Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/705 E. 2023/920 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2023/705
KARAR NO : 2023/920

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/10/2023
KARAR TARİHİ : 04/12/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından dava dışı … Tic. A.Ş.’ye ait emtianın 01/09/2022-01/09/2023 tarihleri arası dönem için … poliçe numaralı “Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, satıcı firma, …’nin …’de yerleşik tedarikçisi … tarafından sevkiyata hazırlanan 364 bobin/201,306 kg. (net ) Kağıt Bobin, …’da yerleşik sigortalı firma …Tic. A.Ş.’ye gönderilmek üzere, …’nda satıcı firma… organizasyonunda, nakliyeci firma …Ltd. (Yerel acente … A.Ş.) tarafından temin edilen …, …, …, …, …, …, … ve … tanıtıcı numaralı (8×40’HC) konteynerlere yüklendiğini, konu 8×40″ HC konteyner gerekli işlemlerin tamamlanması neticesinde, “…” adlı gemiye yüklenerek,…’na sevk edildiğini, aktarmalı olarak …’na varışına müteakip, konteynerler gemiden tahliye edilerek liman sahasına alındığını, gerekli gümrük işlemlerinin tamamlanması neticesinde, 02.09.2022 tarihinde,… A.Ş. tarafından temin edilen 8 farklı iç nakliye aracına yüklenerek, sigortalı firma … A.Ş.’nin …’daki … Deposuna sevk edildiğini, sigortalı firma tesisine varış yapan konteynerlerden kağıt bobinlerin tahliyesi esnasında, … tanıtıcı numaralı konteynerde üst üste istifli bobinlerden, konteyner tabanına temas halinde olan bobinlerin ıslanmış olduğunun görülmesi üzerine, fotoğrafları çekilerek sürücü imzalı tutanak ile hasarın kayıt altına alındığını, emtiaların hasar görmesi sonucu, zararın sigorta poliçesi kapsamında karşılanması talebi ile müvekkili şirkete başvurulduğunu, müvekkili şirket tarafından yürütülen araştırma ve inceleme süreci doğrultusunda; 10 bobinin (6,427 kg/net) dairesel bir yüzeyin ıslanmış olduğu, diğer dairesel yüzeyinin ise iyi durumda olduğu tespit edilmiş; konu 10 rulo/6,427 kg/net kağıt bobinin ebatlanması neticesinde, 3,426 kg’ı kurtarılmış ve 3,001 kg’ı hurda olarak ayrıldığını, yapılan bilimsel ve teknik incelemelerde hasarın yapısı göz önünde bulundurulduğunda, konu 10 bobinin dorse taban panelinden sirayet eden tatlı su kaynaklı ıslanmak suretiyle hasarlanmış olduğu kanaatine varıldığını, mevcut hasarın “teminat dahilinde” gerçekleştiği kanaatine varılarak hasar sebebiyle 84,979.22 TL tazminat ödemesi yapıldığını, böylece müvekkili sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK md. 1472-1481 kapsamında (sigortalısına halefiyet yoluyla) alacaklı konumunu elde ettiğini, davalılar …A.Ş. ile… A.Ş., taşıma işlemi esnasında meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, ödenen tazminat miktarının davalı borçlulardan rücu edilmesi maksadıyla öncelikle … 23. İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin davalıların haksız itirazları nedeni ile durduğunu, zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere, huzurdaki davaya konu ihtilafın deniz ticaretinden kaynaklanmakta olup; deniz yolu ile yapılan taşımalardan doğan uyuşmazlıkların çözümünde Türk Ticaret Kanunu’nun Dördüncü Kitabı hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, burada görevli mahkemenin Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğunu, İstanbul’da deniz ticaretinden doğan davalara bakmakla görevli mahkeme İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiğinden, huzurdaki davayı görme konusunda da İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. davaya cevap vermemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Söz konusu hasarın, deniz taşımacılığı sırasında emtianın (kağıt) bulunduğu konteynerlerin su almasından kaynaklandığı iddia edilmektedir.
Taraflar arasında yukarıda açıklanan ve taraflar arasında gerçekleşen deniz taşımacılığı anlaşması ve malların Çin limanından İstanbul’a deniz yoluyla taşındığı hususlarında tartışma bulunmamaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 5136 Sayılı Kanun ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine “iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca bu Kanunun 4. kitabında yeralan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” içerikli fıkra hükmü eklenmiştir. 6762 sayılı TTK’nun 4.maddesi, son fıkra hükmü ile bu kanunun Deniz Ticaret Kitabında düzenlenen uyuşmazlıklardan kaynaklanan hukuk davalarını görmek üzere Deniz İhtisas Mahkemelerinin kurulması hususu düzenlenmiştir.
Bu düzenleme gereği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 01.04.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile “… II-Denizcilik ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde,
a)-Ticaret mahkemesi bulunan yerlerde;
1-Bir ticaret mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemenin,
2-Birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı ticaret mahkemesinde,
b)Ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde;
1)Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemede,
2)Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde, 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinde bakılmasına,…” düzenlemesini içeren ilke kararı yayınlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde Deniz İhtisas Mahkemelerine ilişkin bir düzenleme yer almamakta olup, 6103 sayılı TTK Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8.maddesi ile kanunun yürürlüğe girmesinden sonra TTK’nun, Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıkların hangi mahkemelerde görüleceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
6762 sayılı eski Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi ve 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekline Dair Kanun’un 8. maddesi, aynı yönde ve birbirinin devamı niteliğinde düzenlemeler olmayıp, 6762 sayılı eski TTK’nın 4/son maddesi ve HSK’nın İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin Kurulmasına dair 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararı ve devamında 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen düzenleme, daha sonra alınan 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi şeklinde özelleştirilmiş, diğer bir ifade ile 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen sistem korunmamıştır.
Dolayısıyla 6103 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince HSK’ca … ve … İllerinde TTK’nın Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli mahkemeler belirlenmiş, bu illerin dışında ise böyle bir görevlendirme yapılmamıştır. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2019/541 Esas, 2019/772 Karar sayılı ilamı)
Bu haliyle 6762 sayılı TTK m.4/3 hükmü ile 6102 sayılı TTK m.5/2 hükmünün birbirinin karşılığı olmadığı açıkça anlaşılmakta olup; aynı finans mahkemelerinde olduğu gibi kanun ile kurulan bir mahkeme olmaksızın 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi ile Deniz İhtisas Mahkemeleri belirlenmiştir.
Deniz İhtisas Mahkemeleri yönünden; 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu da içtihatlarla ile açık hale gelmiştir. Bu kapsamda
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2021/1039 Esas, 2021/1328 Karar sayılı ilamı “…Takibe konu faturalar incelendiğinde itirazın iptali davasına konu edilen faturaların gemi bakımı nedeniyle verilen hizmetten dolayı düzenlendiği ve bu haliyle davaya bakma görevi, 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi uyarınca ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile İstanbul ili mülki hudutları içerisinde Deniz İhtisas Mahkemesi olarak belirlenen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Görev konusu istinaf sebebi yapılmamış ise de, görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olduğundan HMK 355’1 maddesi uyarınca dairemizce res’en inceleme ve değerlendirme yapılmıştır…”;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/633 Esas, 2021/1760 Karar sayılı ilamı “…Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin davaya bakabilmesi için davanın deniz ticaretinden kaynaklanması gerekli ve zorunlu olup, somut olayda uyuşmazlık taraflar arasındaki deniz dibinin taranmasına ilişkin sözleme gereğince hak edilen bedelin ödenmesine ilişkin ilişkindir. Dava konusu alacak madde kapsamında sayılan deniz alacağı niteliğinde olmadığından, tarafların her ikisi de tacir olup, uyuşmazlık da ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğmuştur. Deniz ticaret mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, davaya bakma görevi genel mahkeme niteliğindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir….” şeklinde görev ihtilaflarının çözüldüğü görülmektedir. (Yargı yeri belirlemeye ilişkin bakınız. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2021 tarih 2021/909 Esas 2021/2198 sayılı Kararı)
Bu haliyle; yukarıdaki emsal içtihatlardan da anlaşıldığı üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer aynı derece mahkemeler arasındaki ihtilafların görev ilişkisi olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır
Dosyanın incelenmesinde, davalı vekilinin de işaret ettiği gibi, deniz alacağı 6102 sayılı TTK’nın 1352/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Deniz alacağı; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: ” dedikten sonra 21 bent şeklinde sıralamıştır. Aynı maddenin (h) bendinde “Gemide taşınan, bagaj dâhil, eşyaya gelen veya bu eşyaya ilişkin zıya veya hasar”da deniz alacağı olarak kabul edilmiştir. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir (Emsal; Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.11.2007 tarih, 2007/14814-13691 E-K sayıyı merci tayini kararı ile ilgili olarak 11. Hukuk Dairesinin 19/03/2012 tarih ve 2010/12992 E. 2012/4173 K.). Zira deniz alacağı sadece malın taşınması ile sınırlı olmayıp, yükleme boşaltma gibi liman hizmetlerini de kapsamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlık, deniz taşıması sırasında kaynaklanan hasarın bedelinin tazmini talebine ilişkin olduğundan, deniz taşımacığılı ilişkin davalara bakmakla görevli mahkeme İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın deniz ticaret davalarına bakmakla görevli İSTANBUL 17.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.04/12/2023

KATİP

HAKİM