Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/874 E. 2022/848 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/874
KARAR NO : 2022/848

DAVA : Ticari Şirket (Olağanüstü Genel Kurul İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … sahibi olduğu payları …’na devrettikten kısa bir süre sonra vefat ettiğini, müvekkili … ve …’nın 11.04.2022 tarihinden itibaren birlikte müştereken temsil edilmek üzere müdür olarak seçildiğini, şirketin tüm distribütörlük ilişkileri, yurt dışı işlemleri ile takip edilmesi gereken tüm konular ve yurt içine ürün temin süreçlerinin büyük bir kısmı ile satışlarının tamamı ve yurt içi satışlarının büyük bir kısmı ile anlaşma ve alımlar-satımların müvekkili … tarafından yapıldığını, ancak …’nın yakın zamanda bu şubeye giderek bu yetkisini sebepsiz yere, şirketin müşterek temsil usulüne aykırı olarak iptal ettiğini, bu yüzden, şirketin özellikle düşük tutarlı yurt işi işlemleri bile talimatsız yapılamaz hale geldiğini, yine aynı şekilde …’nın şirketin çalıştığı … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. nezdindeki yetkileri de iptal ettirdiğini, diğer müdür …’nın “kötü niyetle ve bilinçli olarak” genel kurulun toplanmasını engellemek istediğini, bu amaçla müdürler kurulunda genel kurula çağrı dahil olmak üzere hiçbir kararı kabul etmeyerek şirket faaliyetlerini sekteye uğrattığını, bu kapsamda çekilen ihtarname ve şifai bildirimler ile …’ya defalarca genel kurula çağrı yapılmak istendiği iletilmişse de, bu çağrılara olumlu dönüşte bulunmadığını ve nihayetinde genel kurula çağrı yapılmadığını, … Ltd. Şti.’nin belirtilen gündem maddeleri ile olağanüstü genel kurul toplantısını gerçekleştirmek üzere gerekli çağrının yapılması için davacı müvekkiline yetki verilmesine veya genel kurul toplantısını gerçekleştirmek üzere gerekli çağrının yapılması için kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, limited şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi ve çağrıda bulunmak üzere davacıya yetki verilmesi, bu talebin kabul görmemesi halinde ise kayyım atanmasına talebine ilişkindir.
HMK m.320 ve m.410 hükmü, işin niteliği ve telafisi imkansız zararların ortaya çıkmaması açısından ve takdiren dosya derhal ele alınmıştır.
Bilindiği üzere limited şirketlerde olağan genel kurul toplantıları TTK m.617/f.1 hükmüne göre her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Bu çerçevede olağan genel kurul toplantısı her yıl yapılması gerekecek bir toplantıdır. Bir başka deyişle olağan genel kurul toplantısının yapılabilmesi için şirket sözleşmesinde bir düzenleme yapılması gerekmediği gibi bazı özel hallerin gerçekleşmiş olması da gerekmemektedir.
Bu nedenle genel kurulu toplantıya çağırmak hakkı kanuni düzenlemeden anlaşılacağı üzere ve kural olarak müdürlere ait devredilemez ve vazgeçilmez bir görev olsa dahi çağrının müdürler dışındaki kimseler tarafından gerçekleştirilmesi noktasında TTK m.617/f.3 hükmünün uygulanma durumunun ise takdiri gerekir.
6102 sayılı TTK m.617 hükmü limited şirketlerde genel kurulun toplanmasını düzenlemekte olup,adı geçen hükmün üçüncü fıkrası gereği anonim şirketlerin toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konusunda anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyas yolu ile uygulanabilecektir. Bu çerçevede kanunen öngörülen kıyas düzenlemesi mevcut olduğundan ilgili hükümlerin dikkate alınması gerekir.
6102 sayılı TTK m.411 hükmüne göre ise “Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri,yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler… Çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır.”
Ancak daha önemlisi somut olay açısından önem arz eden 6102 sayılı TTK m.410/f.2 hükmü önem taşımaktadır. Bu hükme göre “Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.”
6102 sayılı TTK ile getirilen söz konusu düzenleme kanun koyucunun gerekçesinde belirtmiş olduğu üzere “genel kurulun bazı olağan üstü durumlarda toplantıya çağırılabilmesini sağlamak amacıyla öngörülmüştür. Bu hükmün birçok varsayımda 530’uncu madde anlamında organ yokluğuna engel olabileceği de düşünülmektedir. Uygulamada, çeşitli sebeplerle, özellikle gruplar arasındaki uyuşmazlık ve çekişme sonucunda yönetim kurulunun toplanamaması, üye eksikliğinden veya bazı azlık haklarının kötüye kullanılması amacıyla toplantı nisabının gerçekleşememesi, toptan istifa yahut kaza gibi nedenlerle yönetim kurulunun mevcut olmaması hallerine, özellikle ilk iki hale sıkça rastlanmaktadır. Bu durumda kilitlenmeye giren şirketin çıkar yol bulabilmesi için genel kurulun toplanabilmesinin sağlanması gerekmektedir… İkinci fıkra tüm bu sakıncaları ortadan kaldırmak amacıyla kaleme alınmıştır… Bu kararın dosya üzerinden mi yoksa duruşmalı mı verilmesi gerektiği hususunda bir düzenleme yapılmadığı, bu somut olayın özelliklerinin dikkate alınabilmesi için Mahkemenin takdirine bırakılmıştır.”
Delil olarak celb edilen … 19.ATM’nin …E.sayılı dosya içeriği, çıkarılan sicil kayıtları bir bütün olarak dikkate alındığında, davacının şirketin çoğunluk pay sahibi konumunda bulunduğu, 11/04/2022 tarihinden itibaren davacı ile diğer müdür durumundaki …’nın şirketi müştereken temsil etmek üzere müdür olarak atandıkları, halihazırda ve yukarıda açıklandığı üzere şirketin genel kurul toplantısı yapması için gerekli sürenin geçmiş olduğu, bu nedenle bu noktada gerek şirket tüzel kişiliği gerek …’ya ayrı ayrı ihtarnamelerin gönderildiği, ayrıca …’ya genel kurul toplantısı yapılması için ihtarnamenin gönderildiği, ancak halihazırda genel kurul toplantısının yapılamadığı gibi diğer müşterek temsil yetkisine haiz müdür tarafından gönderildiği anlaşılan e-posta içeriğine göre …’nın ilk bakış itibariyle olumlu yönde aksiyon almadığı, hatta adı geçen e-posta yazı içeriğinde belirtilen … 19.ATM’nin …E.sayılı sayılı dosyasına istinaden ise şirket tüzel kişiliği aleyhine ortaklıktan çıkma veya çıkarılmaya ilişkin dava açtığı, davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının talebinin somut dayanağı olan ilgili hüküm, şirketin yönetim kurulu ile ilgili kanunda belirtilen özel haller oluştuğu takdirde, pay sahibinin mahkemeden izin almak koşuluyla genel kurulu toplantıya çağırmasına imkanı tanımaktadır.
Mahkememiz görevli ve yetkili, olup davacı aktif sıfat sahibidir.
Pay sahibine tanınan bu imkânın, davacı yönünden kabul edilebilmesi için soyut talebin yeterli olması, kanun hükmü dahi gözetildiğinde mümkün değildir. Zira kanun koyucunun öngördüğü somut koşul vakıaların varlığının pay sahibi tarafından ispat olunması gerekir.
Bu ispatın somut olayın özellikleri dikkate alınmak suretiyle takdiri gerekmekte olup genel kurulun toplantıya çağrılmasında gereklilik olup olmadığı mutlaka değerlendirilmelidir.
Somut olayda gelen sicil kayıtları ve … 19.ATM’nin …E.sayılı dosyası dikkate alındığında davalı şirketin yapması gereken olağan üstü genel kurul toplantısını yapmadığı, bu noktadaki çağrının sonuçsuz kaldığı, halihazırda şirketi müştereken temsil etmeye yetkili kişiler … ile diğer ortak ve müdür … arasında kanun koyucunun öngördüğü üzere çekişme durumunun söz konusu olduğu, hatta bu çekişmenin … tarafından … 19.ATM’nin …E.sayılı dosyası ile şirket tüzel kişiliği aleyhine 09/12/2022 tarihte “ortaklıktan çıkma veya çıkarılma davası” açılmak suretiyle somut olarak ortaya çıktığı, ortaklar arasında yargısal anlamda husumetin dahi meydana geldiği, yönetimin iki kişiden oluştuğu, esasen yeni getirilen dayanak hüküm ile yönetim kurulunun iki kişiden oluştuğu hallerde, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması nedeniyle şirket işlerinin aksamamasının amaçlandığı, mevcut dosya kapsamına göre ise iki kişilik yönetim kurulunda mevcut hale göre toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmadığı, mevcut delillerden bu durumun anlaşıldığı, nitekim en son olağan üstü genel kurul toplantısının yapılamadığı sübut bulmuştur. Zaten aksi yönde bir belge de mevcut değildir.
Kaldı ki kanun koyucu somut olayda olduğu üzere, üye eksikliğinden veya bazı azlık haklarının kötüye kullanılmasıyla toplantı nisabının gerçekleşmemesi nedeniyle,kilitlenmeye giren şirketin çıkar yol bulabilmesi için bu hükmü düzenlemiştir. Somut olayda genel kurulun toplantıya çağırılmasına izin verilmesi kanun koyucunun amacının gerçekleştirilmesi açısından da gerekir. Aksi halde halihazırda aktif olduğu anlaşılan, ekonomik varlığını sürdüren, ekonomiye olumlu yönde katkı sağlayan ve yurt dışında dahi ticari faaliyette bulunduğu anlaşılan şirketin gerek yönetimsel gerek işletmesel gerek muhasebesel ve hatta yargısal yönden telafisi imkansız veya çok zor olumsuz koşullarla karşılaşması yüksek ihtimal dairesindedir. Nitekim davacı vekili dahi birkaç günün dahi şirket menfaati açısından şirket zararına yol açabileceğini açıkça ifade etmiştir.
Esasen “her kanun normu,kanun koyucunun çarpışan menfaatler için biçtiği bir kıymetin ifadesidir.”(E.Hirş). Kanun koyucunun,yönetim kurulunun açıklanan nedenlerle toplanamaması durumunda, pay sahibince genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi yönünde mahkemeden talepte bulunabilmesinin koşulları somut olayda gerçekleşmiştir.
6100 sayılı HMK m.319 hükmü içeriği karşısında basit yargılama usulüne tabi davada,dava dilekçesi içeriğiyle bağlı kalınması esas olup dava dilekçesinde belirtilen hususlar dışında bir hüküm verilebilmesi ise usulen mümkün bulunmadığından sadece dava dilekçesinde belirtilen gündem konuları ile sınırlı olmak üzere genel kurulun çağrılması mümkün olacaktır. Gündem konuları,dosya kapsamı, davacının talebi, sürecin etkin ve verimli olarak yönetilmesi açısından ve şirketi temsile yetkili müdürler arasında uyuşmazlık bulunması dikkate alınarak bu konuda şirkete bir kayyım atanması gerekli ve yeterlidir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulü ile “… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı bulunan “… ŞİRKETİ” “müdür seçimi” amacına yönelik olarak şirketin genel kurulunun olağan üstü toplantıya çağırılmasına izin verilmesine,gündemi düzenlemek ile çağrıyı yapmak üzere kayyım atanmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile;
TTK.nun 412.maddesi gereğince, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı bulunan “… ŞİRKETİ”nin “Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Gündemi
1)Açılış ve toplantı başkanlığının oluşturulması,
2)Başkanlık heyetine toplantı tutanaklarını hissedarlar adına imzalama yetkisinin verilmesi.
3)Müdürler kurulunun yeni üyelerinin seçilmesi, görev sürelerinin tespiti.
4) Kapanış”
şeklinde belirlenen gündemle toplanabilmesi amacına yönelik olarak şirketin genel kurulunun olağan üstü toplantıya çağrılmasına izin verilmesine, gündemi düzenlemek ile çağrıyı yapmak üzere kayyım atanmasına,
2-Davacı talebi ile bağlı kalınarak “gündemi düzenlemek ve Kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere” KGK- Denetçi SMMM Murat Kutanoğlu’nun kayyım olarak seçilmesine, kayyıma 12.000,00.-TL ücret takdirine, bu ücretin daha sonra davalı şirketten alınmak üzere davacı tarafından karşılanmasına,
3-Kayyımın, şirket ana sözleşmesi ve mevzuat hükümleri çerçevesinde toplantı için tüm belgeleri temin etmek, resmi dairelerden şirket adına belge istemek, başvurularda bulunmak ve genel kurulunun toplanması için diğer tüm iş ve işlemleri yapmak üzere yetkilendirilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken harçlar peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından harcanan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı gideri toplamı olan 161,40‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda TTK m.410/f.2 hükmü gereği kesin olmak üzere ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.19/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip