Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/851 E. 2022/762 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/851 Esas
KARAR NO : 2022/762

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma elektrik ürünlerine yönelik satış yaptığını, müşterilerinden almış olduğu ve müvekkil firmanın yetkilisi tarafından emre yazılı cirolanan aşağıda listesi bildirilen 2 adet çek … kargo … Şubesi ile gönderilirken çalındığını,Lehtarın müvekkil firmanın olduğu … Çek No’lu Keşidecisi Vergi No … olan ve ünvanı… Taşımacılık Tic. Ve San. Ltd. Şti. olan , 30.04.2023 vade tarihli … Bankası A.ş … şubesi’ne ait 55.000 TL tutarındaki çek ile Lehtarın müvekkil firmanın olduğu … Çek No’lu Keşidecisi Vergi No … olan ve … olan 31.03.2023 vade tarihli …bank A.Ş … Şubesi Şubesine ait 10.000 TL tutarındaki çekler müvekkili … numaralı 55.000TL bedelli çeki çek arkasına …Ltd. Şti. emrine yazılı şeklinde ciro ederek imza edip …Ltd. Şti.’ adresi olan …’e göndermek üzere … gönderi takip no ile … Kargo Şirketi … Şubesine 25.11.2022 tarihinde teslim ettiğini, Müvekkili … numaralı 10.000TL bedelli çeki çek arkasına … emrine yazılı şeklinde ciro ederek imza edip …Ticaret Adi Şahıs Şirket adresi olan …göndermek üzere … gönderi takip no ile… Kargo Şirketi … Şubesine 25.11.2022 tarihinde teslim ettiğini, söz konusu çekler her nasılsa kargo şirketine teslim edildikten sonra zayi olduğunu, yapılan tüm araştırmalara rağmen bu çek bulunamadığını, … numaralı 55.000TL bedelli Çekin arka görüntüsü incelendiğinde çek arkasına … Tic. Ltd. Şti. firma bilgileri yazan kaşe (muhtemelen ticaret sicilden bilgisine bakarak kırtasiyeden kolayca yaptırılabilen bir kaşe) ile imza edildiği görülmüş ve …Tic. Ltd. Şti. Yetkilileri ile görüşülmüştür. Yapılan görüşmede çeki kesinlikle ellerine geçmediğini ve imzanın da sahte olduğunu ifade ettiklerini, müvekkili … numaralı 10.000TL bedelli Çekin arka görüntüsü incelendiğinde çek arkasına … şahıs firma bilgileri yazan kaşe (muhtemelen ticaret sicilden bilgisine bakarak kırtasiyeden kolayca yaptırılabilen bir kaşe) ile imza edildiği görülmüş ve … şahıs firması Yetkilileri ile görüşülmüştür. Yapılan görüşmede çeki kesinlikle ellerine geçmediğini ve imzanın da sahte olduğunu ifade ettiklerini, farklı kargoda ayrı çekleri tek bir kişi alması ve sahte imza nedeniyle resmi belgede sahtecili Konu ile alakalı hemen … CBS’de resmi evrakta sahtecilik ve hırsızlık çek çalınması suçlarından suç duyurusunda bulunulduğunu açıklanan nedenlerle dava konusu çekler ile ilgili teminatsız ya da uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı ile ödenmesini önlemek üzere ödeme yasağı konulmasına ve ilgili yerlere müzekkere gönderilmesini, yapılacak yargılama sonunda söz konusu çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe;
Dava, 6102 sayılı TTK m. 818(1)-s atfıyla aynı Kanun’un m. 757(1) hükmü gereğince iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişi tarafından açılan zayi nedeniyle çek iptali talebine ilişkindir.
Kıymetli evrakın iptali, kıymetli evraka ilişkin “umumi hükümler” arasında TTK m. 651 ve 652’de genel bir şekilde düzenlenmiş, ayrıca nama (TTK m. 657) ve hâmiline senetlerin iptali hakkında (TTK m. 661-668) özel hükümler öngörülmüştür. TTK’da emre yazılı senetlerin iptaline dair ayrık hükümler bulunmamaktadır. Bunun yerine poliçenin iptali için özel bir düzenleme (TTK m. 757-765) getirilerek bu hükümlerin TTK m. 778/1-ı yollamasıyla bonolar bakımından, 818/1-s yollamasıyla çekler bakımından da uygulanacağı öngörülmüştür.
Öncelikle zayi kavramının açıklanması gerekir. Bir kıymeli evrakın zayi olmasından kasıt hamili tarafından ibrazının fiziksel olarak mümkün olmamasıdır. Bu kapsamda çalınma ve beraberinde nerede olduğunun bilinememe hali, kaybolma, yanma, yırtılma vs. örnek verilebilir.
Çek iptal işlemleri öncelikle mahkemeye bir dilekçe verilmesi ile başlamaktadır. İptal ve ödemeden men talebinde bulunan kişi, zayi olan çekin zilyedi olduğunu gösterir delillerini mahkemeye sunmalıdır. Örneğin çekin önü ve arkasının yer aldığı bir fotokopisi önemli bir ispat aracıdır.
Somut davada davacı 2 adet çekin iptali istemektedir. Davacının dava dilekçesindeki beyanına göre; çekler cirolandıktan sonra kargoya verilmiş ve lehine ciro edilen cirantalara ulaşmadan kargoda kaybolmuştur. Dava dilekçesinde davacının çeklerin ilk sunulan fotokopilerine göre davacının hamil sıfatının ilk bakışta olduğu anlaşılmaktadır.
Ancak davacı vekili dava dilekçesinde ayrıca dava dışı faktoring şirketi tarafından kendilerine verilen dava konusu çeklerin son halini gösterir çek fotokopilerini de dosyaya sunmuştur. Buna göre ilgili çeklerin şeklen uygun ciro zincirine dava dışı şirketlerin elinde olduğu, çekin güncel durumda davacının hamillik sıfatından sonra başkalarının da eline geçtiği çeklerin güncel fotokopilerinden anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın m. 818(1)-s hükmü delaletiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın m. 757 hükmüne göre çek iptali davası, çeki elinden iradesi dışında çıkan hâmil tarafından açılabilir.
6102 sayılı TTK m. 757 hükmü anlamında “hâmil”, çeki herhangi bir sebeple elinde bulunduran kişi değil; m. 788(1) hükmü uyarınca, emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çeki, ciro ve teslim yolu ile devralan kişidir. Zira emre yazılı senetlerin devri iki tasarruf işleminin bir arada yapılması ile gerçekleşir. Bu işlemlerin birincisi senedin ciro edilmesi, ikincisi de buna ek olarak senedin zilyetliğinin devralana geçirilmesidir. Bu nedenle, çekin herhangi bir şekilde zilyetliği, çeki elinde bulunduran kişiye “hâmil” sıfatı bahşetmez.
Zayi nedeniyle çek iptali davası ancak meşru hamil (alacaklı) sıfatı bulunan kişiler tarafından açılabilir. Başka bir anlatımla, çek iptali davası açan kişinin çekin meşru hamili ve çek nedeniyle alacaklı sıfatını taşıması zaruridir.
Somut dosya içeriğindeki iptali istenen çeklerin güncel suretlerine göre; davacıdan sonra düzgün ciro zincirine göre çekin el değiştirdiği ve bu aşamada artık kopuk olmayan ciro zincirine göre davacının hamil sıfatının kalmadığı, çekin fotokopisinin bir faktoring şirketi tarafından kendilerine gönderildiği iddiası ile zilyetliğin de hale hazırda davacı dışında kimselerde olduğu, bu kişilerin bilinebilir kimseler olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu edilen çeklerin zayi olması gibi bir durum bizzat dava dilekçesi içeriğindeki anlatımlara göre söz konusu değildir. Şeklen düzgün ciro zincirine göre çekin hamili de güncel çek suretlerinden anlaşılabilmektedir. Bu noktada davacı tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
Zayi nedeniyle çek iptal davası, çekin kimin elinde olduğunun bilinmemesi nedeniyle hasımsız açılmaktadır. Yani, çekin kimin elinde olduğu biliniyorsa, bu durumda TTK’nın 792. maddesine göre hasımlı olarak istirdat davası açılması gerekir. Çekin daha sonra devir edilmesi halinde, HMK’nın 124 ve 125. maddeleri uyarınca taraf teşkilinin ilgili davalarda sağlanarak istirdat davasının sürdürülmesi mümkündür. Kimin elinde olduğu belli olan bir çek için artık zayi nedeniyle iptal davası açılamayacaktır.
Ayrıca çek iptali istemlerinde, yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, 6102 sayılı TTK’nın 818/s bendinin atfıyla aynı Yasa’nın 758. maddesi gereğince iptali istenen çeki elinde bulundurana karşı davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verilmesi, bu süre içerisinde istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığı düşünülerek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; açılmaması halinde ise, çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulması gerekir. (Yargıtay 11. HD 31.10.2016 tarihli 2015/11662- 2016/8538 E.K; aynı Dairenin 23.05.2016 tarihli 2015/10802- 2016/5494 E.K sayı ilamları).
Somut dava yönünden, dava dilekçesine göre çek hamilinin ortaya çıkması durumu dava tarihinden önce vuku bulmuştur. Davacının bu kişilerin gerçekte var olup olmadığı ya da ciroların sahte kaşe ya da imza ürünü olduğuna yönelik sav ve iddiaları menfi tespit davalarının konusu olup, imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği tartışılması gereken konular olup; çek iptali davasında irdelenebilir nitelikte ise değildir.
MK.114/h maddesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, senedin zayi edildiği durumlarda, senede bağlı hakkın senetsiz de ileri sürülebilmesi için TTK 651.ve 652.maddelerinde hamile iptal davası açma hakkı getirilmiştir. İptal kararı alan hamil hakkını senetsiz olarak ileri sürebilecek ya da borçludan yeni bir senet tanzim edilmesini isteyebilecektir. Bu davayı açma hakkı hamile aittir.Yine TTK.651/2. maddesi uyarınca iptal davasını açmakta hukuki menfaati olan kişi senede bağlı alacak hakkı olan hamildir. Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Dava dilekçesi içeriğine dava konusu çeklerin tedavülde olduğu, bu hususun bizzat davacı tarafından ileri sürüldüğü; davacının ciroladığı kişiler tarafından şeklen yapılmış ciroların da bulunduğu, artık davacının iptal davası ile elde edebileceği bir menfaatinin de kalmadığı açıktır.
Nihayeten tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin dava dilekçesine ekli dava konusu çeklerin son halini gösterir çek fotokopilerinin incelenmesinde; dava çeklerin iptali davası yönünden aktif dava ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığı; ayrıca çeklerin mevcut dosya kapsamına göre zayi olmamış halde, üçüncü kişiler elinde olduğu bilindiğinden, bu durumda TTK’nın 792. maddesine göre hasımlı olarak istirdat davası açılması gerektiği de gözetilerek istirdat yerine çek iptali davası açmasında ayrıca hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK 114/h. maddesi uyarınca reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-Davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h maddesi yollaması HMK 115/2 madde hükmü uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davanın niteliği ve hasımsız olması dikkate alınarak davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi.05/12/2022

Katip …

Hakim …