Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/813 E. 2023/298 K. 03.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/813 Esas
KARAR NO : 2023/298

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 15/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili borçlu aleyhinde 22.10.2018 Keşide tarihli … Seri No’lu 242.000 TL Bedelli senet kaynaklı alacağının tahsili amacıyla … 32. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmasını takiben borçlu şirket hakkında iflas kararı verildiğini, müvekkili alacağının tahsili amacı ile iflas işlemlerini yapmakta olan … 2. iflas masasına kayıt talebinde bulunmuş ancak … 2. İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasında bu talebi yeterli araştırma yapılmaksızın reddedildiğini, … 2. İflas Müdürlüğünün red kararı kanuna ve hukuka açıkça aykırı olmakla müvekkilimin sıra cetveline alacağının kayıt edilmesi amacıyla huzurdaki davayı ikame etme zorundalığı hasıl olduğunu, çek ve senet ile borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmek yükümlülüğü altına girmektedir. Çek veya senedin bedelsiz olduğu iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düştüğünü, Yüksek Mahkeme’nin yerleşik içtihadı ve öğretideki görüşler de bu yönde olduğunu, … 2. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında talebimizin red gerekçesinde; müvekkilin alacak kayıt dilekçesinde müflis şirkette uzun yıllar sigortalı çalıştığını ve işçilik alacaklarının bulunduğundan bahisle kendisine çek verildiğini, bu çekin bedeli ödenmediğinden … 32. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasında takibe geçtiği ve müvekkilin çalıştığını iddia ettiği müflis şirkette çalıştığına dair SGK dökümü vs gibi bir belge ibraz etmediğinden ötürü işin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle red kararı verilmişse de bu değerlendirme de somut gerçeklikten uzak olduğunu, müvekkili müflis şirkette çalışmamış ve verilen çek işçilik alacakları nedeniyle verilmediğini, müvekkili …Ticaret A.Ş.’ şirketinde çalıştığını, mahkemece SGK kayıtları celp edildiğinde de görülebileceğini, müvekkilinin çalışmış olduğu şirket ile … isimli müflis şirket ilişki içerisinde olduğunu, müvekkilinin çalışmış olduğu … isimli şirket ile … isimli şirketin dilekçemiz ekinde de ibraz etmiş olduğumuz ticaret sicil kayıtları incelendiğinde aynı kişilere ait olduğu ve ilişkili olduğu açıkça görülebileceğini, müvekkili ise bu ilişkiler kapsamında elden verdiği paralar neticesinde icra dosyasına konu çeki aldığını, müvekkilinin alacağının bulunduğu tartışmasız olduğunu, borçlunun imza itirazı var ise de bu hususta bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, zira senetten dolayı alacağın olmadığı hususunda ispat yükü borçluda olduğunu, icra dosyasına konu çek incelendiğinde haklılığımız sübuta ereceğini, müflis şirketin müvekkile borcu bulunmaktadır ve müvekkilimin alacağına kavuşamamış olması karşısında alacağının tahsili amacı ile başvurduğunu … 2. İflas Müdürlüğünün vermiş olduğu red kararı kanuna ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, İflas dairesince verilen kararın kabulü mümkün olmayacağını, … 2. İflas Dairesinin alacağın reddedildiğine dair kararı müvekkile 03/11/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, alacağımızın tamamının sıra cetveline kaydının ve kabulünün yapılabilmesi için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla; Davanın kabulünü, müvekkilin alacağının tamamının sıra cetveline kaydını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Cevap: Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz yoluyla alacağın iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir.
Kayıt kabul davalarında, dava açma süresi, ilan halinde gazetede yapılan son ilandan, tebliğde ise tebliğ tarihinden itibaren 15 gündür. Mahkemece bu süre re’sen gözetilir, çünkü hak düşürücü süredir. Somut davada, İflas Müdürlüğünün cevabı yazısında, tebliğ masrafı ödeyen davacıya sıra cetveli ve kararın E-tebligat olarak 03/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir. Davacı tarafın, davayı 15/11/2022 tarihine yasal süre içerisinde açmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın, davasını hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti sonrasında işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.06.2021 tarih ve … esas sayı ile saat 14:10 itibariyle …Şirketi’nin iflasına karar verildiği, müflis şirketin tasfiye işlemlerinin … 2. İflas Müdürlüğü’nün …sayılı iflas dosyasına istinaden oluşturulan iflas masasınca gerçekleştirildiği; ancak iflas kararının istinaf ve temyiz edilmesi üzerine … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.12.2022 tarih ve … Esas sayılı yazısı ile mahkemenin … Esas 2021/397 Karar sayılı iflas kararının Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.12.2022 tarih 2022/2546 Esas, 2022/5635 Karar sayılı ilamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 17.03.2022 tarih 2022/25 Esas 2022/312 Karar sayılı kararı kaldırılarak ile iflas kararının kesin olarak kaldırılmasına karar verildiği, bu suretle tasfiye işlemlerini yürüten … 2.İflas Müdürlüğü’nün …sayılı iflas dosyasına istinaden oluşturulan iflas masasının görevinin yasal olarak sona erdiği, eldeki davada kayıt kabul isteminin iflas kararının kesin olarak kaldırılması neticesinde yasal olarak görevi sona eren … iflas sayılı dosyasına ve masasına yapıldığı; anlaşılmaktadır. İflas kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılması veya somut olayda olduğu üzere Yargıtayca ilâmın bozulması sonrası bu bozmaya uyulmuş olması halinde, bir başka deyişle iflas kararının hukuken ortadan kalkması halinde artık kayıt kabul davası o an itibariyle konusuz hale gelecektir. (Yargıtay 23. H.D. 2017/1908 Esas 2020/3039 Karar, Yargıtay 19. H.D. 2010/1798 Esas, 2010/3789 Karar)
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 165.maddesinde iflasın hükümle açılacağı düzenlenmiştir. Aynı yasanın 184.maddesinde, üst başlık olarak borçlunun malları hakkında iflasın neticelerine yer verilmiştir. İlk fıkrasında, iflasın açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masanın teşkil edeceği ve alacakları ödenmesine tahsis olunacağı, 208.maddesinde iflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesinin müflisin mallarının defterini tutmaya başlayacağı ve muhafazaları için lazım gelen tedbirleri alacağı, basit tasfiyeye ilişkin 218.maddesinde, iflas dairesince defteri tutulan mallar bedelinin tasfiye masraflarını koruyamayacağı anlaşılması halinde basit tasfiye usulünün tatbik olunacağı, bu taktirde iflas dairesinin alacaklıları 20 günden az ve 2 aydan çok olmamak üzere tayin edilecek müddet içinde alacaklarını ve iddialarını bildirmeye ilan ile davet edeceği, 219.maddede, adi tasfiye ve iflasın açılmasının ilanına yer verildiği, 226.maddede, masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğuna yer verilmiştir.
İflas kararının ortadan kaldırılmış olması halinde ise iflasın açılmasının neticelerinin sona ereceği izahtan varestedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 2021/894 Esas, 2021/1052 Karar sayılı ilamı)
6100 sayılı HMK m.331 ile düzenlenen “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü uyarınca davanın devamına yönelik de bir inceleme yapılması gerekmemektedir. Zira anılan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi ilamında da konu hakkında “…davacı tarafın haklı olup olmaması hususunun tespiti ve davalı iflas idaresinin yargılama giderleri ile sorumlu tutulması iş bu davanın niteliği itibariyle usul ve ilgili yasal düzenlemelere uygun düşmeyecektir. Çünkü davanın konusu olan alacak her ne kadar yeni kurulan iflas tasfiye dosyasında kabul edilmiş ise de kabul edilmemesi halinde ikinci kez açılacak sıra cetveline itiraz davasında kesin delil sonucunu doğuracaktır ki iş bu durum İİK ve ilgili yasal mevzuata uygun düşmeyecektir.
Diğer taraftan, artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas tasfiyesi ile ilgili iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde iş bu dosyada müflis şirket taraf olmayıp iflas idaresi taraf olduğundan infazı mümkün bulunmayacaktır. Bu nedenlerle davacı vekilinin iddia ettiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir..” şeklinde değerlendirmelere yer verilmiştir.
Bu durumda, söz konusu iflas dairesi tarafından oluşturulan iflas masasındaki tasfiye somut davada olduğu üzere İİK 40.maddesi gereğince durdurulmuştur. 40.maddede, icranın iadesi düzenlenerek birinci fıkrada, bir ilamın Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulmasının icra muamelerinin olduğu yerde durdurulacağına yer verilmiştir.
İflas masasının kanuni mümessili iflas idaresi olup, söz konusu iflas dairesindeki iflas tasfiye dosyası ise iflas kararının kaldırılmış olması ile birlikte görevi sona ermiştir.
Bu durumda masaya dahil olan müflis mallarının defterinin tutulması, muhafaza işlemleri, ikinci iflas kararı ile birlikte yeni kurulan iflas tasfiye dosyasında ve ilgili masa tarafından yürütüleceğinden iş bu davada müflis şirketi temsilen iflas idaresinin masanın kanuni mümessili sıfatının sona ermiş olduğunun göz önünde bulundurulması gerekecektir.
Netice olarak, davacı tarafın haklı olup olmaması hususunun tespiti ve davalı iflas idaresinin yargılama giderleri ile sorumlu tutulması iş bu davanın niteliği itibariyle usul ve ilgili yasal düzenlemelere uygun düşmeyecektir.
Diğer taraftan, artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas tasfiyesi ile ilgili iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde iş bu dosyada müflis şirket taraf olmayıp iflas idaresi taraf olduğundan infazı mümkün bulunmayacaktır. Bu nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir. Mahkememizce de iş bu dosyada müflis şirket taraf olmayıp iflas idaresi taraf olduğundan infazı mümkün olmadığından HMK m. 331 hükmü uygulanmaksızın de harç ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle iflas dairesinin görevinin iflas kararının kaldırılmış olması nedeniyle sona erdiği, davacının dava konusu başvurusunu reddeden masanın kanuni mümessili iflas idaresinin görevinin yasal olarak sona ermiş olması ve tüm bu nedenlerle HMK 331.maddesinin iş bu davada uygulanması mümkün görülmediğinden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmemesi ( İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2021/894 Esas, 2021/1052 Karar; İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2021/893 Esas, 2021/1064 Karar ) kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-İflas kararı bozulmakla dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Müflis şirketin iflas durumunun kalkmış olması nedeniyle infaza elverişli bir taraf bulunmadığından davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE
Dair, e-duruşma ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/04/2023

Katip

Hakim