Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/72 E. 2022/455 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2022/455

DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 10/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … Şirketi lehine, … İli … ilçesi … Mahallesi 1652 ada 134 Parselde kayıtlı 21 numaralı Bağımsız Bölüm, 2. Bodrum Kat ile bağlantısı olan ofis vasıflı ana taşınmazda, 1.Bodrum Kat 24 Bağımsız bölüm, 2.Bodrum Kat ile bağlantısı olan ofis vasıflı ana taşınmazda, 1.Bodrum Kat 25, Bağımsız Bölümü üçüncü şahıs sıfatı ile ipotekli teminat olarak verildiğini, … Limited Şirketi’nin ödeme güçlüğü içine düşmesi ve ödemelerini yapamaması sebebiyle kredi hesapları kat edildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile … 10. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosya üzerinden takibe geçildiğini, 07/09/2021 tarihinde, … 10. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takipte satışı istenmiş olan asıl borçlu … Limited Şirketi adına kayıtlı taşınmazların … 10. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyanın borcunu ödemek mukabilinde davalıya devir edildiğini, davalının, 07/09/2021 tarihinde tapu devirlerinin yapılmasından bir ay sonra 07/10/2022 tarihinde dosyaya temlikname sunduğunu, müvekkillerinin teminatına ilişkin ana borç sona ermişken, müvekkilin mesul olmayacağını, … 10. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyadan teminat veren olarak borçsuzluğunun tespiti ile 07/09/2021 tarihli tapu devirleri ile tediye yapıldığı nazara alınarak takibin tedbiren teminatsız durdurulmasını, yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde sözünü ettiği taşınmazların, dava dışı şirket ile müvekkil arasında birden fazla ve çeşitli icra takiplerinde mevcut alacaklar karşılığında yapılan anlaşmalar sonucunda devredilmiş olup davacının iddiasının aksine davaya konu icra takibindeki alacak da dava dışı şirketin borcuna karşılık tahsil kabiliyeti nedeniyle müvekkilce temlik alındığını, yapılan işlemin alacağın temliki işlemi olup sözü edilen işlem asıl borçlu olan davacının borcunu sona erdirmeyeceğini, davacının ileri sürdüğü iddiaların dayanaksız olup borcu olmadığına, borcu ödediğine ya da sair iddialarına dair ispat külfetinin de davacının üzerinde olduğunu, açıklanan ve re’sen tespit edilecek nedenlerle usule ve esasa dair birden fazla eksiklik ve kanuna aykırılık barındıran davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava, İİK m.72 hükmünde kaynaklanan menfi tespit iptali davasıdır.
Dava, 6102 sayılı TTK. nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır.
Bu noktada öncelikle HMK. 114. maddesi gereği dava şartı olan görev hususunun değerlendirilmesi gerekmekte olup bu hususun dosya üzerinden irdelenmesi usulen mümkün görülmüştür. Esasen HGK.’nun son uygulaması çerçevesinde de tensiben dahi bu usuli durumun irdelenmesi mümkündür.
Ticari davanın tanımlandığı TTK’nun 4. maddesine göre ;
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b)Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme İşi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
Öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların dava dışı şirket ile davalı arasında yapılan birden fazla icra takibine konu alacak karşılığında yapılan anlaşmalar sonucunda davalıya devredilen taşınmazlar olduğu, dava dışı olan şirket ile davacı arasında doğrudan bir ticari ilişki olmadığı, daha da önemlisi yapılan araştırmalara göre davacının bilanço usulüne göre defter tutan birinci sınıf tacir konumunda bulunan bir kişi olup olmadığının anlaşılamadığı, aksi bir belgenin dahi mevcut olmadığı, bu itibarla somut davadaki davacının birinci sınıf tacir olmadığı, ayrıca taraflara ait ticari işletmeler arasında oluşmuş olan bir hukuki ilişkinin dahi mevcut bulunmadığı, bu itibarla ortada nisbi bir ticari davanın bulunmadığı açıktır.
Esasen dava konusu ihtilaf TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi yukarıda sayılan özel düzenlemelerden de kaynaklanmamaktadır.
Bu noktada ayrıca belirtilmelidir ki 6762 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası hükmünde, 21. maddenin 1. fıkrasına yapılan ve karışıklıklara yol açan, bu sebeple de görüş birliği halinde eleştirilen gönderme kaldırılmış ve bu suretle 6102 sayılı Kanunun m. 4/f.1 hükmü öğretide ve yargı kararlarında kabul gören eleştirilere uygun olarak düzeltilmiş, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle somut olayda açıklanan gerekçeler de gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesinden doğan bir dava olmadığı, ilişkinin TTK. da düzenlenmediği, kanun hükmünde belirtilen diğer dava türlerinden dahi olmadığı, bu nedenle davanın ticari dava niteliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla uyuşmazlığın başkaca özel görevli bir mahkemenin görev alanına da girmemesi karşısında genel görevli asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Yapılan açıklamalar karşısında mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine, bu suretle dosyanın akabinde İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen sürede talep olmadığı takdirde mahkememizce HMK.m.20 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan ve usulden reddine,
2-Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine,
Bu suretle dosyanın akabinde İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Belirtilen sürede talep olmadığı takdirde mahkememizce HMK.m.20 hükmü uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair karar verileceğinin taraf vekillerine bildirilmesine,
4-Yargılama, harç ve giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ve oy birliği ile karar verildi.10/06/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …