Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1113 E. 2020/422 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1113 Esas
KARAR NO : 2020/422
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı tarafından davalı borçludan alacağına ilişkin olarak … İcra Müdürlüğü nün 2019/ … esas sayılı dosyası kapsamında icara takibi başlatıldığı, davalının 07.03.2019 tarihli dilekçesi ile haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı borçlunun , ticari alım satım ilişkisinden kaynaklı 14.000,22 TL ödenmemiş muaccel borcunun olduğunu, davalının tacir sıfatına haiz gerçek kişi olmakla davacıdan ticari amaçla satış ofisi olarak kullanmak üzere konteyner satın aldığını, davalı ile davacı arasında davacıya ait 2,44x 6,06 birleşimli konteyner model isimli ürünün davalı borçluya 22.000,00 TL bedelle satılmasına ilişkin 04.04.2018 tarihli satış teyit formunun imzalandığını, davalının peşin ödemesi gereken 8.000,00 TL lik kısmını ödediğini , ancak teslimat anında ödemesi gereken 14.000,22 TL bakiyenin bedelini ödemediğini, davalı borçlunun 07.03.2019 tarihli itiraz dilekçesinde de ödeme yapıldığına ilişkin beyanda bulunmadığını, taraflar arasında sözleşmede satış bedelinin vadesi hususunun açık olduğu, davacı tarafından davalıya ürünün teslim edildiğini, sözleşmeye uygun olarak teslim edilen konteynerin fotoğraflarının dava dosyasına sunulduğu, dava tarihine kadar davalı tarafından herhangi bir itirazın olmadığını, hiçbir eksiklik, kusur, ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte ticari satışlarda teslime ilişkin yapılması gereken bildirimlerin süresinin TTK nda net şekilde düzenlendiği bu sürelerin geçmiş olduğu, davacının faturasının davalıya tebliğ edildiği, hiçbir itirazın olmadığı, davacının ….Noterli nin 15.11.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı borçluya 05.10.2018 tarih ve … numaralı faturanın iletildiği ve bakiyenin 14.000,22 TL bedelin ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, davacının ihtarnamesi davalı borçluya 16.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının adına keşide edilen ihtarname ve ihtarnamenin tebliğ şerhinin dava dosyasında sunulduğu, davalı borçlunun bir itirazının olmadığı , davalının sözleşme ve … Noterliği nin 15.11.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gereği mütemerrit durumda olduğu, satış faturası ile ilgili Bs formunun dava dosyasına sunulduğu ileri sürerek; davanın kabulü ile,… İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davacı tarafın lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın kabulü ile vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Davalı, davacının her ne kadar konteynırı eksiksiz teslim ettiğini ileri sürmüş olsa da yerinde yapılacak incelemede konteynırın toprak ile temasını kesecek şekilde yerden uygun bir yükseklikte olacak şekilde altındaki şase ile teslim edilmesi gerekirken olduğu gibi toprak zemine bırakıldığı, teslim edilen konteynırın içindeki banyonun duşu kabinin takılmadığını, banyo bataryasının eksik olduğunu, mutfak lavabolarının altından su kaçtığını, iki bölümden oluşan yağmurun içeri girdiğini, kapı ve pencerelerden yağan yağmurun içeri girdiğini, giriş kapısının camının çatlak olarak teslim edildiğinden değiştirilmesini istediğini, eksiklerin giderilmediğini, konteynırın teslimden davacı tarafın eksikleri yerine getireceğini söylediği halde yerine getirmediği gibi icra takibi başlattığını, davacının sözleşme gereği kurulumu doğru yapmadığını, davacı eksikleri yerine getirseydi ödemesini yapacağını ancak davacı tarafın sözleşmeye uymamasından dolayı ödemeyi yapmadığını ileri sürerek, davacı tarafça haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
… İcra Dairesinin 2019/… E. Sayılı dosyası, 04/04/2018 tarihli satış teyit formu, Konteynır fotoğrafları, 05/10/2018 tarihli A-… numaralı fatura ve sevk irsaliyesi, …. Noterliğinin 15 Kasım 2018 tarihli ve 0… yevmiye numaralı ihtarnamesi sureti ile tebliğ şerhinin sureti, BS formu, davacı taraf ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu, arabuluculuk son tutanak aslı ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz.
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.
Ayıp yönünden; 6102 Sayılı TTK’nın 23. maddesinde “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmekle birlikte, maldaki ayıbın ileri sürülmesi ile ilgili olarak ise 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” Hükmüne yer verilmiştir.
TTK m. 23/c uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında tarafların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacının …. İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı takip dosyasında 22/01/2019 tarihinde faturadan kaynaklanan 14.000,00 TL asıl alacak, 200,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.200,22 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içerisinde 07/03/2019 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali bilirkişinin 21/05/2020 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; davacının “2018,2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı ticari defter kayıtlarında , davalı taraflara kesmiş olduğu faturaları cari hesabı izlediği … nolu hesapların borç tarafına yapmış olduğu tahsilatları ise cari hesabın alacak kısmına kaydederek defteri usulüne uygun olarak işlediği, 30.03.2018 tarihinde davalıdan 8.000 TL tahsilata yapıldığına dair düzenlenen tahsilat makbuzu görüldüğü ve davacının ticari defterlerinin usulüne göre işlendiği, dosyaya mübrez evraklarında sunduğu Bs evrakları incelendiğinde, davaya konu olan faturaların Bs usulüne uygun olarak yansıtıldığı, davacının, davalı yandan 31.12.2018 tarihi itibariyle toplam 14.000,00 TL cari alacağının olduğu, davalı tarafın inceleme günü mahkeme kaleminde ticari defterlerini sunmadığı için inceleme yapılamadığı, davacının davalı yana kesmiş olduğu 05.10.2018 tarihli … nolu faturaya ait sevk irsaliyelerinin sunulduğu, davacı yanın … Noterliği vasıtayla 15.11.2018 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı yanı temerrüde düşürdüğü, …. Noterliği ihtarname tarihi olan 15.11.2018 tarihine tebliğden 7 gün ödeme süresi eklenerek ;23.11.2018 tarihinden icra takip tarihi olan 22.01.2019 tarihine kadar %9 faiz oranı ile hesaplanan işlemiş faizin 210,00 TL olduğu” şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında taraflar arasında imzalanan 04.04.2018 tarihli Satış Teyit Forumda dava konusu konteynırın Sipariş Birim fiyatları detaylı olarak belirtilmiş, KDV dahil 22.000,00 TL olduğu, davacı tarafça düzenlenen fatura ile uyumlu olduğu, düzenlene n sözleşmeye göre sözleşme esnasında 8.000 TL nin peşin alındığı, kalan ödemenin de teslimatta alınacağı belirtildiği, Mahkememizce taraflara tüm delillerini bildirmesi için taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı şirket tarafından ticari defterleri dosyaya sunulduğu, Davacı tarafın dosyaya sunduğu ticari defterlerine takip konusu alacağa ilişkin faturaları işlediği yapılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu, sevk irsaliyelerinin imzalı olduğu, davalı tarafça sözleşme gereği ürünlerin teslim edilmediğine yönelik bir itiraz bulunmayıp, davacının hizmeti kusursuz ve eksiksiz olarak gerçekleştirmediğine yönelik itirazının mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf faturaya konu hizmetin ayıplı olduğunu bu nedenle borçlu olmadıklarından bahisle borca itirazda bulunmuş ise de davalı tarafça ürünlerin ayıplı olduğuna dair süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi ayıp ihbarı yapıldığı ve takip konusu faturalara süresinde itiraz edildiği ve ürünlerin ayıplı olduğu hususunu ispata yarar delil ibraz edememiştir. Bu haliyle davacı taraf takip konusu faturadan dolayı ürünlerin ayıplı olduğu ispata elverişli delillerle ispatlanamadığından davacının davalıdan 14.000,00 TL alacaklı olduğunu ispat ettiği anlaşılmakla, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle14.000,00 TL alacağının bulunduğu , davacı tarafça davalıya gönderilen ihtarname ile temerrüt koşulları oluştuğundan taleple bağlı kalınarak 200,22 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, hükmolunan asıl alacağın %20’si(2.800,00-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si(2.800,00-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 970,01-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 171,51-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 798,50-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.400-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 171,51-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 700-TL Bilirkişi ücreti ve 190-TL posta giderinden ibaret toplam 940,80-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı