Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/294 E. 2023/801 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/294 Esas
KARAR NO : 2023/801

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/04/2023
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar tarafından 29/04/2019 tarihinde … adresinde yapılan çalışma esnasında davalılar tarafından gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olduğunu, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalılar tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 74.407,98-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, borçluların itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası açma zarureti doğduğunu, … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına yapılmış olan haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar/borçlular aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden …, … ile akdetmiş olduğu yüklenicilik sözleşmesi kapsamında “…Temin, Montaj ve İşletmeye Alma İşleri Projesini” üstlenmiş ve ilgili projenin yapımını uzman alt yükleniciler eliyle gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda dava dışı …. ŞTİ. (bundan sonra kısaca “…” olarak anılacaktır) ile … arasında … Numaralı “…, …, …” (bundan sonra kısaca “Uzman Ekip Sözleşmesi” olarak anılacaktır”) imzalandığını, Uzman Ekip Sözleşmesi gereğince …, deplase işlerini yapmak üzere 29.04.2019 tarihinde … adresinde bir kazı çalışması gerçekleştirdiği esnada, Davacı…’a ait elektrik hatlarına zarar vermiş; müvekkili … da bu hasardan … yetkililerinin bilgilendirmesi üzerine haberdar olduğunu, davaya konu hasar, müvekkilleri tarafından değil; dava dışı … tarafından verildiğini, ilgili arabuluculuk süreci 23.07.2020 tarihinde sona ermiş olduğunu, arabuluculukta geçen süre taplam 140 gün olduğunu, zamanaşımı süresinin durmuş olduğu bu 140 günlük dönem göz önüne alındığında dahi davaya konu alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkillerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, talep edilen zarar miktarının fahiş olduğunu, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 23. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası UYAP kayıtları,
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası UYAP kayıtları,
…’ne ait 37307 AYBİS sayılı Altyapı Kazı Ruhsatı örneği, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, çalışma esnasında davalılar tarafından gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle davacı şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğini iddiasına dayalı olarak yürütülen … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
İtirazın iptali davası; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için:
1-İlamsız takip yapılmış olması,
2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3-Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra mahkemesine başvurmaması,
4-İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran, itirazla duran takibin devamınını amaçlayan bir dava olup yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır.
Somut olayda, … 23. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından borçlusu davalılar aleyhine, 73.003,90-TL asıl alacak ve 1.404,08-TL faiz olmak üzere toplam 74.407,98-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 29/04/2019 tarihinde … adresindeki hasar olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine yasal süresinde olan itirazlar ile takibin 30/07/2019 tarihinde durduğu, davalılar tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, taraflara tebligat çıkarılmadığı, bu sebeple eldeki itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde olan 26/04/2023 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacının 29/04/2019 tarihinde … adresinde yapılan çalışma esnasında davalılar tarafından gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle davacı şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin iddia edildiği, davalılar tarafından davaya konu hasarın dava dışı … Şirketi tarafından verildiğinin, davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğinin savunulduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde haksız fiil tanımlanmış, aynı Kanun’un 72.maddesinde haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabi olduğu düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 154.maddesinde zamanaşımını kesen nedenler düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin ikinci fıkrasına göre, alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa işlemeye başlayan zamanaşımı süresi kesilir. Yine TBK 157.maddesine göre zamanaşımı icra takibiyle kesilmişse alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. TBK 156.maddesi uyarınca da; zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre işlemeye başlar.
Zamanaşımı bir defidir. İtirazlardan farklı olarak, diğer savunma sebeplerinden olduğu gibi Mahkemece kendiliğinden gözetilmesi söz konusu değildir. Bir borcun, alacaklısı tarafından zamanında ileri sürülmemesi yine de borçlunun borcu ifasına engel değildir. Çünkü hukuk sistemimizde zamanaşımı borcu sona erdirmez, yalnızca alacaklıya bir def’i hakkı verir. Bu nedenle hakim zamanaşımını, hak düşürücü sürenin söz konusu olduğu durumlardaki gibi kendiliğinden göz önünde bulundurmaz (6098 sayılı TBK m. 161).
Dosya kapsamında, davalılar tarafından yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü, haksız eylem tarihinin 29/04/2019 olduğu, icra takibinin 22/07/2019 tarihinde yapıldığı, bu sebeple belirtilen tarihte fiilin ve faillerin öğrenildiğinin ve icra takibi ile zamanaşımı süresinin kesildiğinin açık olduğu, yapılan icra işlemleri ile zamanaşımı süresinin tekraren kesildiği ve icra müdürlüğünce yapılan son işlemin 30/07/2019 tarihinde olduğu, iki yıllık sürenin yapılan bu son işlem tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, zira zamanaşımını kesen başkaca bir işlemden bahsedilemeyeceği, zamanaşımının 30/07/2021 tarihinde dolacağı, ve fakat iş bu davanın 26/04/2023 tarihinde zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan itirazın iptali istemli davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 898,67-TL peşin harcın mahsubu ile fazladan alınan ‭628,82‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan alınarak 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023

Katip

Hakim