Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/364 E. 2023/570 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/364 Esas
KARAR NO : 2023/570

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2023
KARAR TARİHİ : 23/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı tarafından …A.Ş adına … T.A.Ş … Şubesine ait, … numaralı, 28/02/2023 tarihli, 18.500-TL bedelli, … T.A.Ş … Şubesine ait, … numaralı, 31/03/2023 tarihli, 18.500-TL bedelli çeklerin keşide edildiğini, belirtilen çekler lehtar şirket … A.Ş’ ye gönderilmek üzere 23/05/2022 tarihinde … Kargo … -… şubesine verildiğini, ilgili çeklerin kargoda kaybolduğunu, … CBS … soruşturma sayılı dosyalarında soruşturmaların devam ettiğini, kargo şirketi tarafından …Merkezinde 24.05.2022 tarihinde … evrak numarasıyla şikayette bulunulduğunu, Kargo şirketi çalışanının verdiği ifadenin sunulduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma numaralı dosyasıyla soruşturmanın sürdüğünü, lehtar … A.Ş.’nin davacıya hitaben çeklerin kendilerine teslim edilmediğine dair yazıyı ekte sunuyoruz. İlgili çek, lehtar şirketin eline geçmediğini, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olduğu şirketin gerçek kaşe ve imzasının incelendiğinde açıkça gözükeceğini, dava konusu çekte ciro silsilesi kopuk olduğunu, çekin kambiyo senedi vasfı bulunmamaktadır. Benzer bir çek için lehtar şirket tarafından … 7. İcra Hukuk Mahkemesi …E. Sayılı imzaya itiraz davası açıldığını, dava konusu çekte lehtarın kaşe ve imzasının sahte olması nedeniyle ciro silsilerinin kopuk olduğunu ve çek kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, çeke dayanak olan davacının lehtar şirket ile ticari ilişkisine konu borç, lehtar şirket … A.Ş’ ne ödendiğini, davalı yetkili hamil olmamasına rağmen çeki tahsil ettiğini açıklanan nedenlerle kambiyo vasfi olmamasına rağmen ve müvekkilin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı … T.A.Ş. … Şubesine ait … numaralı 28.02.2023 tarihli 18.500-TL bedelli çek ve … T.A.Ş. … Şubesine ait … numaralı 31.03.2023 tarihli 18.500-TL bedelli çekin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdadına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir. Bu yasal düzenlemeye paralel olarak görev ve kesin yetki halleri (HMK m.114/1-c ve ç) dava şartları arasında sayılmıştır. 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun “Hukuk mahkemelerinin kuruluşu” başlıklı 5. maddesinin 17/4/2013 tarihli ve 6460 sayılı Kanunun 10. maddesiyle değişik beşinci fıkrası hükmüne göre; “İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.” Görüldüğü üzere, bu fıkra hükmünde de, açıkça, bir yerdeki birden çok aynı tür mahkeme arasındaki “iş dağılımı”ndan bahsedilmiş; iş dağılımını belirleme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiş ve dairelerin, belirlenen iş dağılımına göre tevzi edilen davalara bakmak zorunda oldukları hükme bağlandığını, dava Faktoring Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan işlerden olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, asliye ticaret mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak iş bu dosyaya bakmaya görevli olduklarından, dosyanın ilgili mahkemelerden birine gönderilmesini, davacı tarafın icra takibinde borçlu sıfatı bulunnmadığından istirdat davası açması hukuken mümkün değildir. aktif dava ehliyeti bulunmadığından davacının davasının humusetten reddi gerektiğini, davacı davasını diğer davalı ile olan ticari ilişkisi içierisinde çeklerin bedelsiz kaldığı olgusuna dayandırdığını, çekin kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunu, bedelsizlik def’i şahsi nitelikte olup, sadece temel borç ilişkisinin tarafları arasından ileri sürülebileceğinden işbu iddialar iyi niyetli yetkili hamil olan müvekkil şirkete karşı yöneltilemeyeceğini, davacı taraf her ne kadar haciz baskısı altında ödeme yaptıklarını iddia etmiş olsa da özellikle belirtmek isteriz ki; davacı tarafın huzurdaki davaya konu çeklerden kaynaklı aleyhine icra takibi başlatılmamış ve işbu davaya konu çeklerle ilgili takipten kaynaklı haciz işlemi yapılan menkul-gayrimenkul bulunmadığını, ilgili çekler davacı tarafça kayıtsız şartsız olarak müvekkile çeklerden doğan borca istinaden ödeme yapmış olup herhangi bir muhafaza baskısı altında ödemeyi yapmadığını açıklanan nedenlerle Öncelikle huzurdaki dava Faktoring Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan işlerden olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, asliye ticaret mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre görevli mahkemeler olan İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesine gönderilmesini Davaya konu herhangi bir icra takibi söz konusu olmadığından ve icra takibinin borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğinden davacının aktif taraf ehliyeti bulunmamaktadır. dolayısıyla aktif taraf ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise; kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca davacı tarafça dava dışı lehtarın imzasının sahte olduğuna ilişkin iddialarına ilişkin bilirkişi incelemesi talebinin reddi ile davacı tarafı zor duruma düşürecek herhangi bir işlem tarafımızca yapılmamış ve haciz baskısı altında ödenen bir para olmadığından davacının çeklere istinaden ödemiş olduğu 37.000,00-tl istirdat talebinin reddini, yargılama ve vekalet ücretinin davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava, keşideci tarafından açılan davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiği çek ile haksız yere tahsil edilen çek bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebileceği gibi mahkemece de res’en dikkate alınmak zorundadır.
Yargıda ihtisaslaşmaya ilişkin olmak üzere Yargıda Reform Stratejisi belgesinde yer alan “ihtisas mahkemelerine ve uzmanlaşmaya yönelik uygulamalar arttırılacaktır” ve yine İnsan Hakları Eylem Planı belgesinde yer alan “İhtisas Mahkemelerinin Güçlendirilmesi” başlıklı hedefler kapsamında HSK’nın 25/11/2021 tarihli kararına istinaden finansal uyuşmazlıklarla ilgili finans davalarına bakmak üzere ticaret mahkemelerinin HSK tarafından belirlenmesi öngörülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin, İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı ile;
“Finans ile ilgili açılacak davalara bakacak mahkemeler nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi hususu görüşülerek;
26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir.
Asliye ticaret mahkemelerine gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiştir.
Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu itibarla;
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına, (Örneğin asliye ticaret mahkemelerine bu kapsamda gelecek dava ve işlere;
f) İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına)
Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine, 25.11.2021 tarihinde karar verildi” dair karar verilmiştir.
Eldeki dava 26/05/2023 tarihinde açılmış olup, yukarıda değinilen ihtisas mahkemelerinin belirlenmesi kararından sonra ikame edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesi içeriğinde dava Faktoring Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan kaynaklanan işlerden olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı uyarınca 15/12/2021(tarihi dahil) tarihinden itibaren, asliye ticaret mahkemeleri arasındaki iş dağılımına göre İstanbul 6.7.8.9. Asliye Ticaret Mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak iş bu dosyaya bakmaya görevli olduğundan bahisle görev itirazında bulunmuş olup, bu savunma ve taraflar arasında temel ilişki bulunmadığı da dikkate alındığında davacının iddialarının 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi ve 6361 sayılı Yasanın 9/3.maddesi gereğince inceleneceği sabittir. Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki çek bedelinin istirdatı istemi, çek istirdatının kanuni şartlarının varlığına bağlıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2021/194 Esas, 2021/175 Karar sayılı ilamı), İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/595 Esas, 2020/1283 Karar sayılı ilamı)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-(f) maddesi hükmü uyarınca, dava dışı bankadan alacağı temlik alan davacının, davalı müteselsil kefil hakkında genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin hukuki ihtilafın ve uyuşmazlığın çözümünün Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine yönelik kararı uyarınca, finans ihtisas davalarına bakmakla belirlenmiş İstanbul 6, 7, 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince bakılması gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar karşısında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih ve 1232 sayılı kararı gereği 15.12.2021 tarihinden sonra açılan davanın, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-HSK Birinci Dairesinin 25/11/2021 tarih 1232 kararı gereği 15.12.2021 tarihinden sonra açılan davanın, HSK kararında anılan “iş dağılımı” gereği İstanbul 6., 7., 8., 9. numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmesi için dava dosyasının İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna iadesine,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın niteliği gereği kesin olarak karar verildi.23/06/2023

Katip

Hakim