Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/825 E. 2023/485 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/825
KARAR NO : 2023/485

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin 22/08/2022 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu olağanüstü genel kurulda alınan, usul ve yasaya aykırı “Şirket Sermaye Arttırımı” kararının iptalinin gerektiğini, davalı şirket ortağı olan müvekkile ne yasal süresi içerisinde (toplantı tarihinden en az iki hafta önce) ne de yasada gösterilen şekilde (iadeli taahhütlü mektupla) herhangi bir tebligat yapılmadığını, usuli itirazlar doğrultusunda 22/08/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda alınan kararın iptaline karar verilmesini, olağanüstü genel kurul çağrısı usulüne aykırı yapılarak, müvekkilinin genel kurulda konuşma yapma hakkının engellendiğini, dürüstlük kuralına aykırı olan bu hal sonucunda alınan genel kurul kararının iptali için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, usuli ve esasa ilişkin itirazlar ışığında 22/08/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda alınan sermayenin arttırılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın konusu bulunmadığını, zira iptali istenen sermaye artırım kararının TTK 456/3 madde uyarınca geçersiz hale geldiğini, “artırım, genel kurul veya yönetim kurulu kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilemediği takdirde genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir.” kuralı gereği sermaye artırım kararı tescil edilmediğini ve geçersiz hale geldiğini, davacının bu hususu bildiğini, bu nedenle davanın konusunun bulunmadığını, davacıya usulüne uygun olarak davet yazısı gönderildiğini, sermaye artırımı gündemli toplantıdan haberdar olduğunu, davacının müvekkilinin de aslında kayıtlı adresine iadeli taahhütlü mektup ile bildirim yapıldığını, ayrıca bu bildirim şirket ortağı … tarafından davacıya sms yolu ile de gönderilerek haberdar olduğunu, davacının haberdar olmadığı şeklindeki iddiasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, işten çıkış bildirgesinden de anlaşılacağı üzere …’in iş akdi sona erdiğini, iş akdi sona eren dosya borçlusunun müvekkilininden herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Dava, genel kurul kararın iptaline yönelik olarak açılmış olup 6102 sayılı TTK m.446 hükmünden kaynaklanmaktadır.
6102 sayılı TTK. m.446 hükmü somut uyuşmazlığa dayanak madde olup bu hükümde iptal davası açılabilecek kişiler sayılmıştır. Bu maddeye göre, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağı geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açabileceklerdir.
İptal davası, genel kurul kararının alınmış olduğu tarih dikkate alındığında üç aylık yasal hak düşürücü süre içinde açılmış olup Mahkememiz yetkili ve davacı ise aktif sıfat sahibidir.
Yargılama aşamasında ve mevcut dosya kapsamı karşısında ön incelemeye başlanılmadığı, zira davanın konusuz kalma ihtimalinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın konusuz kaldığına dair davalı vekilinin 31/03/2023 tarihli beyanı sonrası taraf vekillerine beyanda bulunmak üzere süre verildiği, vekillerin herhangi bir açıklama yapmadığı, bu çerçevede mahkememizce yapılan araştırmada da 22/08/2022 tarihli sermaye arttırımına dair genel kurul kararının karar tarihinden itibaren üç ay içinde tescil olunduğuna dair bilgi ve beyanın sunulmadığı, esasen davacı vekilinin duruşma sırasındaki beyanı ile davalı vekilinin yazılı beyanı karşısında sermaye arttırımına konu genel kurul kararının üç ay içinde tescil edilmediği tartışmasızdır.
Böylelikle davanın, sürenin dolmasından bir gün önce açıldığı, bu hususun tartışmasız olduğu, sermaye arttırım kararı ile ilgili üç ay içinde tescilin davalı şirket tarafından gerçekleştirilmediği açıktır.
