Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/801 E. 2023/813 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/801 Esas
KARAR NO : 2023/813

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi tarafından, … A.Ş. Adına, 01.03.2021-2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere, … numaralı … Poliçesi düzenlendiğini, … tarafından … A.Ş. isimli firmaya birtakım oto yedek parça emtiası satışı yapıldığını, muhtelif oto yedek parça emtiasının …’dan …’e olan karayolu nakliye taşıması için … A.Ş. görevlendirildiğini, organize edilen nakliye planı kapsamında, emtianın tamamı … A.Ş adlı nakliye firma sorumluluğunda taşındığını, alıcı tesislerine ulaştığını ve …’dan …’e ye … plakalı tır ile taşındığını, taşımaya konu, sigortalıya ait bir kısım palet ve emtialar taşıyan firmanın kusuru sebebiyle hasarlı olarak sigortalı … A.Ş. tarafından teslim alındığını, bu hasarlı teslim alındığına dair yetkili kişiler tarafından tutulan tutanakla sabit olduğunu, oluşan bu hasara ilişkin sigortalı … A.Ş. tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuru neticesinde ekspertiz incelemesi yapıldığını ve eksper marifetiyle yapılan inceleme neticesinde müvekkil sigorta şirketi tarafından hasara uğrayan emtialar için sigortalısına 28/04/2022 tarihinde 3.286,67 € hasar ödemesi yapıldığını, müvekkil sigorta şirketinin Türk Ticaret Kanunu’nun 1472 . Maddesi ile sigortalısının haklarına halef olduğunu, ilgili madde gereğince müvekkil sigorta şirketinin ödemiş olduğu hasar bedelini taşıyan şirketin Nakliye Aracılığı Sorumluluk (…) Sigortacısı olan davalıya rücu hakkı bulunduğunu, davalı … Sigortanın, …A.Ş.’nin sorumluluk sigortacısı olduğunu ve dava öncesi, davalıya oluşan hasarla ilgili rücu ihtarı gönderildiğini, davalı tarafça ödeme yapılmadığını, rücu alacağımızın tahsili amacıyla davalı aleyhine, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı, borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takibi durdurduğunu belirterek, borçlunun … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas icra takibine yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşıma uluslararası taşıma olup CMR Konvansiyonu hükümleri uygulanması gerektiğini, öncelikle hasar miktarına ve kusur durumuna itiraz ettiklerini, talep konusu yapılan alacak bedelinin dahi nasıl oluşturulduğu, şayet var ise hasarlı emteanın sovtaj değerlendirilmesine tabi tutulup tutulmadığının anlaşılamadığını, hasarlanan mala ilişkin gerçek bir tespit yapılmadığını, şayet var ise me kadar malın hasarlandığı ve ne kadarının kurtarıldığının dosyaya sunulması ve hasar miktarının ispatlanmasının gerektiğini, dava konusu emtiaların ambalajı ve istifi gönderici tarafından yapıldığını, CMR Konvansiyonuna göre malın ambalajının kötü olduğu durumlarda taşıyıcının bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu durumda … sigortacısı olan müvekkil şirketin de herhangi bir sorumluluğunun da olmadığını, CMR 17. Madde 4/b’ya göre “ Malların ambalajlanmadıkları veya fena ambalajlandıkları zaman, mahiyetleri icabı fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yahutta hatalı ambalajlanmış olması,” 17.md 4/e’ye göre malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması” hallerinde taşıyıcı mesuliyetten ibra edilir dendiğini, CMR Konvansiyonu madde 17/2’ye göre “Şayet kayıp, hasar veya gecikme taşıyıcının hatasından değil de… Mallara has bir kusurdan yahut da taşıyıcının önlemesine imkan olmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşıyıcı mesuliyetten ibra edilir.” Denildiğini, Yargıtay 11 HD 2004/9126 E. ve 2005/5843 K. Sayılı kararında “Karayolu ve Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi İle İlgili Anlaşma (CMR)’nin 17/1 nci maddesi uyarınca kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar, bunların tamamen veya kısmen kaybından ve vuku bulacak hasardan sorumlu ise de, aynı Konvansiyon’un 17/4-c maddesi uyarınca, malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınması, yüklenmesi, if edilmesi veya boşaltılması nedeniyle oluşan hasarlardan dolayı taşıyıcının ibra edileceği belirtilmiştir” hükmüne havi olduğunu, müvekkil şirket tarafından yaptırılan eksper raporunun sonuç kısmında ” söz konusu hasar, emtianın nakliyesi sırasında meydana gelen olağan sarsıntı ve ani fren hareketlerinde dorse içerisinde yeterli ve gerekli sabitlemesi yapılmayan paletlerin hareket ederek dorse içerisine devrilmesi sonucu meydana geldiğinin belir dolayısıyla eksperin tespit ve kanaatine göre söz konusu hasar uygun olmayan istifleme ve veya yetersiz sabitleme nedeniyle meydana geldiğinin” tespiti yapıldığı dava konusu olayda taşıyıcının önlemesine imkan olmayan bir durum olduğunu, CMR Konvansiyonu 17.2 md” Şayet kayıp, hasar veya gecikme taşıyıcının önlemesine imkan olmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşıyıcı mesuliyetten ibra edilir” dendiğini, yine TTK 876 md. “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur” denildi CMR belgesi incelendiğinde üzerinde herhangi bir hasar notu olmadığının görüleceğini, bu durumda emtialar alıcıya tam ve sağlam olarak teslim edildiğinin anlaşılacağını, Uluslararası taşımalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taşıyıcının azami sorumluluğu CMR Konvansiyonu’nun 23. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi SDR’dir. Buna göre tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 hesap birimini aşmayacağını, hasarı ve kusuru kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın fazlaya dair taleplerinin reddinin gerektiğini müvekkili şirket sigortalısının ihbarı üzerine yaptırılan ekspertiz incelemesinde; Toplam 7 palet içeriği 3.854 adet piston emtiasının teslim alındığı haliyle kapalı depolama alanında muhafaza edildiklerini, 2 palet üzerinde ki istifin orijinal ve sağlam olduğunu, 3 palet üzerinde ki istiflerde hafif şekil bozukluğu olduğu, ancak sağlam olarak değerlendirileceğini, geriye kalan 2 palet üzerinde ki istiflerin kısmen kaymış vaziyette olduğunu, Tespit edildiğini, Eksper raporunun 8.sayfasında tespit edilen emtiaların brüt ağırlığının 133,65 kg olup hasarda SDR doğmakta olduğunu, emtia faturasına göre hasar bedeli 2.987,88.-Euro olduğunu, SDR limitine göre hasar hesabı SDR hesaplaması : 133,65 kg brüt x 8,33 SDR : 1.113,30 SDR 1.113,30 SDR x 1,23748 Euro : 1.377,69.-Euro net hasar tutarı olduğunu, hasarı ve kusuru kabul anlamına gelmemekle birlikte mahkememiz aksi kanaatte ise müvekkili şirket aleyhine hükmedilebilecek maksimum tazminat oranı 1.377,69.-Euro olabileceğini, ayrıca talep konusu yapılan alacak bedelinin dahi nasıl oluşturulduğu şayet var ise hasarlı emtianın sovtaj değerlendirmesine tabi tutulup tutulmadığının anlaşılmadığını hasarlandığı belirtilen emtialarına sovtaj bedelleri tespit edilerek hasar bedelinden düşülmesi gerektiğini, bununla beraber İşbu taşıma CMR Konvansiyonuna tabi olarak gerçekleşmiş olmakla, faiz tutarı Konvansiyonda belirtilen oranın üzerinde olamayacağını, bu oran CMR Konvansiyonunda %5 olarak sınırlandırıldığını, bu nedenle davacı yanın fahiş faiz talebinin de reddinin gerektiğini, ayrıca dava açılmadan önce müvekkil şirkete hasar miktarına ve talebine ilişkin bir ihtarname gönderilmediğini, temerrütten söz edilemeyeceğini, bununla beraber, dava konusu taşımayı yapan …’ya ait… plakalı araç olduğunu, asıl dava bu şirkete ve onun … sigortacısına açılması gerekirken müvekkili şirkete açılması hatalı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası UYAP kayıtları,
… ve … tarafından hazırlanan 13/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu,
… ve … tarafından hazırlanan 11/08/2023 tarihli bilirkişi ek heyet raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının haklarına TTK m.1472 uyarınca halef sıfatı ile sigortalısına ödemiş olduğu sigorta bedelinin kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı şirketten tahsiline yönelik olarak başlatılan … 1.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için:
1-İlamsız takip yapılmış olması,
2-Borçlunun bu takibe itiraz etmesi,
3-Alacaklının, itirazın kaldırılması için İcra mahkemesine başvurmaması,
4-İtirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının 1 yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması yasal koşullarının bir arada gerçekleşmesi gerekir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran, itirazla duran takibin devamınını amaçlayan bir dava olup yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır.
Somut olayda, … 1.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde; davacı tarafından borçlusu davalı aleyhine, 3.286,67-Euro asıl alacak, 59,43-Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.346,10-Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 28/12/2021 tarihinde …’dan … (…) plakalı araç tarafından emtiaların tahliye esnasında hasar görmesi sonucu ödenen tazminatın rücuen tazmini olarak gösterildiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yasal süresinde olan 26/09/2022 tarihli itiraz ile takibin durduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği, eldeki itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde olan 10/11/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı … A.Ş. tarafından dava dışı sigortalı/sigorta ettiren …Tic.A.Ş. adına 16/12/2019 tarihinde tanzim edilen “… Sözleşmesi’nin; sigortalı ön ihbar yükümlülüğü limitinin nakil vasıta başına 300.000-Euro karşılığı TL sigorta bedeli ile düzenlendiği, yaptırım sınırlandırma ve istisna klozu notu poliçeye özel şart olarak eklenirken, tüzel kişilik notu olarak da; teminatın, taşımayı yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın hukuken geçerli, yazılı bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması kaydıyla geçerli olduğu aksi halde teminatın geçersiz sayılacağının belirtildiği görülmüştür.
Sigortalı tarafından 7 Kap, Net : 1.707,00 Kg., Brüt : 1.882,00 Kg. oto yedek parçasının Polonya’da bulunan Mahle firmasından satın alındığı, taşımaya konu emtianın …’dan … (…) plakalı araçla …’de bulunan sigortalı deposuna getirildiği, yapılan tahliye işlemleri esnasında iki palette hasar tespit edilerek hasar tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanak içeriğinin “28/12/2021 tarihinde … dorse plakalı …arası ile gelen … paletleri kırık ve hasarlı teslim alınmıştır” şeklinde olduğu, sigortalının söz konusu hasarın tespit ve tazmini için sigorta şirketine hasar ihbarında bulunduğu, düzenlenen ekspertiz raporu neticesinde davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına, tespit edilen 3.286,67-Euro tazminatın 28/04/2022 tarihinde ödendiği, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçe incelendiğinde; dava dışı …Tic. A.Ş. adına 01/01/2021-2022 vadeli “Nakliye Aracılığı Sorumluluk Sigorta Poliçesi”nin 25/12/2020 tarihinde tanzim edildiği, sigorta bedelinin 1.500.000,00-Euro olarak verildiği tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporda, davacının sigorta tazminatı ödemesi yapan emtia nakliyat sigortacısı, davalının da taşıma sürecinde yer alan taşıma işleri organizatörü sorumluluk sigortacısı sıfatlarını haiz olduğu, davalının sigortalısının taşıma süreci sonunda CMR m.17/I gereği sabit olan hasar ve tespit edilen zarardan TTK m.1478 gereği doğrudan sorumluluğu bulunduğu, öte yandan, davacı emtia nakliyat sigortacısı sıfatı ile ödemesinde %10 bedel artış farkına katlandığını ve davacının bu ödemesinin, nispi sigorta sözleşmesi gereği bir ödeme olup; CMR m.23 kapsamında taşıyıcının sorumluluğuna dahil bir kalem olmadığı, bu nedenle davacının emtia nakliyat sigortacısı sıfatı ile ödediği 3.286,67-Euro tazminattan, 2.987,88-Euro kısmını davalı sorumluluk sigortacısına rücu edebileceği kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
CMR’nin 17/1.maddesi gereğince; taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya, gecikme ve hasardan sorumludur. Aynı hükmün ikinci fıkrasına göre ise, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulması mümkün değildir. Fakat 18.maddede kayıp, hasar ve gecikmenin bu nedenlerin birinden doğduğunu kanıtlama yükümlülüğünün taşımacıya ait olduğu düzenlenmiştir.
Taşımaya ilişkin CMR üzerinde varış yerinde alıcısına teslim aşamasında eşyanın hasarlı teslim edildiğine dair tutanak olduğu, bu durum nazara alındığında davacının CMR 30.maddesinde düzenlenen ihbar mükellefiyetini yerine getirdiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı tarafça hasarın kendilerinden kaynaklanmadığı belirtilmiş ise de, bilirkişi raporu ile ambalaj yetersizliğinin hasarda etken sebep olmadığı, yüklemenin taşıma güvenliğine uygun yapılmadığı hususlarının tespit edildiği, yüklemenin yük ilgilisi tarafından yapılmış ise sorumluluktan kurtulmasının olanaklı olduğu ancak somut olayda bu yönde bir delil bulunmadığı, yükün taşıyıcı risk alanında yükleme ve boşaltma ile aktarmalara tabi tutulduğu ve hasarın bundan kaynaklandığı, bu durumun aksinin davalı tarafça ispat edilemediği anlaşıldığından, davalının meydana gelen zarar nedeniyle sorumluğunu ortadan kaldıran hallerin ispatlandığından söz edilmesi mümkün olmamakla meydana gelen hasardan nakliyeyi gerşekleştiren davalının sorumluluğu bulunduğu açıktır.
Öte yandan ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23.maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırılığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi 2021/1226 Esas 2023/1622 Karar). Bilirkişi raporunda, oluşan hasar istifleme sebebiyle olduğundan, davalının ödemenin 2.987,88-Euro kısmından sorumluluğu bulunduğu belirlenmiş olup davacı tarafça yapılan ödeme miktarının daha fazla olduğu ve CMR’deki sınırlı sorumluluk miktarının dışında olduğu anlaşılmakla hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 99.maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulanmasına göre de haksız fillerde zarar, yabancı para üzerinden doğmuş ise yabancı para üzerinden tahsil istenilmesi mümkündür (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2014/13970 Esas 2015/10395 Karar, 2013/5213 Esas 2014/12333 Karar, 2014/14491 Esas 2015/76 Karar.)
Somut olayda da; davacı sigorta şirketinin, sigortalısının poliçe teminatı kapsamında olan gerçek zararından sorumlu olduğu, meydana gelen hasar bedelini dava dışı sigortalısına ödeyerek TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olan davacı, TBK’nın 99.maddesi uyarınca ödediği bedelin aynen tahsilini veya anılan miktarın vade ya da fiili ödeme günündeki rayicine göre Türk parası ile ödenmesini haksız fiil sorumlusu davalıdan isteyebilecektir. Davacının dava dilekçesi içeriğinden 6098 sayılı TBK’nın 99.maddesi uyarınca tercih hakkını yabancı para üzerinden tahsil olarak kullandığı da gözetildiğinde yabancı para (Euro) üzerinden tespit edilen ve ödenen zararın yabancı para üzerinden rücusunda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yönde karar vermek gerekmiş ve harca esas değer yabancı paranın dava tarihindeki kur esas alınarak TL karşılığı belirlenmek suretiyle hesaplanmıştır.
Tüm bunlarla birlikte takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifade ile borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2021/6380 Esas, 2022/5655 Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Davacının talebine konu alacak likit (belirlenebilir) olmadığından ve ancak yargılama ile belirlenebileceğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davacı tarafından davalı aleyhine yürütülen … 1.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 2.987,88-Euro asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-2.987,88-Euro alacağa, CMR Konvansiyonu’nun 27/1.maddesi gereği takip tarihi olan 07/09/2022 tarihinden itibaren yıllık %5 oranı aşılmamak kaydıyla bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmesine,
3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (55.828,53-TL) üzerinden alınması gereken 3.813,65-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 758,96-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.054,69-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 758,96-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 5.694,00-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına isabet eden 5.084,42-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 380,00-TL yargılama giderinin davanın red oranına isabet eden 40,68-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 6.693,34-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin,
a)Davanın kabul oranına isabet eden 2.785,99-TL’sinin davalıdan,
b)Davanın red oranına isabet eden 334,01-TL’sinin davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip

Hakim