Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/773 E. 2023/744 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2022/773
KARAR NO : 2023/744

DAVA : ALACAK (Tüketici İşleminden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen ALACAK (Tüketici İşleminden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava … Tüketici Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı şirket çalışanları tarafından, davacıya ailece hediye tatil kazandıkları vb. Pazarlama hileleri ve ısrarlı tanıtımlar sonucu davacının üye olmadığı kabul ettiğini ve taraflar arasında 05/10/2013 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme nedeni ile davacının 25.000,00.-TL borçlandırıldığını, taahhütlerin yerine getirilmediğini, tesislerin bitirilip teslim edilmediğini, akabinde davacının sözleşmeden caymak ve dönmek istediğini, bu talebini davalı şirkete iletmesine rağmen olumlu bir sonuç alamadığını beyanla, sözleşmenin iptali ile sözleşme ile birlikte imzalatılan senetlerin iptali ve iadesini, sözleşme nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespitini, bugüne kadar yapılmış olan ödemelerin ve sair masrafların ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte iadesini, şimdilik 25.000,00 TL’ni iadesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davaya cevap verilmemiştir. Davalı vekili … 1. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği 08/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde; dava dilekçesinin tebliğinin usule uygun olmadığını, davacının iddialarını sadece dava dilekçesi ekinde göstermiş olduğu belgelerle ispat etmek zorunda olup, sonradan delil listesi sunmasına muvafakat etmediklerini, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağon zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin ikameti olan İstanbul Mahkemelerinin görevli olduğunu, uyuşmazlık konusu sözleşmede kararlaştırılan devremülk teslim tarihinin yaşanan mücbir sebep neticesinde geciktiğini, imar planlarının … Belediyesi tarafından değiştirilerek iptal edildiğini, müvekkili şirkete atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, imar planlarının 2017 Ekim ayında belediye meclisi tarafından yeniden onaylanması sonrası çalışmalara başlandığını, bu süreçte müvekkili şirketin öncellikle konkordato ilan ettiğini, akabinde mahkeme tarafından verilen karar doğrultusuna tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye işlemlerinin ise … 1. iflas müdürlüğünün …sayılı dosya ile yürütüldüğünü, … 2. asliye ticaret mahkemesi … E. sayılı dosya ile konkordato başvurusunda bulunulduğunu, nihayetinde ise 16/11/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kesin mühlet kararı verildiğini, davacının sözleşmeyi feshettiğini kabul etmemek kaydıyla; sözleşmeyi feshettiği düşünülse dahi müvekkil şirketin tazminat hakkı bulunduğunu, davacıya herhangi bir hak kaybına uğramaması adına teslim tarihi gerçekleşene kadar geçen dönem için başka bir konaklama imkanı sağlandığını söyleyerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; “Devremülk Satış Sözleşmesi’nden kaynaklanan ödemelerin tahsili takibine ilişkin alacak davasıdr.
Davanın açıldığı 10/12/2018 tarihinden sonra, yargılama devam ederken … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2018 tarih ve … E. … K.sayılı kararı ile … Tic. A.Ş,nin iflasına karar verilmiştir.
Hükmün istinafı üzerine İstanbul BAM 17.HD.nin 17/10/2019 tarih ve 2019/2173 E. 2019/1850 K.sayılı kararı ile … Tic. A.Ş,nin iflas kararını kaldırarak, 17.10.2019 tarihinde İİK’nın 292. maddesi gereğince şartları oluşmadığından iflas kararı verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar vermiştir.
Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 05.02.2020 gün ve 2019/3457 E. 2020/701 K. sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
Böylece …Tic. A.Ş.nin iflas halinde olmadığı açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunludur.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunundan doğan hukuk davalar ticari dava sayılmıştır. Huzurdaki dava anılan maddede belirtile; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan mutlak ticari dava değildir.
Nispi ticari davalar ise TTK.nun 5.maddesinde düzenlenmiş olup, her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 07.03.2016 tarih ve 2015/833 E. 2016/6770 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere, davanın açıldığı 10/12/2018 tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal kavramına konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların dahil olduğu belirtilmiştir. Aynı maddede tüketici, bir mal veya hizmet ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yasanın 23.maddesinde ise bu kanunun uygulanması ile ortaya çıkacak her türlü, ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Bir işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasındaki uyuşmazlığın mal ve hizmet piyasalarında bir malın mesleki ve ticari olmayan amaçla edinilmesi veya kullanılmasından doğması aranmaktadır.
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacının yasada tanımlanan şekilde “tüketici” ve davalının “satıcı” olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Diğer bir anlatımla iflas kararı kalksa da artık Ticaret Mahkemesinin görevi devam eder, denilemez.
O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu nedenle Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK.nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
6100 sayılı HMK.nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/10/2023

KATİP …

HAKİM …