Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/316 E. 2023/955 K. 18.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2023/316
KARAR NO : 2023/955

DAVA : ALACAK (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2023
KARAR TARİHİ : 18/12/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen ALACAK davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi ile davalının Tekkeköy/Samsun bölgesinde bayiliğini üstlendiğini, davalının 2022 yılı itibariyle hiç LPG alımı yapmadığı, 39.523,00 TL. Cari Hesap borcu bulunduğu, LPG alımlarındaki düşüşün sözleşmenin 24-b maddesinde kararlaştırılan miktarları aşan olağanüstü düşüşler olduğu, bunun üzerine davalıya ilk olarak … 19. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak davalı tarafından ihlallerin giderilmemesi üzerine bu sefer sözleşme’nin 24/b maddesi gereğince … 17. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini, sözleşme uyarınca davalıya toplam 74 adet 12 kg siboplu, 11 adet 12 kg vanalı, 63 adet 2 kglık dar, 3 adet 2 kg lık geniş tüp olmak üzere toplam 225 adet tüp teslim edilmiş olup işbu tüplerin halen davalı nezdinde olduğunu, tüplerin iadesi, iadenin mümkün olmaması halinde ise fiili ödeme tarihlerindeki maliyet bedellerini talep ettiklerini, davalının, sözleşmenin 28. maddesi uyarınca akdin feshine sebep olduğu için 50.000 Euro cezai şart tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL cari hesap alacağı, 1.000,00 TL iade edilmeyen tüp bedeli alacağı ve 1.000,00.-TL cezai şart tazminatı alacağımıza temerrüt tarihi olan 16.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; görevli ve yetkili mahkemenin Samsun Asliye Hukuk mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, husumet itirazlarının bulunduğunu, davanın hak düşürücü süre içerisinde de açılmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının cari hesap alacağı, iade edilmeyen tüp bedeli alacağı bulunmadığı gibi cezai şart talep etme hakkı da bulunmadığını, işe başlama tarihinin 01/02/2005 mali yılı olduğunu ve bu tarihte bayi olduğunu, ana sözleşmeyi imzalayarak firmaya senet ve ipotek verdiğini, işe başlarken şirketten sadece 30 adet 12 kg’lık tüp aldığını, peşin olarak bedelini ödediğini, depozito makbuzu (dekont) mahkemeye sunacağını, tüplerin teslim edileceğini, süreçte davacı firma (Demirören Tüp Şirketi) el değiştirmeye gittiğini, bu esnada kendisine verilecek olan ek protokol şartlarına uyulmayarak ödemeleri eksik yapmaya başladığını, o zamanki tesis müdürü Semih bey’in ödemeleri tamamlayacaklarını, devir işlemleri nedeniyle zaman istediklerini söyleyerek kendisini oyaladığını, bu söze güvenilerek satışlara devam ettiğini, bu süreçte rekabet amaçlı showroomların fiyatları düşürdüğünü, kendisinin toptan alışından daha ucuza perakende tüp satışları başlattığını, davacının bu durumu bayilerinden saklayarak bayilerini ezmeye başladığını, dolayısıyla ek protokol madde 7’ye davalı tarafça uyulmadığını, davacı firmanın veresiye tüp satışı bulunmadığını, tüplerin bedeli ödenerek alındığını, hiçbir şekilde bedeli ödenmeden tüp alınmasının mümkün olmadığını, bu yöndeki iddiaları ve varsa dayandıkları belgeleri kabul etmediğini, bütün alışverişlerinin ödemeleri çek ya da kredi kartı ödemesi ile yapılmış olup, veresiye hiçbir alımım olmadığını, dolayısıyla alacak iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, sözleşmeyi asıl davacının ihlal ettiğini, 18.01/06/2020 tarihinde önce peşin ödediği paranın protokol gereği iadesi gerekirken hiçbir protokol şartına uyulmadığını, alacaklarının ödenmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; bayılik sözleşmesinden kaynaklı cari hesap alacağı, sözleşmenin haklı feshinden kaynaklı cezai şart alacağı ile bayilik sözleşmesi gereği ariyet olarak verilen tüplerin aynen iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 19/02/2019 tarih ve 2016/14786 E. 2019/2165 K. Sayılı ilamı ile benzer içtihatlarında da işaret edildiği üzere: 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava tarihi itibariyle de Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Huzurdaki dava; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Gelir İdaresi Başkanlığı … Vergi Dairesi Başkanlığı 19 Mayıs Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli cevabi yazılarına göre davalının tacir olmadığı esnaf büyüklüğünde “Belirli Bir Mala Tahsis Edilmiş Mağazalarda Evlerde Kullanılan …-kömür Ve Yakacak Odun- Çimento, Alçı, Harç, Kireç, Tuğla, Kiremit, Briket, Taş, Kum, Çakıl Vb. İnşaat Malzemeleri Perakende Satış” faaliyetinde bulunduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu,… sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde Gelir Vergi Beyannameleri ile eki performans bilgileri tablosu ve işletme hesap özetlerine göre VUK 177/1-3 madde hükümleri uyarınca 1. sınıf tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutan kimselerden olmadığı, yıllık alış satış hadlerine göre esnaf olduğu anlaşılmıştır.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Açıklanan nedenlerle huzurdaki dava, davacının esnaf olması nedeniyle ticari bir dava değildir. Davada, mahkememiz görevli olmayıp, genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş olup (Emsal: Yargıtay 3.HD.nin 24.11.2022 tarih ve 2022/4889 E. 2022/8933 K.ile 06.10.2022 tarih ve 2022/5582 E. 2022/7419 K.ile 19.01.2016 tarih ve 2015/19946 E. 2016/245 K.ile Yargıtay 23.HD.nin 28.12.2015 tarih ve 2015/1543 E. 2015/8520 K.ile 25.11.2015 tarih ve 2015/1671 E. 2015/7566 K. Yargıtay 11.HD.nin 29.04.2015 tarih ve 2015/1591 E. 2015/6025 K.ile Yargıtay 17.HD.nin 16.04.2015 tarih ve 2014/25145 E. 2015/5962 K. Vb) aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/12/2023

KATİP

HAKİM