Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/247 E. 2023/317 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/247 Esas
KARAR NO : 2023/317

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 06/04/2023
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kaybolması sebebiyle iptali istenen ve huzurdaki davaya konu … A.Ş. … Şubesine ait, … keşide yerli, … tarihli, … Seri Numaralı, 90.000,00 TL bedelli çek keşideci … San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından …Şti’e teslim edilmiş olduğunu, … tarafından da ciro ile … Limited Şirketi (…)’ne teslim edilmiş, … tarafından da müvekkili şirkete taraflar arasındaki ticari ilişki alım/satım sözleşmesine istinaden ciro ve teslim edildiğini, söz konusu çek müvekkili ile … arasındaki ticari ve akdi ilişkiden kaynaklı yapılan ödemeler için yapılmış olduğunu, söz konusu satış için fatura da tanzim edildiğini, bu bağlamda, müvekkili şirketi TTK md. 686/1, 790 ve sair diğer maddeleri uyarınca yetkili hamil kılındığını, çek müvekkili şirkete teslim edildiğini, ancak teslim sonrasında çekin şirket içerisindeki nakli esnasında kaybolduğunu, işbu durumdan cirantaya haber verilmiş, … Ticaret Ltd. Şti. tarafından keşide edilmiş … seri numaralı muhatabı… Bankası … Şubesi -…, keşide yeri … olan 23.12.2022 tarihli 90.000,00 TL tutarlı çek hakkında ihtiyati tedbir niteliğinde ödeme yasağı kararı verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde müvekkili şirketin elindeyken kaybolmuş olan yukarıda bilgileri yazılı çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK m. 818(1)-s atfıyla aynı Kanun’un m. 757(1) hükmü gereğince iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişi tarafından açılan zayi nedeniyle çek iptali talebine ilişkindir.
Kıymetli evrakın iptali, kıymetli evraka ilişkin “umumi hükümler” arasında 6102 sayılı TTK m. 651 ve 652’de genel bir şekilde düzenlenmiş, ayrıca nama (TTK m. 657) ve hâmiline senetlerin iptali hakkında (TTK m. 661-668) özel hükümler öngörülmüştür. TTK’da emre yazılı senetlerin iptaline dair ayrık hükümler bulunmamaktadır. Bunun yerine poliçenin iptali için özel bir düzenleme (TTK m. 757-765) getirilerek bu hükümlerin TTK m. 778/1-ı yollamasıyla bonolar bakımından, 818/1-s yollamasıyla çekler bakımından da uygulanacağı öngörülmüştür.
Ciro emre yazılı senetlerin devri için, zilyetliğin devri ile birlikte bulunması gereken hukuki bir işlem olup; temlik, tahsil veya rehin amaçlarıyla yapılabilir. Temlik cirosu senette mündemiç hakkın devrini sağlarken, rehin cirosu bu hakkın rehnedilmesini sağlar. Tahsil cirosu ise hak üzerinde bir mülkiyet değişikliğine yol açmayıp, senet kendisine ciro edilen kimseye, senetten doğan alacağı tahsil edebilmesi için yetki verir (6762 s. TTK.m.600(688).
Dava konusu çekin incelenmesinde; keşideci ….Ltd.Şti, lehtar …Ltd.Şti olarak görünmekte, çekin arka yüzünde ise “işbu çek bedelini …Ltd.Şti firmasına veya emrühavalesine ödeyiniz.” ibareli lehtar şirketin tam cirosu bulunmaktadır. Bu halde davacı şirket ilgili çekte hamil olduğu iddiasına dayanmakta; ancak çekin ön ve arka yüzüne göre hamil sıfatı tespit edilememektedir.
6102 sayılı TTK’nun 790. maddesinde; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır” düzenlemesi getirilmiştir.
6102 sayılı TTK m. 788(1) hükmü uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çek, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir. Emre yazılı senetlerin devri iki tasarruf işleminin bir arada yapılması ile gerçekleşir. Bu işlemlerin birincisi senedin ciro edilmesi, ikincisi de buna ek olarak senedin zilyetliğinin devralana geçirilmesidir. Dolayısıyla, kambiyo senedinde mündemiç hakka sahip olmak için senet üzerindeki zilyetlik zorunludur.
İptali talep edilen çekte ise dava dışı lehtar tam ciro ile yine dava dışı …Ltd.Şti’ne çeki devretmiş görünmekte, davacının yetkili hamillik sıfatı çekten tespit edilememektedir. Olması gereken dava dışı … şirketinin beyaz ya da tam ciro ve zilyetliğin devri yolu ile çeki devretmesidir. Aksi halde ciro zinciri kopuk olur.
Davacı her ne kadar dava dilekçesi ekinde dava dışı … şirketi ile bir kısım ticari ilişkilere dair deliller sunmuş ve ayrıca … şirketinin ilgili çeki kendilerine ciro ettiğine dair yazılı beyanlarını sunmuş ise de kambiyo senetlerinde cironun senet dışında yapılacağı tek yer “alonj”dur.
6762 sayılı TTK’nın 730/4 maddesi yollamasıyla 595. maddesi (6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesi yollamasıyla 683. maddesi) gereğince cironun, çek veya çeke bağlı olan alonj denilen bir kâğıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması gerekmektedir.
Kanunda, alonjun “çeke (poliçeye) bağlı” olması gerektiğinden söz edilmiş olup bu kavramın, hukuki öngörülebilirlik ve hukuki güvenlik ilkesi kapsamında yorumlanması gerekmektedir. Bu çerçevede alonj kullanılmış bir çekte, alonjun bu çeke bağlı ve çekle irtibatlı bir belge olduğu belirlenebilir olmalıdır. Çek ve alonj iki ayrı kâğıt parçası olup bunların sadece fiziken değil, hukuken de bir bütün halinde olmaları gerekmektedir. Ancak o zaman alonj ile hak sahibi olanlar bu haklarını güven içinde ileri sürebilirler.
TTK’da alonj ile ilgili bir tanım yapılmamakta, ancak 6102 sayılı TTK’nın 683/1 maddesinde alonju oluşturacak belgenin kağıt olması gerektiği belirtilmiştir. Alonju oluşturan kağıdı, diğer kağıtlardan ayıracak en önemli özellik alonjun, eklendiği senet ile arasındaki güçlü bağdan doğmaktadır. Bu bağ, hem maddi bir bağ hem de iradi bir bağ olmalıdır. Alonj ile senet arasındaki maddi bağ, alonjun senetten tahrifat yapılmadıkça ayrılamayacak nitelikte senede sıkıca bağlanmasıdır. Alonj ile senet arasındaki iradi bağ ise, senede bağlanacak alonj üzerine söz konusu senet için alonj yoluyla işlem yapıldığının özel olarak belirtilmesiyle sağlanır. Yani alonju imzalayarak taahhüt altına giren kişinin, taahhüdünü bu kağıdın senetteki miktarı ödemeyi üstlendiğini gösteren ve senedin eki niteliğindeki alonj olduğu iradesini de belirterek yazması ve imzalaması gerekir. Senetten başka bir kağıt olan alonjun senetle olan bağını sağlamak için her iki kağıt parçasına denk gelecek şekilde bir beyan veya imza ya da alonj üzerine senedin ayırt edici özelliklerini yazmak gibi değişik yöntemlerle iki ayrı kağıt parçasının iradi olarak birleştirildiğinin gösterilmesi gerekir (Bakınız: Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara 1997, s. 348; Vural Seven, “Kambiyo senetlerinde (Poliçe, Bono ve Çek) “Alonj””, İzmir Barosu Dergisi, Ocak 2017, s. 55-76; Hüsnü Turanlı, “Türk Hukukunda Alonj”, TFM 2017; 3(1), s. 123). (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2020/5300 Esas, 2021/868 Karar sayılı ilamı) Bu haliyle davacıın dayanak yaptığı dava dışı … şirketinin ciro beyanının alonj üzerine yapıldığından bahsetmek mümkün olmayıp, senetten tamamen bağımsız bir beyan niteliğinde olduğunu, temlik cirosu işlevinin bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
Emre yazılı senetlerin devri iki tasarruf işleminin bir arada yapılması ile gerçekleşir. Bu işlemlerin birincisi senedin ciro edilmesi, ikincisi de buna ek olarak senedin zilyetliğinin devralana geçirilmesidir. Somut davada, iptali istenen senedin hamili davacı olmadığından, hak sahipliğini birbirine bağlı cirolardan anlaşılmadığından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 818/1-s bendi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak olan Türk Ticaret Kanunu’nun 651, 757 ve 765.maddeleri gereğince zayi nedeniyle çek iptali davası açma hakkı kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyaın ortaya çıktığı anda senet (çek) üzerinde hak sahibi olan kişiye ait olduğu (651/2.madde) yani çekte hamil olan kişinin ancak zayi nedeniyle çekin iptaline karar verilmesini isteyebileceği, iptali talebine konu çekte davacının hamil sıfatı olmadığından aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davanın niteliği ve hasımsız olması dikkate alınarak davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.07/04/2023

Katip

Hakim