Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/182 E. 2023/308 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/182 Esas
KARAR NO : 2023/308

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesi; müvekkili …’in eşi müteveffa … kalfası olarak çalıştığın, davacı adına kurduğu adi şirketle … ve çervesinde inşaat kalfası olarak iş yaptığını, davalı şirketle de bila tarihli … Yapımına İlişkin Taşreon Sözleşmesi başlıklı sözleşme imzaladığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 765 ada, 32 parselde davalı şirketin yüklenicisi olduğu inşaatın sözleşme çervesinde kaba inşaat işlerini müvekkilinin eşi … yürüttüğünü, sözleşme uyarınca işe başlayarak belli bir seviyeye kadar işi getirdiğini, müvekkilinin eşi …’in, inşaat sekötüründe son dönmede yaşanan daralma ve ekonomik krizin etkisi ile girdiği bunalım sonucu maalesef 03.09.2018 tarihinde intihar ettiğini, müvekkilinin, işi bizzat yürüten konumunda olmadığı için, işi yürüten merhum eşinin vefat ettiği 03.09.2018 tarihi itibariyle işin hangi seviyede kaldığını, dolaysıyla hakediş tutarının ne kadar olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın tek taraflı beyanı ile yapılan işin hangi seviyede kaldığı, hakediş tutarı ve yapılan sözkonusu işin bedelinin ödenip ödenmediği değerlendirilemediğinden, kaba inşaatın, müvekkilinin tarafı olduğu sözleşme çerçevesinde hangi seviyeye kadar yapıldığı ve hakediş tutarının tespiti amacıyla … 16.Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya ile delil tespiti yaptırıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilinin eşinin vefat ettiği tarih itibariyle işin hangi seviyede kaldığına dair müteveffa …’le birlikte çalışan ustalar tespit mahallinde hazır bulunarak 03.09.2018 tarihi itibariyle işin hangi seviyede kaldığını bilirkişiye bizzat gösterdiklerini, delil tespiti dosyasında davacının eşinin vefatı tarihi itibariyle sözleşme çerçevesinde yapılan işin 10.458,54 m2 olduğu sözleşmedeki birim fiyatlara göre hakediş tutarının ise 2.400.000 TL olduğunun tespit edildiğini, delil tespiti aşamasında ve sonrasında davalı şirket yetilileri ile bir araya gelerek hakediş tutarından ne kadarının ödendiği ve bakiye alacak olup olmadığı hususunda görüşme yapılamadığını, dava konusu alacak ve uyuşmazlığın ticari nitelikte olması nedeniyle mahkeme nezdinde iş bu davayı açmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunduğundan arabuluculuk başvurusu yapılmış, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına dair 24.04.2019 tarih ve … sayılı arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini belirterek davacı müvekkilinin sözleşmeden doğan alacağından dolayı; davacının yüklenici inşaa ettiği davaya konu tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 765 ada, 32 parsel sayılı taşınmaz kaydına üçüncü kişilere devrinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL, taraflar arasındaki kaba inşaat yapım sözleşmesinden doğan alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı -karşı davalı taraf arasında Kaba inşaat yapımına ilişkin taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu kaba inşaata ilişkin taşeron sözleşmesinin konusunun … ili … ilçesi … Mahallesi İlim Sokak 765 Ada 32 Parsel adresindeki arsa üzerine müvekkili şirketih müteahhit sıfatı ile dava dışı 3. kişiler arasında Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye istinaden de davacı-karşı davalı tarafla müvekkili tarafından söz konusu arsa üzerine inşa edilecek| olan yapı ile ilgili olarak 24.11.2017 tarihinde muhatap … arasında … ilişkin Taşeron sözleşmesi imzalandığını, buna göre; mezkur gayrimenkulle ilgili ruhsatın 01/08/2017 tarihinde alındığını temel ve hafriyat işlemleri müvekkili şirket tarafından yapıldıktan sonra taşerona inşaat alanı tesliminin temel olarak 01/02/2018 tarihinde yapıldığını ilk demir bağlama ve beton atma tarihinin 07/02/2018 olduğunu, bu durumun ilk betonun gelmesinin beton firma irsaliyelerle sabit olduğunu, bu durumda taşeronla yapılan sözleşme gereği iş bitirme tarihi altı ay olup bunun da 01/08/2018 tarihine tekabül ettiğini inşaat taşeron olarak gözüken her ne kadar … ise de eşinin vekaleti gereği işleri fiilen ve hukuken …’in yürüttüğünü, bütün sözleşmeleri ve inşaat işlerini bizzat kendisi kalfa/taşeron/usta /vekil sıfatları ile yürüttüğünü, …’in işlerinin uzun süre bozuk gitmesi, ekonomik kriz ve kendi işlerinde gelir gider dengesi bozulması yüzünden belli bir zamandır müvekkili şirketin ve diğer iş aldığı inşaat şirketi ve inşaatlardan dolayı taahhütlerini yerine getiremez duruma geldiğini, iş karşılığı inşaat sahiplerinden almış olduğu çekler ve daireleri özellikle beton üretim firmalarına verdiğini, 03/09/2018 tarihinde ekonomik çıkmazdan ve işlerini yetiştirememe endişesi, taahhütlerini yerine getirmesinin imkansızlığından dolayı da intihar ettiğini, bu intihar girişiminden sonra müvekkilinin işlerinin yarım kalmış ve taşerona verdiği çeklerin üçüncü şahıslara geçerek sözleşme gereği vermiş olduğu dairelerinde üçüncü şahıslara satıldığını, bütün bunlara rağmen davacı karşı davalının ve mirasçıların müvekkili şirkete gelerek borçları kabul etmediklerini beyan ettiklerini, bu olaydan sonra üçüncü şahıslara geçen çekler yüzünden olduğundan hacizler geldiğini, dava dışı üçüncü şahıslarla anlaşılarak bu çekleri nakti ve ayni olarak ödemesini yapıldığını, bu durumunda … 19. Asliye Hukuk Mahkemesi …D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini belirterek asıl dava yönünden usul ve esas yönünden kanuna aykırı olan davanın reddine, karşı dava yönünden |belirsiz alacak davası olup fazlaya ilişkin alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’ nin cezai şart miktarının tespit ve dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 16. Sulh Hukuk Mahkemesi …diş sayılı dosyasına ait UYAP kaydı , … 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Diş sayılı dosyasına ait UYAP kaydı, ticaret sicil kayıtları, … Vergi Dairesi kayıtları, … Tapu Müdürlüğünün dava konusu taşınmaza ait celp edilen güncel aktif ve pasif tapu kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki eldeki dava dosyası, Mahkememizin 2019/308 Esas sayılı dava dosyası üzerinden verilen tefrik kararı neticesinde işbu 2023/182 Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2019/308 Esas sayılı dava dosyasında, asıl dava dosyasının yanı sıra cevap dilekçesi ile birlikte davalı tarafından karşı dava açıldığı, asıl dava dosyası yönünden davanın 24/05/2019 tarihinde ikame edildiği, mahkememizce hazırlanan 11/06/2019 tarihli tensip tutanağının (1) nolu maddesi ile DAVANIN BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ OLDUĞUNUN taraflara bildirildiği, asıl dosya davacı vekili …’un 02/03/2022 tarihli 7. celse için mesleki mazeret dilekçesi sunduğu, mazeret dilekçesinde ayrıca ve özellikle yeni duruşma gün ve saatinin UYAP üzerinden takip etmesi hususunda ara karar oluşturulmasını talep ettiği, mahkememizce davacı vekilinin talebi doğrultusunda 02/03/2022 tarihli 7. celsede asıl dosya davacı vekilinin talebi uyarınca “mesleki mazeretinin kabulü ile yeni duruşma gün ve saatinin yine talebi uyarınca UYAP sistemi üzerinden öğrenilmesine” karar verildiği, işbu ara kararın 7. celsenin (6) nolu ara kararında açıkça yer aldığı, buna rağmen asıl dosya davacı vekilinin 14/09/2022 tarihli 8. celseye katılmadığı, bu nedenle davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava dosyası yönünden davayı takip etmek istemediklerini bildirmesi karşısında asıl dava dosyası yönünden ilk kez 14/09/2022 tarihli celsede asıl dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, asıl dosya davacı vekili …’un 28/09/2022 tarihli yenileme dilekçesi sunduğu, yenileme dilekçesinde duruşmanın 01/02/2023 tarihi ve saat 09:50’ye bırakılmasını talep ettiği, asıl dosya davacı vekili …’un bu talebi de kabul edilerek mahkememizce asıl dava dosyası yönünden dosyada yenileme işlemi yapıldığı, yenileme tensip tutanağının hazırlandığı, duruşmanın talep uyarınca 01/02/2023 günü saat 09:50’ye bırakıldığı, yenileme tensip tutanağının ve duruşma gün ve saatinin taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, dosya içerisinde bulunan elektronik tebligat ilişkin mazbata parçasından yenileme tensip tutanağının ve yeni duruşma gün ve saatinin asıl dosya davacı vekili …’a 24/10/2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak asıl dava dosyası yönünden davacı vekilinin 01/02/2023 tarihli 9. celseye de katılmadığı, herhangi bir yasal mazeret beyanının da bulunmadığı, bu arada bahsi geçen duruşmaya katılan davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava dosyasının kendileri tarafından takip edilmediği için davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce asıl dava dosyası yönünden dosyanın işlemden kaldırıldıktan sonra yenilendiği ve davacı tarafından 2. kez takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla davanın açılmamış sayılması yönünden yasal şartların olup oluşmadığı noktasında inceleme ve değerlendirme yapılması için dosyanın celse arasında incelemeye alınmasına, yasal şartlar oluşmuş ise dosyanın tefrik edilmesi yönünde ara karar oluşturulmuş, nihayetinde mahkememizin 07/03/2023 tarihli Ara Karar ile asıl dava dosyası yönünden yapılan inceleme sonucunda davanın tefrikine karar verilerek, işbu esasa (2023/182 E.) kaydedilmiştir.
6100 sayılı HMK 134. maddesi uyarınca “Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmaz” denilmekle, asıl dava tefrik edilmiş, karşı davaya ise Mahkememizin 2019/308 Esas sayılı dava dosyası üzerinden aynen devam olunmaktadır.
Öte yandan; asıl davanın ve karşı davanın birlikte görülüp sonuçlandırılmasına ilişkin emredici bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Aksine, karşı dava, asıl davadan bağımsız bir dava olup, süresinden sonra karşı dava açılması halinde, davaların ayrılmasına karar verileceği düzenlenmiştir (HMK 133/2.). Diğer taraftan; asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp karara bağlanmasına engel oluşturmayacağından (HMK 134.) usul ekonomisi ilkesi uyarınca (birbirinden bağımsız olan asıl ve karşı davanın) yargılamanın daha sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için davaların ayrılmasına / tefrikine de karar verilebilecektir.
6102 sayılı TTK’nın 4/2. maddesinin atfı ile 6100 sayılı HMK ‘nın 320/4. maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyası yönünden basit yargılama usulüne tabi davada dosyanın yenilendikten sonra yeniden takipsiz bırakıldığı anlaşılmış olmakla, asıl dava dosyası için davanın açılmamış sayılması kararı verilmek üzere işbu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmıştır.
HMK’nin 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
HMK’nin 320. maddesinin 4. bendine göre ise basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, artık dava açılmamış sayılır.
Bu itibarla, 14/09/2022 tarihli 8. celsede davacı ve vekilinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği / katılmadığı, duruşmaya katılan davalı-karşı davacı vekilinin davacısı olduğu dosya yönünden yargılamaya devam etmek istediklerini ancak karşı tarafın davacısı olduğu asıl dosya yönünden davayı takip etmediklerini mahkememize bildirmesi üzerine mahkememizce taraflarca takip edilmeyen asıl dava dosyası yönünden davanın HMK 150.maddesi uyarınca 14/09/2022 tarihli duruşmada dosyanın ilk kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 28/09/2022 tarihli dilekçesi ile yenileme talebinde bulunmuş, mahkememizce bu talebi kabul edilerek 18/10/2022 tarihinde yenileme tensip tutanağı hazırlanmış, duruşma gün ve saati meşruhatlı davetiye ile taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
Ancak; davacı ve vekili mazeretsiz olarak 01/02/2023 tarihli 9. celseye de gelmemiş / katılmamış, duruşmaya katılan davalı-karşı davacı vekili davacısı olduğu karşı dava yönünden yargılamaya devam etmek istediklerini, asıl dava dosyası yönünden ise kendilerinin de davayı takip etmediklerini bildirerek asıl dosya yönünden artık davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava dosyası yönünden dosyanın işlemden kaldırıldıktan sonra yenilendiği ve davacı tarafından 2. kez takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebi ile yenilenmesinden sonra yeniden takipsiz bırakıldığından HMK 320/4. ve HMK 150. maddeleri gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve eldeki davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebiyle yenilenmesinden sonra ikinci kez takipsiz bırakıldığından HMK 320/4. madde atfı ve HMK 150.madddesi hükmü uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL başvurma harcı ve 179,90 TL maktu karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 359,80 TL harcın davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiklerinden dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 7/1. ve 13/1. maddeleri uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin dava değerini geçmemek koşulu ile belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 05/04/2023

Katip …
E-İmza

Hakim …
E- İmza