Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/578 E. 2023/649 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO:2023/578
KARAR NO :2023/649

DAVA:MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/09/2023
KARAR TARİHİ:06/09/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … Ortaklığı’nın, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile müvekkillerince davalıya leasing sözleşmesine istinaden verilen ödeme senetlerini kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçtiğini, daha sonradan … … Ortaklığı’nın, …. Noterliğinin 30/12/2020 tarih ve … yevmiye no.lu temlik sözleşmesiyle işbu takibe konu alacaklarını davalı … AŞ’ye temlik ettiğini, …. İcra Dairesinin 30/03/2021 tarihli yenileme emri ile … Esas sayılı dosya… Yeni Esas numarasını aldığını, dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtilen ödemelere rağmen davalıya verilen bonoların iade edilmediğini, yine dilekçede açıklandığı üzere, yapılan protokol hükümleri yerine getirilerek dosya borcu tüm ferileriyle beraber tasfiye edilmiş olduğundan …. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası bakımından müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcu kalmadığını belirterek, borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesine dayanılarak verilen bonoların tahsili için davalı tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır.
Finansal Kiralama sözleşmesi davacılar ile … … Ortaklığı arasında yapılmıştır. İcra takibi …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası üzerinden başlatılmış, daha sonra yenileme ile… numarasını almıştır. Takip alacağı …. Noterliğinin 30/12/2020 tarih ve … yevmiye no.lu temlik sözleşmesiyle davalı … AŞ’ne temlik edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Yargıda ihtisaslaşmaya ilişkin olmak üzere Yargıda Reform Stratejisi belgesinde yer alan “ihtisas mahkemelerine ve uzmanlaşmaya yönelik uygulamalar arttırılacaktır” ve yine İnsan Hakları Eylem Planı belgesinde yer alan “İhtisas Mahkemelerinin Güçlendirilmesi” başlıklı hedefler kapsamında HSK’nın 25/11/2021 tarihli kararına istinaden finansal uyuşmazlıklarla ilgili finans davalarına bakmak üzere ticaret mahkemelerinin HSK tarafından belirlenmesi öngörülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin, İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı ile;
“Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek;
26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir.
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
a) Kayseri’de iki asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 2 numaralı,
b) Konya’da dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 4 numaralı,
c) İzmir’de yedi asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 numaralı,
d) İstanbul Anadolu’da on üç asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6 ve 7 numaralı,
e) Ankara’da on dört asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7 ve 8 numaralı,
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına)
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine, 25.11.2021 tarihinde karar verildi” dair karar verilmiştir.
Adı geçen HSK kararı uyarınca 15/12/2021 tarihinden itibaren, adı geçen kararda belirtilen kanuni düzenlemelerden kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere sadece yukarıda anılan mahkemelerce bakılacaktır.
Somut olaya bakıldığında; dava ve takip konusu bonoların dayanağının finansal kiralama sözleşmesi olduğu açıktır. Alacak, fon alacağı değildir.
Anılan yasal hükümler uyarınca somut olayın ele alınması zorunludur.
Öteden beri ve özellikle 2010 yılı öncesi dönemindeki HSYK kararları uyarınca kimi zaman ahkâmı şahsiye işleri ile ilgili bazı sulh hukuk mahkemelerine yetki verilmekte veya sonradan ise verilen bu yetki kaldırılabilmektedir. Doktrinde “…ahkâmı şahsiye işlerine bakan sulh hukuk mahkemesi ile diğer sulh hukuk mahkemeleri arasında, dosyaya HSYK kararı uyarınca bakması gerekmeyen mahkemenin bu dosyaya bakmaya muhalif kararının görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı kabul edilmektedir”. Böylelikle HSK kararı uyarınca belirlenen mahkeme ile refik olan mahkeme arasındaki davaya bakma veya bakmama noktasında verilen kararın görevsizlik kararı niteliğinin bulunmadığı genel kabul görmektedir. (Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Cilt 1, 2021, İstanbul, Sayfa 676)
Yine 1957 yılında yürürlüğe giren 6762 sayılı TTK ile asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasında iş bölümü ayrımının getirildiği, iş bölümüne dayalı olarak hukukumuzda sadece adı geçen mahkemeler arasında gönderme kararı verilmesinin mümkün hale geldiği açık ise de 01/07/2012 tarihinde 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girmesiyle beraber bu mahkemeler arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüşmüş, usul hukuku tekniği anlamında artık “gönderme kararı” verilebilmesi de mümkün olmaktan çıkmıştır. Gönderme kararı hukukumuzda, 6762 sayılı TTK döneminde iş bölümü itirazı üzerine ve yasal koşulların oluşması durumunda, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemeleri arasında ancak verilebilen ve bağlayıcılığı olan bir karardır. Bu nedenle ihtisas mahkemesi olmayan asliye ticaret mahkemesinin, ihtisas mahkemesi sıfatı olan asliye ticaret mahkemesine yönelik olarak bir “gönderme kararı” verebilmesi artık usul hukuku tekniği açısından mümkün değildir.
Nitekim Hakimler ve Savcılar Kurulunun Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarihli karar içeriği dikkate alındığında, Kurul kanundan kaynaklanan yetkisine istinaden “iş dağılımı” çerçevesinde finans dava ve işlerine bakmak noktasında bazı asliye ticaret mahkemelerini iş yoğunluğunu dikkate alarak belirlediğini açıklamıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulunun Birinci Dairesinin adı geçen kararı yukarıda açıklandığı gibi öteden beri devam eden, yerleşik olan ve iş dağılımı çerçevesinde bazı mahkemelerce belli tip dava ve işlerin bakılmasını amaçlayan bir karardır.
Mevcut iş dağılımına aykırı olarak tevzi müdürlüğünün hatasının giderilmesi “iade kararı” ile giderildiği takdirde yürürlükteki kanun hükümlerine ve yerleşik hukuk kavramlarına aykırılık çıkmayacaktır.
26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Kanunun m.5/f.5 hükmü gereği “iş dağılımı” ilkesi çerçevesinde dava ve işe hangi mahkemenin bakacağına dair HSK’nın almış olduğu idari karara aykırı şekilde tevzi müdürlüğünün yapmış olduğu dağıtım karşısında, artık yanlış dağıtım yapılan mahkemece “iade kararı” verilecektir. Aksi halde Hakim ve Savcılar Kurulunun Birinci Dairesinin “iş dağılımına” dair dayanak kararının gereğinin kanun sınırları dahilinde yerine getirilmesi mümkün olamayacaktır. Bu “iade kararı”, mevcut “iş dağılımı”na dair HSK kararı çerçevesinde ve tevzi müdürlüğünce ihtisas mahkemelerine dağıtılması gereken dosyanın mahkemeye dağıtılmasını temin eden, bu yöne ilişkin eksikliğin bu şekilde giderilmesini sağlayan bir karardır.
Nitekim kısım BAM daireleri de halihazırda bu görüşü destekleyen, kararın görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı yönünde kararlar vermektedir. (İstanbul BAM 14.HD 2022/811E. 2022/169; İstanbul BAM 44.HD 2022/1675E. 2022/1803K.sayılı kararları) Esasen gereksiz mağduriyetlerin oluşmaması açısından da bu görüş isabetlidir.
Yargısal uygulamada da bir dava dosyasının maddi hata sonucunda mahkemeye intikal etmiş olması durumunda, maddi hatayı yapan mahkemece bu eksikliğin giderilmesi için dava dosyasını teslim alan mahkemece “iade kararı” verilmesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla dahi benimsenmektedir. Nitekim adı geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da ” (…) O halde; öncelikle görevsizlik kararının davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek kesinleşmesinin sağlaması için dosyanın görevsizlik kararını veren mahkemeye iadesi ile kararın anılan mahkemece kesinleştirilmesi ve taraflardan birinin talepte bulunması üzerine görevli mahkemeye gönderilmesi gerekmektedir. Tarafların, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunmaması hâlinde ise HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca görevsizlik kararını veren mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinden direnme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmiştir” gerekçesiyle “dosyanın iadesi” şeklinde karar verilebileceği yönünde uygulamasını ortaya koymuştur. Zaten ilk derece mahkemelerinde de az da olsa bazı mahkemelerce uzun yıllardan beri bu yönde uygulama yapıldığı bir gerçektir.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun Birinci Dairesinin kanuni yetkisi dahilinde almış olduğu idari kararı uyarınca, dava dosyasının ihtisas mahkemesi olarak belirlenen mahkemelerce görülmesi amacıyla bu dosya ile ilgili iade kararı verilmesi ve bu “dağıtıma ilişkin hatanın” tevzi müdürlüğünce giderilmesi, aslında HSK’nın iş dağılımı kararı uyarınca dağıtım yapılması gereken ihtisas mahkemesinin görevinin başlamasına matuf bir işlemdir. (Mahkememizin 12.07.2023 tarih ve 2023/438 E. 2023/607 K.sayılı ve benzer kararları)
Yapılan açıklamalar karşısında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı gereği 15.12.2021 tarihinden sonra açılan davanın, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HSK Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih 1232 kararı gereği 15.12.2021 tarihinden sonra açılan davanın, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna İADESİNE,
2-Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kararın niteliği gereği kesin olmak üzere karar verildi.06/09/2023

KATİP …

HAKİM …