Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/296 E. 2023/385 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2023/296
KARAR NO : 2023/385

DAVA : MENFİ TESPİT (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2023
KARAR TARİHİ : 28/04/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen MENFİ TESPİT davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Müvekkili … Ltd. Şti.ni temsile yetkili kişilerin … ve … olduğunu, temsil yetkisinin müştereken kullanıldığını, … İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasında aleyhlerine açılan icra takip dosyasına dayanak araç kiralama sözleşmesinin yalnızca … tarafından imzalandığını, çift imza bulunmadığını, bu nedenle şirketi bağlamadığını belirterek, öncelikle mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde müvekkil şirketler lehine İ.İ.K.’nun 72/3. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibi kapsamında hacizlerin kaldırılması,yargılama sonunda da müvekkillerinin davalı alacaklı tarafa herhangi bir borcu olmadığının tespiti ile müvekkil şirketler aleyhine yöneltilen icra takibinin, müvekkil şirketler yönünden iptaline, davalı tarafın açtığı icra takibinde, haksız ve kötü niyetli olduğundan, İ.İ.K.’nun 72/5. maddesi gereğince takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla davalı taraf aleyhinde kötü niyet tazminatı’na hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Uyuşmazlık; araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan bir borçlarının olmadığının tespiti talebine ilişkin, İİK.nun 72/3.maddesine göre açılmış Menfi Tespit davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Huzurdaki dava; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 05/07/2017 Tarih ve 2014/22319 E. 2017/7227 K.sayılı kararında, yine Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 18.04.2017 tarih ve 2016/982 E. 2017/2214 K.sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere 6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. Maddesinde; “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesinden kaynaklandığı, yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira sözleşmesine dayanan uyuşmazlıklarda mahkememizin görevsiz, sulh hukuk mahkemesinin görevlidir. Kambiyo senedine mahsus takip yapılması davayı “Kambiyo senetlerinden kaynaklanan Menfi Tespit Davası” yapmamaktadır. Zira buradaki bonoların dayanağı kira sözleşmesidir ve onun hükümleri gereği verilen senetlerdir. Ticari mal ve hizmet alımına karşılık verilmemiştir. Davalı da bu senetlerin kira sözleşmesinden bağımsız, başka bir ticari iş için alındığını söylememektedir. Senetler burada kira sözleşmesinin edimi için verilmiştir. Uyuşmazlık, kira sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir.
Benzer bir olayda, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi nedeniyle açılan Menfi tespit davasında, Yargıtay 3. HD. 12.06.2019 tarih ve 2017/8954 E. 2019/5334 K.sayılı kararında Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna işaret etmiştir (Emsal; Yargıtay 3.HD.nin 18.04.2019 tarih ve 2017/7495 E. 2019/3614 K.ile 16.02.2017 tarih ve 2017/2425 E. 2017/1505 K.ile Yargıtay 13.HD.nin 26/01/2017 tarih ve 2016/3083 E. 2017/535 K.ile Yargıtay 20. HD.nin 13/06/2016 tarih ve 2016/4920 E. 2016/6859 K.).
… İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasının incelenmesinde davalı tarafından, davacılar aleyhine 17.06.2022 tarihli araç kiralama sözleşmesi gereğince sözleşmede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmediğinden sözleşme gereğince ödenmesi gereken bedel 38.500,00 TL ile bu kira sözleşmesi gereği teslim edilen aracın kaza yapmasından kaynaklı 70.000,00 TL olmak üzere 8.073,01.-TL işlemiş faiziyle birlikte toplam 116.573,01.-TL’nin tahsili için icra takibi başlatılmıştır.
Temel ilişkinin kira sözleşmesi olması ve kira sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakmak görevinin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu sonucuna varıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
İhtiyati tedbir talebi hakkında HMK.nun 390.maddesi gereğince esas hakkında görevli mahkemece karar verilebileceğinden bu hususun görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK.nun 345.maddesi gereğince, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.28/04/2023

KATİP

HAKİM