Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/33 E. 2023/875 K. 20.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/33
KARAR NO : 2023/875

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkil şirketin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi İşin İcra ve İflas Kanunu’nun 287, 288., 294, ve 295. maddeleri gereğince; İİK..’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı müvekkili aleyhine yeni takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmamasını, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, yeni takip başlatılmamasına, tedbir tarihinden sonra uygulanan haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, davacı müvekkili hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, davacı müvekkilerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı müvekkile ödenmesine, davacı müvekkilerin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı müvekkile iadesine, davacı müvekkilerin ait olup haczedilen araçların kayıtlarına konulan yakalama şerhlerinin kaldırılmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, işbu karar tarihinden sonra alacaklı bankalarda davacılara ait hesaplara gelecek paralar ile ilgili, ilan tarihinden önce muaccel hale gelmiş kredi ve başkaca alacaklar için yapacakları rehin, takas uygulamalarının İİK 294. maddesi yollaması ile İİK’ nin 200.maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası kapsam ve şartlarında tedbiren durdurulmasına, davacının bankalardaki hesaplarına yatırılan paralara bankalarca rehin veya takas hükmünde olmak üzere konulan ve uygulanan blokajların kaldırılmasına ve blokaja tabi tutulan bedellerin davacının ilgili banka hesabına davacının kullanımına sunulmak üzere iadesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı müvekkilerin tarafından banka ve finans kuruluşlarına tahsil, takas ve teminat olarak verilmiş olan çek, senet ve her türlü kıymetli evrakın davacıya iadesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı müvekkilerin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3.şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, davacı müvekkilerin ait çeklerin arkasının karşılıksızdır olarak yazılmasının önlenmesi, senetlerin protesto edilmesinin önlenmesine, davacı müvekkilerin SGK ve diğer kamu kuruluşları nezdinde doğmuş ve doğacak hak, alacak ve istihkaklarının üzerine haciz konulmamasına, konulmuş olanların kaldırılmasına, davacı müvekkilin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulması, zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve müvekkiline komiser tayinine, müvekkil şirketin konkordato talebinin kabulü ile, öncelikle İcra Ve İflas Kanunu’nun 287. maddesi gereğince üç aylık geçici mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde işbu müddetin iki ay daha uzatılmasına geçici iik. 285. maddesi çerçevisinde geçici mühlet neticesinde İcra Ve İflas Kanununun 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet kararı verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının altı ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına yargılama neticesinde İİK. 305. ve diğer maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK m.286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanmakta olan konkordato talebine ilişkindir.
Mahkememizce davacı lehine geçici mühlet, akabinde ise kesin mühlet kararı verilmiştir.
Yargılamanın devam ettiği aşamada davacı vekili şirketin borca batık olmadığını, feragat nedeniyle davanın nedeniyle reddini talep etmiştir.
Öncelikle davacı vekilinin talebi İİK m.292/f.2- bend (d) hükmüne dayanmaktadır. Aynı hükmün 2. fıkrasına göre ise “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.”
Konkordato kurumunu düzenleyen İİK m.285 ve devamından sonra yer alan 12. BAP’ da yer aldığı, bu itibarla adı geçen hükümlerin özel hüküm niteliğinde olduğu, buna mukabil 6100 sayılı HMK’nın ikinci bölümünde yer alan ve yargılamaya hakim olan ilkelerden m.30 hükmünün ise genel nitelikte bir usul hükmü olduğu dikkate alındığında öncelikle özel hükmün uygulanması gerektiği yorum bilimi (hermenötik) açısından zorunludur. O halde HMK m.30 hükmünde yer alan düzenlemenin bu açıdan dikkate alınabilmesi mümkün değildir. Bir başka deyişle uyuşmazlık ile ilgili pozitif hukukta özel düzenleme olduğu sürece genel düzenlemelerin uygulanması düşünülemez. Gerek yargısal uygulama gerek doktrin bu konuda uyum içindedir.
Yukarıda açıklanan İİK m.291/f.2 ve İİK m.292/f.2 hükmünün emredici nitelikte olduğu, nitekim kanun koyucunun somut olayda olduğu üzere sebebi ne olursa olsun konkordato talebinden feragat edilmesi durumunda mahkemenin duruşma günü açması gerektiğini açıkça düzenlediği sabittir. Bu noktada mahkemeye herhangi bir nedenle takdir alanı ise kesin olarak bırakılmamıştır.
Mahkeme hükmünün yorum gerektirmeyecek derecede açık ve kesin olması halinde yapılacak şey kanunun emredici hükmünün yerine getirilmesidir. Mecelle’deki ifade ile “Mevrid-i nasta içtihata mesağ yoktur.” Elbette açık hükmün içeriği sert görülse de yine Roma Hukukunda kabul edilen ifade ile ” Kanun serttir, fakat kanundur” ( Dura lex sed lex ).
Nitekim mehaz niteliğindeki İsviçre İcra İflas Kanunun m.296 b nin bu yönde bir hüküm içermemekle birlikte, 2013 değişikliğinden önceki düzenlemede olduğu gibi mahkemenin yer, gün ve saati belirleyerek duruşma açması ve borçlu ile alacakları dinlemesi, hatta İsviçre İİK ( eski) m. 295 f.5, ( eski) m.308′ e de yollama yaptığından, duruşmanın gün, yer ve saatini ilan etmesi gerektiği kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel Yeni Konkordato Hukuku, Ankara-2009, 2. Baskı sayfa 315 te atıf yapılan kaynak KUKO SchKG- Hunkeler, m. 296b, no. 13, Gilleron, Commentaire, m. 295, no. 24, s.373,)
Hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK m. 307 hükmünde düzenlenen davadan feragat beyanı, batıklık sebebine dayanan iflasa göre karar verilmesi halini de içinde barındıran konkordato talepleri açısından sıradan bir feragat beyanı olarak nitelendirilemez. Zira talep ile ilgili olan alacaklıların hüküm verilmeden önce feragat talebinde bulunan şirketin batık olup olmadığı noktasında beyanda bulunma haklarının kısıtlanmaması gerekir. Esasen duruşma açılmasının asıl amaçlarından biri de bu nedendir. Zaten kanun koyucu da en azından bu nedenle konkordato talebinden feragat olsa dahi duruşma açılması noktasında emredici düzenleme getirmiştir.
Duruşma gün ve saatinin takdir edilmesi sonrası ve duruşma günü icra edilmeden önce davacı vekilinin dilekçesinin öncelikle komiser heyetine bildirilmesine, konkordato komiser heyetinin İİK gereği her türlü resmi ve özel kurum ile muhabere etme, tebligat yapma ve bu çerçevede görevini yerine getirmek adına, gerekli belgeleri temin etme hak ve yükümlülüğünün bulunduğunun dahi dikkate alınmak suretiyle, konkordato talebinden feragat eden davacı halihazırda güncel ve fiili rayiç değerler gözetildiğinde borca batık olup olmadığının araştırılmasına, bu konuda gerekçeli ve denetime elverişli şekilde ve güncel raporun sunulması hususunda komiser heyetinin görevlendirilmesine dair karar verilmiştir.
Komiser heyeti raporlarında davacı borca batık olmadığını, davacı ticari faaliyetlerinin halihazırda devam ettiğini, çalışma kabiliyetine sahip olduğunu, gerekçeli ve denetime elverişli şekilde açıklamışlardır.
Ayrıca davacı borca batık olup olmadığı noktasında Mahkememizce 26/10/2023 tarihi itibariyle ara karar oluşturulmuş, bilirkişi kurulu yapmış olduğu araştırma neticesinde sunmuş olduğu raporlarında şirketin halihazırda borca batık olmadığına dair gerekçeli ve denetime elverişli raporlarını ayrıntılı şekilde sunmuşlardır.
Bu şekilde bilirkişi kurulu davacı açısından borca batıklık durumu olmadığını açıkça ifade etmişlerdir. Bu suretle İİK m.291 hükmünde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı dahi araştırılmıştır.
Alınan konkordato komiser heyeti rapor içeriğine, mevcut dosya kapsamına göre iflasa tabi davacı şirket yönünden konkordato talebinden feragat edilmiş ise de şirketin borca batık olmadığı, bu nedenle şirket hakkında İİK m.292 hükmü çerçevesinde iflas kararı verilmesinin şartının oluşmadığı ortaya çıkmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı vekili konkordato talebinden feragat etmiş olup, vekilin ise feragat yetkisi bulunmaktadır. Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Bu durumda mevcut feragat beyanı çerçevesinde ve yukarıda yapılan araştırmalar sonucunda iflasa tabi olan davacı hakkındaki konkordato talebinin sadece feragat nedeniyle reddi gerekir.
Yapılan açıklamalar karşısında … Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sicil numarasına kayıtlı davacı … ŞİRKETİ yönünden davacının davadan feragat beyanı karşısında davacının konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı vekilinin 19/10/2023 tarihli feragat beyanı karşısında, davacı lehine verilmiş olan kesin mühletin ve tüm tedbir kararlarının 24/10/2023 günü saat 16:00 itibariyle kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, konkordato komiserinin görevine son verildiğinin … Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacı hakkındaki konkordato talebinin feragat nedeniyle ret olunduğunun, mühlet kararlarının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine, iflas şartları oluşmadığından davacı hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı davacı … ŞİRKETİ yönünden davacının davadan feragat beyanı karşısında davacının konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine,
2-Davacı vekilinin 19/10/2023 tarihli feragat beyanı karşısında, davacı lehine verilmiş olan kesin mühletin ve tüm tedbir kararlarının 24/10/2023 günü saat 16:00 itibariyle kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Konkordato komiserinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
4-Davacı hakkındaki konkordato talebinin feragat nedeniyle ret olunduğunun, mühlet kararlarının kaldırıldığının ve konkordato komiserinin görevine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirilmesine,
5-İflas şartları oluşmadığından davacı hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına,
6-Bu dava nedeniyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından davacının peşin olarak yatırdığı 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan tüm avansların iadesine,
Dair; davacı vekili ile bir kısım alacaklı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on günlük yasal süre içinde ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20/11/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip