Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/892 E. 2022/887 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/892 Esas
KARAR NO : 2022/887

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dışı işçi …’e kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davalı ile imzalanan sözleşme ve eki niteliğindeki şartnameler uyarınca sorumluluğun davalıya ait olduğunu öne sürerek ödenen bedelin işçinin çalıştırıldığı süre göz önünde tutularak davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini istemiştir.
… 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2022 tarih, …Esas, … Karar sayılı dosyasında ”Dava birden fazla davalıya yöneltilmesine rağmen … Şirketi ‘yle ilgili dava 2020/223 esastan ayrılarak şu andaki esasa alınmıştır. Davalı … 1. Asliye Ticaret Mah….esasında yürütülen ve kesinleşen davanın sonucunda iflas etmiştir. İflasın açılma tarihi 22/04/2021’dir. Davaya konu ödeme 18/08/2017 tarihli olduğundan eldeki dava kayıt kabul davasıdır ve Ticaret Mahkemesi’nde görülmelidir (2004 sy madde 235/1)” dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Dava dosyası … 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2022 tarih … Esas, …Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevdi edilmiş olmakla, mahkememiz esasının 2022/892 Esas sayılı sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Davacı vekili, dava dışı işçinin, iş akdinin feshi nedeniyle üst işveren olarak ödenmek zorunda kalınan tazminatın rücuan tahsili amacıyla dava açmıştır.
… 11.Asliye Hukuk Mahkemesince mahkememiz dosyası davalı müflis … Şirketi’yle ilgili dava 2020/223 esastan ayrılarak; ilgili mahkemenin 2022/309 Esas, 2022/322 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalı davalı hakkında … 1. Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas, …Karar sayılı ilamı ile iflas kararı verilmiş olup; İflasın açılma tarihi 22/04/2021’dir. Huzurdaki davanın tarihi ise 12/10/2020’dir. Dava konusu ödeme ise 18/08/2017 tarihinde yapılmıştır.
Dava tarihinden sonra davalı şirketin iflasına 22/04/2021 tarihinde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kural olarak, İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanunun 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğü’ne (İflas Dairesine) aittir.
Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK’nın m.191), müflisin iflâs masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, iflâsın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflâs idaresine aittir.
İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194).
İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1)
İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Somut olaydaki alacak davası da bu tür davalardandır.
Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir;
Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.
Müflisin davalı olduğu davalara gelince: iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, (md. 230 vd.) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkında, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplantısında davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir.
Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine, iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan Mahkemece asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplantısında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. (Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/614 Esas, 2018/1111 Karar sayılı ilamı; Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/1189 Esas, 2018/770 Karar sayılı ilamı; )
Yüksek mahkemelerin içtihatlarına göre de; bir davada, dava açıldıktan sonra iflasına karar verildiği, eş söyleyişle davalı şirketin yargılamanın devamı sırasında müflis halde olduğu hallerde, usullere göre yargılamaya devam edilip, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının sorulması, ikinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ise İİK’nın 194. maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonrasına kadar davanın durmasına karar verilmesi, dava konusu alacağın iflas masasına kayıt ve kabul edilmesi halinde bu davalı yönünden konusu kalmayan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, dava konusu alacağın kısmen veya tamamen reddedilmesi ve davacı tarafından ayrıca kayıt kabul davası açılmaması halinde ise açılan davaya kayıt kabul davası olarak devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekliliği içtihat edilmiştir. (Yargıtay 23. HD 2015/7698 E. 2016/1883 K., 3. HD 2017/14240 Esas 15777 Karar)
Somut olayda, davalı şirketin 22/04/2021 tarihinde iflasına karar verildiği, davacı kurumun asıl işveren olarak dava dışı işçiye kıdem tazminatının davadan önce ödendiği ve dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından doğan rücu hakkının kullanılmasına ilişkin davanın iflas kararından önce 12/10/2020′ tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle davalı şirket hakkında verilmiş bir iflas kararının bulunmadığı anlaşılığından uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. (Somut olaya aynı nitelikte ihtilaf ve karar için Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/1613 Esas, 2019/1045 Karar sayılı ilamı) Tüm mahkeme içtihatları da gözetilerek mahkememiz somut davada görevli olmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğunun tespitine,
2-Mahkememizin görevsizliğe ilişkin davanın usulden reddine yönelik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde öncesinde … 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı sebebiyle dosya mahkememize tevzi edilmiş olduğundan olumsuz görev uyuşmazlığı çıkacağından görevli mahkemenin tespiti ve merci tayini için dosyanın İstanbul BAM ilgili daire başkanlığına resen gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 26/12/2022

Katip
¸ e-imzalıdır

Hakim
¸ e-imzalıdır