Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/329 E. 2023/840 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2023/329
KARAR NO : 2023/840

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket 18.04.2022 tarihinde komisyon sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 1. maddesi uyanınca “davacı müvekkil şirket, aracı firma olarak davalı şirkete yeni müşteriler getirecektir. Bu işe karşılık davalı şirket davacı şirkete komisyon” ödeyecektir. Sözleşmeye göre komisyon ücreti; davalı … Şti kendi fiyatını hesaplayıp tespit edecek, davacı müvekkil şirket bu fiyatlar doğrultusunda müşteri ile pazarlık yapacak, aradaki fark kamisyon olarak davalı şirket tarafından davacı şirkete ödenecektir.” şeklinde belirlendiğini, bu sözleşme imzalandıktan sonra müvekkili şirketin, …’da varlık gösteren … Şti ile davalı şirketin çalışmasına aracılık ettiğini, davacı müvekkil şirketin yetkilisi … vatandaşı olup, sahibi olduğu müvekkil şirket ile Türkiye’de İthalat İhracat faaliyetleri yürüttüğü gibi Almanya’daki şirketlerin Türkiye’den ürün satın almasında aracılık faaliyetleri de yürüttüğünü, …Şti de Almanya’da varlık gösteren bir şirket olup, 12 Mayıs 2022 tarihinde müvekkil şirket yetkilisine mail atarak Türkiye’den satın almak istediği ürünleri sipariş verdiğini, bu siparişe istinaden, müvekkili şirketin ayrıı tarihte davalı şirkete mail attığını, davalı şirketin, talep edilen ürünleri sağlayabileceğini ve … Şti ile çalışabileceğini onaylayacak şekilde cevap verdiğini, cevap verirken ayrıca müvekkili şirketten ödemeyi yazılı olarak garanti etmesini de talep ettiğini, davalı şirketin, müvekkili aracılığıyla siparişleri aldıktan sonra ürünleri, …Şti’ne hazırlayıp gönderdiğini, ödemesini de aldığını, alım satıma ait faturaların ve nakliye belgelerinin bir kopyasının da davalı şirkete gönderildiğini, sonuç olarak komisyon sözleşmesi uyarınca davacı müvekkil şirketin, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek komisyon alacağına hak kazandığını, davacı müvekkili şirketten sipariş talep eden …Şti’nin sipariş formlarında ürünlere ne fiyat verdiğinin açık olduğunu, davalı … Şiketinin de …Şti’ne siparişe konu ürünleri hangi fiyatla sattığına dair gönderilen faturaların mevcut olduğunu, komisyon alacaklarını hesapladıktan sonra, bu bedeli davalı şirkete fatura ettiklerini, davalı şirketin faturaya karşılık iade faturası düzenlemiş ve barcu kabul etmediğini, 2.117,56 EUR alacaklarının tahsili için önce (Yetkisiz) … 5. İcra Dairesinin… dosyasında icra takibi başlattıklarını, icra takibine yetkili … 4.İcra Dairesinin… sayılı dosyasında icra takibinin devam ettiğini, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, itirazın iptaline, icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla davalı tarafın icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle icra takibine ilişkin olarak yetki itirazında bulunduklarını, itirazlarının kabul edilerek icra dosyasının …’den …’ye gönderildiğini, ancak dava dilekçesi ekinde ibraz edilen ancak halen kendilerine tebliğ edilmemiş ekler içerisindeki imza edildiği iddia edilen sözleşmenin 8.Maddesinde sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda yetkili ve görevli Mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunun açıkça yazılı olduğunu, bu sözleşmedeki yetki maddesi sözleşme sureti icra takibi esnasında müvekkili şirkete tebliğ edilmediği için daha önceki süreçte incelenemediğini, arz olunan nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacı şirketin yetkilisi …’nin Alman Vatandaşı olduğu bizzat davacı beyanı olup, davacı şirketin davayı kaybetmesi halinde hükmedilecek vekalet ücreti, yargılama gideri, kötü niyet tazminatı ve sair kalemlere ilişkin rakamları ödeyebilip ödeyemeyeceğinin şu aşamada muğlak olduğunu, bu nedenle teminat gösterilmesini istediklerini, iddiaların ispat yükünün davacıya ait olduğunu, bahsi geçen komisyon sözleşmesi tebliğ edilmediğinden, imza yönüyle şu aşamada kabul etmediklerini, inceleyip beyanda bulunacaklarını, icra takibine itirazlarının kötü niyetli olduğu iddialarını kabul etmediklerini. eksik harç var ise tamamlatılması gerektiğini, takip konusu 01.10.2022 tarihli fatura incelendiğinde Euro olan alacağın Türk Lirasına çevrilip talep edildiğini, fiili ödeme günündeki Euro rakamının talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının müvekkil şirket lehine hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … 4. İcra Müdürlüğünün … (Yetkisiz … 5. İcra Dairesi …) sayılı dosyası ile 05/11/2022 tarihinde, davalı aleyhine, 01/10/2022 tarihli faturaya konusu, komisyon sözleşmesine dayanarak, 2.117,56.-EUR asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (…) ödeme emrinin borçlu/davalıya 20/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16/11/2022 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 29/12/2022 tarihinde 2.117,56.-EUR toplam alacak üzerinden 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında üzerinde uzlaşılan bir nokta bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, dava dosyasına ibraz edilen sözleşmedeki imzanın davalıya ait olup olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının dava ve icra takibine konu ettiği fatura içeriğindeki hizmeti davalıya teslim edip etmediği, teslim etmiş ise alacağının miktarının ne olduğu noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Öncelikle;
İcra takibinde alacak miktarı yabancı para birimi (EUR) üzerinden istenmiş, takip bu para birimi (EUR) üzerinden başlatılmıştır.
İİK.nun 58/3.maddesi gereğince; Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin takip talebinde ve ödeme emrinde gösterilmesi zorunludur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.05.2021 tarih ve 2021/437 E. 2021/5050 K. Sayılı ilamlarında da işaret edildiği ve yukarıdaki yasa maddesinden de açıkça anlaşıldığı üzere, İcra ve İflas Kanunu’nun 58. maddesinin 3. fıkrasında, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise, alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58 inci maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, hem takip talebinde hem de ödeme emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Takip talebindeki ve ödeme emrindeki bu noksanlık kamu düzeni ve devletin hükümranlık hakları ile ilgili olup, süresiz şikayet nedeni olduğu gibi, mahkemece de, takibin her safhasında doğrudan doğruya göz önünde tutulmalıdır (Emsal; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.05.1999 tarih ve 99/12-271 Esas, 99/301 Karar sayılı kararı). Bu nedenle, İcra takibi usulüne uygun bir takip talebi ve ödeme emri ile başlatılmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın İİK’nın 58.maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 269,85-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 529,66-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 259,81-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/11/2023

KATİP

HAKİM