Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/97 E. 2022/862 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/97 Esas
KARAR NO : 2022/862

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 03/06/2014
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … şirketi ile müvekkili bankaya devrolunan İnterbank arasında imzalanan 3 adet genel kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu müteselsiz kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, bundan dolayı sorumluluklarının bulunduğunu, davalıların haklarında girişilen … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine itirazları üzerine iş bu davanın açıldığını belirterek … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın iptalini, takibin devamını davalıların %40 kötüniyet tazminatı ödenmesini, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın yer itibariyle … Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, B.K’nun genel hükümlerine göre 10 yıllık sürenin geçtiğinden davanın reddi gerektiğini, … şirketi … Bölge Müdürlüğü’ne ait … deki iş yerini idareden kiraladığını, taraflar arasındaki bu kira sözleşmesine göre idarenin ayrıca teminat olarak banka teminat mektubu talebinde bulunduğunu, bunun üzerine … şirketi tarafından kiraya veren … Bölge Müdürlüğüne …bank Şubesinin tanzim etmiş olduğu … tarih ve … seri numaralı teminat mektubu verildiğini, davacının mahkemeye sunduğu teminat mektubunun içeriğinde düzenleme tarihindeki değeri ikiyüz seksen üç milyon iki yüz bin lira olduğunun görüldüğünü, teminat mektubunun bugünkü değerinin (283,20) ikiyüz seksen üç lira yirmi kuruş olduğunu, bu teminat mektubunun daha önce … şirketi tarafından mal sahibi vakıflar bölge müdürlüğü’ne verilmiş isede … Şirketi’nin 31/12/2002 tarihinde Tasfiye edilerek sona erdiğini, konu edilen bu teminat mekbunun da o tarihte İnterbank’ın temsilci bankasına iade edildiğini, böylece teminat mektubunun geçerliliğinin kalmadığını ve hükümsüz hale geldiğini belirterek yer itibariyle yapılan itirazların, zamanaşımı definin kabulü ile davacının haksızlığı nedeniyle tazminata mahkum edilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan mahrum bu davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği anlaşlmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce bozma ilamı öncesinde;
“…Davacı banka bünyesinde bulunan … A.Ş.nin … Şubesi ile dava dışı …Şti.-… arasında 16.1.1998-1,20.05.1998-2 ve 06.03.2000-3 tarihli üç adet kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların 1.ve 3.kredi sözleşmelerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğu, davalı …’ın ayrıca 2 nolu kredi sözleşmesinde de aynı vasıfta imzasının olduğu, daha sonra 20.05.1998 tarihinde sözü edilen genel kredi sözleşmelerine istinaden davacı banka tarafından dava dışı şirket yararına muhatabı … Bölge müdürlüğü olan 283,20 TL.lik kesin ve süresiz teminat mektubu verildiği, teminat mektubunun iade edilmemiş ve komisyon bedelinin ödenmemiş olması sebebiyle davalılara müteselsil kefil olmalarından dolayı sorumlulukları gözetilerek ödeme yapmaları için ihtaratta bulunulduğu ancak ödenmemesi üzerine haklarında icra takibi başlatıldığı, 11.İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 28.11.2011 tarihi itibariyle davalılardan; Nakit alacak olarak; asıl alacak 5895,34 TL, İşlemiş akdi faiz 144,11 TL, BSMV 7,21 TL, Masraf 241,59 TL, işlemiş faiz 5,31 TL,Faizin %5’i 0,27 TL BSMV olmak üzere toplam 6.293,82 TL ile Gayri nakdi alacak olarak da 283,20 TL.lik teminat mektubunun davacı bankada Açılacak faizsiz hesapta depo edilmesi istendiği, davalıların takibe itirazları üzerine 5411 s.y.nın 138/4.md.uyarınca işlem yapılmıştır.
Bankacılık konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda 1.seçenek olarak gösterilen hesaplamada yer alan tespitlerin kredi sözleşmesine uygun olduğu, buna göre icra takibinde yer alan (6.289,56 TL) toplam alacak miktarının bulunduğu görülmüştür.
Kredi sözleşmesine göre belirlenen akdi faiz oranın %22’dir. Temerrüt faizi ise bu akdi faiz oranının yüzde elli fazlası üzerinden hesaplanacak olup bu oran da %33 olarak tespit edilmiştir.
Davalıların müteselsil kefil oldukları hususunda tereddüt yoktur. Davalıların tespit olunan kefalet limitleri şöyledir; …: 10.300, …: 10.000, … 5.000 TL. Bilindiği üzere kefiller, kural olarak kredi sözleşmesindeki kefalet limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olup bu limit dışında ancak temerrüdünün sonuçlarından sorumlu tutulabilirler. Davalılardan … ile …’ın kefalet limitleri icra takibi konusu alacak miktarının üzerindedir. Davalı …’ın kefalet limiti ise takip miktarının altındadır.
Davalılara icra takibi öncesinde gönderilen ihtarnamelerde tebligat şerhi bulunmamaktadır. Bu durumda davalıların temerrüdü icra takip tarihi ile başlayacaktır.
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde “icra takibi sırasında iş bu mektubun ibralı çıkışı yapıldığından icra takibinde teminat mektubu depo istemimiz kalmamıştır” dendiği için bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde sonuç olarak; davanın kısmen kabulü ile davalıların … 11.icra müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptaline, Takibin, davalılardan … ve … yönünden 5.895,34 TL asıl alacak, 140,51 TL işlemiş faiz, 7,03 BSMV, 241,59 masraf, 4,87 işlemiş faiz ve %04 BSMV olmak üzere toplam 6.289,56 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %33 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV işletilmesine,
Davalılardan … yönünden takibin, kefalet limiti dikkate alınarak 5.000 TL üzerinden devamına ve asıl alacağa yıllık %33 temerrüt faizi ve %5 BSMV işletilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 01/12/2021 tarih ve 2021/7354 Esas, 2021/6748 Karar sayılı bozma ilamında;
“…Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamındaki kefalet kaydı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak somut olayda davalılar, dava dışı … Şirketinin tasfiyesini müteakip teminat mektubunun 31.12.2002 tarihinde davacı banka bünyesinde bulunan … A.Ş.’ye teslim edildiğini savunmaktadırlar. Bu durumda, dava konusu teminat mektubunun iade edilip edilmediği, EDİLDİ İSE davalıların savunmasında belirtildiği gibi iade edilen tarihe kadar olan komisyon masrafı hesap edilmek suretiyle inceleme yaptırılması hususunda banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış…” denilerek Mahkememiz kararı bozulmuş, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş, bu nedenle uyulmasına karar verilen bozma ilamındaki nedenler doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
….bank Şubesinin tanzim etmiş olduğu … tarih ve … seri numaralı teminat mektubunun davacı … Bakasına yahut davacı banka bünyesinde birleştirilen … A.Ş.’ye iade edilip edilmediği araştırılmıştır.
Bu amaçla, bozma sonrası hazırlanan tensip tutanağında taraf vekillerine yazılı beyanda bulunmak üzere süre ve imkan verilmiştir.
Davalılar vekili teminat mektubunun dava dışı … şirketinin tasfiyesini müteakip 31/12/2002 tarihinde … A.Ş. temsilcisine ve bu bankaya iade edildiğini, ancak bankanın kusuru neticesinde teminat mektubunun kaybedildiğini düşündüklerini iddia ederken; davacı vekili teminat mektubunun bankaya iade edilmediğini, iadeye ilişkin davalıların herhangi bir delil sunamadığını, davalılar tarafından teminat mektubunun davacı bankaya geri teslim edilmediğini savunmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki, bozmaya neden olan ve taraflar arasında ihtilafa konu teminat mektubunun iade edilip edilmediği hususunda ispat yükü, bu teminat mektubunun davacı bankaya geri iade edildiğini iddia eden davalıların üzerindedir. Davalılar teminat mektubunun davacı bankaya iade / teslim edildiğini ispatlamak zorundadır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK 190. ve 4721 sayılı TMK 6. maddesi hükmü uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Ne var ki, davalılar, yargılama sürecinde teminat mektubunun davacı bankaya yahut davacı bünyesinde birleştirilen bankaya geri iade / teslim edildiğini ispatlayamamıştır. Bu noktada, davalılar tarafından iade / teslimi kanıtlayacak herhangi bir delil ya da tevsik edici belge ibraz edilmemiştir. Nitekim, dosya içerisinde davalılar vekilinin teminat mektubunun iade edildiği ve mektubu kaybeden davacının kusurlu olduğu yönündeki soyut beyanları dışında bu durumu ispat edebilecek bir delil yoktur. Kaldı ki, davalılar vekili beyanında banka temsilcisi olarak dava konusu mektubun tesliminin kime yapıldığını dahi açıklayamamıştır.
Öte yandan; emekli banka müdürü bilirkişiye teminat mektubunun bankaya iade edilip edilmediği, teminat mektubu iade edilmişse bu mektubun banka kayıtlarında bulunup bulunmadığı konusunda yerinde inceleme ve araştırma yapılmasına yönelik yetki verilmiş, bankacı bilirkişi tarafından davacı banka merkezinde / yerinde yapılan araştırma ve inceleme neticesinde teminat mektubunun banka kayıtlarında bulunmadığı tespit edilmiştir.
O halde, mahkememizce bozma ilamı çerçevesinde yapılan değerlendirmede; dava konusu teminat mektubunun iade edildiği davalılar tarafından ispat edilemediğine göre, davalıların iade / teslim tarihine kadar olan komisyon bedellerinden sorumlu olduklarına ilişkin savunmalarına itibar edilmemiştir.
Diğer taraftan; davalıların savunmalarının aksine dava dışı şirketin tasfiye edilmesi, dava konusu teminat mektubunun geçerliliğine bir etkisi bulunmadığından teminat mektubundan kaynaklanan riski de sona erdirmemektedir.
Bankacı bilirkişi 26/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; dava konusu teminat mektubunun davalılar tarafından davacı bankaya iade edildiği noktasında dosya içerisinde ve banka kayıtları nezdinde herhangi bir tevsik edici belgenin bulunmadığını, bu bağlamda bozma ilamı öncesinde alınan kök rapordaki bilimsel mütalaasını tekrar etmekle birlikte, yeniden alacak hesabına ilişkin raporunu dosyaya sunmuştur.
Bilirkişi kök ve ek raporu ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık, dosya içindeki bilgi, belge ve delillerle uyumlu, banka kayıtları üzerinde yerince inceleme yapılarak tanzim edildiğinden hüküm kurmaya elverişlidir. Bu nedenle, rapor içeriği de denetlenerek (1.seçenek hesaplama) hükme esas alınmıştır. Ancak, hukuki değerlendirme kapsamında teminat mektubunun mahkememizce iade edildiği kabul edildiği takdirde bilirkişi tarafından 31/12/2002 tarihi itibariyle 2. seçenek hesaplama yapılmış ise de; davalılar tarafından teminat mektubunun iade edildiği ispatlanamadığından 2.seçenek hesaplamaya itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu teminat mektubunun davacı bankaya iade edildiği davalılar tarafından belirtilmekle mektubun iade edildiği iddia edilen 31/12/2002 tarihine kadar işleyecek mektup komisyon bedellerinden sorumlu olduğu ileri sürüldüğüne göre, teminat mektubunun iade / teslim edildiğinin ispat yükünün HMK 190. ve TMK 6. madde hükümleri uyarınca davalıların üzerinde olduğu, ancak Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde yapılan araştırmada dava konusu teminat mektubunun iade edildiğinin davalılar tarafından ispat edilememesi karşısında, bankacı bilirkişinin hükme esas alınan kök ve ek raporu (1.seçenek) doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalıların … 11. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış oldukları itirazın iptali ile; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalılardan … (vefat eden davalı … mirasçısı) ve … yönünden takibin 5.895,34 TL Asıl Alacak, 140,51 TL İşlemiş Faiz, 7,03 TL BSMV, 241,59 TL masraf, 4,87 TL İşlemiş Faiz ve 0,24 TL BSMV olmak üzere toplam 6.289,56 TL üzerinden devamına, davacının bu davalılar yönünden fazlaya ilişkin talebinin reddine, asıl alacağa (5.895,34 TL) icra takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV gider vergisinin işletilmesine, davalılardan …’ın kefalet limiti dikkate alınarak takibin bu davalı yönünden 5,000 TL üzerinden devamına, davacının bu davalıya yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine, asıl alacağa (5.000,00 TL) icra takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV gider vergisinin işletilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hükmedilen 6.289,56 TL üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği halde; bozma öncesindeki hükümde icra inkar tazminatının asıl alacak (5.895,34 TL) üzerinden verilmesi, bu bağlamda önceki hükme karşı yalnızca davalılar tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması, davacının herhangi bir temyiz başvurusunun bulunmaması karşısında aleyhe hüküm verme yasağı ilkesi ve icra inkar tazminatı yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan bozma öncesindeki gibi asıl alacak (5.895,34 TL) üzerinden İİK 67. maddesindeki yasal koşullar oluşmakla davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davalıların … 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış oldukları İTİRAZIN İPTALİ ile; Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla,
1-Davalılardan … (vefat eden davalı … mirasçısı) ve … yönünden takibin 5.895,34 TL Asıl Alacak, 140,51 TL İşlemiş Faiz, 7,03 TL BSMV, 241,59 TL masraf, 4,87 TL İşlemiş Faiz ve 0,24 TL BSMV olmak üzere toplam 6.289,56 TL üzerinden DEVAMINA, davacının bu davalılar yönünden fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, asıl alacağa (5.895,34 TL) icra takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV gider vergisinin işletilmesine,
2-Davalılardan …’ın kefalet limiti dikkate alınarak takibin bu davalı yönünden 5,000 TL üzerinden DEVAMINA, davacının bu davalıya yönelik fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, asıl alacağa (5.000,00 TL) icra takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %33,00 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV gider vergisinin işletilmesine,
3-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın (davalılar … ve … yönünden 5.895,34 TL; davalı … yönünden 5.000 TL) İİK 67/2. maddesi uyarınca %20 oranında hesap edilen davalılar … ve … için 1.179,06 TL; davalı … için 1.000,00 TL icra inkar tazminatının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen dava değeri (6.289,56 TL) üzerinden alınması gereken 429,63 TL harcın tüm davalılardan (davalı … ‘ın kefalet limiti gözetilerek bu tutarın 341,55 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 234,70 posta ve tebligat masrafı ve 350,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 584,70 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 584,30 TL yargılama giderinin tüm davalılardan (davalı … ‘ın kefalet limiti gözetilerek bu tutarın 464,50 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1.2. maddesi uyarınca 6.289,56 vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak önceki kararın yalnızca davalılar tarafından temyiz edilmesi ve davacının ise herhangi bir temyiz talebinde bulunmaması nedeniyle davalılar lehine vekalet ücreti yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan önceki hükümde karar altına alınan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalılar yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 4,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren on beş (15) günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır