Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/116 E. 2023/743 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2023/116
KARAR NO : 2023/743

DAVA : ALACAK (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/10/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen TAZMİNAT davasının mahkememizde yapılan yargılaması neticesinde verilen 07/10/2022 tarih ve 2019/419 E. 2022/625 K.sayılı kararın İstinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 02/02/2023 tarih ve 2022/2224 E. 2023/171 K. sayılı kararı ile hükmün kaldırılarak dosyanın iadesi üzerine yeniden yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … dosyasında işlem gören mükellefi ve aynı zamanda davalı bankaya ait … Şubesi müşterisi olduğunu, müvekkilin ihracat yapan bir firma olması nedeni ile KDVK’nın 32. maddesi ile 81 ve 84 numaralı KDV Genel Tebliği ve 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesi uyarınca … Vergi Dairesi Başkanlığı’nda biriken KDV iade alacaklarının davalı bankanın anılan şubesinde bulunan hesaba aktarıldığını, müvekkil şirkete ait … borçlarının da bu hesaba aktarılan KDV iadelerinden mahsup edilmek suretiyle davalı banka tarafından ödendiğini, müvekkili şirket tarafından … prim borçlarının anılan şekilde ödendiği inanç ve güvenindeyken dava dışı … tarafından müvekkili şirkete … borçları nedeni ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilu tarafından …’ya 2016 yılında … borçları ferileri ile birlikte 58.000,00.-TL olarak ödendiğini, ödeme sonrasında yaptıkları araştırma ve inceleme neticesinde; müvekkil şirketin hesabında toplanan KDV iadesinin 18.385,90 TL’sinin 11.05.2005 tarihinde … borçlarından mahsubu için davalı tarafından … Sosyal Güvenlik Merkezi hesaplarına aktarıldığını ancak yine aynı tarihte 8.328,11 TL olan diğer KDV iadesinin müvekkil şirketin davalı banka nezdinde bulunan … numaralı hesabından virman edildiği, ancak söz konusu tutarın müvekkil şirketin … Sosyal Güvenlik Merkezi’ne olan borcuna istinaden aktarılmadığı, anılan tutarın başka bir şirket olan …/0 sicil nolu …Tic. Ltd. Şti.’nin … borcuna mahsuben gönderilmiş olduğunun anlaşıldığını, kısaca belirtmek gerekirse davalı banka tarafından müvekkilinin …’ya olan borcunun ödenmesi gerekirken başka bir şirketin … borcunun ödenmesi için müvekkil hesaplarından virman yapılmış olduğunu, davalı banka tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan bu hatalı işlem nedeni ile müvekkilin …’ya olan borcunun ödenmemiş olduğunu, anılan borç nedeni ile … tarafından müvekkil aleyhine takip başlatıldığını ve 58.000,00 TL ödenmek zorunda kaldıklarını, bu durumu 2018 yılı içerisinde öğrendiklerini, davalı bankaya … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini ancak cevap verilmediğini, arabuluculuk görüşmelerinden de herhangi bir netice alınamadığını belirterek, davalı banka şubesi tarafından müvekkili hesabından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde virman yapılan tutar nedeni ile müvekkilin uğramış olduğu 58.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; iddiaları kabul etmediklerini, … Vergi Dairesi Başkanlığının cevap dilekçelerine ekli 10.05.2005 tarihli gönderme yazısına istinaden …Şti. nin … borcuna mahsup edilmek üzere 11.05.2005 tarihinde …Vergi Dairesi Başkanlığı hesabından …’nın … Şubedeki … numaralı hesabına “… nolu Hesaba Virman” açıklaması ile 8.328,11 TL aktarıldığını, oysa davacının 8328,11.-TL tutarındaki ödemenin … sicil numaralı … Ltd. Şti. nin … borcuna mahsuben gönderilmiş olduğunu belirttiğini, ekte mevcut Hesap ekstresi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili banka tarafından, … Dairesi Başkanlığının 10.05.2005 tarihli gönderme emrine istinaden davacı … Ltd. Şti için toplam 25.696,97 TL (447,44 + 304,11 + 231,41 + 16.385,90 + 8.328,11), …için toplam 869,08 TL (205,22+663,86), …Ltd. Şti. için ise 33,33 TL tutarında işlem yapıldığını, dava dilekçesinde 8.328,11.-TL KDV iadesinin … nolu hesaptan virman yapıldığı belirtilmekle birlikte, söz konusu hesabın … Dairesi Başkanlığına ait olduğunu, …Başkanlığının 10.05.2005 tarihli gönderme emri ekinde yer alan KDV iadesine İlişkin Borç Döküm Formundan 8.328,11 TL nin 2005 yılı Mart ayına ait borç olduğunun anlaşıldığını, dava dilekçesinde durumun …’ya ödeme yapıldıktan çok sonra 2018 yılı içerisinde öğrenilmiş olduğu belirtilmiş olsa da, ilk ödeme tarihinin 03.03.2017 son ödeme tarihi ise 05.08.2019 olan ödeme planı dökümlerinden toplam 56.277,18 TL (17.345,12+38.932,06) ödeme yapılmış olduğunun anlaşıldığını, davanın … ya ihbarı gerektiğini belirterek, müvekkili bankanın her hangi bir işlem hatası bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; davalı bankanın haksız işlemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin tazminat davasıdır.
Davacı taraf, davalı bankanın 11/05/2005 tarihinde davalı bankanın nezdinde bulunan hesabından başka firmanın … borcunun ödendiğini, davalı bankanın bu hatalı işlemi nedeniyle …’nin ödenmeyen borç nedeniyle haklarında icra takibi başlattığını ve bu nedenle zarara uğradığını, bu durumu 2018 yılı içinde öğrendiklerini iddia ederek uğradığı zararı talep etmektedir.
Davalı banka ise olayda kusurunun olmadığını savunmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 07/10/2022 tarih ve 2019/419 E. 2022/625 K.sayılı karar ile davalı bankaya atfedilen hatalı işlem, yani haksız fiilin yapıldığı tarihin 11/05/2005, davanın açıldığı tarihin 09/07/2019 olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açılmış olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün istinafı üzerine İstanbul BAM 13.HD.nin 02/02/2023 tarih ve 2022/2224 E. 2023/171 K.sayılı kararı ile “… 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun zamanaşımı başlıklı 62. maddesi, bankalar nezdinde açılmış hesaplarda, mudiler tarafından işlem yapılmaması nedeniyle fona devredilen mevduat ve alacaklara ilişkin olup, somut davada fona devreden bir mevduat-alacak söz konusu olmadığı gibi aksine davacı tarafından, banka hesabına gelen paranın, taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesi ve talimatına uygun şekilde transfer edilmediği iddiası ile oluşan zarar talep edilmektedir. Bu nedenle uygulanması gereken yasal düzenleme 5411 sayılı Kanun’un 62. maddesi değil, TBK’nın genel zamanaşımını düzenleyen 146. maddesidir. Anılan madde hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Bu noktada zamanaşımı süresinin ne zaman başladığının tespiti önemlidir. TBK’nın 149. maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Aynı kanunun 90. maddesi uyarınca da, ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Davacının talebi, davalı bankanın … prim borcunu ödemediği iddiası ile oluşan zarara ilişkin olduğundan, iddia edilen alacak, ödenmeyen prim ve işlemiş faizinden oluşmaktadır. Davacı, dava tarihinden önce …’ya ödeme yaptığını beyan etmektedir. Buna göre her ne kadar Mahkemece 10 yıllık zamanaşımı süresinin 11.05.2005 tarihinde başladığı kabul edilerek, dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, 11.05.2005 tarihinde davacının talep ettiği alacak doğmadığından zamanaşımı süresi işlemeye başlamamıştır. Mahkemece, açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında zamanaşımının başlangıç tarihinin ve alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve alacak dava tarihinde zamanaşımına uğramamış ise, bilirkişiden, yalnızca davalının sorumluluğunda olduğu iddia edilen prim miktarı ile işlemiş faizinin tespiti için ek rapor alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacının istinaf başvurusu haklı bulunmuştur …” gerekçesi ile mahkememiz kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkememize iadesine karar verilmiştir.
İade kararından sonra yeniden yapılan yargılama sonunda;
Mahkememizce alınan 09.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı Banka açısından : Öncelikle kendisine … Dairesi’nce 10.05.2005 tarihinde verilen talimata istinaden davalı-…Bankası’nın hızlı bir şekilde ertesi gün 11.05.2005 tarihinde gerekli işlemleri yaparak …’e ait (ve diğer firmaların/herhangi bir bilgi-veri bulunmasa da davacı firmayla ilintili oldukları, vergi dairesince verilen talimata yönelik olarak düşünülmüştür.) … prim borcu ödemesi işlemlerini yaptığı ancak ödemelerden biri davaya konu olan 8.328,11 TL’yi …’nın hesabına geçerken şirket ünvanını eksik yazdığı (0 harfi yazılmamış, … şeklinde yazılmıştır.) ayrıca şirketin sicil numarasının da yazılmamış olduğu, bu sebeple her ne kadar … hesabına bedel aktarılmış olsa da ilgili firma borcuna mahsup edilemediğinin anlaşıldığı, … açısından: İlgili bedelin … hesaplarında olduğu paylaşılan ekstrelerden görülmüş olsa da …’nın bu konuda her ay/yıl vs. veya belirli periyodlarda bankalarla ve/veya firmalarla geriye yönelik inceleme/teyitleşme konusunda herhangi bir işlem yapıp yapmadığına yönelik bir bilgi vermediğini, tarihi görülememiş olmakla birlikte …’nın , davalı banka … Bankası-… Şubesi’ne hitaben işbu tutara yönelik olarak “…merkezlerinde … sicil numarası ile kayıtlı …’un 11.05.2005 tarihinde yatırılan 16.385,90 TL’nın kurumları hesaplarına geçtiğinin tespit edildiği ancak aynı tarihte yatırılan 8.328,11 TL’nin … numaralı hesaptan (Dış Tic.VD. hesabıdır.), … nolu hesaba (…’nın bankanın … Şb.:… Şb.kodu. nolu hesabıdır.) aktarıldığının görüldüğü ancak kendilerince yapılan işyeri müfredat kartı incelemesinde Merkez hesaplarında böyle bir tutarın olmadığı ve bu sebeple yatırılan bu tutarın hangi kurum veya hesaba aktarıldığına yönelik bilgi verilmesinin talep edildiği…” şeklinde bilgi istediği anlaşılmış olsa da buna yönelik banka tarafından yazılı bir cevap dilekçesine dava dosyasında rastlanmadığı, banka tarafırıdan da bilgi verilemediği, yapılan mevzuat incelemeleri ve Datıştay kararlarından ,ihracatçı şirketlerin KDV iade alacaklarının … prim borçlarına mahsubuna yönelik işlemlerinin … Bankası üzerinden yapıldığı ve uygulamalarda mevcut dayamıza benzer çok çeşit hataların olabildiği ancak bu tür hatalarda … Sayılı Kanun uyarınca tebliğ olunan ödeme emrine 7 gün içerisinde , alacaklı Sigorta Müdürlüğü’nün bulunduğu İş Mahkemesi’ne itiraz edilerek işlemlerin yapıldığı bilgisinin öğrenildiği, her ne kadar ödeme emrinin düzeltilmesi istemiyle de …’ya başvurulabildiği belirtilmişse de talebin öğeme emrine itirazda hak düşürücü süre olan 7 günlük süreyi durdurmadığı yönünde Danıştay’ın kararının bulunduğunun görüldüğü, Davacı şirket açısından ise: Davacı şirket ticari defter ve kayıtları ile davalı banka kayıtları, … Kayıtları, Vergi Dairesi kayıtları üzerinde iki bankacılık finans uzmanı bilirkişi, bir mali bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmasına karşın davacı şirket kayıtlarına ulaşılamadığından yalnızca davalı banka kayıtları üzerinden inceleme yapıldığı, buna göre davalı bankanın … Vergi Dairesi’nce 10.05.2005 tarihinde kendisine verilen talimata istinaden, 1 gün içerisinde, 11.05.2005 tarihinde gerekli işlemleri yaparak …’e ve talep edilen diğer şirketlere ait … prim borcu ödemesini yaptığı ancak ödemelerden biri -davaya konu olan 8.328,11 TL’yi …’ nın hesabına geçerken şirket ünvanını eksik yazması (O harfi yazılmamış, … şeklinde yazılmıştır.) ayrıca şirketin sicil numarasını da yazmamış olması sebebiyle bedelin … hesabına aktarılsa da ilgili firma borcuna mahsup edilemediği, davacı şirketin dava konusu KDV iade alacaklarının … borcuna mahsup işlemleri sırasında davalı banka tarafından yapılan bir hata, ihmal, kusurlu eylem bulunup bulunmadığı yönünden ise, yukarıda belirtilmiş olup, davalı bankanın işlemi … hesaplarına aktardığı görülse de sicil numarasını yazmadığı, şirket ünvanını eksik yazdığının tespit edildiği, davacı adına KDV iadesinden … borcuna mahsuben Vergi Dairesi Başkanlığı’nca gönderilen ödemelerin davalı banka tarafından … borcuna mahsup aktarımlarının ilgili mevzuata uygun ve süresinde yapılıp yapılmadığı açısından ise, bankanın mevzuata uygun olarak süresi içerisinde işlemleri yaptığı, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre belirlenen prim ödeme sürelerinin sona erdiği tarihi izleyen on besş gün olduğu, işlemin 11.05.2005 tarihinde yapılmış olup, ödemenin son gününün 15.05.2005 olarak tespit edildiği, davacının … tarafından dava konusu borç nedeniyle takibe uğraması ve borç fer’ileriyle birlikte ödeme yapmak zorunda kalmasında davalı bankamın kusuru, ihmali, hatası bulunup bulunmadığı yönünden ise, davalı bankanın yukarıda belirtilen sebeplerle hatası, kusuru olduğu, davacının borcun kaynaklanmasından bir kusuru bulunup bulunmadığı hususlarının ilgili bankacılık mevzuatı, KDV iade mevzuatı ve emsal Yargıtay içtihatları da gözetilerek tespiti ve bildiritmesi talebi yönünden ise raporun detaylarında belirtilen incelemelere göre, bu tür hataların yapıldığı ancak hatanın …’nin işyerine ödeme emri göndermesi suretiyle öğrenilebildiğinin anlaşıldığı, davacı şirketin …’dan bu yönde bir ödeme emri alıp almadığı bilinmese de 2014 yılında …’ya verdiği dilekçesinden icra takibine uğradığının anlaşıldığı, bu noktada öncelikle … kanalıyla firmaya Ödeme Emri gönderilip gönderilmediği, ne zaman ve hangi dönemler/aylar için gönderildiğinin net bir şekilde tespiti gerektiği, ayrıca icra takibinin ne zaman yapıldığı bilgisinin de önem arz ettiği, davalı bankanın kusuru varsa davacının tatep edebileceği zarar tutarının hesaplanarak bildirilmesinin istenmesine yönelik olarak ise: firma tarafından verilen tescil ve taksitlendirme bilgi formu yazısına göre toplam borcun 49.275,76 TL olduğu ve 3.3.2017 tarihinde 30 ay vadeli olarak taksitlendirildiği görülmüş olup, 2017/54 kamisyon kararında 15.209,48 TL’lik kısmının 2010/01 – 2013/01 dönemine ait olduğu da dikkate alınarak, 2017/55 nolu komisyon kararındaki 34.066,28 TL’lik (2005/02-2010/11 dönemine ait) 7.298,83 TL asıl ve 26.717145 TL gecikme zammı toplamı) 34.066,28 TL’nin davalı bankadan tahsilinin mümkün olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
BAM iade kararı sonrasında bilirkişiden ek rapor istenmiş, 03.07.2023 tarihli ek raporda; daha önce sunulan kök rapordaki bilgiler geçerli olmak kaydıyla, bu defa gerek davalı bankanın itirazları yönünde inceleme yapılmış, gerekse dava dışı Bağcılar … Müdürlüğü’nden müzekkerelere gelen cevaplar detaylı incelenmişse de 11.05.2005 tarihinde ödemesi yapılan 8.328,11.-TL’nin, firmanın hangi … borcundan düşüldüğü, ödenip ödenmediği hususunun tespit edilemediği, bu sebeple banka tarafından daha önce kök raporlarında da belirttikleri üzere firmanın ünvanının hatalı yazılmış olması sebebiyle borcunun ödenmediği yönündeki kanaatlerinin aynen devam ettiğini, …. Dönemine ait ödenmediği düşünülen … borcu için 11.05.2005 tarihi ile 09.07.2019 dava tarihi arasındaki süre için, 39.663,61-TL gecikme faizi hesap ve tespit edildiği, böylece davacı-şirketin toplam alacağının 8.32811-TL asıl alacak, 39.663,61-TL gecikme faizi olmak üzere 47.991,72-TL olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
İstanbul BAM 13.HD.ise davalı bankanın hatılı işlem tarihi olan 11.05.2005 tarihinde davacının talep ettiği alacağın doğmadığını, zamanaşımı süresinin başlamadığını kabul etmektedir. İade kararında mahkememizce, açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında zamanaşımının başlangıç tarihinin ve alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesini istemektedir. Mahkememizce davalı bankanın eylemi haksız fiil olarak değerlendirilerek, zararın bu tarihte doğduğu, alacak hakkının da bu fiil nedeniyle hatalı işlemin yapıldığı 11/05/2005 tarihi itibariyle doğduğu kabul edilmiştir. Zira haksız fiilde TBK.nun 149.maddesi gereğince zararın bildirimi veya ihbarı gerekmediğinden olayın meydana geldiği tarihte istenebilir durumdadır. Mahkememizin kabulü ve hukuki görüşü bu yöndedir. Ancak bu görüş kabul edilmediğinden ve yeni bir tespit yapılması, zamanaşımı başlangıç tarihinin tekrar değerlendirilerek belirlenmesi istendiğinden bu kez zamanaşımının başlangıcı olarak zararın öğrenilmesi tarihi esas alınmıştır.
Son rapora yapılan itirazlarda da bilirkişilerce zamanaşımının başlangıç tarihinin tespit edilmediği belirtilmiş ise de bu tespitin mahkememizce yapılmasının daha doğru olacağı düşünülerek, itirazlar reddedilmiş ve bu konuda ek rapor alınmamıştır. Ayrıca
Buna göre; davacının, dava dışı ….Ltd. Şti.ile beraber ortak imzalı olarak 29.01.2014 tarihinde … Sosyal Güvenlik kurumuna verdiği dilekçelerinde davalı … Bankasının yaptığı hatayı bildikleri ve bu hatanın … tarafından kayıtlarda düzeltilmesini istedikleri anlaşılmaktadır. O halde zamanaşımının başlangıç tarihi 29.01.2014 tarihidir. TBK.nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan 09/07/2019 tarihinde dava açıldığından davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Böylece, bilirkişi rapor ve kök raporundan da anlaşılacağı üzere, … Vergi Dairesi’nce 10.05.2005 tarihinde verilen talimata istinaden … Bankası’nın hızlı bir şekilde ertesi gün 11.05.2005 tarihinde gerekli işlemleri yaparak …’e ait … prim borcu ödemesi işlemlerini yaptığı, ancak ödemelerden biri olan davaya konu 8.328,11 TL’yi …’nın hesabına aktarırken şirket ünvanını eksik yazdığı (O harfi yazılmamış, …şeklinde yazılmıştır.), ayrıca şirketin sicil numarasının da yazılmamış olduğu, her ne kadar para … hesabına aktarılmış olsa da davacı firma borcuna mahsup edilemediği anlaşılmıştır. Bu eylemde davalı banka tam kusurludur. Davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamaktadır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda da da İstanbul BAM 13.HD.nin iade kararında işaret edilen “…Davacının talebi, davalı bankanın … prim borcunu ödemediği iddiası ile oluşan zarara ilişkin olduğundan, iddia edilen alacak, ödenmeyen prim ve işlemiş faizinden oluşmaktadır….” görüşleri doğrultusunda alınan ek raporda belirlenen 47.991,72.-TL zarar bedelinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-47.991,72-TL tazminatın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 3.278,31-TL olup, peşin alınan 990,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.287,81‬-TL karar ve ilâm harcının DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan posta ve tebligat masrafı 419,8‬0-TL, bilirkişi ücreti 6.000,00-TL toplamı 6.419,80-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre hesaplanan 5.312,02-TL yargılama gideri ile ilk dava açma gideri (başvuru harcı, peşin harç toplamı) 1.034,9‬0-TL’nin toplamı 6.346,92‬-TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, BAKİYESİNİN DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (kabul olan dava değeri üzerinden) 17.900,00-TL maktu vekâlet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan (reddolan dava değeri üzerinden) 10.008,28‬-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 1.092,22-TL’sinin davalıdan, 227,78‬-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/10/2023

KATİP

HAKİM