Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/758 E. 2023/870 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/758 Esas
KARAR NO : 2023/870

DAVA : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan “Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat” davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.05.2022 tarihinde …’in sevk ve idaresinde olan … plakalı aracın yaya konumunda olan müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkili … daimi ve geçici süreyle malul kalmış olduğunu ve bakıma muhtaç hale geldiğini, tedavi gideri yapma mecburiyetinde kaldığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalısı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin oluşan maluliyetin tazminine ilişkin davalı şirkete 28.07.2022 tarihinde başvuruda bulunulmuş olduğunu,… numaralı hasar dosyası açıldığını, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ve genel şartları nazara alındığında meydana gelen kaza nedeniyle oluşan maluliyet dolayısıyla KTK m.91 ve devamı maddeler kapsamında davalı şirket poliçede bulunan teminat limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkilinin maluliyetinin tazmin edilmesi gerekmekte olup müvekkilinin zararı karşılanmadığını, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza sonrası tutulan kaza tespit zaptının doğruları yansıtmaması sebebiyle dosyanın öncelikle kusur oranlarının hakkaniyete uygun şekilde belirlenmesi için bilirkişiye sevki gerektiğini, kazadaki kusur oranlarının tespiti amacıyla, tahkikat aşamasının tüm deliller toplandıktan sonra görülmesi ilkesi gereği dosyanın öncelikle kusur bilirkişisine gönderilmesini, daha sonra maluliyet tespitinin yapılması açısından müvekkilinin … Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne sevkine, akabinde dosyanın tazminat hesabı yapılmak üzere bilirkişi heyetine tevdiini, müvekkilin zararının aktüer bilirkişi vasıtasıyla tespitine kadar şimdilik daimi iş göremezliğin tazmini için 10.000,00-TL, geçici iş göremezliğin tazmini için 100,00-TL, tedavi giderlerinin tazmini için 100,00-TL ve bakıcı giderlerinin tazmini için 100,00-TL olmak üzere toplam 10.300,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağında da açıkça belirtilmiş olduğu üzere müvekkili şirket nezdinde sigoralı … plakalı sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davadan önce müvekkili şirkete yapılan başvuru usul anlamında mevzuata uygun yapılmamış olduğunu , dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddini, müvekkil şirketin sigortalı aracın kusursuz olduğuna ilişkin savunmalarının saklı kalması ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının “geçici iş göremezlik’’ ve ‘‘geçici bakıcı gideri’’ zararı taleplerini , zorunlu mali mesuliyet (zmm) sigortası teminatı kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri , zorunlu mali mesuliyet (zmm) sigortası genel şartları ve 2918 sayılı karayolları trafik kanunu gereği zmm sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olup sgk tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı aracın kusursuz olduğuna ilişkin savunmalarının saklı kalması ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla ; davacının sgk’ dan gelir sağlayıp sağlamadığının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalı aracın kusursuz olduğuna ilişkin savunmalarının saklı kalması ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla ; bakıcı giderinin talep edilebilmesi için bu süreçte gerçekten bakıma muhtaç olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacının ”tedavi gideri” zararına ilişkin talebi , zorunlu mali mesuliyet (zmm) sigortası teminatı kapsamında olmadığını, davanın, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle ve açıkladıkları diğer nedenler ile esastan reddine, aksi halde davanın “dava şartı yokluğu” sebebiyle usulden reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan Deliller:
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasının UYAP kayıtları,
Davacıya ait … Şehir Hastanesi tarafından hazırlanan tedavi evrakları,
Davalı sigorta şirketinin … plaka araca ait … nolu trafik sigorta poliçe sureti,
ATK tarafından hazırlanan … tarih … sayılı ATK raporu,
ATK tarafından hazırlanan … tarih … sayılı ATK raporu, ayrı ayrı celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazasından kaynaklı kalıcı iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi giderinin tazmini istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır.
Görüleceği üzere haksız fiil sorumluğundan bahsedilebilmesi için; fiil, hukuka aykırılık, illiyet bağı ve zarar unsurlarının tümünün birlikte gerçekleşmesi gerekir.
Hukuka aykırı fiil ile bir kimsenin özel hukuktan doğan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklarına karşı yönelmiş saldırılar haksız fiil niteliğindedir. Bu haksız fiil ile oluşan zarar, tazminat talebinin temelinde uğranılan zarardır. Kişinin zararı maddi zarar ve manevi zarar şeklinde ortaya çıkabilir. Kusur ise, kişinin haksız fiil ile başkasına zarar vermesi halinde doğacak zarardan sorumlu olması için kusurlu olması şartı aranır. (Kusursuz sorumluluk halleri istisnadır) Zararın doğması kusur karinesine dayanıyorsa zarar görenin zararını ispatı yeterlidir. Ayrıca karşı tarafın kusurunu ispatına ihtiyaç yoktur. Neticeden zarar ile eylem arasında nedensellik bağı bulunması da şartır. Bir fiilin haksız fiil sayılması için aranan son şart kusurlu davranışla zarar arasında sebep-sonuç ilişkisi olmasıdır. İlliyet bağından söz edebilmek için hukuka aykırılık bağının da olması gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50/1.fıkrası gereğince zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Somut uyuşmazlığa gelindiğinde, 12/05/2022 günü sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı otomobil ile yanan yeşil trafik ışığında seyrini sürdürdüğü sırada idaresindeki aracın ön kısımları ile; sağ tarafından taşıt yoluna girerek koşar adımlarla karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a çarpması sonucu bahse konu trafik kazasının meydana geldiği, davacının söz konusu trafik kazası sebebiyle yaralandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında davalı sigorta şirketinin sorumluluk sınırının tespiti ve meydana gelen trafik kazasında tarafların matematiksel kusur durumunun tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 11/07/2023 tarihli rapor ile, sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile kaza mahalli ışık kontrollü kavşak noktasında kendisine hitaben yanan yeşil trafik ışığında geçişini sürdürdüğü sırada, sağ ön ilerisinde yolun sağına dönüş yapan aracın önünden taşıt yoluna girerek koşar adımlarla karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya çarpması sonucu gerçekleşen kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, davacı yaya …’ın, kaza mahalli ışık kontrollü kavşak noktasında taşıt yoluna girerek karşıdan karşıya geçmeden önce, taşıt yolu üzerinde bulunan mevcut trafik durumunu ve mahalde bulunan trafik ışık durumunu dikkate alması, karşıdan karşıya geçiş için kavşak girişinde bulunan yaya geçidi noktasını kullanması, geçişini uygun bir anda kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, sol tarafından seyirle kendisine hitaben yanan yeşil trafik ışığında geçişini sürdüren araca rağmen, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde, kavşak çıkışından koşar adımlarla girmiş olduğu yol bölümünde gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu kanaatinin bildiriği, düzenlenen raporun dosya kapsamı ve hüküm kurmaya elverişli olduğu tespit edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda, kaza tespit tutanağı ile uyumlu biçimde, kazanın meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, bu rapordaki kusur oranları doğrultusunda davalı sigorta şirketinin haksız fiil sorumluğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: İzah olunan gerekçelerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile eksik olan 189,15-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Adli Tıp Kurumu ücretinin karşılanmadığı anlaşıldığından,… tarih ve … seri numaralı faturaya istinaden 2.345,00-TL ATK ücretinin davacıdan tahsili ile anılan faturaya istinaden ATK’ya ödenmesine,
6-Davalı taraf dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 10.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan alınarak 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine re’sen iadesine,
Dair, e-duruşma ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 (iki) hafta içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023

Katip

Hakim