Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/95 E. 2022/86 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/95 Esas
KARAR NO : 2022/86

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …; Sahibi olduğu … Şirketi firmasının ticari faaliyetleri kapsamında firmanın ihtiyacı olan nakdi ve gayri nakdi kredileri sağlamak amacı ile … Bankası A.Ş. ile anlaşmış ve bu anlaşma kapsamında davalı bankaya …’da yer alan 2797 ada 15 parseldeki 14 Nolu Bağımsız bölümdeki taşınmazını … Tarihli … Yevmiye numarası ile ipotek verdiğini, bu süreçde müvekkilinin ortak iş yaptığı …Ltd. Şti. Firması … Aş. (…) Kurumuna bağlı olan …’nin bir takım hizmet işlerini ihale yolu ile almak üzere ihaleye katıldiğini, ihaleyi Kazanan …Ltd. Şti.- … Ltd. Şti. iş ortaklığı adına kesin teminat mektubu müvekkilinin yukarıda ayrıntıları yazılı bulunan taşınmaz ipoteği karşılığında … Bankası A.Ş.’den alındığını,… Ltd. Şti.- …Tic. Ltd. Şti. iş ortaklığının … Genel Müdürlüğü bünyesinde … Hes Bölgesinde yapmış olduğu iş nedeni ile … ile…Tic. Ltd. Şti.- …Ltd. Şti. iş ortaklığı arasında ihtilaf meydana geldiğini, yüklenici …Tic. Ltd. Şti.- …Ltd. Şti. iş ortaklığı sözleşmesi gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen firmaların son hakedişi kendilerine ödenmemiş ve …Bankası A.Ş.’den alınan 29.02.2008 Tarih, 32.871,00 YTL Tutar, 0437238 Seri nolu ve 30.04.2009 son geçerlilik tarihli kesin teminat mektubu da yine yüklenici adi ortaklığa iade edilmemiştir. Gerek bankaya gerekse adi ortaklığa iade edilmeyen ve 30.04.2009 tarihinde geçerlilik süresi dolan Teminat Mektubu … Genel Müdürlüğü tarafından 02.02.2018 tarihinde … Bankası A.Ş.’nin tasfiye sürecini yürüten … 1. İflas Müdürlüğü’ne mektup bedelinin gelir kaydedilerek taraflarına ödenmesi için göndermiştir. Davalı bankanın iflas ve tasfiye halinde olması nedeni ile Davalı banka mektubu gelir kaydetme işlemini gerçekleştiremediğini, teminat mektubunu geçerlilik süresi 30.04.2009 tarihinde dolduğu halde ve bu tarih sonrasında herhangi bir geçerliliği kalmadığı halde davalı bankanın tasfiye işlemlerine dair süreç içerisinde … Genel Müdürlüğüne ödeme yapılacağı varsayımı ile müvekkilin taşınmazının paraya çevrilmesi amacıyla davalı banka avukatı tarafından 25.09.2020 tarihli … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi … Esas nolu icra takibi başlatıldığını, icra takibinde 32.871,00 YTL’lik teminat alacağına karşılık; 32.871,00 TL Teminat Mektubu bedeli, 2.874,35 TL Mektup Komisyon Alacağı, 1.072,59 TL Noter Masrafı, 2.225,00 TL Çek Ödeme Yükümlülüğü, 874,49 TL Dava Noter Masrafı Alacağı, 330,71 TL Sigorta Alacağı, 59.506,46 TL İşlemiş Faiz, 856,19 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 100.610,79 TL alacak tutarında masraf ve faizler talep edildiği, bu talep edilen masraf ve faizler ile mektup bedeline ilişkin talep yasal bir talep olmayıp iş-bu alacak kalemlerine karşılık borcu olmayan müvekkilinin taşınmazının satışının istendiği, her şeyden önce davaya konu olan kesin teminat mektubu süre yönünden geçeriz kaldığı, … adlı kurum süresinde başvuru yapmadığı ve Öte yandan … Genel Müdürlüğü’nün talepleri haklı olmadığı, yüklenici adi ortaklık tüm yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Adi ortaklığın son hak edişinin ödenmemesine ve teminat mektubunun iade edilmemesine gerekçe olarak gösterilen işçilerin kıdem tazminatlarına yönelik olarak tüm ödemeler adi ortaklık firmalarınca yerine getirilmiştir; bu ödemelere ilişkin dekont ve ibranameler, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan 23.05.2013 tarihinde Teminat mektubunun tarafımıza iadesinin sakıncasının olmadığına ilişkin yazı ile Gelir İdaresi Başkanlığından müvekkilin vergi borcunun olmadığına dair 15.05.2013 tarihli yazı da dilekçemiz ekinde mahkemeye sunulduğu iddiaları ile; öncelikle 25.09.2020 tarihli … Gayrimenkul Satış İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası’ndaki icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile davalı banka lehine işlenmiş …Tarihli … Yevmiye numaralı FBK (Fekki bildirilene kadar) süreli 1. Dereceden 250.000,00 YTL’lik İPOTEĞİN İPTALİNE, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı banka üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının bulunduğunu, davanın konusunun ipoteğin fekki olduğundan yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, teminat mektubunun süresinin dolmadığını, taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı, … Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas, … Karar sayılı yetkisizlik kararı, … 1. İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, ipoteğin fekki / kaldırılması istemine ilişkindir.
Öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından da yargılamanın her aşamada resen nazara alınması zorunludur.
… 19. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas, …Karar sayılı kararında; davanın kayıt kabul davası niteliğinde olduğunu, HSK kararı uyarınca kayıt kabul davalarında ihtisas mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir.
Bilindiği üzere, Sıra Cetveline İtiraz davası, Yargıtay ve doktrindeki ismiyle uygulamada Kayıt Kabul ismiyle anılmaktadır. Sıra cetveline itiraz (Kayıt Kabul) davasının yasal kaynağı, İİK’ nın 235. maddesi hükmüne dayanmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 235. maddesinde Sıra Cetveline İtiraz Davası (Kayıt Kabul Davası) “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir. İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar. Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür. Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yasal tanım ve tariften de görüleceği üzere; bir davanın kayıt kabul davası olabilmesi için yukarıda değinilen yasa hükümlerine uygun bir dava şeklinin bulunması zorunludur. Bu bağlamda, İİK 235.maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz eden konumunda bulunan bir davacının olması, sıra cetvelinin ilan edilmesi yahut davacıya tebliğ edilmesi, İİK 195.maddesi uyarınca iflasın açıldığı tarih itibariyle davacının alacağı için iflas masasına başvuru yapması, bu başvurunun ya tümüyle ya da kısmen reddine karar verilmiş olması ve iflas masasının bu ret kararına karşı yasal süre içinde açılan bir davanın bulunması gerekmektedir.
Ne var ki, somut olayda bahsedilen bu hususların hiçbiri bulunmamaktadır. Dolayısıyla, eldeki davanın kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Şöyle ki, davacının alacaklı olduğundan bahisle ve alacağı için iflas masasına yaptığı bir başvuru yoktur. İflas masası tarafından alacağın tümüyle ya da kısmen reddine şeklinde verilen bir karar da yoktur. Hatta, davacının alacaklı olduğu iddiası dava dilekçesinde dahi söz konusu değildir. Öte yandan, davacı hakkında düzenlenmiş sıra cetveli ile ilan edilmiş ya da davacıya tebliğ edilmiş bir iflas masası kararı da bulunmamaktadır. Böyle bir durumda davanın, kayıt kabul davası olarak kabul edilmesi ve nitelendirilmesi mümkün değildir. Aksine, davacı dilekçesinin netice-i talep kısmında ipoteğin fekkini talep etmiştir. İpoteğin fekki isteminin, kayıt kabul davası olmadığı aşikardır. Açıklanan nedenler karşısında eldeki davanın ipoteğin fekki istemine ilişkin olması, kayıt kabul davası olmaması nedeniyle ihtisas mahkemesi sıfatıyla mahkememiz görevli değildir.