6102 sayılı TTK’da sermaye artırılması ve azaltılmasına ilişkin alınan kararların tescili bir geçerlilik unsuru olarak kabul edilmiştir. Buna göre 6102 sayılı TTK’nın m.456/f.3 hükmü uyarınca anonim şirketlerde sermaye artırımı kararı genel kurul veya yönetim kurulu karar tarihinden itibaren üç ay içerisinde tescil edilmediği taktirde genel kurul veya yönetim kurulu kararı ve alınmış ise izin geçersiz hale gelecektir. Bu durumda ise TTK m.345/f.2 hükmü uygulanacaktır. Bu şekilde kanun koyucunun düzenlemesi dikkate alındığında sermaye artırımına ilişkin kararın kanunda belirtilen süre içinde ticaret siciline tescil edilmemesi durumunda genel kurul kararı geçersiz hale gelecektir. O halde Mahkememizde görülen davanın konusu kalmamıştır.
Nitekim doktrinde de “Artırım kararının içeriğini oluşturan hususlardan hangilerinin tescil edileceği hususunda TTK’nın 456/4.maddesinde (kıyasen uygulanmak üzere) TTK’nın kuruluşa ilişkin 354.maddesine yollama yapılmıştır. Artırım, genel kurul kararı tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmediği taktirde, genel kurul kararı ve alınmışsa izin geçersiz hale gelir ve bu hususu doğrulayan sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine geri verilir. (TTK’nın 456/3 ve 345/2)” (Prof.Dr.Erdoğan MOROĞLU, Anonim Ortaklıklarda Sermaye Artırımı, 4 baskı, İstanbul, 2018) O halde davanın açıldığı tarih itibariyle davanın konusu mevcut olsa da dava açıldıktan sonra artık davanın konusu bulunmamaktadır. (Yargıtay 11.HD 2019/1317E. 2019/8061K.sayılı kararı) Bilindiği üzere davanın konusuz kalması durumunda HMK m.331 hükmü uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılması gerekir. Esasen haklılık durumunun araştırılması sonrası tarafların lehine veya aleyhine kısmen veya tamamen yargılama gideri takdir edilecektir. Ne var ki davanın açıldığı tarih itibariyle davacı, mevcut olan genel kurul kararının iptalini süresi içinde talep etmiş olmakla birlikte davalı şirket iptale konu genel kurul kararını tescil ettirmemek suretiyle iptal davasının konusuz kalmasına sebebiyet vermiştir. Oysaki davacı, davanın açıldığı tarih itibariyle genel kurul kararının iptalini dava konusu yapma hakkına haizdir. Davalı taraf dava açıldıktan sonra tescil işlemini yaptırmayarak davanın konusuz kalmasına bizzat yol açmıştır. Kaldı ki davacı vekili süresi içinde olmak koşuluyla genel kurul kararının iptali yönünde her daim dava açma hakkına da haizdir. Yargılamanın devamı sırasında davalının davranışı nedeniyle dava konusuz kaldığından davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmelidir. (Yargıtay 11.HD 2019/1317E. 2019/8061K.sayılı bu karar ile uyumlu İstanbul BAM 14.HD 2019/1631E. 2019/1702K.sayılı kararı, Yargıtay 3.HD 2019/5120E. 2019/8766K.sayılı kararı) Bu noktada ön inceleme duruşması icra olunmadığından dolayı davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinde 1/2 oranında düşüm yapılması, ayrıca Harçlar Kanunun m.22 hükmü uyarınca ise yine düşüm yapılması gerekmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davalı şirketin 22/08/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan “sermaye arttırım kararının” iptaline dair dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davalı şirketin 22/08/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan “sermaye arttırım kararının” iptaline dair dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Duruşma öncesi dava konusuz kaldığından 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,96 TL harcın, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsup edilerek bakiye 20,74TL karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından harcanan 59,96 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 94,50 TL tebligat ve posta ücreti toplamı olan 235,16‬ TL ücretin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Ön inceleme duruşması yapılmadığından dolayı davacı lehine AAÜT m.6 hükmü uyarınca takdir edilen maktu vekalet ücretinin 1/2 oranına isabet eden 4.600,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı vekilinin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.01/06/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …