Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/282 Esas
KARAR NO : 2023/594
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2023
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsünün, 06.08.2021 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca kavşaktan sinyal verip döndüğü esnada çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere … plakalı araç sürücüsünün müvekkiline ait aracı farketmeden vurduğunu beyan ederek %100 kusurlu olduğunu ikrar ettiğini, müvekkiline ait aracın … marka ve 2010 model olduğunu, davalı şirket tarafından araçtaki değer kaybına ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin talebi üzerine yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda düzenlenen Uzman Raporunda araçta 5.900,00 TL değer kaybı oluştuğunun tespit edildiğini, müvekkilinin bu hizmet için kdv dahil toplam 472,00 TL tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığını, ancak nihai tutarın, mahkememizce yapılacak yargılama kapsamında bilirkişi incelemesi sonucu belirli hale gelebileceğini, kaza neticesinde tarafımızca değer kaybı bedeli ve ekspertiz ücretinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine 21.02.2022 tarihinde yazılı olarak başvurulduğunu, sigorta şirketince yasal 15 günlük süre içerisinde cevap dahi verilmediğini, başvuru dilekçelerinin davalı şirkete 21.02.2022 tarihinde teslim edilmiş olup 8 iş günü içinde ödeme yapılmadığından 04.03.2022 tarihinde temerrütün oluştuğunu, davalı şirketten netice alınmaması üzerine 08.03.2022 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığını, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından usuli işlemlerin uzaması nedeniyle verilen sürede dosyanın sonuçlandırılamayacağı anlaşılarak taraflardan süre uzatımına ilişkin muvaffakatlerinin olup olmadığı sorularak komisyonun ek süre talebine müvekkilince muvaffakat verilmiş, davalı tarafın muvaffakat vermemesi nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanun tahkime ilişkin bölümü madde 427/2 gereği dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından …, 12.10.2022 Tarih K-… sayılı kararıyla dosyadan el çekmesine kesin olarak karar verildiğini, somut olayda, davalı şirket nezdinde sigortalı olan araç sürücüsünün kazaya sebebiyet verdiği tartışmasız olup meydana gelen zarardan davalı şirketin sorumlu olduğunu belirterek tüm bu nedenlerle , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davamızın kabulü ile şimdilik 100 TL değer kaybı ile KDV dahil 472,00-TL ekspertiz ücretinin davalı şirketten temerrüt tarihi olan 04.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı yasanın 6. maddesinde, genel yetkili mahkeme konusunun düzenlendiğini, aynı Yasanın 15. maddesinde ise, sigorta sözleşmesinden doğan davalarda yetki konusunun da düzenlendiğini, yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, eldeki davanın derdest bulunduğu işbu dava bakımından yetkili olmadığını, davacı tarafın işbu davayı, yukarıdakilerden hiçbirine dahil olmayan yerde açtığını, yetki ilk itirazında bulunmak zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı, yetki ilk itirazının kabulü ile, mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul AnadoluAsliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, Davacının kaza tarihinden sonra aracında meydana gelen değer kaybı meblağını öğrenmek için ekspertiz raporu aldığını, almış olduğu bu raporda başvuran tarafın aracının ne kadar değer kaybına uğramış olduğunun tespitinin yapıldığını, Davacı vekilinin dilekçesinde açıkça HMK md.107’ye göre dava açtığını beyan ettiğini, hem alacak tutarını uzaman kişiye tespit ettirerek hem de alacağın belirsiz olduğu iddası ile dava açması hukuka aykırı olduğunu, taraflarına eksik evrak ile başvuru yapıldığı halde taraflarınca değer kaybı raporu hazırlatıldığı ve araçta meydana gelen değer kaybının 1.251,16-TL olduğu tespit edilerek başvuran vekiline değer kaybı bedeli ödendiğini, değer kaybı tespitine ilişkin bilirkişi raporu alınması ve ilgili mevzuat dahilinde rapor düzenlenmesine karar verilmesini talep ettikleri, Davacı tarafın aracında meydana gelen hasarın onarımı için müvekkili şirket tarafından 12.700,00-TL hasar onarım bedeli ödendiğini, TTK 1426. Maddesinde makul ekspertiz giderlerinin bu masraflar faydasız kalsalar dahi sigortacı tarafından karşılanması gerektiğini belirtildiğini, eksper atama yönetmeliğine uygun olarak eksper tayin edilmediğini, Davacı tarafından huzurdaki dava kapsamında talep edilen fahiş ekspertiz ücretinin reddi gerektiğini, talebe konu trafik sigortası poliçesi Eksper Atama Klozunda “Rizikonun gerçekleşmesi halinde eksper, sigortacı tarafından tayin edilir ve eksper ücreti sigortacı tarafından ödenir. Sigorta sözleşmesinden menfaati olan kişi, eksperin kendisi tarafından tayin edilmesini talep ettiği hallerde, eksperim kendileri tarafından atanacağı bilgisinin sigortacıya yazılı olarak derhal bildirilmesi gerekir. Eksper ücretleri, eksper tayin eden bu kişiler tarafından ödenir.” dendiğini, bu sebeple hasar ve değer kaybı hesabına ilişkin iş bu ekspertiz ücretinin davacı tarafından katlanılması gereken bir masraf olduğunu, bununla birlikte, söz konusu tespit için talep edilen 472,00 TL ekspertiz ücreti sektör uygulamasında, oto kaza branşları için, eksper tarafından talep edilen ücret ortalamasının çok üzerinde olduğunu, müvekkili Şirket tarafından sigortalı aracın hususi araç olduğunu, sahibinin şahıs olduğunu, K.T.K’nın tazminatın biçimi ile ilgili Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine atıf yaptığı ve Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen haksız fiil sorumluluğunda uygulanacak faiz türünün yasal faiz olacağı, ayrıca müvekkili şirketin işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu dikkate alındığında başvuran tarafın avans faizi isteminin haksız olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı, yetki ilk itirazının kabulü ile, mahkemenizin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki Menfaati bulunmaması nedeni ile davanın usulden reddine, müvekkili tarafından değer kaybı ödemesi yapılmış olduğundan davanın reddine, Riziko tarihindeki kanun hükümlerinin uygulanmasına, Teminat limitlerinin dikkate alınmasına, 20.03.2020 tarihin ve 31074 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” uygulanmasına, 01.04.2020 Tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartlarda yapılan değişikliğe göre EKSİST sisteminden eksper ataması yapılmadan, yapılan başvurunun EKSİK EVRAK sayılması sebebi ile davanın usulden reddine, değer kaybı yönünden bilirkişi İncelemesi yapılması halinde dosyanın; 01.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Genel Şartları uyarınca değer kaybının tespiti için konusunda uzman ve ehil bilirkişiler kanalı ile incelenmesine, dosyada atanacak bilirkişinin ilgili mevzuat ile birlikte değerlendirme yaparak Bilirkişilik Yönetmeliği uyarınca ortaya somut veriler koyarak hesaplama yapılmasına, makul olmayan ekspertiz ücreti talebinin reddine, Avans Faizi talebinin reddine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin dava aleyhimize sonuçlansa dahi dava açılmasına sebebiyet vermemiş olmamız nedeniyle karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14/06/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davanın sehven İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde ikame edildiğini, bu sebeple dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesini talep ettiğini, davalı sigorta şirketinin adresinin Ateşehir olduğunu, Davalının İTO, Mersis ve TTSG kayıtlarında adresinin “…” olduğunu, bu sebeple yetkili mahkeme İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, işbu hususun davalının cevap dilekçesinde de yer aldığını, davalının HMK m.19 kapsamında yetki itirazında bulunduğunu, bu kapsamda HMK m.20 uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, mahkeme tarafından ilk duruşma 08.11.2023 tarihine atandığını, ön inceleme duruşması için yaklaşık 6 aylık bir süre bulunduğunu, celse arasında yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini usul ekonomisi ve makul sürede yargılanma hakkımız kapsamında talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Bürosunun … Esas sayılı arabuluculuk dosyası, Kaza Tespit Tutanağı, Uzman Görüş Raporu, Ekspertiz Ücretine İlişkin Fatura, Sigorta Şirketine Başvuru Evrakı, ZMMS Poliçesi, Hasar Dosyası, araçların sicil kayıtları, kazaya ve hasara ilişkin resimler, Kargo Teslim Belgesi celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Mahkememizin 26/04/2023 tarihli tensip zaptının (2) numaralı ara kararında; eldeki davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu taraflara bildirilmiş, tensip zaptı usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Basit yargılama usulüne tabi davada, dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmuştur. Basit yargılama usulünde, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler. Bu bağlamda, dilekçeler aşaması tamamlanmış olup, tarafların hukuki dinlenilme haklarına Anayasa 36. md. ve HMK 27. md. uyarınca ayrıca özen gösterilmiştir.
Bilindiği üzere, basit yargılama usulünde Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK 320).
Diğer taraftan; HMK yasal hükümler uyarınca Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vermeye de yetkilidir (HMK 138).
Açıklanan yasal nedenler, davanın basit yargılama usulüne tabi olması, usul ekonomisi ve yargılamaların makul sürede tamamlanması ilkeleri hep birlikte değerlendirildiğinde, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra Mahkememizce, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dahi dosya üzerinden yapılacak inceleme sonucunda karar vermeye yetkilidir.
Dava dilekçesi davalı tarafa 20/05/2023 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinin 29/05/2023 tarihinde dosyaya sunulduğu, başka bir anlatımla cevap dilekçesinin yasal süre içinde mahkememize ibraz edildiği tespit edilmiştir.
Davalı yasal süre içinde sunduğu cevap dilekçesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin HMK 6. maddesi ve genel yetki kuralı uyarınca İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuştur.
Yetki ilk itirazı usule ilişkin savunma sebeplerinden biri olup davanın esasına geçilmeden evvel, öncelikle yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve somut olayda Mahkememizin yetkili olup olmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi zorunludur.
Yetkiye ilişkin yasal düzenlemeler bakıldığında:
HMK 6. maddesi “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Davalı …Anonim Şirketi işbu dava açılmadan önce, yerleşim yeri adresini ….olarak değiştirmiş, mevcut değişikliğin 31/01/2022 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiği tespit edilmiştir. Nitekim, dosyaya celp edilen ticaret sicil gazetesi kayıtlarından davalının yerleşim yeri adresinin Ataşehir / İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarih itibariyle yerleşim yeri … adresi olup, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir.
HMK 15. maddesi “Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.” Dava trafik kazasından kaynaklandığından kazaya neden olan sigortalı aracın niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gerekmeyen otomobil / taşınır olduğu, bu halde anılan yasa hükmü uyarınca rizikonun gerçekletiği ve kazanın meydana geldiği yerin … olması sebebiyle yetkili mahkemenin … Asliye (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
HMK 16. maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir”. Davaya konu trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olup, somut olayda trafik kazası / haksız fiil …’ de meydana gelmiştir. Bu itibarla, haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yer … olduğundan Niğde Asliye (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemeleri de yetkilidir. Öte yandan; anılan Yasa hükmü kapsamında zarar gören davacı …’ın yerleşim yeri hem mernis kayıtları hem de dilekçe ekinde ibraz edilen vekaletnameden görüleceği üzere Merkez / Niğde olup, yetkili mahkeme zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi aynı şekilde Niğde Asliye (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Karayoları Trafik Kanunun 110/2. maddesi “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” Davalı sigorta şirketinin merkezi …. adresi olup, … Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. Diğer taraftan ZMMS poliçesini düzenleyen acentenin bulunduğu yer … olduğundan yine kazanın vuku bulduğu yer … ‘de gerçekleştiğinden … Asliye (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Bu itibarla, eldeki dava bakımından İstanbul Mahkemelerini / Mahkememizi yetkili kılan genel ya da özel hiçbir yetki kuralı bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, davacı işbu davayı genel veya özel yetki kuralları uyarınca yetkili olan mahkemelerden birinde açmak yerine, tamamen yetkisiz olan İstanbul Mahkemelerinde ikame etmiştir.
Dava, yetkisiz mahkemede açılmıştır ve davalı süresi içinde yetki itirazında bulunmuştur. Davalının yetkiye yönelik ilk itirazı yerinde olduğundan yetkili mahkemeye belirlemeye yönelik seçim hakkı davalı tarafa geçmiş, davalı süresinde ve usulüne uygun ileri sürdüğü yetki itirazında kendi yerleşim yeri olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürdüğünden mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Nitekim davacı vekili, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinden sonra ibraz ettiği 14/06/2023 tarihli dilekçesi ile davalının İstanbul Mahkemelerinin yetkisine yönelik bu yöndeki itirazını kabul ettiklerini, dosyanın duruşma günü beklenmeksizin derhal yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Açıklanan nedenler karşısında, davalının yetki ilk itirazının kabulüne, dosyanın davalının seçim hakkı ve bu seçim hakkını tasdik eden / yetki itirazını kabul eden davacı taraf beyanları nazara alınarak davayı göremeye yetkili olan İstanbul Anadolu (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile; HMK 116/1-a madde yollamasıyla HMK 114 ve 115 madde hükümleri uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine,
2-Karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili İstanbul Anadolu (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Karara karşı kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren iki hafta içinde; süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleştirilmiş ise kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesine,
4-Başka mahkemede davaya devam edilmesi söz konusu olmadığında dava hakkında açılmamış sayılma kararı verilerek davacının yargılama giderlerine mahkum edileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine,
5-HMK 331/2 maddesi uyarınca davaya başka bir mahkemede devam olunacağından yargılama giderlerine bu aşamada hükmedilmemesine,
6-Harç ve tüm yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluklarında dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/07/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır