Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/202 E. 2023/252 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/202 Esas
KARAR NO : 2023/252

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkkili ile davalı şirket arasında, 29.11.2010 tarihli Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme uyarınca ödemesi gereken 8.767,96 USD ile 2.285,57 EURO’yu ödeme günlerinde ödemediğini, davalı hakkında … 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinini de olumsuz sonuçlandığını belirterek; sözleşme uyarınca davalı tarafça ödenmesi gereken 8.767,96 USD ile 2.285,57 EURO’nun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, söz konusu işlemin tüketici işlemi olmadığını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, davaya konu sözleşmenin alacağın temliki sözleşmesi değil borcun nakli sözleşmesi olduğunu, sözleşmeye göre alacaklının değişmemekte, borçlunun değişmekte olduğunu, borcu devralan müvekkili şirketin itiraz ve def’ileri ileri sürebildiğini, davaya konu sözleşmede borcu devreden sıfatına sahip olan İhlas Finans kurumunun halen tasfiye halinde olduğunu, tasfiye halindeki kuruma yeni takip başlatılmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket aleyhine takip başlatılamayacağına dair emsal mahkeme kararları bulunduğunu belirterek; davanın usul ve esas yönünden reddine, kötü niyetli takip başlatıldığından davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 10. Tüketici Mahkemesinin 09/02/2023 gün …Esas, … Kararında 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. TTK’nın 4/1-f maddesi uyarınca; “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak tespit edilmiştir (Yargıtay 19. H.D’nin 03/04/2018 tarih ve 2016/17275 esas-2018/1741 karar ile aynı dairenin 17/03/2015 tarih ve 2014/14945 esas- 2015/3693 sayılı kararları, Yargıtay 20. H.D’nin 25/06/2018 tarih ve 2018/3018 esas-2018/4835 sayılı kararı ).
Davaya konu temlik sözleşmesinde temlike konu edilen alacağın … olan alacak olması ve … şirketi olması sebebiyle davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesinin olduğu kanaatine varılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 138/1. maddesinde, mahkemenin, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, gerektiği taktirde kararını vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği belirtilmiştir.Anılan düzenleme ile hakime dava şartlarına ilişkin olarak hangi aşamada karar verilmesi noktasında takdir hakkı tanınmış olup, hakim tarafların dinlenmesine ihtiyaç duymaması halinde gerekli gördüğü takdirde dosya üzerinden de karar verebilecektir. Yine 6100 sayılı HMK’nun 320. maddesi ile, “Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir”. hükmü gereğince dava dilekçesi ve taraflar arasında yukarıda izah edilen sözleşme içeriği, usul ekonomisi dikkate alınarak dava dilekçesi davalıya tebliğ edilerek, dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava dosyası … 10. Tüketici Mahkemesinin 09/02/2023 gün … Esas, …Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiş olmakla, mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldığı anlaşıldı.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine, itirazın iptaline ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. İhlas Finans Kurumu bu davada taraf değildir ve uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde, davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklanmıştır. Benzer uyuşmazlıklara konu davalarda verilen (Bakınız Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) emsal kararlar ile, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verilmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2022/1692 Esas, 2022/1887 Karar sayılı ilamı, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2022/1566 Esas, 2022/1570 Karar sayılı ilamı))
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli kararında görevli mahkeme yönünden de “…Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki … A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesidir…” şeklinde değerlendirme yapıldığı,
Yine benzer uyuşmazlıklara yönelik içtihatların tetkikinde Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2022/5487 Esas, 2022/9639 Karar sayılı ilamında, “… davacı tarafından, temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu, tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili olmayıp davacının tacir olmadığıda anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir…” şeklinde değerlendirme yapıldığı görülmektedir. (Benzer yönde Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının … olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağın tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik sözleşmesinden kaynakladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K. sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki… A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 Sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına,” karar verilmekle, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2022/1414 Esas, 2023/107 Karar sayılı ilamı) dosyamız davacısının da tacir olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Dava dosyası hakkında daha önce … 10.Tüketici Mahkemesinin …Esas, …Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememizde esas aldığı, mahkememizce uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş olup karşılıklı iki mahkemece verilmiş görevsizlik kararı ve yargı yeri belirleme şartları bu aşamada bulunmadığından, dosyanın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2017/1219 Esas, 2017/1227 Karar sayılı ilamı, (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2022/1217 Esas, 2022/1145 Karar sayılı ilamı))
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, Görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-HMK’ nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten , süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4- Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde karar verildi.24/03/2023

Katip

Hakim