Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/186 E. 2023/227 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/186 Esas
KARAR NO : 2023/227

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2023
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 14/03/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı taraf arasında Üye İşyeri Sözleşmesi imzalanmış ve bu sözleşmeye istinaden davalı tarafa POS cihazı verilmiştir. İlgili işyerine ait POS cihazından çeşitli tarihlerde 5 farklı harcama yapılmış, kredi kart hamilleri tarafından yapılan harcamalara itiraz edildiğini, itirazlar nedeniyle müvekkil banka tarafından chargebackj/ters ibraz süreci başlatıldığını, kredi kart hamillerinin yapmış oldukları itirazlara binaen müvekkil banka üye iş yerinden harcamalara konu işlem ile ilgili slip, fatura, açıklama ve tüm dokümanların sunulması talep edildiğini, davalı tarafça anılan yazılara yanıt verilmediğini, konuya ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmemiş ve açıklama yapılmadığını, itiraza konu harcama bedelleri müvekkil banka tarafından kredi kartlarının ait olduğu bankalara iade edildiğini, müvekkil bankanın zararı meydana geldiğini, müvekkili banka, üye işyerinin sorumluluğu nedeniyle davalı tarafa hitaben ihtarname keşide ettiğini, davalı tarafça ihtarname ile verilen süre zarfında da ödeme yapılmadığından, … 18. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra dosyasına itiraz edilmesi ile icra takibi durdurulduğunu, müvekkili bankanın mağduriyetinin giderilmesi amacıyla huzurdaki dava ikame etme gerektiğini, 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda üye işyerlerinin hak ve sorumlulukları düzenlendiğini, anılan kanunun 17/2 maddesi “Üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye iş yeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlü olduğunu, kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur.” hükmüne haiz olduğunu, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında imza edilen sözleşmede de üye iş yerinin yasal mevzuatta öngörülen yükümlüklerden sorumlu olduğunu, müvekkili bankanın herhangi bir zararı meydana gelirse üye işyerinin söz konusu zararları derhal müvekkili bankaya ödemesi gerektiği belirtildiğini, davalı taraf yasal mevzuat ve müvekkili banka ile imza etmiş olduğu sözleşmeye aykırı davranmış, 5464 Sayılı Kanun’un 33. maddesi uyarınca gerekli basiret ve özeni göstermediğini, davalı taraf, müvekkili bankanın zararının giderilmesi amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı taraf, kart hamillerinin itiraz etmiş olduğu harcamalara ilişkin olarak müvekkili bankanın talep etmiş olduğu belgeleri göndermediğini, gerekli açıklamaları yapmadığını, davalı taraf, itiraz dilekçesinde ödeme emri ile birlikte belge gönderilmediğinden bahisle, sözleşme ve imzalara itiraz hakkını saklı tuttuğu, temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı, faiz oranının fahiş olduğu gerekçelerine dayanarak borca ve fer’ilerine itiraz etmişse de davalının itirazlarının tamamı hukuka aykırı olduğunu, 19.12.2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 Sayılı Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Kanun’a eklenen 18/A-2 maddesi gereğince, 01.01.2019 tarihi itibariyle ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan evvel arabuluculuğa başvuru şartı getirildiğinden öncelikle İstanbul Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yapıldığını, 04.08.2022 tarihli arabuluculuk toplantısında anlaşma sağlanamadığını açıklanan nedenlerle davalının haksız ve hukukt dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamını, Davalının itirazının kötü niyetli olması ve alacağın likit olması sebebiyle borçlu aleyhine asgari 620 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, davacı bankanın 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan kaynaklanan alacak istemine ilişkin başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesi gereğince görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebileceği gibi mahkemece de res’en dikkate alınmak zorundadır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin, İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine ilişkin 25/11/2021 tarihli 1232 sayılı kararı ile; Kanuni düzenlemelerden ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun kararlarından kaynaklı olarak, asliye ticaret mahkemesinin hangi dairelerinin iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalar dolayısıyla gelecek işlere ilişkin ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakacağı gözetilerek, aynı dairelerde iş yoğunluğu oluşmaması bakımından finans davalarına olabildiğince farklı dairelerde bakılmak üzere ihtisas mahkemeleri belirlenmiştir.
Bu haliyle Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine yönelik kararı uyarınca,
1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birincifıkrasının (f) bendinden,
2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden,
3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. maddesinde düzenlenenler hariç),
4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan,
5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan,
6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan,
7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan, Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere; Finans Mahkemesi olarak belirlenmiş İstanbul 6, 7, 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince bakılmasına yönelik karar verilmiştir.
Bu ihtisas mahkemeleri ile bu numara dışındaki diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki hakkında; yine 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında belirlenen ihtisas mahkemeleri olan iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları gibi davalara yönelik emsal uygulamalar nazara alınarak değerlendirme yapılması gereklidir.
İflas ve konkordato davaları yönünden yapılan değerlendirmede;
7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında iflâs ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler.” şeklindeki düzenlemeye istinaden Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli kararı ile;
“1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) hususlardan kaynaklanan davalara; 1-Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin,2-Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1,2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14.maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kapsamda görülmekte olan davalar bakımından İflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına, mahkemelerin derdest dava dosyalarının bu karara dayanarak anılan mahkemeye gönderemeyeceğine, iş bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine karar verildi” şeklinde karar alınmıştır.
İflas ve konkordato davaları yönünden, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile belirlenen belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu içtihatlarla ile açık hale gelmiştir. (Yargı yeri belirlenmesine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2019/1839 Esas, 2020/68 Karar sayılı ilâmı)
Yine bu kapsamda değerlendirmeler içeren yargı yeri belirlemeleri içeren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2021/969 Esas, 2021/2211 Karar sayılı ilâmında, “…01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5’inci maddesine göre her il merkezinde o ilin adıyla anılan hukuk mahkemeleri kurulur. Hukuk mahkemeleri sulh hukuk, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinden ibarettir. Maddenin 6440 sayılı Yasa ile değişik beşinci fıkrasında iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesinin oluşturulabileceği ve bu dairelerin numaralandırılacağı; ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hakimler ve Savcılar (Yüksek) Kurulu tarafından belirlenebileceği öngörülmüştür.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun anılan kararında sayılan işler bakımından İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 1, 2 ve 3 numaralı daireleri açısından iş dağılımı yapılmış ve bu daireler ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiştir. Bu Karar’da ihtisas mahkemelerinin hangi davalara bakacağı saptanmış olup bu kapsamda iflas ve konkordato davaları ihtisas mahkemelerinin görev alanına dahil edilmiştir…” şeklinde görev ihtilaflarının çözüldüğü görülmektedir.
Yine iflas ve konkordato davaları yönünden, görevsizlik kararı yerine verilen bir gönderme kararının tahlil edilerek incelendiği bir ihtilafta İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2106 Esas, 2019/1721 Karar sayılı ilâmında “… Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli ,538 karar nolu kararı, 5 Nisan 2018 tarihli ve 30382 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır. İş bu dava ise 12/06/2018 tarihinde açılmıştır. Kayıt kabul davaları, yukarıda belirtildiği üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin almış olduğu karar dairesinde ihtisas mahkemelerinin görevleri arasında yer almaktadır. Somut olayda ise, dava tarihi itibariyle ihtisas mahkemeleri yürürlüktedir.
HSK 1.Dairesinin 03/04/2018 tarih 538 nolu kararı ile, İstanbul Anadolu 1, 2 ve 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri iflas ve konkordato konusunda görevli mahkemeler haline gelmiştir. Mahkemelerin görevi, 6100 sayılı HMK’nın 1. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle Mahkemece resen ve yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulur.
Bu nedenle, İstanbul Anadolu 1, 2, 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile aynı adliyedeki diğer ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki HSK’nın belirlediği uyuşmazlık ve davalar yönünden görev ilişkisine dönüşmüştür. Her ne kadar yerel mahkemenin gerekçesi doğru ise de, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, gönderme kararı verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır…” şeklindeki tespitler ile ihtisas mahkemeleri ile aynı adliyedeki diğer ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu açıkça zikredilmiştir.
Deniz İhtisas Mahkemeleri yönünden yapılan değerlendirmede;
Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 5136 Sayılı Kanun ile mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine “iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığınca bu Kanunun 4.kitabında yeralan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere Denizcilik İhtisas Mahkemeleri kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir” içerikli fıkra hükmü eklenmiştir. 6762 sayılı TTK’nun 4.maddesi, son fıkra hükmü ile bu kanunun Deniz Ticaret Kitabında düzenlenen uyuşmazlıklardan kaynaklanan hukuk davalarını görmek üzere Deniz İhtisas Mahkemelerinin kurulması hususu düzenlenmiştir.
Bu düzenleme gereği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca 01.04.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile “… II-Denizcilik ihtisas mahkemesi kurulmayan yerlerde,
a)-Ticaret mahkemesi bulunan yerlerde;
1-Bir ticaret mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemenin,
2-Birden fazla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı ticaret mahkemesinde,
b)Ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde;
1)Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemede,
2)Birden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde, 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinde bakılmasına,…” düzenlemesini içeren ilke kararı yayınlanmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesinde Deniz İhtisas Mahkemelerine ilişkin bir düzenleme yer almamakta olup, 6103 sayılı TTK Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8.maddesi ile kanunun yürürlüğe girmesinden sonra TTK’nun, Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıkların hangi mahkemelerde görüleceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
6762 sayılı eski Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi ve 6103 sayılı TTK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekline Dair Kanun’un 8. maddesi, aynı yönde ve birbirinin devamı niteliğinde düzenlemeler olmayıp, 6762 sayılı eski TTK’nın 4/son maddesi ve HSK’nın İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin Kurulmasına dair 20.07.2004 gün ve 370 sayılı kararı ve devamında 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen düzenleme, daha sonra alınan 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi şeklinde özelleştirilmiş, diğer bir ifade ile 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı karar ile asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri yönünden getirilen sistem korunmamıştır.
Dolayısıyla 6103 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince HSK’ca İstanbul ve İzmir İllerinde TTK’nın Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli mahkemeler belirlenmiş, bu illerin dışında ise böyle bir görevlendirme yapılmamıştır. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2019/541 Esas, 2019/772 Karar sayılı ilamı)
Bu haliyle 6762 sayılı TTK m.4/3 hükmü ile 6102 sayılı TTK m.5/2 hükmünün birbirinin karşılığı olmadığı açıkça anlaşılmakta olup; aynı finans mahkemelerinde olduğu gibi kanun ile kurulan bir mahkeme olmaksızın 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile İstanbul ve İzmir için yeniden görevli mahkemelerin belirlenmesi ile Deniz İhtisas Mahkemeleri belirlenmiştir.
Deniz İhtisas Mahkemeleri yönünden; 10.07.2012 tarih ve 188 sayılı ve 08.09.2014 tarih ve 1945 sayılı HSK kararları ile belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu da içtihatlarla ile açık hale gelmiştir. Bu kapsamda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2021/1039 Esas, 2021/1328 Karar sayılı ilamı “…Takibe konu faturalar incelendiğinde itirazın iptali davasına konu edilen faturaların gemi bakımı nedeniyle verilen hizmetten dolayı düzenlendiği ve bu haliyle davaya bakma görevi, 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesi uyarınca ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı ile İstanbul ili mülki hudutları içerisinde Deniz İhtisas Mahkemesi olarak belirlenen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Görev konusu istinaf sebebi yapılmamış ise de, görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olduğundan HMK 355’1 maddesi uyarınca dairemizce res’en inceleme ve değerlendirme yapılmıştır…”;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/633 Esas, 2021/1760 Karar sayılı ilamı “…Denizcilik İhtisas Mahkemeleri’nin davaya bakabilmesi için davanın deniz ticaretinden kaynaklanması gerekli ve zorunlu olup, somut olayda uyuşmazlık taraflar arasındaki deniz dibinin taranmasına ilişkin sözleme gereğince hak edilen bedelin ödenmesine ilişkin ilişkindir. Dava konusu alacak madde kapsamında sayılan deniz alacağı niteliğinde olmadığından, tarafların her ikisi de tacir olup, uyuşmazlık da ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğmuştur. Deniz ticaret mahkemesinin görevine giren bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, davaya bakma görevi genel mahkeme niteliğindeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aittir….” şeklinde görev ihtilaflarının çözüldüğü görülmektedir. (Yine yargı yeri belirlemeye ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 24/12/2021 tarih 2021/909 Esas 2021/2198 sayılı Kararı)
Bu haliyle; yukarıdaki emsal içtihatlardan da anlaşıldığı üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında belirlenen ihtisas mahkemeleri ile diğer aynı derece mahkemeler arasındaki ihtilafların görev ilişkisi olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda iflâs ve konkordato, deniz ticareti ve deniz sigortaları davalarına yönelik emsal uygulamaların, HSK’nın yine aynı yetki kapsamında belirlediği finans davalarına bakmakla görevlendirilen mahkemeler açısından da aynı şekilde değerlendirme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda zikredilmesi gereken İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2022/487 Esas, 2022/550 Karar sayılı ilamında “…Somut olayda, işbu davaya konu uyuşmazlığın bankacılık ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve TTK m.4/f kapsamında olduğu ve davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu ihtilafsızdır. 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin beşinci fıkrasında, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir. Bu kanun hükmüne dayalı olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 25.11.2021 tarihli ve 1232 karar nolu kararıyla; finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmiş ve finans ile ilgili açılacak davalara bakacak ticaret mahkemeleri nezdinde ihtisas mahkemelerinin belirlenerek bu kapsamda ilk derece mahkemesinin bulunduğu İstanbul’da yirmi bir asliye ticaret mahkemesi bulunması nedeniyle 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına karar verilmiş olup, dolayısıyla bu mahkemeler ile diğer Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir….” şeklindeki tespit ile açıkça ihtisas mahkemeleri ile diğer asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişki olduğu tespit edilmiştir. (Aynı yönde görev ilişki bulunduğuna dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 2022/2008 Esas, 2022/1930 Karar sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2022/1783 Esas, 2022/2047 Karar sayılı ilamları)
Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nın 25/11/2021 tarihli ve 1232 sayılı İhtisas Mahkemelerinin belirlenmesine yönelik kararı uyarınca, finans ihtisas davalarına bakmakla görevlendirilmiş İstanbul 6, 7, 8. ve 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince bakılması gerektiğinden yukarıda değinilen hususlar ve özellikle 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan kaynaklanan bankacılık işlemlerinin/faaliyetlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi kapsamında eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle Finans Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: ( Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı üzere;)
1-HMK.’nın 114/1-c , 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin finans işlemlerinden kaynaklı uyuşmazlıklarda özel görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET (FİNANS) MAHKEMELERİ (İstanbul 6, 7, 8 ve 9 Asliye Ticaret Mahkemeleri) olduğuna,
2- HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ FİNANS MAHKEMELERİ (İstanbul 6, 7, 8 ve 9 Asliye Ticaret Mahkemeleri) tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde karar verildi.20/03/2023

Katip

Hakim