Nitekim emsal bir olayda konuya ilişkin merci tayini kararında ;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi 2019/1839 Esas, 2020/68 Karar s.ilamla “…Dava, ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir.
… 4. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…Davalı şirket dava tarihinden önce iflas ettiğinden dava, İİK’nin 235. maddesi uyarınca kayıt ve kabul istemine ilişkindir. Her ne kadar dava alacak talebine ilişkin değil ise de, İİK’nin 235.maddesinde bu konuda bir ayrım yapılmamıştır. Zaten davacının davalıya borcu olduğu taktirde ipoteğin kaldırılması için bu borcun da ödenmesi gerekecektir. Bu nedenle dava her halukârda kayıt kabul davasıdır. Bu nedenle dosyanın davaya bakmakla görevli ve yetkili İstanbul Anadolu 1, 2 ve 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğu..” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesince, “…Davacının, davalı müflis bankadan talep ettiği bir alacak yoktur. İpoteğin fekki talepli davanın İİK.nun mad. 235 kapsamında kayıt kabul davası olarak görülmesine yasal imkan bulunmadığından, dosyanın tekrar mahkemesine gönderilmesi gerektiği…” gerekçesiyle görevsizlik niteliğinde gönderme kararı verilmiştir.
5 Nisan 2018 tarih 30382 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren HSK Birinci Dairesinin 03/04/2018 tarih 538 sayılı kararı ile, iflas ve konkordato hukukuna ilişkin davalarda üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1. 2. ve 3. numaralı asliye ticaret mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak belirlenmiş olup derdest davaların bu mahkemelere gönderilemeyeceği, kararın resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra açılan davaların anılan mahkemelere tevziine karar verileceği düzenlenmiştir.
İİK.’nın 235.maddesi uyarınca kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların alacaklarını iflas masasına kaydetmek için açtığı davalardır.
Somut olayda, davacı, dava dışı Mib Mağazacılık A.Ş.’nin kredi borcu nedeniyle davalı müflis bankaya vermiş olduğu ipoteğin, asıl borçlunun borcunun olmaması nedeniyle kaldırılmasını talep etmiş olup, DAVACININ HERHANGİ BİR ALACAK TALEBİNİN BULUNMAMASINA, DAVANIN MÜNHASIRAN İPOTEĞİN FEKKİ TALEBİNE İLİŞKİN OLUP, İİK’NIN 235. MADDESİNDEKİ KAYIT KABUL DAVASI NİTELİĞİNDE BULUNMAMASINA göre uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. Maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine… ” karar verilmiştir.
Bu itibarla, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler, Mahkememizin kabulü ve gerekçesi ile emsal ilam gözetilerek davanın ipoteğin fekki / kaldırılması istemine ilişkin olması, davacı tarafından münhasıran ipoteğin fekkinin talep edilmiş olması, davacının herhangi bir alacak talebinin hatta iddiasının dahi bulunmaması, İİK. 235. maddedeki sıra cetveline itiraz davasına ilişkin hiçbir yasal koşulun bulunmaması karşısında, eldeki davanın kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından Mahkememizin ihtisas mahkemesi sıfatıyla görevinin bulunmadığı, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla davanın iş dağılığımı gereği ilk tevzi edildiği mahkemeye gömderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davacının davalı aleyhine açmış olduğu eldeki davada HSK kararı gereği Mahkememiz görevli olmadığından dava dosyasının iş dağılımı gereği ilk olarak tevzi edildiği İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememizin bu dava dosyası bakımından özel görevli olmaması karşısında Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesinin vereceği merci tayini / yargı yerinin belirlenmesi kararına göre, istinaf yoluna gidilmesi halinde ise istinaf incelemesini yapacak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesinin vereceği karara göre davaya bakacak mahkemenin BELİRLENMESİNE,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına ALINMASINA,
4- Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/02/2022

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *