Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/525 E. 2023/809 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/525 Esas
KARAR NO : 2023/809

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2023
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Keşidecisi … Şirketi ve lehtarı … Şirketi olan, son hamili … Şirketi tarafından …Bankası’na tahsile verilen … seri numaralı, 16.06.2023 tanzim tarihli, 9.766,11- TL bedelli düzenleme yeri İzmir olan çek … tarafından taşındığı esnada çalındığını, söz konusu çekin gerek keşidecisi gerekse lehdarın iradesi dışında elden çıkmış ve kaybolmuş olduğundan çekin iptali amacıyla … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi. …Esas sayılı dosyası nezdinde dava açıldığını, çekin irade dışı elden çıkması nedeniyle kötü niyetli kişilerin çek bedelini tahsil etmelerinin önüne geçilmesi amacıyla da ödemeden men kararı alındığını, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi … tarihinde … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak söz konusu çeke ilişkin ödeme yasağının konulması talep edilerek 26.06.2023 tarihinde çeke ödeme yasağı konulduğunu, buna rağmen ödemeden men yasağı alınan çek ile davalı tarafından … 25. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna dayalı ilamsız takip başlatıldığını, mezkur çekin taşındığı… tarafından taşındığı esnada çalınmış olmaları sebebiyle lehtar … firmasının şikayeti üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma no’su ile soruşturma başlatıldığını, davalı … Anonim Şirketinin davaya konu çekin yetkili hamili olmayıp; işbu kambiyo senedini ne suretle ele geçirdiği taraflarınca bilinmediğini, 6361 s. Kanunun 9/2. maddesi uyarınca yasal prosedürün yerine getirilmediğini, ancak müvekkil şirketin haciz tehdidi altında ve fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını saklı tutarak ihtirazi kayıt ile 19.07.2023 tarihinde ilgili icra dosyasına ödeme yaparak dosyanın infazen kapatıldığını, haksız takip nedeni ile haciz tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kalan müvekkili şirket adına huzurdaki davayı açmak zorunda kaldığını belirterek davaya konu edilen çekin … 25. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası nezdinde takibe konu edilmesi nedeniyle telafisi imkansız zararların önlenmesi amacıyla icra dosyasına haciz tehdidi altında ödenmiş olan tutarın icra dosyasına depo edilmesi nihai karar verilinceye kadar dosya alacaklısına olan davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin her türlü talep haklar saklı olmak kaydıyla; … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına haciz tehdidi nedeniyle ödenen tutarın İİK m.72 uyarınca istirdatı ile yapılan ödemenin tüm fer’ileriyle birlikte ödeme gününden başlayacak ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, takibe konu edilen çekin iadesine ve istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ekte sunulan alacak bildirim formu(abf)/ ödeme araçları tevdi bordrosu/ ön ödeme talimatı’nda açıkça görüleceği üzere; müvekkilinin dava konusu çeki iktisap tarihinin 05.05.2023 tarihi olduğunu, bu tarihin; çek iptali davası tarihi (09.06.2023) ve ödeme yasağı kararı tarihinden (26.06.2023) önce olup; müvekkilinin iktisap tarihi itibariyle ne davadan ne ödeme yasağı kararından ne de çeklerle ilgili hırsızlık olayından haberdar olmasının mümkün olamayacağını, 6361 sayılı yasaya göre Faktoring şirketleri herhangi bir alacağı temlik alırken; 6361 sayılı Faktoring Kanunundaki usule uygun şekilde müşterinin alacağını fatura ile tevsik etme, aldığı kambiyo senedi ile faturadaki alacağın uyumlu olduğunu kontrol etme, çekin görünüşteki ciro zincirini kontrol etme, ile yükümlü olup; bunun dışında herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, gerek kanunun açık hükmü ve gerekse Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş kararları gereğince; faktoring işlemi açısından daha fazla bir yükümlülüğünün öngörülmediğini, 6361 sayılı Faktoring Kanunu md.9/2: ” Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” denildiğini, Faktoring Sözleşmesi ve Ek-‘te arz edilen diğer faktoring işlemi belgelerinden anlaşılacağı üzere; müvekkili ile müşterisi arasındaki faktoring işleminin 6361 sayılı kanunun 9/2. maddesine uygun şekilde yapıldığını, bu kapsamda müşteriye finansman sağlanarak gerçek bir ödeme yapılmış ve karşılığında davaya konu edilen çekin ciro yoluyla devir alındığını, dolayısıyla; yapılan faktoring işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, Faktoring işlemi usul ve yasaya uygun olmakla; davacının kötü niyet iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin temlik alınan alacağı tevsik eden belgeleri kontrol ederek, bu kapsamda kanunun kendisine yüklediği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekilinin çekin yasal hamili olduğunu, bu sebeple; müvekkilinin çeki ciro yoluyla devralan iyi niyetli yasal hamil olduğunu, müvekkili …’in 2012 yılından beri faaliyet gösteren alanında öncü ve saygı duyulan bir faktoring şirketi olup; iş hacmi ve gerçekleştirdiği ciro miktarıyla davaya konu alacak miktarı karşılaştırıldığında, kötü niyetli hareket etmesini gerektiren bir pozisyonu bulunmadığını belirterek 6361 sayılı yasanın 9. maddesi hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma dosyası, … 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, faktoring sözleşmesi, tevdi bordrosu, fatura suretleri, dava konusu çek örneği celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, cebri icra baskısı altında ödenen tutarın istirdadı istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de res’en dikkate alınmak zorundadır.
Yargıda ihtisaslaşmaya ilişkin olmak üzere Yargıda Reform Stratejisi belgesinde yer alan “ihtisas mahkemelerine ve uzmanlaşmaya yönelik uygulamalar arttırılacaktır” ve yine İnsan Hakları Eylem Planı belgesinde yer alan “İhtisas Mahkemelerinin Güçlendirilmesi” başlıklı hedefler kapsamında HSK’nın 25/11/2021 tarihli kararına istinaden finansal uyuşmazlıklarla ilgili finans davalarına bakmak üzere ticaret mahkemelerinin HSK tarafından belirlenmesi öngörülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin, İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı ile;
“Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek;
26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir.
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,
(Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına)
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine, 25.11.2021 tarihinde karar verildi” dair karar verilmiştir.
Eldeki dava, 04/08/2023 tarihinde ikame edilmiştir.
Somut olaya bakıldığında; davacı, çekin kargoda çalındığını ve icra takibi neticesinde cebri icra baskısı altında keşidecisi olduğu çek bedelini ödemek zorunda kaldığını ifade edip istirdat talebinde bulunumuş, dava konusu çekte hamil olan davalı faktoring şirketinin 6361 s. Kanunun 9/2. maddesi uyarınca çekin iktisabında yasal usul ve prosedüre uygun hareket etmediği vakıasına dayanmıştır. Davalı, 6361 s. Kanunun 9/2,3. maddeleri uyarınca çekin faktoring mevzuatına uygun şekilde iktisap edildiğini, faktoring sözleşmesi ve fatura alacaklarının temliki suretiyle iktisap edilen çek bakımından meşru ve yetkili hamil olduğunu ileri sürmüştür.
Yasal düzenlemelere bakıldığında:
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/2. maddesi “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.”
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/3. maddesi “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoringşirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”
Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 5/1. maddesinde “Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması;
a) Öncelikle ilgili mevzuatta yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin kontrol edilmesi,
b) İç kontrol sisteminin devralınan faturalara ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak ve Merkezi Fatura Kaydı Sisteminde bu faturaların mükerrer olmadığının kontrolü tamamlanmaksızın kullandırım yapılamayacak şekilde oluşturulması,
c) Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan yasal hükümler uyarınca somut olayın ele alınması zorunludur.
Nitekim, konuya ilişkin emsal nitelikte olan;
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ 2023/57 E. 2023/350 K. SAYILI İLAMINDA:
“…İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında; davacı tarafça davaya konu çekin düzenlenerek ticari ilişkide bulunduğu, … Ticaret A.Ş. ‘ye verildiğini çekin bu şirketten çalındığını yada kaybolduğunu, davalı … Şirketi tarafından icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını ileri sürmüştür.
İlk derece mahkemesince davaya bakma görevinin, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararıyla Finans Mahkemeleri olarak gönderilen mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
İstinaf başvurusunda bulunan davalı Faktoring Şirketi’nin müvekkili …A.Ş. ile dava dışı … Şirketi (“Faktoring Müşterisi”) arasında 10.06.2022 tarihli Faktoring Sözleşmesi (EK-1) imzalandığını ve çekin bu faktoring ilişkisi çerçevesinde kendisine ciro edildiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
30/11/2021 tarihli 31675 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararıyla; 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’nu ilgilendiren Uyuşmazlıkların, 15/12/2021 tarihinden itibaren ihtisas mahkemesi olarak finans mahkemelerinde bakılacağı ve yirmi ve daha fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunan yerlerde, 6,7,8,9. Ticaret Mahkemelerinin finans mahkemeleri olarak görev yapacağı düzenlendiğinden, UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜNDE 6361 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİ DE UYGULANACAĞINDAN, İLK DERECE MAHKEMESİNCE GÖNDERME KARARI İLE, DOSYANIN İHTİSAS MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE KARAR VERİLMESİ gerekirken, görevsizlik kararı verilmesi yerinde değilse de, bu husus sonuca etkili olmadığından işaret edilmekle yetinilmiş, sonuç olarak mahkemece dosyanın finans mahkemesine gönderilmesi yerinde olduğundan , davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir…” denilmiştir.
Bu itibarla, iddianın ve savunmanın ileri sürülüş biçimine göre, davalı hamilin çekin iktisabında bilerek borçlunun zararına hareket edip etmediği, ağır kusurlu veya kötü niyetli olup olmadığı, özellikle bu kapsamda 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/2,3. maddesi ile Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 5/1. maddesindeki yasal prosedürlerin yerine getirilip getirilmediği noktasında; anılan Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesinin mutlak / zorunlu olduğu, adı geçen Yasa ve Yönetmelik hükümleri incelenmeksizin davalının yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespit edilemeyeeceği, esasen bu hususta anılan Yasa ve Yönetmelik hükümleri uyarınca faktoring mevzuatı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması da gerekeceğinden, uyuşmazlığın çözümünde Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine yönelik kararı uyarınca, finans ihtisas davalarına bakmakla belirlenmiş İstanbul 6, 7, 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince bakılması gerekmektedir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığının 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı gereğince 15.12.2021 tarihinden sonra açılan eldeki davada, finans ihtisas mahkemeleri görevli olduğundan, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği ihtisas sıfatı buluan İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-HSK Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih 1232 kararı gereği 15.12.2021 tarihinden sonra açılan davanın, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna iadesine,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi. 02/11/2023

Katip
E- İmza

Hakim
E- İmza