Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1006 E. 2020/549 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1006 Esas
KARAR NO : 2020/549
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle;
Davacı vekili tarafından Sayın Mahkemeye sunulan 18.10.2019 harç ikmal tarihli dilekçesinde özetle” Alacaklı müvekkili şirket , çocuk/hasta bezi ve yan ürünleri imalatı ve satış işiyle iştigal ettiği özellikle de ihracat işlemlerinden ötürü sıklıkla para transferi işlemleri gerçekleştirdiğini, bu işlemleri için davalı bankanın … şubesinden kendine euro hesabı açmış ve uzun zamandan beri işlemlerini buradan gerçekleştirdiğini,davacı müvekkilinin başka bir işleminin kontrolü amacıyla belirtilen davalı bankadaki hesabını incelemesi üzerine, davalı tarafından 12.06.2019 tarihinde “Periyodik Hizmet Bedeli-…” adı altında davacı müvekkilinin hesabından 802,61 EURO kesinti yapılmış olduğu anlaşılması üzerine bu hususun davalı banka ile görüşülmesine rağmen olumlu bir dönüş yapılamadığını,davalı banka tarafından yapılan kesinti davacı müvekkilin bilgisi haricinde olmakla birlikte, söz konusu kesintinin yasal ve hukuki hiçbir dayanağının olmadığını, zira müvekkili tarafından davalı bankanın ilgili şubesinde hesap açılması ve para transfer işlemleri haricinde bir işlemi olmadığını, bu rutin işlemler için de söz konusu kesintinin yapılmasının yasal bir dayanağı olmadığını, kaldı ki bu konuda davacı müvekkiline de gerek kesintiden önce gerekse de kesintinin yapılacağı esnada herhangi bir bilgilendirme yapılmadığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle ;Fazlaya dair haklarımızı saklı tutmak kaydıyla davalı tarafından haksız şekilde davacı müvekkilinin banka hesabından çekilen 802,61 EURO(5.136,7 TL ) meblağını, kesintinin yapıldığı tarih olan 12.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline iadesine karar verilmesini,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle;
Açılan dava usul, yasa, sözleşme ve hukuka aykırı olduğunu, Periyodik hizmet komisyonu, risk merkezi bildirimleri, sistem kayıtlarının arşivlenmesi, şube ve alternatif dağıtım kanallarından hizmet verilebilmesi ve bunun yanı sıra kredili müşterilerinin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi ve oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi portföyündeki risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edildiğini, Periyodik hizmet komisyonu belirlenirken müşterilere verilen fınansal olmayan hizmetlerin yanı sıra, ilgili dönem içerisinde yapılan istisnalar ve özel nitelikli diğer hizmetler dikkate alındığını, değişen hizmetler ve istisnalar dikkate alınarak farklılaştığını, davacı firmadan periyodik hizmet komisyonu tahsil edildiğini, periyodik hizmet komisyonu, bankamız tarafından üçer aylık dönemlerdeki ortalama kredi bakiyesine göre belirlenmediğini, Türk Ticaret Kanun’unun “Ücret İsteme Hakkına” ilişkin 20. maddesi ile Borçlar Kanunu’nun “Sözleşme Özgürlüğü”ne ilişkin 26. maddesi yasal dayanaklardır. Türk Ticaret Kanunu’nun Ücret İsteme Hakkına ilişkin 20. maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteme hakkına sahip olduğunu, bankaların da hukuken tacir niteliğini haiz kuruluşlar olması ve ticari müşterilerine bankacılık hizmeti veriyor olmaları itibariyle ilgili 20. madde hükmü kapsamında değerlendirildiğini, ayrıca Türk Borçlar Kanunu’nun “Sözleşme Özgürlüğü” ne ilişkin 26. maddesi uyarınca tacirler arasındaki sözleşme serbestisi çerçevesinde verilecek bankacılık hizmet ve ücret halleri kanunda öngörülen sınırlar dahilinde serbestçe belirlenebileceğini, Bankanın bu Sözleşmeye dayanarak açtığı ve/veya açacağı döviz kredisi, teminat mektubu ve aval-kabul kredisi, dövize endeksli TL kredi dahil her türlü krediye, yetkili merciler tarafından bildirilen veya ileride bildirilecek en yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda faiz ve her nevi komisyonları ve Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf ve sair giderleri uygulayacak ve bunları gider vergileri ve sair resim ve harçları ile birlikte Müşteri’nin cari hesabına borç yazacağını, davacıdan tahsil edilen periyodik hizmet komisyonu mevzuat ve sözleşmelere uygun olduğundan iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, re’sen gözetilecek sebeplerle usul ve yasaya aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraf vekilleri dilekçeleri, İng Bank yazı cevabı, arabuluculuk son tutanak aslı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davalı banka tarafından davacının hesabından 12/06/2019 tarihinde kesilen toplam 802,61 euro periyodik hizmet komisyonu adı altında kesilen paranın kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsili talebinden ibaret alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf müvekkilinin davalı banka nezdinde hesabının bulunduğunu “periyodik hizmet komisyonu” adı altında 12/06/2019 tarihinde kesilen toplam 802,61 euro tutarında yapılan kesintinin haksız olduğunu ve kesilen paranın kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi ile alınan komisyonların sözleşme ve kanuna uygun olduğu, TTK’nun ücret isteme hakkı başlıklı 20. Maddesine istinaden bankanın ücret alma hakkının olduğu, ayrıca taraflar arasında imzalanan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nde de ücret alınacağına dair madde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bankacı bilirkişi … tarafından alınan 17/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle”Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusu, davacının davalı bankadan kullandığı kredilerden 12.06.2019 tarihinde Periyodik hizmet komisyonu olarak 802.61 EUR nin iadesine ilişkin alacak davası olduğu, davalı bankanın davacıdan masraf ve komisyon alabilmesi için taraflar arasında imzalanan sözleşmede masraf ve komisyon alınacağının kararlaştırılmış olması gerektiği Yargıtay içtihatlarında vurgulandığı, davalı banka tarafından sözleşme sunulmasa da sözleşmenin var olduğunu ve ilgili maddelerini cevap dilekçesinde yazdığı, düzenleme kapsamında davalı banka tarafından kredi işlemlerinde sağlanacak faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların, TCMB’na bildirdiğine ilişkin belge talep edilmesine rağmen herhangi bir belge sunulmadığı,(EK:2 MAİL YAZIŞMASI) diğer yandan; BDDK tarafından yayımlanan finansal tüketicilerden alınacak masraf ve komisyonlarda da Periyodik hizmet komisyonu alınacağının yazılı olmadığı, yasa ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda davalı bankanın müşteriden alınacak Periyodik hizmet komisyonunu TCMB na bildirimde bulunduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi BDDK tarafından yayımlanan finansal tüketicilerden alınacak masraf ve komisyonlarda da Periyodik hizmet komisyonu alınacağının yazılı olmadığından 802.61 EUR davacıya iadesinin gerektiği, dolayısıyla davacının takip talebinin yerinde olduğu, diğer bankaların uygulamış oldukları komisyon oranlarına ilişkin dosya içeriğinde herhangi bir belge bulunmadığından karşılaştırma yapılamadığı, Sayın mahkemenizce de davacının talebinin yerinde olması halinde dava tarihinden itibaren, bankalarca Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz talebinde bulunabileceği” şeklinde rapor hazırlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları ile toplanan delillere göre; Davalı bankanın davacıdan masraf ve komisyon alabilmesi için taraflar arasında imzalanan sözleşmede masraf ve komisyon alınacağının kararlaştırılmış olması gerektiği Yargıtay içtihatları ile vurgulanmıştır. (Yargıtay 11. HD. 2018/3467 E. 2018/5943 K) 2016/11188 Sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile düzenlenmesi TCMB’na bırakılan hususlara ilişkin olarak TCMB 09/12/2006 tarih, 26371 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 Sayılı Tebliği”nin “Kredi Faiz Oranları ve Sağlanacak Diğer Menfaatler” başlıklı 4. Maddesinde bankalarca reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak azami faiz oranları ile faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve azami sınırlarının serbestçe belirleneceğinin düzenlendiği, düzenleme kapsamında davalı banka tarafından kredi işlemlerinde faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların, TCMB’na bildirildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, BDDK tarafından yayımlanan finansal tüketicilerden alınacak masraf ve komisyonlarda da periyodik hizmet komisyonunun alınacağının yazılı olmadığı anlaşıldığından alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olmakla; yapılan toplam 802,61 euro kesintinin iadesi koşulları oluştuğundan, davanın kabulü ile 802,61 EURO alacağın, kesintinin yapıldığı 12/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 802,61 EURO alacağın, kesintinin yapıldığı 12/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 350,89-TL nisbi karar harcından peşin yatırılan 87,73-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 263,16-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.400-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 87,73-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 650,00-TL Bilirkişi ücreti ve 124,50-TL posta giderinden ibaret toplam 825,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda dava değeri itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı