Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/1 E. 2023/442 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/1
KARAR NO : 2023/442

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;davalı bankanın … şube müdürünün görevini kötüye kullanmak suretiyle, bankacılık usul ve esaslarına aykırı olarak, müvekkilinin kendi müşterisine hileli öarak kefil edildiğini,galerici … firmasının çalışmış olduğu … şubesinden 120.000,00 TL’lik ticari kredi müracaatı yaptığı, ancak galericinin sicili bozuk olduğundan kredinin onaylandığını ve kendisinden gayrimenkulü olan birisini kefil olmasının talep edildiğini,galericinin yanında işçi olarak çalışan müvekkilinin yeğeni …’a şirketinden araç vereceğini söyleyerek kefil olmasını talep ettiğini, …’ın kendi adına taşınmaz olmadığı için müvekkili olan hizasından ricada bulunarak 120.000,00 TL için kefil olmasını talep ettiğini,müvekkilinin yeğeni …’ın, kredi borcunu kendilerinin ödeyeceğini ve …’in piyasada ticaret yapan biri olduğunu söylemesi üzerine onlara güvendiği ve 120.000,00 TL kredi kefaleti için şüpheli … ve … ile birlikte bankaya giderek bu bedel için kefil olmayı kabul ettiğini,müvekkilinin bankada kendisine sorumluluğunun 120.000,00 TL ile sınırlı olduğunun söylenmesi üzerine krediye kefil olduğunu,ancak ilerleyen süreç içinde galericinin kredi borcunu ödemediği için alacaklı olan …’nin icra takibirie başladığını,ödeme emrinde müvekkiline 326.000,00 TL’lik bir borç çıkarıldığını,bunun bir dolandırıcılık olayı olduğunu belirterek öncelikle … 3.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında hacizli olan ve satışa çıkartılması meselesi olan müvekkiline ait taşınmazların satışının önlenmesi amacıyla takibin tedbiren ve teminatsız olarak durdurulmasını,yapılacak yargılama sonucunda, haksız ve hukuka| aykırı olan alacak yönünden müvekkilinin işbu krediler sebebiyle davalı tarafa borcu bulunmadığının tespiti, kredi sözleşmelerinin yasaya aykırı olması sebebiyle iptaline, sözleşmeye dayalı olan icra takibin bu surette müvekkili açısından iptaline,yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde,müvekkili bankanın … şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında genel nakdi gayrinakdi kredi sözleşmelerinin imzalandığını,sözleşmeler kapsamında kendilerine kredi kullandırıldığını ve kullandırılan krediler kapsamında davacı …’ın da 300.000,00TL üzerinden kefil olduğunu,borçlu şirketin kredi borçlarını ödemede güçlük çekmesi üzerine hesapların kat edilerek,borçlu şirket adına ipotek verilen taşınmaza dayanılarak … 10. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını,ayrıca yine borçlu şirket adına teminat olarak alınan rehinli aracın çevrilmesini teminen … 25 İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını,banka alacağının kefiller adına da muaccel hale getirildiğini,tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile … 3. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından da kefiller hakkında ilamsız haciz yolu ile takip başlatıldığını,davacı tarafça her şeyden habersiz ve mağdur taraf imajı çizilmek istenmiş ise de, dava dilekçesinde yer aldığı üzere davacı devlet memuru dahi olacak yeti ve olgunluca olduğunu,müvekkili bankanın basiretli bir tacir konumunda olduğunu,verdiği kredileri teminatlandırmasının en doğal hakkı olduğunu,kişilerin iç ilişkilerinin gerek kredilendirme ve gerekse yargılama sürecini ilgilendirmediğini, davacı tarafca söz kredilere yalnızca 120.000,00 TL üzerinden kefil olunduğu iddia edilmiş ise haklarında başlatılan takibe de itiraz edilmediğini,davacının sözleşmelerde yer alan yazı ve rakamların eli ürünü olmadığı iddiasının doğruyu yansıtmadığı gibi, sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan kanun uyarınca bu yönde bir zorunluluğun da bulunmadığını,dayanaktan yoksun ve kanuna aykırı tedbir talebinin reddini,davacı tarafın haksız ve dayanaktan yoksun kredi sözleşmesinin ve takibin iptali taleplerinin reddine,davacı tarafın haksız ve dayanaktan yoksun olarak açtığı davanın reddine,müvekkilinin uğradığı zararın tazmini amacı ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata çarptırılmasını,dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletmesini savunmuştur.
Davacı hakkında … 3.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına istinaden icra takibinin yapıldığı,harca esas takip değerinin 326.805,44 TL olduğu,alacaklı bankanın genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine dayandığı,bu çerçevede ticari taşıt kredisi,taksitli ticari kredi,cari kredili mevduat hesabı ve ticari kredi kartı kaynaklı kredilere ilişkin asıl alacak,işlemiş temerrüt faizi,BSMV ve masraf talepleri tartışmasızdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus ise dayanak kredi sözleşmelerinde isim ve imzasının yer aldığı tartışmasız olan davacı …’ın dayanak sözleşmelere göre sadece 120.000,00 TL kredi için kefil olup olmadığı,sözleşmedeki boş yerlerin sonradan ve davacı aleyhine ve bilgisi haricinde davalı banka tarafından doldurulup doldurulmadığı,dava konusu kredi ve kefalet sözleşmesinin bir bütün olarak kanuna aykırı olup olmadığı,davacının sadece 120.000,00 TL bedel ile sınırlı kefil olup olmamasına göre davacının davayı esas olan icra dosyası nedeniyle davalı bankaya borçlu olup olmadığı,hangi miktarda borçlu bulunduğu,davalının tazminat talebinin kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava,İİK m.72 hükmüne istinaden açılmış olan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili 18/05/2023 tarihli duruşmada ve ayrıca daha önce sunmuş olduğu dilekçede HMK m.123 hükmü uyarınca davayı geri aldığını, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadığını, İİK m.72 hükmü uyarınca herhangi tazminat taleplerinin bulunmadığını açıklamış, buna mukabil davalı vekili davanın geri alınmasına rıza gösterdiğini, talebi kabul ettiğini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını, ayrıca İİK m.72 hükmü uyarınca herhangi bir tazminat taleplerinin bulunmadığını açıklamışlardır.
6100 sayılı HMK m.123 hükmüne göre davayı geri alma anlamında da kullanılan davadan vazgeçme ile davayı geri alan davacı, bununla talep sonucundan, yani hakkın özünden feragat etmemektedir. Esasen yerleşik Yargıtay uygulaması ve doktrin uygulaması da bu yöndedir. Bu itibarla davacı sadece davasını geri almakta ve onu ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutmaktadır.
Somut olayda, davacı vekilinin talebi 6100 sayılı HMK m.123 hükmünde düzenlenen davanın geri alınması niteliğindedir. Davanın davacı tarafından geri alınması davalının açık rızası ile mümkün bulunmaktadır. Nitekim davalı taraf davanın geri alınması noktasında açık muvafakat beyanını sunmuştur.
Hal böyle olunca kanun koyucunun açık düzenlemesi gereği davanın açılmamış sayılmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davasını geri alması nedeniyle HMK m.123 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 5.584,35TL harçtan mahsup edilerek 5.404,45‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-Tarafların beyanları nedeniyle taraflar lehine herhangi bir vekalet ücreti takdir edilmemesine,
5-Tarafların beyanları nedeniyle İİK m.72 hükmüne belirtilen icra tazminatları ile ilgili tarafların lehine veya aleyhine karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.18/05/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …