Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1070 E. 2021/52 K. 15.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1070 Esas
KARAR NO : 2021/52

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … “Göktürk Mah. … cad…. Cad. No:.. Eyüp/İstanbul adresindeki eczanesinin rizikolarını 06/11/2015 tarih ve … nolu sigorta numarası ile teminat altına aldığını, Sigortalının iş yerine 15/10/2016 tarihinde üst katta bulunan özel okuldan su girdiği talebine istinaden 17/10/2016 tarihinde eksperin inceleme yapıldığını ve zarar durumunu gösterir rapor hazırlandığını, yapılan ekspertiz çalışmasında …Ltd. Şti.’nin lavabo spiral borusunun patlaması sonucu sızan sular sebebiyle hasar meydana geldiğini, borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlular …11/10/2018 tarihinde, …Ltd. Şti’nin ise 11/10/2018 tarihindeki itirazları neticesinde icra takibinin durdurulduğunu, 2019/8882 başvuru numarası ve… Arabuluculuk numarası ile başvurulan arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşma sağlanamadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan itirazın 8.750,00 için iptalini ve kaldırılmasına karar verilerek asıl alacak olan 7.300,00 Tl ye uygulanacak reeskont avans faizi üzerinden takibin devamını, davalının %20 icra inkar tazminatına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili söz konusu binada su akıntısına sebebiyet vermediğini ve sorumluluğunun bulunmadığını, su akıntısına diğer davalı kiracanın sebep olduğunu, müvekkili açısından husumet yönünden reddini, davanın geçerli zaman aşımı süresinin dolduğunu ve bu sebeple zaman aşımı yönünden reddini, olay tarihinde binanın bakım ve gözetimi yükümlülüğünün diğer davalı olduğunu, söz konusu zararın lavabo sprial borusunun patlamasından dolayı gerçekleştiğini, davacı tarafından iddia edilmekte olup lavabo borusunun bakımını yapmak binayı uzun yıllar boyunca kiracı olarak kullanan diğer davalıda olduğunu, eczanede meydana gelen zararın gerçekten dava bedeli kadar olduğunun tek bir raporda tespit edilecek nitelikte olmadığını, müvekkili ekspertiz raporunu kabul etmediğini ve gerekmesi halinde söz konusu raporda belirtilen zararların ne kadarlık bir masrafla giderileceğinin bilirkişi vasıtası ile tespitini, Yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … Ltd. Şti. ise cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi dosyası, bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından davalılara karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan davalıların kusuru neticesinde meydana geldiği iddia edilen zarara karşılık davacının sigortalısına sigorta poliçesi kapsamında ödenen 7.300,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline ilişkin yapılan takibe davalıların yaptığı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile dava dışı sigortalısı …’e ait eczanenin davalı …’ın mülkiyetinde olan ve diğer davalının kiracı olarak kullandığı binadan alt kattaki eczaneye su basması sonucu uğranılan zarar dolayısıyla sigortalısına sigorta poliçesi kapsamında ödenen 7.300,00 TL’nin davalılardan rücuen tahsili için başlatılan dava konusu takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı … vekili ise cevap dilekçesinde dava konusu talep bakımından müvekkili yönünden husumet itirazında, alacak bakımından zamanaşımı defiinde bulunup esas hakkında da zararın belirtilen miktar kadar olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … Ltd. Şti. ise cevap dilekçesi sunmamıştır.
Zamanaşımı Defiinin değerlendirilmesinde; Dava niteliği itibariyle davacı sigortacının dava dışı sigortalıya yaptığı ödeme dolayısıyla halefiyet kuralları gereği sigortalının yerine geçip onun sahip olduğu koşullar bakımından alacak talebinde bulunmasından ibarettir. Halefiyete dayalı rücu davalarında sigortalının sahip olduğu zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ile sigortacınınki aynıdır. Halefiyet kuralıyla beraber sigortacı lehine bağımsız yeni bir alacak hakkı doğmaz. Sigortacı, sigortalının var olan dava hakkını devam ettirir. Uyuşmazlık bakımından tazminat sorumluluğunun hukuki sebebinin haksız fiil sorumluluğu olduğu düşünülürse, bu sorumluluğa ilişkin zamanaşımı süresi TBK m.72 uyarınca; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” şeklindedir. Zararın meydana geldiği tarih 15/10/2016, davalılar aleyhine başlatılan icra takibinin tarihi ise 02/10/2018 olmakla kanunda öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılarak davalının bu yöndeki defii’nin reddine karar verilerek yargılamaya devam etmek gerekmiştir.
Husumet İtirazının değerlendirilmesinde; Yapı malikinin sorumluluğu/ Giderim yükümlülüğü başlığını taşıyan TBK m.69 “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.” şeklinde düzenlemiştir.
Bina malikinin sorumluluğu kusursuz sorumluluk kapsamında kalıp malikin hiçbir kusuru olmasa da yapım bozukluğunun, bakım noksanının sebep olduğu zararı tazminle yükümlüdür. Bina maliki zararın meydana gelmemesi için şartların gerektirdiği tüm tedbirleri aldığını, bakım için bütün dikkat ve özeni gösterdiğini ispat etse dahi sorumluluktan kurtulamaz. Kanun, kurtuluş beyyinesi getirme imkanını tanımamakla bina malikleri bakımından ağırlaştırılmış bir sebep sorumluluğu öngörmüştür. Dosya arasında yer alan tapu kayıtlarından zarara sebep taşınmazın maliki olan …’ın TBK m.69 uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunduğundan husumet itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilerek yargılamaya devam etmek gerekmiştir.
Dosyanın esasına yönelik yapılan değerlendirmede;
6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre ”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hak tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.”
Yine sigortacının halefiyet durumu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03.07.1944 sayılı kararında ”Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
TTK m.1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer, Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur, (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekin eksizin, halefıyct kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının, sigorta ettirene halef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigortalısına ödemesi gerektiğinden, sigortacının 3. şahsa rücu edebilme tarihi, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarih olduğundan temerrüt faizinin başlangıcı sigortalıya ödeme yapılan 23/06/2017 tarihi olduğu tespit edilmiştir.
TTK m.1481 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer, Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur, (2) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekin eksizin, halefıyct kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (3) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa sigortacıya karşı sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sigortacının, sigorta ettirene halef olabilmesi için öncelikle gerçekleşen riziko bedelini sigortalısına ödemesi gerektiğinden, davacının dava dışı sigortalıya 19/12/2016 tarihinde ödeme yaptığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında sigorta ve inşaat konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan rapora göre dava dışı sigortalısına meydan gelen hasar dolayısıyla yaptığı ödeme bakımından TTK m.1472 uyarınca hasara neden olandan talepte bulunabileceği ve sigortalıya ödenen hasar bedelinin piyasa şartlarında kadri maruf olduğu belirtilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan tapu kaydından ve davalı …’ın kabule ilişkin beyanlarından hasarın meydana geldiği taşınmazın malikinin …, kiracının ise diğer davalı …Ltd. Şti. olduğu anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davacının sigortalısına ödediği hasar bedeli yönünden sigortalısına halef olarak davaya konu bedeli davalılardan rücuen tahsilinin hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile davalılar tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazların ayrı ayrı iptaline, takibin devamına, asıl alacak olan 7.300,00 TL’nin %20’si olan 1.460,00 TL icra inkar tazminatının ddavalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE
1- İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında davalılar tarafından yapılan itirazların ayrı ayrı reddi ile takibin devamına,
2- İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasındaki asıl alacak olan 7.300,00 TL’nin %20’si olan 1.460,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yatırdığı 105,68 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcının ve 6,40 TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, eksik 14,90 TL başvurma harcı ile 317,04 TL peşin harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan 205,50 TL tebligat ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücret olmak üzere toplam 1.705,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
6-İtirazın iptali karar dolayısıyla davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8- Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın “Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik”in 207. maddesi uyarınca davacının bildireceği İBAN numarasına, İBAN numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan gider avansında kalan paradan karşılanmak üzere PTT vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürünce davacı tarafa İADESİNE,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 216/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin talebi olmadıkça gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmamasına,
10- Karar kesinleştiğinde … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasının iadesine,
Dair verilen karar; kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine istinafı kabil olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda okunarak, alenen ve usulen tefhim olundu.08/03/2021

Katip
e-imza*

Hakim
e-imza*