Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/714 E. 2023/919 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/714 Esas
KARAR NO : 2023/919

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2019
KARAR TARİHİ : 04/12/2023

İstanbul 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/133 Esas – 2023/229 Karar ve 11/07/2023 tarihli görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilen ve mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı spor kulübü arasında …, …, …, … ve … isimli 5 sporcunun davalı kulüpte basketbol oynaması için ayrı ayrı sporcu özel sözleşmesi imzalandığını ve müvekkili şirketin bu sözleşmeler kapsamında;01.01.2018 ödeme tarihli 7.500,00 TL + KDV (… Sözleşmesi),15.10.2017 ödeme tarihli 16.000,00 TL+ KDV (… SÖzleşmesi),30.04.2018 ödeme tarihli 2.000,00 TL + KDV (… Sözleşmesi), 01.01.2018 ödeme tarihli 10.000,00 TL + KDV (… Sözleşmesi), 01.01.2018 ödeme tarihli 10.000,00 TL + KDV (… Sözleşmesi) olmak üzere toplamda 45.500,00 TL + KDV menajerlik ücreti hak ettiğini, ilgili Sözleşme gereğince müvekkili tarafından kendisine yüklenen tüm edimlerin yerine getirildiğini, ancak buna bağlı olarak hak edilen ücretlerden hiçbirisi müvekkiline ödenmediğini, konunun borçlu nezdinde defalarca dile getirildiğini ve sözlü ihtarlarla ilgili bedelin ödenmesi talep edilmişse de herhangi bir sonuç alınamadığını, toplamda 59.451,42 TL tutarındaki alacağın sözlü uyarılar üzerine davalılar tarafından müvekkiline ödenmemesine müteakip alacağın tahsili amacıyla borçlular aleyhine … 9. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, fakat her iki borçlunun da yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçluların/Davalıların icra takibine konu olan borca yaptıkları itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davacı şirket vekili; Davanın kabülünü, dosya kapsamındaki alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı spor kulübü arasında …, …, …, … ve … isimli 5 sporcunun davalı kulüpte basketbol oynaması için ayrı ayrı imzalanan sporcu özel sözleşmesi nedeniyle menajerlik ücreti alacağı olduğundan bahisle icra müdürlüğüne takip talebinde bulunduğunu ve … 9. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından ile… Ödeme emri (İlamsız Takip) müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, müvekkilinin takip dayanağı sözleşmelerin tarafı olmadığını, müvekkilinin yerleşim yerinin de İzmir olduğunu, bu nedenle müvekkili şirkete tebliğ edilen ödeme emrine karşı hem yetki hem de borca itiraz edildiğini, taraflarına tebliğ edilen dava dilekçesinde davacının, dosya kapsamındaki alacağın tahsili ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istediğini, itirazın iptali ve takibe devam edilmesi yönünde bir talepte bulunmadığını, İtirazın İptali ile Alacağın Tahsili Davasına bağlanan sonuçlar farklı olacağından dolayı bu nedenle davacıya talebinin ne olduğu açıklattırılması gerektiğini, davacı ile davalı … arasında 20.06.2017 tarihinde imzalanan “Sporcu Özel Sözleşmesi”nin tarafının müvekkili olmadığını, müvekkili şirketin kazanç gayesi ile kurulmuş bir ticari şirket olduğunu, diğer davalı spor kulübünün ise dernek statüsünde olup kar amacı gütmesinin mümkün olmadığını, statüleri, faaliyet alanları, adresleri, ortakları ve üyeleri, yöneticilerinin farklı olduğunu, aralarında sponsorluk sözleşmesi dışında hiçbir (faaliyet konusu, adres, yönetim, ortak/üye, çalışan vs.) hukuki ve fiili ilişkinin mevcut olmadığını, açıklanan nedenlerle Davalı …Tic. A.Ş. Vekili; Müvekkili şirket aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini, Davacının müvekkili şirket aleyhine takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere hükmedilecek Haksız Takip/Kötü Niyet Tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, menajerlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca, 6102 sayılı TTK’ya “3.Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile eklenen 5/A maddesi uyarınca; 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir.
7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı HUAK’a “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği ve devam eden maddelerde arabulucuğa ilişkin düzenlemenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
Eldeki dava dosyası, Mahkememize görevsizlik kararı sonucunda tevzi olunmuştur. Dava dosyasının süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmiş olması halinde, bu dava görevsiz mahkemede açılan dava ile aynı davadır, bir başka deyişle aynı dava kaldığı yerden şimdi de görevli mahkemede devam etmektedir (Yılmaz, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, C.I, Yetki Yayınları, 3.Baskı, 2017, s.563).
Somut olaya gelince; dava, menajerlik hizmet sözleşmesi kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, hem davacının hem de davalının ticari şirket ve tüzel kişi tacir sıfatının bulunduğu, uyuşmazlığın her iki ticari şirketin / tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiği, bu kapsamda davanın nispi ticari dava ve görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu noktasında duraksama bulunmadığı, görevsiz asliye hukuk mahkemesinde davanın 03/04/2019 tarihinde açıldığı, 11/07/2023 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası dosya 01/11/2023 tarihinde Mahkememize tevzi olunduğu, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarih itibariyle arabulucuk dava şartının yerine getirilmesi gerektiği açıktır.
… 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/07/2023 tarihli, … E. -… K. sayılı görevsizlik kararı üzerine, dava dosyası 01/11/2023 tarihinde mahkememize tevzi olunmuştur. Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde bir kısım belge ve deliller sunulmuş olmakla birlikte, dilekçe eklerinde arabuluculuk tutanağının yer almadığı görülmüş ve dava dilekçesi içeriğinde de dava açılmadan evvel arabuluculuk yoluna başvuru yapıldığı noktasında herhangi bir beyanda bulunulmadığı tespit edilmiştir. Bu durum üzerine, Mahkememizce 06/11/2023 tarihinde Ara Karar tesis edilmiştir.
6325 sayılı HUAK 18/A madde hükümleri uyarınca 06/11/2023 tarihli Ara Karar ile davacı vekiline “…Davacının dava dilekçesinde dava açılmadan evvel zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğuna yönelik hiçbir açıklamada bulunmadığı, yine deliller kısmında arabuluculuk tutanağına delil olarak dayanılmadığı, dava dilekçesi ekinde ve Uyap sisteminde yapılan kontrolde arabuluculuk tutanağının aslının veya onaylı bir örneğinin bulunmadığı, yine UYAP sisteminde yapılan kontrolde dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğuna yönelik herhangi bir arabuluculuk dosyanın yada bilgi kaydının da tespit edilemediği anlaşılmakla; Eldeki itirazın iptali davası bakımından davanın açıldığı tarih itibariyle zorunlu arabuluculuk kapsamında bu yola başvurulmasının dava şartı olması sebebiyle; öncelikle davacı vekiline arabuluculuk son tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmak üzere 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesi ve HMK 115/2 maddeleri gereği 1 haftalık kesin süre ve imkan verilmesine (kesin sürenin muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren başlamasına), aksi halde 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dosyaya sunulmaması halinde 6325 Sayılı 18/A maddesi uyarınca başkaca hiçbir inceleme yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, bu doğrultuda davacı vekiline muhtıra çıkarılmasına karar verildi..” muhtıra dahi çıkartılmıştır.
Ne var ki, davacı vekili tarafından tarafından işbu dava öncesinde / işbu dava açılmadan evvel arabuluculuk yoluna başvuru yapıldığına yönelik tutanak aslı veya örneği dosyaya ibraz edilmemiştir. Hatta, bu hususta hiçbir beyan dilekçesi yahut mazeret dilekçesi dahi sunulmamıştır.
Davanın görevsiz mahkemede ilk açıldığı tarihten önce davacı tarafından zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, aksine doğrudan dava açıldığı tespit edilmiş olup, 11/07/2023 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra dosyanın Mahkememize tevzi olunduğu 01/11/2023 tarihine kadar, hatta Mahkememizce bu konuda 06/11/2023 tarihli Ara Karar / Muhtıra düzenlenmesine kadar arabuluculuk şartını sağlamaya yönelik davacı veya vekili hiçbir başvuruda bulunmamıştır (YARGITAY 6. HD. 2023/3342 E. 2023/2951 K.).
Dolayısıyla, görevsizlik kararından sonra dosya Mahkememize tevzi olunana kadar geçecek süre içinde bu usuli eksikliği gidermek mümkün iken, davacı tarafından gerekli başvurular yapılmamıştır. (İSTANBUL BAM 12. HD. 2022/548 E. 2022/555 K.)
O halde, dava dosyası Mahkememize tevzi olunduktan sonra artık bu şartın yerine getirilmesi mümkün değildir.
Kaldı ki, 6235 sayılı HUAK’ ın 18/A maddesi emredici şekilde düzenlenmiş olup, arabuluculuk dava şartı noksanlığı yargılama sürecinde sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı olarak da Mahkememizce kabul edilmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, eldeki davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğu, ancak dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın doğrudan işbu davanın açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davacının arabuluculuk yoluna başvurmaksızın doğrudan işbu davayı açmış olması karşısında TTK 5/A hükmüne atfen 6325 Sayılı Kanuna eklenen 18/A madde hükmü uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 7/2. ve 13/1. maddeleri uyarınca belirlenen 9.512,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, dosya üzeriden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
04/12/2023

Katip
*e-imza*

Hakim
*e-imza*