.553,81 EURO tedavi giderinin karşı taraf araç sürücüsünün kusuruna denk gelen 4.915,35 euronun ödenmesini talep ettiği ve faturayı dosyaya sunduğu, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; dava konusu tedavi giderlerinin 19/07/2011 tarihinde Türkiye’de yaşanan trafik kazası ile illiyet bağının bulunduğu ve uygun olduğu, tedavi giderlerinin 2918 sayılı kanunun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderlerinden olduğu ve söz konusu tedavi giderlerinden SGK’nın sorumluluğunun bulunduğu, yurt dışında yaşayan Türklerin, Türkiye’de geçirdikleri trafik kazaları söz konusu olduğunda, Türk Vatandaşı olmaları halinde, yabancı uyruklu sayılamayacakları ve Türkiye’deki hükümlere tabi olmaları gerektiği, Türkiye’de yaşadıkları trafik kazası ile yaşadıkları ülkede aldıkları sağlık hizmetleri arasında illiyet bağı bulunması halinde, ödemelerin Türkiye’deki mevzuat hükümlerine göre yapılması gerektiği, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince SUT hükümlerinin uygulanmasına gerek olmadığı, bu nedenle 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı, 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise kusurlu olmaları halinde davalı sigorta şirketinin sorumluluğu söz konusu olduğu, (emsal nitelikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/1523 E.2021/98 K. Sayılı ilamı) söz konusu tedavi giderinin kaza ile uyumlu ve belgeli tedavi gideri olduğu bilirkişi raporunda belirtilen 2 nolu hesaplama doğrultusunda fatura tutarı üzerinden davalı SGK’nın sorumlu olduğu, diğer davalı … Sigorta yönünden sorumluluğunun bulunmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 99 hükmüne göre, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Davacı vekili dava dilekçesinde fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerektiğinden (emsal nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4078 E. 2020/4457 K. Sayılı ilamı) davacı sigorta şirketi tarafından 6.553,81 euro tutarlı tedavi giderleri ödemesine ilişkin olarak kazaya karışan … aracın sürücüsünün %50 oranında kusuruna denk gelen 3.276,90 EURO’nun fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının 02/06/2017 tarihinden itibaren bankaların EURO cinsinden bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalı SGK’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, diğer davalı … Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Tedavi giderleri toplamı 3.276,90 EURO’nun fiili ödeme tarihindeki kur değeri üzerinden TL karşılığının 02/06/2017 tarihinden itibaren bankaların EURO cinsinden bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı ile davalı SGK’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Diğer davalı…Sigorta A.Ş yönünden davanın reddine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 1.440,89-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 538,91-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 901,98-TL harcın davalı SGK BAŞKANLIĞI’dan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı SGK BAŞKANLIĞI’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davalı …Sigorta A.Ş. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Sigorta A.Ş. ‘ye verilmesine,
6-)Davalı SGK Başlanlığı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı SGK Başkanlığına verilmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL başvuru ve 538,91-TL peşin harç olmak üzere toplam 583,31-TL harcın davalı SGK BAŞKANLIĞI’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-)Davacı tarafından yatırılan 2.900,00-TL Bilirkişi ücreti ve 143,00-TL posta giderinden ibaret toplam 3.043,40-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 2.028,73- TL’sinin davalı SGK BAŞKANLIĞI’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin kabul red oranına göre 879,91-TL’sinin davalı SGK Başkanlığı’ndan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 440,09-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
10-)Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸e-imzalı ¸e-imzalı