Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/784 E. 2023/109 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/784
KARAR NO : 2023/109

DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
DAVA TARİHİ : 03/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu … 21.İcra Müdürlüğü …E.sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine haksız surette icra takibi başlattığını, müvekkilinin ödeme emrine itirazı sonucunda takibin durduğunu, borçlu tarafça … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi …E.sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığı, bunun üzerine … 8.İcra Dairesi …E.sayılı dosyası üzerinden başlatılan olduğumuz ilamlı icra takibinin genel iflas yoluyla takip olarak devamı talep edilmiş olmakla 19.08.2022 tarihinde iflas ödeme emri borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 26.08.2022 tarihinde iflas ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak borçlu iflas ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresi içinde borcu ödemediğini, bu sebeple borçlunun iflasına karar verilmesi gereği hasıl olduğu, buna göre borçlunun iflası ile iflas kararından önce gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasını kapsamında borçlunun mallarının defterinin tutulması, depo ve mağazalarının mühürlenmesi, taşınırlarının yediemine teslim edilmesi, tapuya taşınmazlar için devir yasağı şerhi konması gibi önlemlerin alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen işbu dava süresinde açılmadığı gibi işbu davaya dayanak teşkil eden iflas ödeme emri de usulüne uygun olarak düzenlenmediği, bu konuda ödeme emrinin iptali adına … 12.İcra Hukuk Mahkemesi’nin …E.sayılı dosyası ile şikayet davası açılmış olmakla birlikte söz konusu dosyanın celbinin gerektiğini, öte yandan zamanaşımı defi talebimiz de mevcut olup sayın mahkemece bu hususların dikkate alınmasını ve izah ettiğimiz sebeplerle öncelikle işbu davanın usulden reddini, davacı her ne kadar mevcut durumda alacaklı gibi görünüyorsa da gerçekte alacaklı olmadığını, hatta müvekkiline borçlu olduğunu, bu konuda davacı şirket yetkilisinin yalan yere yemin suçunu işlediğinden bahisle hakkında iddianame düzenlenmiş ve söz konusu dosya iddianamenin kabulü aşamasında olduğunu, davacının alacağa konu makineleri teslim aldığını, işbu nedenlerle davacının haksız taleplerinin reddi ile yalan yere yemin suçuna ilişkin yürütülen yargılamanın bekletici mesele yapılmasını ve akabinde de davacının haksız davasının reddine karar verilmesini, kötü niyetli olan davacı tarafından açılan işbu davanın öncelikle usulden bu mümkün olmadığı takdirde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır.
Duruşmalı ön inceleme aşamasında ve duruşmalı ön inceleme bitirilmeden önce öncelikle özel ve genel dava şartları açısından değerlendirme yapılmıştır.
Dosyamız davacısı tarafından davalı şirket aleyhine dayanılan icra dosyasına istinaden toplam miktarı 17.625,40-Avro ve +11.413,36-TL bedelli icra emrinin düzenlendiği, tebliğ olunduğu, akabinde bu defa davalı yönünden iflas yolu ile adi takipte ödeme emri düzenlendiği, bu noktada İİK m.43 hükmü uyarınca takibin iflas yolu ile takibe çevrildiği, adı geçen ödeme emrinde ise bu defa 18.203,83-Avro ile ayrıca 14.560,02-TL talep olunduğu, böylelikle işlemiş faiz dışında ve ayrıca asıl alacak miktarının dahi arttırıldığı tartışmasızdır.
Oysaki Yargıtay uygulamasında benimsendiği üzere “İİK’nun 43’üncü maddesinde gösterilen usulle takip yolunun değiştirilmesi, takibin aynı olmasına bağlıdır. Somut olayda davacı yanın talebi üzerine gönderilen iflas ödeme emrinde takip tutarı değiştirildiği gibi, takip dayanağı da değiştirilmiştir. Yeni bir takip konusu olabilecek alacakların eklenmesi ile oluşturulan ödeme emrinin gönderilmesi suretiyle takip yolunun değiştirilmesi mümkün olmadığından, davanın usul ve yasaya uygun geçerli bir iflas takibi bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 23.HD 2012/E. 6229 2013/833K.sayılı kararı)
Yine başka bir Yargıtay uygulamasında “İİK’nun 43’üncü maddesinde gösterilen usulle takip yolunun değiştirilmesi, takibin aynı olmasına bağlıdır. Somut olayda davacı yanın talebi üzerine gönderilen iflas ödeme emrinde takip tutarı değiştirildiği gibi, takip dayanağı da değiştirilmiş ve dosyada bulunmayan bir çek, dayanak olarak gösterilmiştir. Yeni bir takip konusu olabilecek alacakların eklenmesi ile oluşturulan ödeme emrinin gönderilmesi suretiyle takip yolunun değiştirilmesi mümkün olmadığından, davanın usul ve yasaya uygun geçerli bir iflas takibi bulunmaması nedeniyle reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.01.2013 gün ve 2012/6152 E., 2013/284 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 23.HD 2013/2412E. 2013/4651K.sayılı kararı)
Yine diğer bir Yargıtay uygulamasında “Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İİK’nun 43.maddesinde gösterilen usulle takip yolunun değiştirilmesi, takibin aynı olmasına bağlı olduğu, somut olayda; davacı yanın talebi üzerine gönderilen iflas ödeme emrinde takip tutarı değiştirildiği gibi, takip dayanağı olarak kesinleşen mahkeme ilamındaki icra inkar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama giderinden oluşan alacak kalemlerinin eklendiği, yeni bir takip konusu olabilecek alacakların eklenmesi ile oluşturulan ödeme emrinin gönderilmesi suretiyle takip yolunun değiştirilmesi mümkün olmadığı, usul ve yasaya uygun geçerli bir iflas takibinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.” (Yargıtay 23.HD 2015/4231E. 2016/3937K.sayılı kararı)
şeklinde açıklamış olduğu nedenlerle bu uygulamasını aynen devam ettirmiştir.
Hal böyle olunca somut olayda icra emrine konu olan miktarların, takibin iflas yoluyla takipte ödeme emrine konu edilmekle birlikte farklı kalem ve miktarın eklendiği, bu durumda takip yolu değiştirilmiş olsa dahi miktarın değiştirilmemesi gerektiği, takip yolu değiştirilirken miktarın değiştirilmemesi uygulamasına dikkat edilmesi gerektiği, bu şartlarda iflas takibinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, bu takibe dayalı açılan davanın ise usulden reddolunması gerektiği takdir olunmuştur.
Zira bu husus iflas davasının görülebilmesi için bir ön şart niteliğindedir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının, davalı aleyhine açmış olduğu iflas davasının usul ve yasaya uygun bir iflas takibi bulunmaması nedeniyle ve usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, davalı aleyhine açmış olduğu iflas davasının usul ve yasaya uygun bir iflas takibi bulunmaması nedeniyle ve usulden reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 80,70TL harcın mahsubuna, bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.600,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Yargıtay 6.HD 2021/1698E. 2021/2941K.sayılı kararı)
5-Karar kesinleştiğinde gider avansından artan kısmın ve iflas avansının davacıya iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …