Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/691 E. 2023/784 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/691 Esas
KARAR NO : 2023/784

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2023
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.01.2023 tarihinde, müvekkili … sevk ve idaresinde ki … (poliçe numarası: …) plakalı araç ile … plaka numaralı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, 12.03.2023 tarihinde, müvekkili … sevk ve idaresinde ki … (poliçe numarası: …) plakalı araç ile … plaka numaralı motosiklet arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracı için davalı şirketçe her iki kazanın tarihlerini kapsar 17.10.2022/2023 Genişletilmiş Kasko Paket Poliçesi bulunduğunu, ilgili kazalar sonrası zarar tespiti için … Ltd. Şti. tarafından ve … sayılı kaza dosyası açıldığını, açılan kaza dosyasında müvekkilinin uğradığı maddi hasar 10.07.2023 tarihi itibari ile her iki kaza için toplam 196.904,68-TL(KDV DAHİL) olarak tespit edildiğini, ancak tespit edilen tutara göre müvekkilinin zararının daha fazla olduğunu, eksper tarafından yapılan iskonto ve KDV düşümleri gerçek zararı azaltmaya yönelik işlemler olduğundan zararın daha fazla olduğunu, bu durumun hesaplamayı gerektirdiğinden davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, taraflar arasında 25.09.2023 tarihinde zorunlu dava şartı arabuluculuk görüşmeleri kapsamında anlaşma sağlanamadığını, taleplerinin hiçbir gerekçe göstermeden, hiçbir yasal delil sunmadan, haksız, hukuksuz ve sigorta/kasko şirketi olarak tüm yükümlülüklerine aykırı davranarak ödeme yapılmamış olması sebebiyle huzurda bulunan maddi hasar(onarım-işçilik-araç mahrumiyet bedeli) için belirsiz alacak davasını açtıklarını, davalı şirketin primini alıp sigortaladığı müvekkiline ait aracın hasarlanması neticesinde müvekkilinin aylarca bekletildiği ve işbu davanın açılmasına sebep olduğunu, Müvekkilinin bu süreçte aracını kullanamadığı gibi tamir de ettiremediğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 24.01.2023 tarihli kaza sonucu oluşan, daha sonrasında bilirkişi raporu doğrultusunda tespit sonrası arttırılmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi hasar tazminatının kaza tarihi olan 24/01/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.03.2023 tarihli kaza sonucu oluşan daha sonrasında bilirkişi raporu doğrultusunda tespit sonrası arttırılmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi hasar tazminatının kaza tarihi olan 12/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Trafik kazası tespit tutanağı, kasko sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, … olakalı araca ait ruhsat kaydı ve arabuluculuk son tutanağı celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ile davalı …Ş. arasında 17/10/2022 – 17/10/2023 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesinin düzenlendiği, kasko poliçesi uyarınca davacı …’e ait … plaka sayılı aracın sigortalandığı, kasko sigortalı aracın 24/01/2023 ve 12/03/2023 tarihlerinde geçirdiği maddi hasarlı trafik kazaları sebebiyle hasara uğradığı, davacının poliçe süresi içinde iken gerçekleşen kaza sebebiyle davalı … şirketine hasar ihbarında bulunduğu, ancak davalı … şirketinin hasar tazminatını ödemediği, bunun üzerine davacının hasar bedeline yönelik eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
Kasko sigorta sözleşmesinde davacının sigortalı / sigorta ettiren, davalı … şirketinin ise sigortacı olup, sigortalanan … plaka sayılı aracın trafik tescil kayıtları ve araç ruhsatından HUSUSİ (ÖZEL) kullanım amacına özgülendiği görülmüştür. Başka bir anlatımla davaya konu sigorta sözleşmesinde davacının tüketici olduğu, aracın da ticari araç olmadığı kayıtlardan tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Ancak, 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 17. HD. 2016/10687 E. 2017/4979 K. sayılı, İstanbul BAM 9 HD. 2018/2601 E. 2020/3559 K. sayılı, İstanbul BAM 9. HD. 2018/3852 E. 2020/3908 K. sayılı, İstanbul BAM 37. HD. 2020/1092 E. 2020/2223 K. sayılı, İstanbul BAM 9. HD. 2018/2039 E. 2020/736 K. sayılı ve daha pek çok emsal içtihadında da vurgulandığı üzere; Somut olayda, davanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasadan sonra açılması, aracın ticari araç olmaması, 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, davacı tüketici konumunda olup davalı … ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olması, tüketici işleminden kaynaklanan eldeki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğinin anlaşılması ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) ve davanın her aşamasında dikkate alınması (tarafların adalete mümkün olduğu ölçüde hızlı ulaşması ilkesi gereğince, dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin görevsizlik kararı verilebileceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/4-2247 Esas 2013/1667 Karar sayılı emsal içtihadı ile, yargıda hedef süre kriterleri, HMK’nın 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi göz önünde bulundurularak)) zorunlu olmakla, davaya konu uyuşmazlık bakımından Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın görev yönünden dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: ( Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı üzere;)
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
2-HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin , bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten , süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL (NÖBETÇİ) TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna gönderilmesine,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde karar verildi. 24/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır