Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/183
KARAR NO : 2023/595
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 13/03/2023
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile dava dışı bankadan alacak temlik edildiğini, temlik alınan alacağın … 4. İcra Dairesinin … E.sayılı takip dosyasına konu edildiğini, ancak müvekkil şirketin alacaklı olduğu şirketin münfesih olması nedeniyle ihya olunmasını gerektiğini belirterek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sicil müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğüne … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … ŞİRKETİ ‘nin dosyasında yapılan inceleme neticesinde; dava konusu şirketin, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “vergi kaydının terkin edildiği” ve “sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı” hususlarının belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiği anlaşılmış olduğunu, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirket yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olduğunu, re’sen terkin işlemi hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi, davacı vekilince re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmemiş olduğunu, dava konusu şirket bakımından üçüncü kişi konumunda olan davacı tarafça re’sen terkin işleminin usule aykırı olduğu iddiasının ileri sürülmesinin de mümkün olmadığını, TTK Geçici 7.Madde Fıkra 2 hükmüne de aykırı bir durum bulunmadığından nitekim bu yönde bir iddia da ileri sürülmediğinden müvekkil müdürlük aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluğun bulunmamakta olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasında tartışma, ihyası talep olunan şirketin taraf olduğu … 4. İcra Dairesinin … E.sayılı dosyası yönünden ihyanın gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İhyası talep olunan şirketin 18/02/2015 tarihinde ve resen TTK-Geçici 7 madde hükmüne göre resen terkininin gerçekleştiği, bu çerçevede taraf teşkilinin tam ve eksiksiz sağlandığı tartışmasızdır.
İhyası talep olunan şirketin, halihazırda … 4.İcra Dairesinin …E.sayılı dosyası ile açılan icra dosyasında borçlu konumunda olduğu, bu noktada davacının icra dosyasında taraf teşkilinin sağlanması açısından şirket ile ilgili yeniden tescil kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki 6102 sayılı TTK Geçici Madde 7/f.15 hükmüne göre haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurularak şirket ihyasının istenebileceği, dosya kapsamında silinme tarihinden itibaren beş yıl geçtiği açık olsa da halihazırda terkin olan şirket aleyhine açılan icra takibinin tespit olunduğu, ihya kararı verilmemesi halinde davacının AİHS m.6 ve Anayasa m.36 ile düzenlenen hak arama ve adil yargılanma hakkının ihlalinin söz konusu olacağı açıktır. Bu noktada davacının hak arama hürriyetinin sınırlanmasına yol açacak yorum tarzı, konuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Anayasa Mahkemesinin yerleşik uygulamalarına, son Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil edecektir. Bu itibarla davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Dava TTK’nın Geçici 7.Madde hükmü çerçevesinde açılmış olup ihyası istenen şirketin merkez adresi karşısında ise mahkememiz yetkilidir.
“6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar şirketin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler re’sen terkin edilebilirler.Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir.Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.”
Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin, ihyası talep olunan şirket aleyhine halihazırda icra takibinde bulunduğu, ihyası talep olunan şirket ile ilgili icra takibinin devam edebilmesi açısından ihya davası açmakta davacının hukuki yararının olduğu, bu nedenle davacının aktif sıfat sahibi olduğu açıktır.
Nitekim aynı konudaki emsal nitelikte kararın Yargıtay 11.HD tarafından onanmasına esas olan BAM kararında;
A)1-İstinafa başvuran davalı sicil müdürlüğü temsilcilerinin istinaf başvurusunun öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2021 tarih ve… Esas-… Karar sayılı Kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği KALDIRILMASINA,
B) 1- Davanın KABULÜNE,
2-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketinin İHYASINA,
3-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
4-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
5-Açılan davanın niteliği ve davalı tarafın yasal ve zorunlu hasım olması nedeniyle, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde kendisine iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru gideri, 40,00 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 202,10 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına”
şeklinde karar verilmiştir. Adı geçen kararın gerekçesinde “TTK Geçici 7.Madde gereği terkin olan ve icra takibinin borçlusu olan şirketin tam olarak ihya olunmasına dair gerekçe oluşturulmuş, yukarıda belirtilen hüküm fıkrası herhangi bir eleştiri konusu olmaksızın Yargıtay 11.HD’nin yeni tarihli olan 29/11/2022 T.ve 2022/6618E. 2022/8467K.sayılı ilâmı ile aynen onanmıştır. Adı geçen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de karar Yargıtay 11.HD’nin 2022/6618E. 2022/8467K.sayılı ilamı ile onanmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, … Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Şirketinin ihyasına, karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-… Ticaret Sicili Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Şirketinin İHYASINA,
3-Karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,
4-Yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Yapılan masrafların davacı vekili beyanı nedeniyle üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekilinin beyanı karşısında davacı lehine herhangi vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir olunmamasına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.05/07/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip