Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1115 E. 2020/694 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1115 Esas
KARAR NO : 2020/694

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 23/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile dava dışı…A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, anılan sözleşmeyi diğer davalılar …, … ile …’ın müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 02/07/2019 tarihinde kat edilerek borçlulara Üsküdar … Noterliği’nin 02/07/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini ve alacağın kat tarihi itibariyle muaccel hale getirildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı icra dosyası ile 1.500.000,00-TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazlarının dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu belirterek davalıların takibe yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı … vekili tarafından verilen 11/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin …A.Ş nin 3 ortağından biri olduğunu, davacı bankanın …A.Ş kredi kullandırmıştır müvekkil … ile beraber diğer ortaklar … ve … bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeye taraf olarak dahil edilmek istediğini, ancak davacı bankanın deliler arasında gösterdiği kredi sözleşme incelendiğinde TBK 581, 582, 583 maddelerinin arandığı şartlarda bir kefalet ilişik kurulmadığını, Zira TBK 583 madde göre kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefili sorumlu olacağı azami miktar kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeye yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi yazısı ile belirtmesi şarttır” amir hükmü mevcut olduğunu, Genel kredi sözleşmesinde TBK 583 maddefei amir hüküm olarak aradığı şartlardan hiçbiri mevcut olmadığını, bu kapsamda iş bu kefalet sözleşmesi her şeyden önce şekil eksikliğinden dolayı yok hükmünde olduğunu beyanla davacının davasının reddine, davacı aleyhine İKK 67/2 gereğince haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen 10/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 70 yaşlarında ev hanımı olduğunu, sözleşmeye imzalayıp imzalamadığını bilemediği için kefalet sözleşmesinin yasal koşullarının tam olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olmadığını, bu sebeble bu konuda inceleme yapılmasını, takibe konu kredilerin kefalet sözleşmesi kapsamında olup olmadığı dahi belli olmadığını takibe konu sözleşmelerin müvekkilin sorumluluğu gerekçe gösterilen, kefalet sözleşmesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesini beyanla davacının davasının reddine, davacı aleyhine İKK 67/2 gereğince haksız talep edilen meblağın %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından verilen 12/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Türk Borçlar Kanunu`nun kefalete ilişkin emredici hükümlerini görmezden gelerek müvekkil aleyhine icra takibine başlattığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın hesapladığı ana para miktarı müphem olduğu gibi talep ettiği faiz, uygulanan cari ve temerrüt faiz oranları da haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup talep edilen faiz oranı Türk Borçlar Kanunu`nun emredici hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talep etmek hakkı bulunmadığı gibi koşulları da oluşmadığını, davacının alacağının likid olmadığını bu nedenlerle davacı yanın huzurda ikame ettiği haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle usulden reddine, usule ilişkin itirazlarımızın kabul görmemesi halinde davacının davasının esastan reddine, kötü niyetli davacının takip konusu alacağın asgari %20’si oranında tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, Üsküdar … Noterliği’nin 02/07/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve tebliğ şerhi, kredi sözleşmesi ve ekleri, hesap haraketleri, davacı banka kayıtları, arabulucu tutanağı ve sarf kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi …tarafından düzenlenen 16/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın takip talep tarihi itibariyle davalı müşterek borçlu müteselsil kefillerden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.500.000,00 TL asıl alacak talep edilmiş işlemiş faiz talep edilmediğini, kat tarihi ile takip tarihi aynı gün olan 02/07/2019 tarihli olduğunu, dava tarihi itibariyle davacı banka 1.500.000,00 TL matrah üzerinden itirazın iptali davasını açtığını, yapılan hesaplama sonunda davacı bankanın 1.228.924,00 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, kefillerin 1.228.924,00 TL davacı bankanın alacağından sorumlu bulunduğu tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacı banka tarafından davalı borçlular aleyhine açılan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça dava dışı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek takibe geçildiğini, davalılar tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ise davacı tarafça başlatılan icra takibinin usulsüz olduğunu, takibe itirazın haklı olduğunu, davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı banka tarafından borçlu davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin başlatılan adi takip yolu ile icra takibine borçlu davalılar tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … linin Mahkememizin ve icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın sözleşmedeki yetki şartı gereği Mahkememiz ve icra dairesi yetkili olduğundan reddine karar verilmiştir.
Genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalandığı, diğer davalıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı, kefalet miktarının 5.000.000,00-TL olduğu görülmüştür.
Üsküdar … Noterliği’nin 02/07/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesi hesabının kat edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu şirkete ve davalı kefillere 04/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/09/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı bankanın takip talep tarihi itibariyle davalı müşterek borçlu müteselsil kefillerden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 1.500.000,00 TL asıl alacak talep edilmiş işlemiş faiz talep edilmediğini, kat tarihi ile takip tarihi aynı gün olan 02/07/2019 tarihli olduğunu, dava tarihi itibariyle davacı banka 1.500.000,00 TL matrah üzerinden itirazın iptali davasını açtığını, yapılan hesaplama sonunda davacı bankanın 1.228.924,00 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, kefillerin 1.228.924,00 TL davacı bankanın alacağından sorumlu bulunduğu tespit edilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunduğundan ve taraflarca rapora yönelik itirazların haklı ve geçerli nedene dayanmaması nedeniyel tarafların rapora yönelik itirazlarının oy birliğiyle reddine karar verilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında, davacı banka tarafından dava dışı … A.Ş.’ne kredi kullandırıldığı, dava dışı asıl borçlu şirketin vadesinde borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edildiği ve alacağın tahsili için dava dışı asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil olan davalılar hakkında icra takibi yapıldığı, dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcunun ödenmediği, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşıması ve geçerli olması nedeniyle davalılar olan müteselsil kefiller tarafından da borcun ödenmemesi nedeniyle nakdi kredi borcundan sorumlu oldukları sabit olduğundan düzenlenen dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan 1.228.924,00-TL asıl alacak miktarı kadar alacaklı olduğu, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip talebinde belirtilen şartlarla kaldığı yerden devamı gerektiği, davacının fazlaya ilişkin isteminin haksız olduğu anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın (1.228.924,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasında;
a) Borçlu davalılar tarafından 1.228.924,00-TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZLARIN AYRI AYRI İPTALİNE, takibin borçlu davalılar yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip talebinde belirtilen şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Asıl alacağın (1.228.924,00-TL’nin) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
2- Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 83.947,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 66.206,55-TL karar harcının borçlu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin haksız çıkan taraf olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 17.741,25-TL peşin harç olmak üzere toplam 17.785,65-TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan 33 adet tebligat-posta gideri 222,00-TL, bilirkişi ücreti 1.000,00-TL olmak üzere toplam 1.222,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red durumuna göre 1.001,16-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6- Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 75.812,34-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7- Davalı taraflar yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi 27.425,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalılar … ve … vekillerinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2020

Başkan …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Üye …
e-imza *
Katip …
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.