Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/821 E. 2022/746 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/821
KARAR NO : 2022/746

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 18/11/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan tanıma ve tenfiz davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile tanıma ve tenfizi talep edilen mahkeme ilâmında davacı sıfatıyla yer alan … şirketi arasında “Bozuk Krediler Geri Dönüşsüz Devir Sözleşmesi” isimli alacak devir sözleşmesi imzalandığını, bahse konu sözleşmenin Milano Mahkemesi’ne kayıtlı yeminli tercüman tarafından tercüme ettirildiğini,… Başkonsolosluğu tarafından onaylandığını, sözleşmenin aslı ile birlikte — … Mahkemesine kayıtlı yeminli tercüman tarafından tercüme ettirildiğini, … Başkonsolosluğu tarafından onaylanmış halinin mahkemeye sunulduğunu, bu hususun dosyaya sunulan “…” isimli alacak devir sözleşmesi ve tanıma – tenfizi istenilen ” … Mahkemesinin 29/03/2021 tarihli “Tamamen Kabül” ile sonuçlanan … tarihli Repert. no. … ” dosyasının ilâmı incelendiğinde de açık şekilde görüldüğünü, … Mahkemesinin davalı aleyhine vermiş olduğu yukarıda dosya numarası belirtilen mahkeme kararının
kanunda yer alan süre içerisinde her iki tarafın da karara karşı herhangi bir itirazının bulunmaması sonucunda 12/01/2022 tarihinde … Olağan Mahkemesi kararının kesinleştiğini, öncelikle huzurda görülmekte olan davanın kabulüne İtalyanın … bölgesinde ki Milano Mahkeme’sinin 29/03/2021 tarih R.G 19646/2018 Esas. 30/03/2021 tarihli 2320/2021 Karar sayılı ilâmının mahkemeniz kararıyla birlikte tanınması ve tenfizine sunulan evrak asıllarının mahkeme kasasında muhafaza edilmesini ve birer kopyalarının davalılara gönderilmesini talep etmiştir.
… Mahkemesi 29/03/2021 tarihli “Tamamen Kabül” … no. … tarihli Repert. no. 2320/2021 kararında “lisans sahibi olarak, 30 Eylül 2014 tarihinde lisansı satın alan … Tic. Ltd. Şti (Ommedya) ile “…” dergisinin Türkçe baskısı için lisans sözleşmesi yapmış olduğunu, Aralık 2015’te, lisansı satın alan tarafın bu lisans sözleşmesinden (License Agreement) erken olarak geri çekilmiş olduğunu, 26 Aralık 2015 tarihinden derginin geri çekilmesi ve yayının kesintiye uğraması nedeniyle, kontrat hükümlerine dayalı olarak, …’nın MIB’e toplam 261.078,40 Euro tutarında hesaplanan bir meblağı ödemesi gerektiğini, …’nın … daha düşük meblağ olan 71.244,40 Euro’yu ödemiş olduğunu, 8 Eylül 2016 tarihinde tarafların, lisans sözleşmesinin (License Agreement) feshinden doğan haklarla ilgili olarak yenilikçi bir etkiye sahip (“Ödenmemiş tutar – Geri Ödeme Planı”) (“…”) geri ödeme sözleşmesi imzalamış olduklarını, bu sözleşme yazısı ile (davacıya göre) …’nın …’e 261.078,40 Euro tutarında …, …, faaliyetler, davacı tarafından sağlanan içerik ve materyaller için, bunun yanısıra dergi yayınının erken kesintiye uğratılması ile ilgili olan borcunu kabul etmiş olduğunu, belirtilen geri ödeme planında tarafların …’nın belirlenen şartlar dahilinde tek bir taksiti bile ödememesi durumunda, davalı terimin yararını kaybedeceğini, …, Kanun Hükmünde Kararname no….’ye göre, “261.078,40 Euro’nun tamamını (‘…’)”, artı gecikme faizini talep etme hakkına sahip olacağı konusunda anlaşmış olduklarını, davalı şirketin genel anlamda yapmış olduğu ödemeler ve ayrıca davacı şirketin davalı olan şirkete olan 147.857,17 Avro borcunun mahsup işlemleri sonucunda ise davalı olan şirketin davacı olan şirkete 147.857,17 Avro tutarında borcu olduğu” açıkça ifade edilmiştir.
Davacının, tanımasını ve tenfizini istemiş olduğu dayanak ilamın resmi tercüme ve içeriğine göre dosyamız davacısının dosyamız davalısı ile yapmış olduğu lisans sözleşmesinden kaynaklanan alacakları ile ilgili yabancı mahkemede dava açtığı, davaya konu olan lisans sözleşmesi nedeniyle dosyamız davacısının iddiasına göre dosyamızın davalısı olan şirketinin 261.078,40 Avro tutarında ve bu lisans sözleşmesinden kaynaklı borcunun olduğunun davada dayanılan belgelere göre ikrarına dair belgenin mevcut olduğu, bu şekilde davacının 261.078,40 Avronun tamamını talep etme hakkı olduğu noktasında tarafların anlaşmış olduğu, adı geçen 261.078,40 Avro tutarlı miktar içinde lisans sözleşmesi nedeniyle davacı şirket tarafından sağlanan içerik ve materyaller yanında dergi yayınının erken kesintiye uğratılmasından kaynaklanan borcun ve ayrıca Türkçe karşılığı “telif ücreti” olan “…” ve yine türkçe karşılığı “telif hakkı” olan “…” kalemlerden kaynaklı borcun dahi bulunduğu, davalının kabul kabul etmiş olduğu toplam 261.078,40 Avro borç miktarı içinde bu suretle bu kalemlerin dahi dahil olduğu, yine ilam içerisine göre davalı şirketin genel anlamda yapmış olduğu ödemeler ve ayrıca davacı şirketin davalı olan şirkete olan 147.857,17 Avro borcunun mahsup işlemleri sonucunda ise davalı olan şirketin davacı olan şirkete 147.857,17 Avro tutarında borcu olduğu sonucuna varıldığı kayden açıktır.
Davacı iddiası karşısında ve öncelikle Mahkememizin görevli olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Buna göre davacının taraflar arasında varlığı iddia olunan lisans sözleşmesinden kaynaklı alacakları ile ilgili davalının ikrarını içeren belgeye istinaden alacaklarının hüküm altına alınmasına yönelik eda davası açtığı, bu alacak kalemlerinin içinde ayrıca telif hakkı ve telif ücretleri ile ilgili alacak kalemlerinin dahi mevcut olduğu, herhangi bir ayrıştırma yapılmaksızın lisans sözleşmesi nedeniyle davalı şirketin yapmış olduğu ödemeler ve davacının davalıya borçlu olduğu miktar mahsup olunduktan sonra ise hükmolunan 147.857,17 Avro tutarındaki asıl alacağa hükmolunduğu ise ilâm içeriğine göre sabittir.
Dava konusunun tanıma ve tenfiz olduğu dikkate alındığında Mahkememizin görevli olup olmadığının ele alınmasında ise fayda bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir 5718 sayılı MÖHUK 50 ile 57 maddeleri arasında tenfize ilişkin düzenlemeler, ayrıca 58 ile 59.madde arasında ise tanımaya ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Genel kabule göre fikri ve sınai haklara istinaden ülkesellik ilkesi geçerli olmakla yabancı mahkemelerce verilen hükümsüzlük, iptal, tescil, tecavüzün tespiti ve benzeri ilamların tanınması ve tenfizi söz konusu olmasa dahi somut olayda olduğu üzere yabancı Mahkeme ilâmına konu alacaklarla ilgili tenfiz kararı verilebilmesi mümkündür. (Yargıtay 11. HD 2014/1276 E. 2014/4242K.sayılı ilamı) O halde söz konusu tanıma ve tenfiz açısından görevli mahkemenin öncelikle ele alınması gerekmektedir.
Görevli mahkemenin hangisi olduğunun tespitinde 6102 sayılı TTK m.5/f.3 hükmü dikkate alınmalıdır. Buna göre MÖHUK m.51 hükmünde ise tenfiz kararları açısından görevli olan mahkemenin asliye mahkemesi olduğu belirlenmiş ise de sıfata ilişkin ayrı bir belirleme söz konusu değildir. Bu durumda fikri ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin bir dava söz konusu olduğunda asliye mahkemesi durumunda olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin dahi gerekirse görevli olabileceği dikkate alınmalıdır. İlamda belirtilen alacağın lisans sözleşmesinden kaynaklı alacaklardan doğduğu, ancak en önemlisi bu alacak kalemleri içinde telif hakkı ve telif ücretinden kaynaklı alacak kalemlerinin dahi yer aldığı, ilamdaki alacağın bu kalemleri dahi kapsayacak şekilde hükmün kaleme alındığı ise kayden anlaşılmaktadır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1. maddesinde tanımlaması yapılan eserlerin yorumlanması ve kullanılmasından kaynaklanan mali ve manevi uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkemenin, aynı kanunun 76. maddesi gereğince dava konusunun miktarına ve kanunda gösterilen cezanın derecesine bakılmaksızın ihtisas mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Buna göre ihtisas mahkemeleri olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olup, somut olayda tanıma ve tenfize konu olan ilam içeriğinde yer alan en azından bir kısım alacakların özel görevli mahkeme konumundaki Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanı içinde kaldığı, taraflar arasındaki lisans sözleşmesinden doğan telif hakkı ve telif ücreti kaynaklı alacakların varlığı sebebiyle 5846 sayılı yasadan kaynaklı bu haklar sebebiyle tenfiz ve tanıma davasına konu ilam nedeniyle bu davada görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu kabul edilmiştir.
Bu halde söz konusu ilam ile ilgili tenfiz ve tanıma noktasında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim Yargıtay 11. HD 2014/15778E. 2014/18740K.sayılı ilam içeriğinde;
“Davacı vekili, müvekkilinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan tüm mali ve manevi hakları kendisine ait olan “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” adlı film ve bu filmlere ait tüm görsel materyallerin Türkiye’deki kullanım lisansını davalı şirketlere verdiğini, davalılar ile aralarındaki uyuşmazlığın bağımsız film & televizyon birliği (IFTA) Tahkim Kurulu tarafından çözüldüğünü, kararın Türkiye’de uygulanabilmesi için 26 Mart 2013 tarih ve # 12-91 sayılı hakem kararının tamamının MÖHUK’nın 60.maddesi uyarınca tenfizine, hakem kararında hükmedilmiş bulunan toplam 3.041.154,88 Amerikan Dolarının tahkim kararının tarihinden itibaren işletilecek olan yıllık %10 faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı uyarınca tahkimce ve mahkemece verilen kararda ve onamada lisans sözleşmesinin feshi için gereken ön ödemelerin gerçekleştirilmediği, feshin sonucu olarak hakem kararında listelenmiş sinema filmlerinin tüm haklarının 23.01.2012 tarihinde davacıya geri döndüğü, ayrıca davalıların ödeme yapmasına hükmedildiği, 16.3.2010 ve 16.5.2010 tarihli sözleşmelerin lisans kullanım hakkına ilişkin sözleşmeler bulunduğu, tanıma ve tenfiz istenilen hususların FSHHM görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı ile dosyanın görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı … Tic Ltd Şti vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davalı …Ticaret Ltd. Şti. vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı …Ticaret Ltd. Şti. vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı davalı … Ticaret Ltd. Şti’den peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 01/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” şeklindeki kararında lisans sözleşmesinin feshinden doğan alacakların ödenmemesi nedeniyle ilgili yabancı mahkeme ilamında oluşturulan hükmün tenfiz ve tanınması noktasında İstanbul Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu benimsemiştir.
Yine Yargıtay 11. HD 2015/3651E. 2015/10305K.sayılı ilamında;
“Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında … Asliye Mahkemesi’nin 1. Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında fikri haklardan kaynaklı bir davanın görüldüğünü, söz konusu dava neticesinde davalılar aleyhine tazminat ve cezaya hükmedildiğini, kararın kesinleşmesine karşın davalılarca ödeme yapılmadığını, kararın icra marifetiyle infazı için tenfizinin zorunlu olduğunu ileri sürerek … Asliye Mahkemesi’nin 1. Dairesi’nin … esas sayalı dosyasında verilen kararın ceza ve tazminatlara dair kısmının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yabancı mahkeme ilamının tenfizi hususunda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; tenfizi istenen kararın fikri ve sınai haklara ilişkin olması, davalının ikametgahının yargı sınırları dahilinde kalması nedeniyle mahkemenin davaya bakma hususunda yetkili ve görevli bulunduğu,… Asliye Mahkemesi’nin 1. Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında verilen 06.07.2011 tarihli karar ile davalıların davacıya ait marka hakkına tecavüzü nedeniyle davalılar aleyhine 50.000,00 Euro tazminat ve 5.000,00 Euro yargılama giderine hükmedildiği, kararın usulüne uygun biçimde tebliğ olunarak kesinleştiği, tenfize engel bir durumun dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüyle … Asliye Mahkemesi’nin 11-00775 esas 06.07.2011 tarihli ve 11.4.2014 tarihli belge uyarınca kesinleştiği anlaşılan kararın 50.000,00 Euro tazminat, 5.000,00 Euro yargılama giderlerinin tahsiline ilişkin bölümünün Türkiye’de icraya esas olmak üzere tenfizine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” şeklindeki kararında ise tenfizi istenen kararın fikri ve sınai haklara ilişkin olması nedeniyle yabancı mahkeme kararının tenfizi noktasında karar veren … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen ilamın onamış, dava şartı olmasına ve resen ele alınması mümkün olmasına rağmen görev yönünden herhangi bir bozma ilamı oluşturulmamıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK m.114 hükmü uyarınca görev hususu dava şartı olup HMK m.115 hükmü uyarınca her zaman ve her aşamada dikkate alınması gereken usuli bir meseledir. Bu şartlarda somut olay yönünden görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 hükmü gereğince usulden reddine, Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine, bu suretle dosyanın akabinde İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 hükmü gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine,
3-Bu suretle dosyanın akabinde İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal sürede istinaf başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 01/12/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …