Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/843 E. 2023/103 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/843
KARAR NO : 2023/103

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 24/01/2019 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan konkordato davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin 24/03/2017 beri faaliyette bulunuklarını, son zamanlarda ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve istikrarsız döviz kurları karşısında girmiş olduğu mali zorluklar nedeniyle oluşan nakit akışı dengesizliği nedeniyle zor zamanlardan geçtiklerini, aynı şekilde müvekkillerine kefil olan ve şahsi ipotek ve rehinler veren müvekkil şirketlerin hissedarı diğer müvekkil …’nun da zincirleme sorumlu olduğunu, müvekkillerden davacı …’nun ön projesinin kabulü halinde kararın kesinleşmesinden itibaren üç ödemesiz geçecek süreden sonra ve üç aylık eşit taksitlerle faizsiz ödeme yaptıklarını teklif ettiklerini, davacı …Tic. Ltd. Şti’nin konkordato talebinin kabulü halinde şirket borçlarının yapılandırma suretiyle ihtiyaç duyulan çalışma sermayesine kavuşabilecek olduğunu, borçlarını yeniden ödeyebilecek hale gelecek olduğunu, yine davacılardan …Tic. Ltd. Şti açısından dahi aynı durumun söz konusu olduğunu, şirketlerin iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarın konkordatonun kabulü haline nazaran daha düşük olacağını, şirketlerin faaliyetine devam etmesi için gerekli kaynakların araştırıldığı ve tespit edildiğini, konkordato çerçevesinde borçların ödenek davacı şirketlerin iflastan kurtulmak istediklerini, buna göre davacıların konkordato taleplerinin hem adi hem rehinli alacaklılar açısından kabul olunmasına, davacılar lehine gerekli tedbirlerin uygulanmasına, davacı müvekkiller açısından konkordato mühleti sonucunda müzakere edilen konkordatonun her üç davacı açısından tasdik olunmasını talep etmiştir.
Talep 2004 sayılı İİK’nun 7101 sayılı yasa ile değişik 285 vd. maddeleri uyarınca konkordato talebine ilişkindir.
Davacılar vekilinin konkordato talep etmesine engel bir dava şartı olmayıp dava görevli ve yetkili olan mahkememizde açılmış, “itiraz eden alacaklılar” karar başlığında davacı … San. Tic. Ltd. Şti yönünden, … Ltd. Şti yönünden, … yönünden ayrı ayrı belirtilmiştir.
Uyuşmazlık davacılar yönünden konkordato projesinin tasdiki koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Mahkememizce bozma ilamı öncesi oluşturulan 2019/42E. 2021/313K.ve 03/05/2021 tarihli kararındaki gerekçeye göre:
“Somut uyuşmazlık açısından uygunlanması gereken 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305.ve bu hükmün atıf yaptığı 302.maddesinde konkordato tasdiki şartları açıkça belirtilmiştir.
İİK m.302 maddesine göre;
“Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a)Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b)Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklarda kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder. ” 305.maddesinde ise “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d)206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması,
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen şartlar çerçevesinde mevcut koşullar varsa konkordato tasdik edilecektir; koşullardan birinin dahi bulunmaması halinde konkordato tasdiki mümkün olmayacaktır…(Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, Ankara, 2019,Budak/Kale, Sayfa 527) O halde bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediği incelenmelidir.
Tasdik koşullarının araştırılmasına yönelik olarak konkordato komiser heyetinin hazırlamış olduğu 18/11/2020 tarihli gerekçeli nihai rapor, 22/12/2020 tarihli ek rapor yine 05/02/2021 tarihli ek rapor ve en son alınan 09/04/2021 tarihli ek rapor içeriklerine göre; her bir davacı yönünden ayrı ayrı incelemenin yapıldığı, bu inceleme sonucunda her bir davacı yönünden tasdik şartlarının tek tek ele alındığı, davacı şirketler yönünden alacak sayısı ve meblağ açısından kanunda öngörülen çoğunluğun sağlandığı, yine davacı borçlu şirketlerin nihai rapor sonrası mali tabloları üzerinde yapılan incelemede, teklif edilen tutarın borçlu şirketlerin iflası halinde elde edilebilecek tutardan çok daha ve önemli oranda fazla olduğu, konkordato projesine göre ödeme yapılması halinde davacı … Tic. Ltd. Şti’den alacaklı olanların alacaklıların %100’nün tamamını tahsil edebilme imkanına kavuşabilecekleri, buna mukabil adi alacaklıların iflas durumunda alacaklılarının sadece %56,65 oranına kavuşmaları, buna mukabil davacı … Ltd. Şti’den alacaklı olanların %100’ünün tamamını tahsil edebilme imkanına kavuşabilecekleri, buna mukabil adi alacaklıların iflas durumunda alacaklılarının sadece %32,26 oranında kavuşmaları durumu söz konusu olacağı, buna göre davacı şirketlerin varlıkları ile teklif edilen tutarın orantılı olduğu, konkordatoya tabi olmayan alacaklıların borçlunun kaynaklarından indiriminin yapıldığı, bu indirim sonucunda davacı borçlu şirketlerinin net aktiflerinin nakde dönüşeceğinden hareketle şirket varlıkları ile teklif edilen tutarın orantılı olduğu, davacı borçlu şirketlerden …Tic. Ltd. Şti’nin güncel ve fiili değerlere göre borca batık olduğu, ancak davacı …Ltd. Şti’nin ise rayiç değerlere göre borca batık olmadığı, öz kaynaklarını nihai rapor dönemine oranla arttırdıkları, konkordato talebinin her iki davacı şirket yönünden başarıya ulaşılacağının anlaşıldığı, komiser heyetinin izniyle herhangi bir akdedilmiş borcun bulunmadığı, yine tasdik gereği alınması gereken teminatların alacakları kavrayacak ve kapsayacak nitelikte olduğu, rehinli alacaklar dahi gerekli müzakerenin yapıldığı, gerekli çoğunluğun sağlandığı, ödeme planının da mahkemeye bildirildiği, buna göre davacı şirketler açısından konkordato tasdikine dair şartların gerçekleştiği, buna mukabil davacı olan gerçek kişi yönünden ise alacaklıların ve tamamı yönünden konkordato projesinin ret olunduğu, bu suretle davacı gerçek kişi yönünden konkordato tasdikine dair şartın oluşmadığı açıklanmıştır.
Mahkememizce oluşturulan 07/12/2020 tarihli ara kararda ise “İİK m.305/f.l- bend (a),(b) ve (d) bendlerinin davacı borçlular lehine gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda;konkordatoya tabi olmayan imtiyazlı alacakların, rehinli alacakların,kamu alacaklarının ve gerekir ise düşümü gereken başkaca alacakların borçlunun aktifinden düşülmesi,bu suret ile davacının net aktifinin tespiti ile borçlunun konkordatoya tabi borçlarının yani pasifinin tespiti,akabinde en son teklif edilen oranın mevcut mal varlığı, haklar da gözetildiğinde finansal,muhasebesel, işletmesel ve mali durum ile orantılı olup olmadığını incelemeleri, bu inceleme sonucunda alacaklarını bildirmeyen veya konkordatoya olumlu oy vermemiş alacaklar yönünden daha elverişli bir teklifin söz konusu olup olamayacağı, halihazırdaki mevcut teklifin yukarıda açıklanan ölçüler gözetildiğinde makul ve kabul edilebilir olup olmadığı; özellikle konkordato komiser heyetinin “konkordato tasdikine dair gerekçeli raporlarının” içeriğinin bu açıdan denetlenmesi, bilirkişi kurulunun “raporlarını hazırlayacakları tarih itibariyle” İİK m.305/f.l-bend (a),(b) ve (d) hükümleri çerçevesinde konkordato tasdikine dair şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, konkordato nisap oranlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı hususlarının gerekçeli ve denetime elverişli şekilde ele alınması için bilirkişi incelemesi yapılmasına” dair ara karar oluşturulmuştur.
Bilirkişi kurulu ise 33 sayfadan ibaret 01/02/2021 tarihli raporlarında sonuç olarak davacı olan … Tic. Ltd. Şti’nin yönünden İİK m.308/h kapsamında yapılmış bir anlaşmanın olmadığı, ödeme takviminin tasdik kararının kesinleşmesi itibariyle başlayacağı ve hangi borçluya ne kadar ödeneceğine dair ayrıntılı bir ödeme planının mevcut olmadığı, iflasa nazaran daha yüksek tutarda bir konkordato teklifinin mevcut olup bu oranın konkordatoyu kabul etmeyen alacaklılar yönünden de kabul edilebilir nitelikte bir oran olduğu, kaynaklar ile tekliflerin orantılı olup olmadığı noktasında henüz değerlendirmenin yapılamadığı ancak harç açısından 48.784,95 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, konkordatoya tabi alacak olarak belirtilen 2.670.758,10 TL açısından yapılan açıklama sonucuna göre teminat hususunun ayrıca ele alınması gerektiği, davacı …Tic. Ltd. Şti açısından da aynı tespitlerin geçerli olmakla birlikte konkordatoya tabi alacak olarak belirtilen 1.933.796,83 TL açısından yapılan açıklama sonucuna göre teminat hususunun ayrıca ele alınması gerektiği, davacı … açısından ise çoğunluğun sağlanamadığı, bunun dışında diğer yargılama giderlerinde herhangi bir eksikliğe değinilmediği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişi kurulunun görevlendirilmesi üzerine sunmuş olduğu 25 sayfadan ibaret 19/03/2021 tarihli gerekçeli ve ayrıntılı raporda, bilirkişi kurulunun açıkça ve gerekçeli şekilde sonuca vardıkları hususların aynen tekrar olunduğu, bu defa bilirkişi kurulunun her iki davacı şirket yönünden komiser heyetinin sunmuş olduğu ek raporlar sonrası ödeme planına ilişkin eksikliğin tamamlatıldığı, teklif edilen oranın kabul etmeyen diğer alacaklar yönünden kabul edilebilir olduğu tekrarlandıktan sonra her iki davacı şirket yönünden de teklif edilen tutarların borçlunun kaynakları ile orantılı olduğunun açıkça bildirildiği, davacı…Tic. Ltd. Şti yönünden komiser heyeti onayı olmaksızın oluşan 2.670.758,10 TL hakkında detaylı açıklama ve tablodan sonra kesin nisabın oluşturulabileceği, davacı … Ltd. Şti yönünden de 1.933.796,83 TL hakkında detaylı açıklama ve tablodan sonra kesin nisabın oluşturulabileceği ifade edilmiştir.
Alınan bilirkişi ek raporu sonrası ise mahkememizce oluşturulan 30/03/2021 tarihli celse ara kararında “Bilirkişi kurulunun 19/03/2021 tarihli ek raporunun ve özellikle rapordaki davacı şirketler yönünden İİK m.302 şartlarının oluşup oluşmadığına dair ve 17, 18.sayfalar ile 21 ve 22.sayfa içeriklerine yönelik değerlendirmelerin irdelenmesi,
Bu değerlendirmelere ilişkin davacılar vekilinin sunacağı beyan dilekçesi var ise bu beyan dilekçelerin irdelenmesi,
Özellikle davacı şirketler yönünden “komiser heyetinin onayı olmaksızın ticari faaliyetlerin devamı için şirketin yapması gereken borçlanmalardan kaynaklanmıştır” ifadesinin bilirkişi denetimine elverişli, açık ve belirli hale getirilmesi,
Komiser heyetinin yapılan bu açıklamanın nisabın oluşup oluşmamasına yönelik olumlu veya olumsuz yönde etki etme ihtimali karşısında konkordato komiser heyetinin ilk toplantı tutanağının 9.madde kapsamında veya örtülü olarak dahi olsa bu borçlanmalara izin verilip verilmediğini dahi açıklaması,
Davacı şirketler yönünden adı geçen bilirkişi kurulunun ek raporlarında da açıklanmış olduğu üzere 2.670.758,10 TL borç ve 1.933.796,83 TL borç için bilirkişi denetimine elverişli tablo yapılması,
Yine bilirkişi denetimine elverişli olacak şekilde bu tabloda her bir alacaklı yanına alacağının ne kadar olduğu ve alacağının dayanağının ne olduğu hususlarının açıklanması,
Bu çerçevede bu borçlanmalarla ilgili konkordato komiser heyetinin örtülü olarak dahi izleri olup olmadığı dahi açıkça ve bilirkişi denetimine elverişli şekilde yer verilmesi,
Amacıyla konkordato komiser heyetinin görevlendirilmesine”
Dair ara karar oluşturulmuştur.
Konkordato komiser heyeti davacı şirketler yönünden hazırlamış olduğu 06/04/2021 tarihli ek raporunda bilirkişi kurulu raporunda davacı …Tic. Ltd. Şti’ne ait konkordatoya tabi olmayan 2.670.758,10 TL tutarındaki borcun alınan sipariş avanslarından kaynaklandığı, sipariş avanslarına istinaden müşterilerden alınan vadeli çekler ile mal tedariklerinin yapıldığı, tedarik edilen malın müşteriye teslimi ile siparişten kaynaklı borcun kapatıldığı, diğer faaliyet giderleri sonucu yapılan borçlandırmaların ise nakit yada bankadan yapılan havaleler ile kapatıldığı, bu suretle 2.670.758,10 TL’den oluşan toplam borcun 2.626.908,09 TL’sinin ödendiği, kalan 43.850,01 TL borcun ise alacaklı firmalara ulaşılamaması nedeniyle ödenemediği ve fakat kalan bakiye 43.850,01 TL tutarındaki borcun konkordato nisabına kesinlikle etkilemediği, buna mukabil davacı … Ltd. Şti’ne ait konkordatoya tabi olmayan 1.933.796,83 TL tutarındaki borcun, alınan sipariş avanslarından kaynaklandığı, sipariş avanslarına istinaden müşterilerden alınan vadeli çekler ile mal tedariklerinin yapıldığı, tedarik edilen malın müşteriye teslimi ile siparişten kaynaklı borcun kapatıldığı, diğer faaliyet giderleri sonucu yapılan borçlandırmaların ise nakit yada bankadan yapılan havaleler ile kapatıldığı, bu suretle 1.933.796,83 TL’den oluşan toplam borcun 1.849.568,82 TL’sinin ödendiği, ve fakat bakiye 84.228,01 TL tutarındaki borcun konkordatoyu etkilemediği, buna göre davacı şirketlerin yapılan ilgili işlemlerinin ticari faaliyet ve işleyişinin doğal bir sonucu olduğu, ayrıca geçici mühlet tarihinden sonra komiser heyetinin izniyle doğan ödenmemiş bir borç olmadığı yönünde ayrıntılı açıklama yapmıştır.
Akabinde bilirkişi kurulu hazırlamış olduğu 11 sayfadan ibaret ek raporlarında davacı … Tic. Ltd. Şti açısından teklif edilen tutarın iflas halinde alacakların eline geçecek muhtemel miktardan fazla olduğu, teklifin kaynaklar ile orantılı olduğu ve nisap çoğunluğunun sağlandığı, teminata bağlanması gereken borçların mevcut bulunmadığı, alınması gereken toplam harcın ise 48.884,49 TL olduğu, davacı … Ltd. Şti açısından komiser izni olmadan oluşan ve nisaba eklenmesi gereken 17 kişinin alacak tutarı olan 84.228,01 TL’nin nisaba dahil edilmesi halinde bu şirket yönünden çoğunluğun sağlanamadığı, ancak komiser heyetinin raporuna itibar edilmesi durumunda da gerekli şartların sağlandığı ve ayrınca alınması gereken harcın 16.617,98 TL olarak hesaplandığı, davacı gerçek kişi yönünden ise herhangi bir değişikliğin mevcut olmadığı yönünde görüş açıklamışlardır. Bilirkişi kurulunun sunmuş olduğu ek görüş sonrası davacı vekili açıklama sunduğu gibi komiser heyeti de 09/04/2021 tarihli ve gerekçeli raporunu sunmuştur.
Konkordato komiser heyetinin 09/04/2021 tarihli ve 17 alacaklının 13’üne ödeme yapıldığına dair liste içeriği, ayrıca bu noktada yapılan gerekçeli açıklamalar dikkate alındığında davacı …Tic. Ltd. Şti.açısından yapılan irdelemede açıklanan tablolarda belirtildiği üzere nisaba ilişkin yapılan değerlendirmelerin sonucuna göre mevcut durumun nisabı hiçbir şekilde etkilemediği, 17 adet gerçek ve tüzel kişinin yer aldığı grup içinde yer alan 4 adet alacaklının 04/11/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında 67 adet gerçek ve tüzel kişinin yer aldığı nisaba dahil olunduğu, oysaki bilirkişi raporunda toplam 67 alacaklının yer aldığı nisaba 2.kez dahil olunduğu, ayrıca 6 adet gerçek ve tüzel kişinin ise mühlet sonrası borçlu şirkete verilen mal ve hizmet siparişinden dolayı borçlu firma hesabına gönderilmiş avans ödemelerinden kaynaklı alacaklar olup gerçek bir borçlanmayı ifade etmedikleri, nisaba dahil edilemeyecek alacaklardan oluştuğu, buna göre ve sonuç olarak toplam 10 alacaklının nisaba dahil edilmeyecek alacaklılardan olduğu, nisaba dahil edilmesi gereken alacaklı sayısının ise bu durumda 7 gerçek ve tüzel kişiden ibaret olduğu, konkordato nisabına 7 alacaklının dahil edilmesi durumunda dahi gerek alacaklı sayısı gerek alacak toplamı açısından gerekli çoğunluğun sağlandığı ayrıntılı olarak ifade edilmiş, bu suretle bilirkişi raporundaki bu yöne ilişkin eksiklik tam ve açık olarak giderilmiştir. Esasen davacı vekilinin davacı … Ltd. Şti yönünden nisap çoğunluğunun sağlandığına dair 08/04/2021 tarihli itirazı bu yönde olup, yapılan itirazlar dahi bu şekilde araştırılmıştır.
Alınan raporlar dahi gözetilerek yukarıda belirtile yasal şartın oluşup oluşmadığı somut olarak ve tek tek irdelenecektir.
Öncelikle belirtilmelidir ki “teklif edilen tutar ve iflas halinde elde edilebilecek tutar karşılaştırması, tamamen farazi ve varsayıma dayalı bir incelemedir. Özellikle iflas halinde elde edilebilecek tutarın kesin olarak belirlenmesi mümkün değildir.” (Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul, 2018, Sayfa 128-129)Bu nedenle teklif edilen tutarın iflas halinde elde edilebilecek tutardan fazla olup olmadığı muhasebesel ve işletmesel incelemeyi gerektirir. İflas halinde şirketin mal varlığının normal şartlar içinde en düşük maddi değere satılması ihtimali bu noktada gözardı edilemez. Nitekim gerek konkordato komiser heyetinin oy birliği oluşturduğu rapor gerek bilirkişi kurulunun oluşturduğu rapor, teklif edilen tutarın iflas halinde elde edilebilecek tutardan fazla olduğunu göstermektedir. “Esasen burada nihai amaç konkordato teklifini kabul etmeyen alacaklıların mağdur edilmesini engellemeye yöneliktir”. (İbrahim Ercan, İcra ve İflas Hukukunda Mal Varlığının Terki Suretiyle Konkordato, Konya, 2008, sayfa 237) Bu duruma göre mevcut konkordato teklifini kabul etmeyen alacaklılar yönünden mağduriyet doğmasını gerektirecek somut ve ispatlanmış bir durum yoktur. Özellikle bu noktada davacı borçlu şirketlerin tüm aktifinin borçların ödenmesine tahsisi, revize edilen proje de gözetildiğinde mümkün olmadığı gibi konkordatonun talep edilmesini gerektiren amaca da uygun değildir. Zira davacı şirketlerin faaliyetine devam etme iradesi mevcuttur.
O halde iflas kararı verilmesi halinde alacaklıların alacağını tamamen tahsil etmesi imkansız gözükmekle mevcut teklifin alacaklılara daha uygun ve daha fazla koşullarda bir imkan sağladığı mahkememizce kabul edilmiştir. Kaldı ki “konkordatonun tasdik edilmesine karşı çıkan bir alacaklının İİK m.305 hükmünde düzenlenen bu şartın sağlanamadığına ilişkin itirazda bulunması halinde, aksinin bu alacaklı tarafından da ispatlanması gerekir. (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2019,Budak/Kale, Sayfa 368)
Oysaki böyle bir olayda ispat yükünü yerine getirmek zorunda olan alacaklıların üzerine düşen yükü yerine getirmedikleri, bu noktada somutlaşmış bir vakıa ve delilin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı şirketler yönünden İİK.m.305/f.2 bend (a) hükmündeki şart gerçekleşmiştir.
Konkordatonun tasdiki açısından İİK m.305/f.2 hükmü gereği projeyle teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması önem arz eder. 4949 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi borçlunun teklifinin mevcudu ile orantılı olması gerekmekte iken “mevcut” ifadesi yerine daha geniş bir kavram olan “kaynakları” sözcüğü maddeye konulmuştur. (Talih Uyar, Alper Uyar, Cüneyt Uyar, İİK Şerhi, Cilt 2, 2010, Sayfa 3154) Buna göre borçlunun kaynakları ibaresini sadece mevcut olan değil ileride mevcut olması muhtemel gelirleri de kapsayabileceği mahkememizce kabul olunmuştur. Zaten yeni düzenlemede, mahkemenin beklenen hakları dahi dikkate alabileceğinin düzenlenmesi bu düşüncenin doğruluğunu ortaya koymaktadır. Gerek konkordato komiser heyetinin kök ve ek nihai raporları gerek bilirkişi kurulu raporları bir bütün olarak dikkate alındığında, her iki davacı şirketin muhtemel gelirleri, halihazırda mevcut kaynakları ve borçlarının dikkate alındığı, buna göre teklif edilen tutarların her iki davacı şirketin borçlarının kaynaklarıyla orantılı olduğu, konkordato talep edenlerin bilançolarında ikrar veya konkordato kabul ettikleri alacakların gerçek borçlara tekabül ettiği, davacı borçlu şirketlerin ticari defter incelemelerinde net aktif miktarla birlikte konkordatoya tabi borçların teklif edilen ve kabul edilen revize konkordato projesi uyarınca iflasa nazaran daha yüksek tutarda olduğu, teklif edilen tutar ile kaynakların orantılı olduğu gerekçeli ve ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Bu arada borç miktarı, tasdik edilen borç ödeme planı ve şekli karşısında beklenen hakların durumuna dair yapılan inceleme sonuçları karşısında beklenen hakların dikkate alınabilmesi somut olayın özellikleri açısından mümkün değildir. İİK m.305/f.2 bend (b) açısından da tasdik şartı bu suretle davacı şirketler yönünden oluşmuştur.
Gerek konkordato komiser heyetinin oy birliğiyle hazırlamış olduğu kök ve ek rapor içeriği gerek bilirkişilerin kök ve ek raporları içeriği dikkate alındığında alacak miktarı ve alacaklı sayısı bakımından davacı şirketler yönünden gerekli nisap çoğunluğu dikkate alındığında kabul edilmiş bir proje bulunmaktadır. Bu oranın sağlanması esnasında oy kullanan alacaklıların kaydı, oy kullanma tarzı ve oluşan çoğunluk kanun hükümlerine uygun olarak gerçekleşmiş olup, bu açıdan şikayet konusu olabilecek ciddi bir talep ileri sürülmemiştir. Böylelikle “oyların tanzimi ve ilgili alacaklının bizzat kendisinin mi oy kullandığı yoksa bu hususta oy kullanmaya yetkili temsilci tarafından mı oy kullanıldığı, oyun açık bir şekilde mi belirtildiği ve oyu onaylayan kişinin imzasının bulunup bulunmadığı hususlarının dikkatlice tetkik edilmesi” noktasında da gerekli inceleme yapılmıştır. (Dr. Orhan Eroğlu, Uygulamada Konkordato, Ankara, 2020, sayfa 213) Diğer yandan itiraz eden alacaklı beyanlarında geçen vakıaların bu oranın sağlanmasına engel nitelik taşımadığı anlaşılmaktadır. Buna göre İİK m.305/f.2 bend (c) hükmünde belirtilen davacı şirketler yönünden şart oluşmuştur.
Komiser heyeti raporuna göre İİK m.305/f.1 bend (d) hükmünde belirtilen alacaklılar ile ilgili olmak üzere davacı şirketler yönünden gerekli teminatların sağlanması zorunludur. Bu noktada konkordato komiser heyetinin gerek kök gerek ek gerekçeli raporlarında borçlu şirketlerin İİK m.206 birinci sırada sözü edilen ve teminat koşulu gerektiren herhangi bir borçlarının mevcut olmadığı açıklanmıştır. Kaldı ki bu yöne ilişkin herhangi bir itiraz dahi bulunmamaktadır. Bu itibarla İİK m.305/f.1 bende (d) hükmünde belirtilen şart gerçekleştirilmiştir.
Konkordato tasdikinin gerektirmiş olduğu tüm yargılama giderleri ve özellikle konkordato tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harçların da İİK m.305/f.1 bend (e) gereği tamamlatılması gerekir. Buna göre davacı şirketler yönünden 7101 sayılı Yasanın m.51 hükmüyle değişik Harçlar Kanuna bağlı 1.sayılı tarifeye göre alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinde binde 2,27; yapılandırma sonunda rehinli alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinde binde 1,13 oranında harcın karşılanması gerekir. Konkordato komiser heyetinin hazırlamış olduğu kök rapor niteliğindeki 28/07/2020 tarihli gerekçeli nihai raporda davacı şirketler yönünden gerek adi alacak ve gerek ise rehinli alacaklar açısından ödenmesi gereken tutar ve bu tutarlar nedeniyle ödenmesi gereken harç gerekçeli ve denetime elverişli şekilde açıklanmış, mahkememizce harç miktarları denetlenmiştir. Yine konkordato tasdiki duruşması öncesi konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri mahkememizce gerek kalem gerek miktarlar itibariyle ayrıntılı olarak hesaplanmış, karar altına alınmıştır. Gerek tasdik harcı gerek yargılama giderleri kalem kalem ve tek tek davacılar vekiline bildirilmiş, davacılar vekili verilen kesin süre içinde konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleriyle alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan bedel üzerinden ödenmesi gereken harcı mahkememiz veznesine depo etmişlerdir. Böylelikle davacı şirketler yönünden İİK m. 305/f.1 (e) hükmünde öngörülen yasal koşul dahi oluşmuştur.
Tasdik yargılamasına başlandıktan sonra … Bankası A.Ş.vekili 03/02/2021 tarihli dilekçe ile davacı borçlulardan olan alacaklarının alacak kayıt dilekçelerinde yer alan miktar esas olmak üzere kabulünün konuyla ilgili bilirkişi incelemesi yapılması ve bu alacakların teminatlı alacaklarla ilgili değerlendirilmesini talep etmiş ise de mahkememizce İİK m.302/f.6 hükmü çerçevesinde çekişmeli alacaklara ilişkin ayrıntılı olarak araştırma yapılmış, bu konuda mahkememizce esasen kesin olmak üzere karar verilmiştir. Gerek konkordato komiser heyeti ve gerek açıklanan yönteme göre yapılan bilirkişi incelemesi sonrasında gerekli araştırmalar, incelemeler tarafların dinlenilme hakları kısıtlanmaksızın, konkordato prosedürüne uygun olarak gerçekleştirilmiş olduğundan bu yöne ilişkin itirazların davacı şirketler yönünden konkordato tasdikine engel bir niteliği bulunmamaktadır.
İtiraz eden alacaklı … Bank A.Ş.vekili İİK m.305 hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmediği, davacı şirketlerin projeksiyondaki kârlılık oranlarını yakalamayacağını, davacı … Ltd. Şti yönünden ikinci ek bilirkişi heyeti raporuna göre çoğunluğun sağlanamadığını belirterek itirazda bulunmuş ise de yukarıda açıklanan konkordato komiser heyetinin kök ve ek raporları, rapor eklerinde sunulan tablo ve kayıtlar karşısında davacı şirketler yönünden İİK m.305 hükmünde öngörülen şartların gerçekleştiği, davacı … Ltd. Şti yönünden ise bilirkişi kurulunun ikinci ek raporundaki belirsizlik açık ve kesin şekilde konkordato komiser heyeti tarafından açıklanmış sunulan belge ve kayıtlara göre nisap çoğunluğunun sağlandığı tereddütsüz olarak ortaya konulduğundan itiraz eden alacaklı beyanlarının dahi konkordato tasdikine engel bir yönü bulunmamaktadır.
İtiraz eden alacaklı …Bankası A.Ş.vekili ipoteğin 3.kişinin üzerine kayıtlı olması durumunda müvekkilinin alacaklı sıfatında kayıtlı olmadığı komiser heyeti tarafından açıklanarak bu şekilde nisap oluşturulduğu, müvekkilinin rehinli alacaklılar toplantısına dahil edilmediği, adi alacaklı olarak kabul olunduğu, mahkememize konkordato başvurusu yapıldıktan bir gün sonra davacı … maliki olduğu dönemde ipoteğin … San. Tic. Ltd. Şti tarafından teminat olarak gösterildiği, konkordato talebinden bir gün sonra ise …’ye devir olunduğu, bu nedenle itirazın kabul edilmemesi tereddütü yönünde itirazda bulunulmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki son Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere ” “İİK 295.maddesi “Mühlet sırasında rehin ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabilir veya başlamış olan takiplere devam edebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. 17/07/2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289.maddesi de aynı ifadeleri taşımaktadır. 28/02/2018 tarih ve 7101 sayılı Kanun yürürlüğünden önce doktrin madde de belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içindedir. (Gündoğan, Postacıoğlu, Üstündağ, Kuru) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20/10/1993 tarih 6282/6805 karar sayılı ilamında da 3.kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar verilmiştir. Meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirme gerekir. Konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimidir. Bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerekir. İİK.nın 295.maddesi de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerir. Rehni 3.kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3.kişi tarafından da verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İİK 45.maddesi uyarınca alacaklı önce rehne müracaat etmelidir. Maddede rehnin 3.kişi tarafından verilmiş olması durumu ayrık tutulmamıştır. Bu nedenle alacaklının 3.kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesi, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacak olup bu husus konkordato kurumunun amacına uygun olacaktır. Bu gerekçeler ışığında alacağı 3.kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3.kişinin Kanununun 303.maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekecektir… Dava dışı kişilerin taşınmazların üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta adi alacak olarak gözönünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 15.HD 2021/1389E. 2021/275K.sayılı ilamı) Buna göre itiraz eden alacaklının konumu gereği davacı şirketler yönünden rehinli alacaklı olarak değerlendirilmemesi ise isabetli olup bu yöne ilişkin kötü niyet iddiası ise bu açıdan kabul edilebilir değildir. Kaldı ki itiraz edenin taşınmaz üzerindeki ipotek hakkı halihazırda da devam etmekte olduğu gibi davacı …’nun konkordato talebi ise ret edilmiştir. Bu nedenle itiraz eden alacaklının beyanlarının kabulü de mümkün bulunmamaktadır.
Kaldı ki konkordato kurumunun niteliği gereği, tenzilat veya vade veya her ikisinin birlikte olacağı bir talep söz konusu olacaktır. Bu durum doğal olarak ve konkordato kurumunun amacı gereği alacaklılar nezdinde belli ölçüde zaten zarara yol açacaktır. Burada önemli olan kanunun belirlemiş olduğu sınırlar içerisinde alacaklıların uğrayacağı zararın kabul edilebilir sınırlar içerisinde kalmasıdır. Davacı şirketlerin konkordato taleplerini uygun bulan ve bu yönde gerekli şartların oluştuğunu açıklayan komiserlerinin gerekçeli raporları ve bilirkişi kurulu raporları kabul edilen oranlar yönünden alacaklının zarara uğradığına dair muhasebesel ve işletmesel bir veri içermemektedir.
Somut olayda konkordato kurumunun şartları ve amaçları karşısında davacı olan şirketlerin alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiği noktasında da açık, inandırıcı, somutlaştırılmış bir delil yoktur.
Doktrinde “konkordato neticesinde ellerine geçecek tutarın iflas tasfiyesi sonucunda ellerine geçecek tutardan fazla olacağının her hangi bir alacaklı tarafından iddia edilmesi halinde bu iddiayı ileri süren alacaklının iflasın alacaklılar bakımından konkordatoya nazaran daha avantajlı olduğunun ispat etmesi gerektiği” vurgulanmıştır. (Selçuk Öztek/Ali Cem Budak/Müjgan Tunç Yücel/Serdar Kale/Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku Ankara 2019,Budak/Kale, Sayfa 527) Somut davada itiraz eden alacaklılarca ortaya konulmuş böyle bir ispat durumu da bulunmamaktadır.
İtiraz eden alacaklılar yönünden hemen belirtmek gerekir ki kanun koyucu İİK m.285 ve devamı hükümlerinde konkordato talebinde bulunulabilmesi için davacı şirketlerin borçlulara borç ödenmesi veya borcun yapılandırılması noktasında başvuruda bulunmasına dair koşul vakıa öngörmediği gibi konkordato kurumunun amacı ve sürecin işleme tarzı karşısında, böyle bir talepte bulunmasına gerek de bulunmamaktadır. Konkordato talebine başvurulması, talep çerçevesinde mühlet taleplerinin kabulü kural olarak alacaklıların takip hukukundan kaynaklanan hakları başta olmak üzere bazı haklarının kanun gereği sınırlanmasına yol açar. Ancak bu durum, davacıların kanundan kaynaklanan bir hakkını kanun hükümleri çerçevesinde kullanması nedeniyle davacıların haksız olarak konkordato talep ettiğini göstermez. Bu itibarla konkordato talebinin haksız olduğu yönündeki itirazlara itibar edilmemiştir.
Somut olayda davacı şirketlerin konkordato talebi yönünden, itiraz eden tüm alacaklıların ileri sürdükleri vakıalar var ise de konkordato tasdikine engel olabilecek somutlaştırdıkları bir delil ve deliller zincirinin olmadığı kabul edilmiştir. “İspat hukuku şekli hukukun içinde yer alsa da, ispat yükü maddi hukuk tarafından belirlenir(…) Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıalarının, iddialarının doğru olduğu veya karşı tarafın iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlamak amacı ile çekişmeli vakıalar ile ilgili deliller sunarak gerçekleştirdikleri bir hukuki faaliyettir. Delil ikame yükü ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde hakimin aleyhte karar verme tehlikesini ortadan kaldırmak amacı ile tarafların delil ikamesi faaliyeti ile kendi vakıa iddialarının doğruluğu veya karşı taraf iddialarının yerinde olmadığı yolunda hakimde kanaat oluşturmasıdır. (Bilge Umar, İspat Yükü Kavramı ve Bununla İlgili Bazı Kavramlar, İÜHFM, 1962, Cilt: 3, Sayfa: 792).” Sonuç olarak itiraz eden alacaklıların iddialarına açıklanan nedenlerle mahkememizce itibar edilmemiştir.
Bu şartlarda konkordato tasdik şartlarını yerine getiren davacı şirketler yönünden yapılan incelemede, itiraz eden alacaklıların itirazlarının mahkememizce kabul olunmasını gerektirecek bir ispat durumu olmadığı gibi kanuni çoğunluk tarafından kabul edilen teklifin içeriği, özellikle borçların ödeme süresi, ödenecek miktarlar ile ilgili ayrıntı olması karşısında ve İİK m.305 hükmünde belirtilen yasal koşulların oluşması nedeniyle, konkordato projesinin mahkememizce tasdik olunması, pandemi nedeniyle gerçekleşen ve bütün dünya ekonomisini çok olumsuz etkileyen ekonomik süreç karşısında hakkaniyet icabıdır.
Ayrıca davacı … San. Tic. Ltd. Şti’nin rehinli alacaklıları yönünden yasal şartlar oluşmadığından bu yöne ilişkin konkordato talebinin reddine dair karar verilmiş, davacı … Tic. Ltd. Şti’nin ise rehinli alacaklılara ilişkin yapılandırma talebi bulunmadığından bu yöne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Öte yandan davacı gerçek kişi yönünden konkordato komiser heyetinin sunmuş olduğu kök ve alınan ek raporlar dikkate alındığında davacı gerçek kişi yönünden alacak ve alacaklı çoğunluğunun sağlanamadığı, davacı gerçek kişinin VUK. m.176 vd. hükümlerine göre iflasa tabi birinci sınıf tacir konumunda da olmadığı, bu itibarla bu davacı gerçek kişi yönünden konkordato tasdik şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.”
şeklinde yapılan açıklamalar çerçevesinde davacı şirketler yönünden konkordato talebi kabul olunmuş, davacı olan gerçek kişinin konkordato talebi ise reddolunmuştur.
Mahkememizce oluşturulan karar sonrası istinaf yoluna gidilmiş ise de İstanbul BAM 17.HD 2021/1229E. 2021/1250K.sayılı ve 04/11/2021 tarihli karar ile tüm istinaf taleplerini Yargıtay yolu açık olmak üzere red etmiştir.
İstanbul BAM 17.HD’nin vermiş olduğu karar sonrası ise alacaklılar … A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve SGK vekilinin temyiz itirazları üzerine inceleme yapan Yargıtay 6.HD 2021/6645E. 2022/4644K.sayılı ve 10/10/2022 tarihli kararında:
“(…)1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre, alacaklılar … A.Ş., … Bankası A.Ş, İş Bankası A.Ş ve SGK vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Talep İİK 276. ve devamı maddeleri çerçevesinde konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297/2. maddesinde; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Bunun amacı, hükmün infaz edilecek kısmı sonuç kısmı olacağından sonuç kısmının infaz ve uygulamaya elverişli olarak yazılmasını sağlamaktır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 306/1.maddesi “ Konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda anılan yasa hükümleri dikkate alındığında, hakimin konkordato kararına ilişkin hüküm fıkrasında, alacaklıların alacağının ne kadarından feragat edecekleri, ödemeleri ne şekilde yapacakları, hangi ayda başlayıp hangi oranda ödeme yapacağı hususlarını açık ve net olarak göstermesi gerekir.
Mahkemece infaz edilecek hüküm kısmında hem tasdik tarihinden hem de kesinleşme tarihinden bahsederek infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiştir. Bu şekilde oluşturulan hüküm hem HMK 297/2 hem de konkordato hükmü için özel olarak düzenlenmiş İİK 306/1 maddesine aykırılık teşkil eder. Kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle … A.Ş., … Bankası A.Ş, İş Bankası A.Ş ve SGK vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 04/11/2021 tarihli ve 2021/1229 Esas, 2021/1250 Karar sayılı kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenler müdahil …Bankası, … Bankası A.Ş. Ve … A.Ş.’den alınmasına, müdahil SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.”
gerekçesiyle İstanbul BAM kararının kaldırılması ve Mahkememiz kararının bozulması Yargıtay tarafından resen yapılmış, buna mukabil diğer tüm alacaklıların tüm temyiz itirazları reddolunmuştur.
Mahkememizce verilen hükme ve BAM hükmüne yönelik olarak temyiz sebepleri ileri sürülmüştür. Yargıtay tarafından ise sadece belirtilen husus bozma sebebi yapılmıştır. Bu durumda Yargıtay HGK’nin son uygulamaları doğrultusunda bozma kapsamı dışında kalan hususlarla ilgili Mahkememizce artık inceleme yapılamayacağı için bu kısımlar için yeniden bir araştırma yapılması usulen mümkün mümkün değildir. O halde konkordato talebi açısından bozma ilamıyla sınırlı olmak üzere yargılama yapılacaktır. Belirtilen bozma sebebi ise içerikten anlaşılacağı üzere “sınırlandırıcı” nitelikte olup belirtilen husus dışında başkaca bir araştırma ve inceleme yapılması gerekmemektedir. Elbette Yargıtay’ın bozmasına uyulması aşamasında, konkordato talebinin dinamik bir süreç içermesi dahi dikkate alınmalıdır.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulduktan sonra oluşturulan 09/12/2022 tarihli ara karar ile;
“1-Davacı şirketler yönünden Mahkememizce tasdik olunan projenin, Mahkememizin hüküm fıkrasına esas olduğu, bu fıkranın davacılar vekilinin sunduğu, alacakların ve alacaklıların nitelikli çoğunluğu ile kabul olunan ve konkordato komiser heyetinin gerekçeli nihai raporlarında açıklanan kısım olması ve Mahkememizce de konkordato sürecine katılanların iradesine “Yargıtay uygulaması” çerçevesinde üstünlük tanınarak tasdik kararı oluşturulması söz konusu olmuş ise de bozma ilamına uyulmuş olmakla bozma ilamının gereğinin tam ve eksiksiz olarak getirilmesine,
2-Davacı şirketler yönünden bozma ilamında belirtilen “Mahkemece infaz edilecek hüküm kısmında hem tasdik tarihinden hem de kesinleşme tarihinden bahsederek infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmiştir. Bu şekilde oluşturulan hüküm hem HMK 297/2 hem de konkordato hükmü için özel olarak düzenlenmiş İİK 306/1 maddesine aykırılık teşkil eder. Kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür” kararı karşısında Mahkememize bu projeyi sunan konkordato komiser heyetinin daha önce Mahkememizin hüküm fıkrasına esas teşkil eden ve bozmaya konu olan kısım yönünden infazda tereddüte yol açmayacak şekilde bu yöne ilişkin ek gerekçeli nihai raporlarını bir hafta içinde sunmalarına,
3-Davacı şirketler yönünden bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş olması karşısında konuyla ilgili gerek kanunda gerekse doktrinde açıklık bulunmaması, konkordato kurumunun amacı, Yargıtay’ın bozma ilamının tam ve eksiksiz olarak icra edilebilmesi ve konkordato hükümlerinden beklenen amacın gerçekleştirilebilmesi açısından, Mahkememizin 2019/42E. 2021/313K.sayılı hükmü ile görevleri sona ermiş bulunan konkordato komiserleri …, YMMM-Bağımsız Denetçi …, SMMM-Bağımsız denetçi …’ün Mahkememizce bozma ilamına uyulduğu 09/12/2022 günü saat: 15:50 itibariyle yeniden atanmalarına ve bu suretle görevlerinin açıklanan saat ve dakika itibariyle başlatılmasına,
4-Davacı şirketler yönünden konkordato tasdik yargılamasına dair tensip tutanağının düzenlenmesinden sonra Mahkememizce kullanılmayan iki ay dört günlük sürenin varlığı ve yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında, 09/12/2022 günü saat: 15:50 itibariyle tasdik yargılamasında kullanılmasına, davacıların kanunun tanıdığı bu haktan mahrum edilmemesine,
5-Davacı şirketler yönünden komiser heyetinin bozma ilamına uygun olarak hazırlayacak ek gerekçeli nihai raporları yanında ve ayrıca konkordato sürecinin Yargıtay kararlarında benimsendiği üzere “dinamik bir süreç” niteliği taşıması karşısında halihazırda ve herhangi bir nedenle İİK m.305 hükümleri nedeniyle tasdike engel bir hal olup olmadığını, özellikle Mahkememizce tasdik kararının verildiği tarihten komiser heyetinin ek gerekçeli nihai raporunu sunacağı tarihe kadar sunulmuş olan tüm kayyım raporları dikkate alındığında tasdike engel herhangi bir durum olup olmadığını dahi içerecek şekilde ek raporlarını bir hafta içinde sunmalarına”
Şeklinde tahkikata yön verilerek Yargıtay bozma ilamının gereği tam ve eksiksiz yerine getirilmeye çalışılmıştır.
Bozma ilamına uyulduktan sonra komiser heyeti 21/12/2022 tarihli raporda ise bu defa, “davacı şirketlerin, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve revize ön proje gereği %100’ü olmak üzere tamamının ödenmesine; bu alacaklar ile ilgili herhangi bir faiz ödemesi yapılmamasına; davacı her bir şirketin “konkordatoya tabi borçlarının Mahkememizce tasdik kararının verildiği 03/05/2021 tarihinden itibaren ödemesiz geçecek bir yıllık sürenin bitiminden sonra 60 ayda ve yıllar itibariyle aşağıdaki gibi artan tutarlarda ödenmesine; buna göre 1.yılda ödemesiz geçecek dönem olmak üzere 2.yılda toplam borcun %6’sını ve 12 eşit taksitte, 3.yılda toplam borcun %12’sinin ve 12 eşit taksitte, 4.yılda toplam borcun %20’sini ve 12 eşit taksitte, 5.yılda toplam borcun %26’sını ve 12 eşit taksitte, 6.yılda toplam borcun %36’sının ve 12 eşit taksitte ödenmesine” şeklinde olmak üzere ödemelerin ne şekilde yapılacağı, hangi ayda hangi oranda ödeme yapılacağı hususlarını yeniden açıklamıştır. Bu suretle hem tasdik tarihinden hem kesinleşme tarihinden bahsedilmesine yol açan ve infazda tereddüt olduğu açıklanan husus ile ilgili belirsizlik komiser heyeti raporuyla giderilmiştir.
Öte yandan komiser heyeti, halihazırda ilk karara uygun olarak ödemelerin devam ettiğini belirterek gerekçeli raporlarında konkordatonun tasdiki konusundaki olumlu görüşlerinin halihazırda devam ettiğini dahi açıklamışlardır.
Yine 11/01/2023 tarihli raporunu sunan kayyım ise raporunda, borçlu şirketlerin ödeme sorumluluklarını yerine getirdiği, halihazırda tasdike dair komiser heyeti görüşünün uygulanmasına engel olmadığı, tüm tasdik şartlarının halihazırda mevcut olduğu yönünde dahi görüşlerini açıklamıştır.
İtiraz eden alacaklılardan … Bank A.Ş.vekili, … A.Ş.vekili, … Bankası A.Ş.vekili, … Bankası A.Ş.vekili, …Ticaret A.Ş.vekili, … Bank A.Ş.vekilinin hukuki imkansızlık nedeniyle talebin reddi gerektiğini, gerçek kişinin konkordato talebi bulunmadığını, konkordato talebinin yerinde olmadığını, alacaklıların zararına ve eşitlik ilkesine aykırı ödeme yapıldığını ileri sürmüş ise de konkordato komiser heyetinin ve kayyım raporunun açıklamış olduğu gerekçelerin aksine herhangi bir somutlaştırılmış vakıa ve delil sunulmadığı açıktır. Mahkememizin ilk kararında da belirtilmiş olduğu üzere, konkordato talebinin reddi gerektiğine dair beyanlara itibar olunmasını gerektiren ve söz konusu raporların esas alınmasına engel bir delil durumu mevcut değildir. Kaldı ki Yargıtay bozmasına konu olan husus, temyiz sebebi olmaksızın ve resen oluşturulan bir sebeptir. İtiraz eden alacaklılar vekillerinin diğer tüm temyiz itirazları reddolunmuş olmakla artık bu yönlerden davacı şirketler lehine usuli kazanılmış hak dahi oluşmuştur. Bu nedenle Mahkememizce bozma ilamının gereğinin tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olması karşısında, davacı şirketler yönünden konkordato talebinin kabulüne engel hal bulunmamaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında; …Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine, davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve revize ön proje gereği %100’ü olmak üzere tamamının ödenmesine; bu alacaklar ile ilgili herhangi bir faiz ödemesi yapılmamasına; davacı … ŞİRKETİ’nin “konkordatoya tabi borçlarının Mahkememizce tasdik kararının verildiği 03/05/2021 tarihinden itibaren ödemesiz geçecek bir yıllık sürenin bitiminden sonra 60 ayda ve yıllar itibariyle aşağıdaki gibi artan tutarlarda ödenmesine; buna göre 1.yılda ödemesiz geçecek dönem olmak üzere 2.yılda toplam borcun %6’sını ve 12 eşit taksitte, 3.yılda toplam borcun %12’sinin ve 12 eşit taksitte, 4.yılda toplam borcun %20’sini ve 12 eşit taksitte, 5.yılda toplam borcun %26’sını ve 12 eşit taksitte, 6.yılda toplam borcun %36’sının ve 12 eşit taksitte ödenmesine, davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarını İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması noktasında şartlar oluşmadığından bu yöne ilişkin talebin reddine, konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle sonuç doğurmasına, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine, davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve revize ön proje gereği alacakların %100’ü olmak üzere tamamının ödenmesine; bu alacaklar ile ilgili herhangi bir faiz ödemesi yapılmamasına, davacı … ŞİRKETİ’nin konkordatoya tabi borçlarının, Mahkememizce tasdik kararının verildiği 03/05/2021 tarihinden itibaren ödemesiz geçecek bir yıllık sürenin bitiminden sonra ve 60 ayda ve yıllar itibariyle aşağıdaki gibi artan tutarlarda ödenmesine; buna göre 1.yılda ödemesiz geçecek dönem olmak üzere 2.yılda toplam borcun %6’sını ve 12 eşit taksitte, 3.yılda toplam borcun %12’sinin ve 12 eşit taksitte, 4.yılda toplam borcun %20’sinin ve 12 eşit taksitte, 5.yılda toplam borcun %26’sının ve 12 eşit taksitte, 6.yılda toplam borcun %36’sının ve 12 eşit taksitte ödenmesine, davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarının İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması noktasında talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle sonuç doğurmasına, davacılar … ŞİRKETİ ve … ŞİRKETİ lehine mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının ve tüm mühlet kararlarının tasdik karar tarihi olan 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle kaldırılmış ise de bozma ilamı üzerine 09/12/2022 günü saat 15:50 itibariyle yeniden işlemeye başlamış olmakla yeniden hükmü oluşturulduğu 17/01/2023 günü saat 16:10 itibariyle yeniden kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine 03/05/2021 günü saat 15:12 itibariyle son verilmiş ise de 09/12/2022 günü saat 15:50 itibariyle konkordato komiser heyetinin başlayan görevlerine 17/01/2023 günü saat 16:10 itibariyle yeniden son verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-1-a)… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine,
Davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve revize ön proje gereği %100’ü olmak üzere tamamının ödenmesine; bu alacaklar ile ilgili herhangi bir faiz ödemesi yapılmamasına; davacı … ŞİRKETİ’nin “konkordatoya tabi borçlarının Mahkememizce tasdik kararının verildiği 03/05/2021 tarihinden itibaren ödemesiz geçecek bir yıllık sürenin bitiminden sonra 60 ayda ve yıllar itibariyle aşağıdaki gibi artan tutarlarda ödenmesine; buna göre 1.yılda ödemesiz geçecek dönem olmak üzere 2.yılda toplam borcun %6’sını ve 12 eşit taksitte, 3.yılda toplam borcun %12’sinin ve 12 eşit taksitte, 4.yılda toplam borcun %20’sini ve 12 eşit taksitte, 5.yılda toplam borcun %26’sını ve 12 eşit taksitte, 6.yılda toplam borcun %36’sının ve 12 eşit taksitte ödenmesine,
Davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarını İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması noktasında şartlar oluşmadığından bu yöne ilişkin talebin reddine,
Konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle sonuç doğurmasına,
b-)… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca tasdikine,
Davacının, konkordatoya tabi olan borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca ve revize ön proje gereği alacakların %100’ü olmak üzere tamamının ödenmesine; bu alacaklar ile ilgili herhangi bir faiz ödemesi yapılmamasına, davacı … ŞİRKETİ’nin konkordatoya tabi borçlarının, Mahkememizce tasdik kararının verildiği 03/05/2021 tarihinden itibaren ödemesiz geçecek bir yıllık sürenin bitiminden sonra ve 60 ayda ve yıllar itibariyle aşağıdaki gibi artan tutarlarda ödenmesine; buna göre 1.yılda ödemesiz geçecek dönem olmak üzere 2.yılda toplam borcun %6’sını ve 12 eşit taksitte, 3.yılda toplam borcun %12’sinin ve 12 eşit taksitte, 4.yılda toplam borcun %20’sinin ve 12 eşit taksitte, 5.yılda toplam borcun %26’sının ve 12 eşit taksitte, 6.yılda toplam borcun %36’sının ve 12 eşit taksitte ödenmesine,
Davacı borçlu şirketin rehinli alacaklılara olan borçlarının İİK m.308/h uyarınca yapılandırılması noktasında talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle sonuç doğurmasına,
2-Davacılar … ŞİRKETİ ve … ŞİRKETİ lehine mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının ve tüm mühlet kararlarının tasdik karar tarihi olan 03/05/2021 günü saat: 15:12 itibariyle kaldırılmış ise de bozma ilamı üzerine 09/12/2022 günü saat 15:50 itibariyle yeniden işlemeye başlamış olmakla yeniden hükmü oluşturulduğu 17/01/2023 günü saat 16:10 itibariyle yeniden kaldırılmasına,
3-Konkordato komiserlerinin görevlerine 03/05/2021 günü saat 15:12 itibariyle son verilmiş ise de 09/12/2022 günü saat 15:50 itibariyle konkordato komiser heyetinin başlayan görevlerine 17/01/2023 günü saat 16:10 itibariyle yeniden son verilmesine,
4-Mevcut alacak miktarı, alacaklı sayısı ve proje içeriği karşısında İİK m.306 hükmü çerçevesinde tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini alması amacıyla aynı zamanda komiserlik tecrübesi olan SMMM …’nin yeniden kayyım olarak tayin edilmesine,
Kayyım …’ye kayyımlık görevi süresi boyunca her ay ve aylık ücret olarak 3.000,00TL ücret takdir edilmesine,
Kayyımlık ücretinin her ayın 3.günü itibariyle mahkememiz veznesine ödenmesine ve ücretlerin 1/2 oranında olmak üzere konkordato talep eden şirketler tarafından mahkememiz veznesine depo olunmasına,
Bu suretle kayyıma gerekli ödemelerin yapılmasına,
5-Kayyımın görevinin 17/01/2023 itibariyle yeniden devamına,
6-Kayyımın, davacı borçluların işletmesinin durumu ve proje uyarınca davacıların borçlarını ödeme kabiliyetinin muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir tasdik kararını veren mahkememize gerekçeli raporunu sunmasına,
7-Davacı borçlu şirketlerin, İİK m.307 hükmü uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışıyla finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine dair talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı şirketler yönünden telafisi imkansız bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla ve takdiren İİK m.308/b hükmü uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı şirketler yönünden İİK m.308/b hükmü gereği çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair ara karar oluşturulmadığından çekişmeli alacaklılara dava açmaları için ayrıca süre verilmemesine,
10-Davacı şirketler yönünden, İİK m.308/c hükmü uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna,
206’ncı maddesinin birinci fıkrasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında adı geçen İİK m.308/c-f.2 hükmünün uygulanmamasına,
11-Davacı şirketler yönünden, konkordato komiserlerinin görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
12-Davacı şirketlerin konkordato talepleriyle ilgili hüküm fıkrasının İİK m.288 hükmü uyarınca daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine,
II-Davacı borçlu … T.C.kimlik numaralı …’nun konkordato tasdik talebinin şartları oluşmadığından reddine dair Mahkememizin 03/05/2021 tarihli kararı şeklen kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
III-Bu dava nedeniyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40TL’den mahsubu ile kalan 135,50 TL’nin davacı şirketlerden alınarak hazineye irat kaydına ve ayrıca talebi kabul edilen davacılar açısından yargılama sırasında alınan tüm tasdik harçlarının hazineye irat kaydına,
IV-Davacılar tarafından harcanan giderlerin davacılar üzerinde bırakılmasına,
V-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, konkordato hakkında verilen karara karşı konkordato talep eden … ŞİRKETİ, … ŞİRKETİ, yönünden kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip